Datasets:

ozertuu

/

eksiSozlukScrapy

like 0

türkiye'nin abd'den daha ileri olduğu konular

sağlık sistemi, genel olarak hizmet sektörü, e-devlet, bankacılık işlemleri, yemek sektörü, otelcilik, her alanda tamirat. tecrübeyle sabit aklıma gelenler bunlar. berber ve kuaför hizmetlerini de unutmamak lazım. ulan yolsuzluk ve siyasi ahlaksızlık olmasa liyakat ve adaletle her şey çok güzel olacak aslında

the witcher 3 wild hunt

bütün anne-babaların çocuklarına mutlaka oynatması gereken oyun. çünkü bu oyun, ki bence buna "oyun" demek çok yetersiz kalıyor, insana çok önemli bir hayat dersi veriyor, o da şu : hayat siyah ve beyaz değildir, gridir ve grinin tonları vardır. gerçek hayatta mutlak kötü ve mutlak iyi yoktur, gerçek daima bu ikisi arasında bir yerdedir, ancak çocuk masalları ile büyüyen bizler dünyayı binary olarak, ikili olarak, düalist olarak, siyah ve beyaz olarak görmeye şartlandırılmışız, arasını göremiyoruz. oyundan örnek vermek gerekirse :--- spoiler ---blood and wine dlc'sinde yüksek vampir olan orianna'nın bir görevi var. orianna'nın kimsesiz çocuklar için kurduğu bir yetimhaneye vahşi bir vampir türü olan alfa garkain saldırır ve biri hariç çocukların tamamını öldürür. oriana, geralt'tan yaratığın kellesini getirmesini ister, geralt yaratığın kellesini getirdiği sırada şok edici bir manzarayla karşılaşır. orianna, yetim çocuğun kanını emmektedir. şimdi bunu gören oyuncu, "vay şeytan, pislik karı, demek çocuğun kanını emersin ha." deyip orianna'yı öldürmek isteyecektir, kafamız siyah-beyaz olarak, ikili olarak çalışıyor çünkü. nitekim geralt da önce kılıcını çekiyor. aralarında şöyle bir diyalog geçiyor :geralt : yetimhane, senin şarap mahzenin, değil mi? kan için bir kiler(depo)?orianna : bu çocuklara kalbimin güzelliğinden dolayı yardım ettiğimi hiçbir zaman söylemedim.geralt: (çocuğa hitaben) dışarı çık küçük adam. ve kapıyı arkandan kilitle.ama sonra ilginç bir şeye şahit oluyoruz. çocuk orianna'nın önüne geçip onu savunuyor ve şöyle diyor :çocuk : hayır, ona zarar verme. orianna hanım bizimle ilgilendi. bizi sokaktan kurtardı, şeker getirdi, bize şarkı söyledi. (bu şarkıya daha sonra geleceğiz). onu rahat bırak.orianna: görüyor musun witcher? dünya siyah ve beyaz değildir, her türden gölgelerdir. çocuklardan içiyorum, doğru, ama asla öldürecek kadar çok değil. ve karşılığında onlara harika bir anlaşma veriyorum.buradan sonra geralt'ın iki diyalog seçeneği var, sonuç değişmiyor.diyalog 1 : "beni iğrendiriyorsun" seçeneği,geralt : ikilemlerle her zaman karşılaşırım. yargılaması zor, neyin doğru olduğu ve karar vermesi zor durumlar. bu onlardan biri değil. (bu konuda geralt'a katılmıyorum. bu da o gri durumlardan biri.) beni iğrendiriyorsun. ve ölmeyi hak ediyorsun.orianna : ama?geralt : acelem var ve bir çocuğun arkasında saklanıyorsun. o yüzden bu sefer yaşayacaksın. seni bırakıyorum."görülmemiş kadim" vampirin yerini öğrendikten sonra geralt kapıdan çıkarken şöyle der : "bir gün senin için geleceğim, bunun farkındasın değil mi?"diyalog 2 : "teşekkür etmemi mi bekliyorsun?" seçeneği,geralt : sana teşekkür etmemi mi bekliyorsun? yetimlerle böylesine iyi ilgilendiğin için?orianna : onların iyi durumda olmasıyla çok ilgileniyorsun. hıhı, gülünç. genç witcher'lerin durumu nasıl? sizin testlerinizden kaçı hayatta kalıyor? geralt : konuyu değiştirme. buna izin verecek değilim.ve yine kadim vampirin yerini öğrendikten sonra "bir gün senin için geleceğim, bunun farkındasın değil mi?" diye sorar. ve gelir, ama o görevi biz yapmayız, oyunun tanıtımındaki sinematikte bunu görürüz. orianna, çocuğa söylemiş olduğu şarkıyı ( lullaby of woe) burada da söylerken geralt gelir ve şöyle der : "hoş melodi. en son duyduğumdan bu yana baya oldu." bu arada orianna sinematikte bir bruxa olarak tasarlanmış olmasına rağmen oyunda bir yüksek vampir. bu yüzden aslında ölümsüz, çünkü yüksek vampirler sadece diğer yüksek vampirler tarafından öldürülebilirler. orianna durumu biraz karışık yani. bu arada kendisini zsuzsanna rácz adlı macar bir güzellik oynuyor, şurada iki saatlik bir röportaj var kendisiyle. --- spoiler ---işte bunun gibi birçok şeye şahit olunca, hayattaki olaylara ve kişilere karşı keskin bir tavır alamıyorsunuz. herkesin ve her şeyin kendine göre sebepleri olduğunu anlıyorsunuz. dünya "iyiler" ve "kötüler" olarak ikiye ayrılmış değil, gerçeğin rengi grinin tonlarıdır. hayran olduğunuz kişilerin özel hayatlarını öğrendiğinizde, artık o kadar da hayran olmayabilirsiniz, ya da nefret ettiğiniz insanlarınkini öğrendiğinizde, o kadar da nefret etmeyebilirsiniz. bu arada mesih/mehdi bekler gibi yeni dlc bekliyorum. witcher 4 falan istemiyorum ben, oyunun bütün tasarımları ve grafikleri gayet yerinde. tek ihtiyacımız olan şey yeni bir hikaye, yeni bir harita. blood and wine dlc'si ana hikaye olan wild hunt'tan çok daha iyidi bana kalırsa. yeni bir oyuna ihtiyacımız yok, yeni bir genişleme paketine, yeni bir hikayeye ihtiyacımız var sadece.bu arada oyunu tam çözüm halinde, yani bütün yan görev ve yan diyaloglar (burası çokomelli, çünkü birçok oyuncu sadece sarı renkli ana diyalogları açıyor) açılmış halinde oynayan tek bir kanal var, alfa games, hızı 2x yapıp izleyebilirsiniz :1- the witcher 3 wild hunt oynatma listesi.2- the witcher 3 hearts of stone oynatma listesi.3- the witcher 3 blood and wine (favorim, vampirli) oynatma listesi.ek olarak witcher 3 oyunu ve evreniyle ilgili gizemler, detaylar ilginizi çekiyorsa xletails adlı yabancı bir kanala göz atabilirsiniz.

nuri şahin

yukarda bir arkadas en kariyerli 10 türk futbolcu icindedir yazmis ama nuri en kariyerli türk futbolcudur. bu daha cocukken dortmundu sampiyon yapti bundesliga‘da yilin en iyi futbolcusu secildi. o zamanlar bayern‘de ribery,roben, kroos, lahm, schweinsteiger, falan varken oldu hemde. real sonrasi seviyesi düsük takim olarak liverpoola gitti. almanlar bunun kapisinin önünde yatti kalkti aylarca milli takima alabilmek icin onlara tek söyledigi ben türküm demek oldu.eger almanyayi secseydi almanlarin fazladan bi dünya sampiyonlugu ve avrupa sampiyonluklari olacakti. cogu türk milli takiminda niye basarili olamadi falan yaziyo ama fatih terim olsun diger menajer agizli teknik direktörler olsun hic bi zaman nuriyi ilk 11 e yazmadilar yerine selcuk sahin falan oynuyodu. yolun acik olsun nuri senin degerini biz bilemedik hic bi zaman.

türkiye'nin abd'den daha ileri olduğu konular

herbokolog olma konusunda çok daha iyiyiz. hatta dünyanın en iyisi bile olabiliriz. amerika da insanlar sürekli bilmiyorum derler, türkiye’de bilmiyorum deyince geri zekalı diyorlar.

borsa kaplanı

nöbetten döndüm uyurum diyordum. hiç uyuyamadığım zor bir nöbet oldu. oyalanmak için twitter a girdim. girmemle beraber uyku muyku kalmadı.yılbaşı gecesi kendisine gelen mesajları paylaşmış. yalan söyleyen, sevgililerini aldatan aciz kadınların aciz mesajları. üzücü olan noktaysa adam haklı. kadınların çoğu sevgililerini aldatıyorlar. neyse ki yalan söylemekte uzman olduğumuzdan daha çok yalanı avlama konusunda uzmanız. o yüzden eninde sonunda öğreniyoruz elimizdeki malın ne kadar kaşar, ne kadar orospu olduğunu. bazen anlıyoruz bazen anlamıyoruz ama çoğu masum görünmeyi hobi haline getirmiş kaşarlar.tüm aldatılan brolarıma selam olsun. acınızı gömüp siz de karşınızdakini değil kendinizi düşünen biri olduğunuzda bu hayatta ne kadar mutlu olduğunuzu göreceksiniz.görselgörselgörselgörselgörselgörsel

türkiye'nin abd'den daha ileri olduğu konular

adını şimdi hatırlamadığım bir gazeteci kaliforniya sahillerinin kızıl kumunu bembeyaz hale çeviren dev gibi bir makina görüyor.kendi deyişiyle apartman büyüklüğündeki bu devasa makinayı görünce küçük bir şok geçiriyor ve " adamlar ne makinalar yapıyor be!" diyor.makina öyle ilgisini çekiyor ki çalışmanın başındaki yetkili ile konuşmaya gidiyor. kumdaki demir parçacıklarını emip, ayırıp geriye beyaz deniz kumunu püskürten bir makinaymış. sonradan bu demir parçacıklarını satıp ondan da gelir elde ediyorlarmış.makinaya olan hayranlığını dile getirip abd üretimi olup olmadığını soruyor. yetkili hayır, sakarya diye bir kentte üretiliyor diyor. gazetecimiz türkiye mi yani? diyor. yetkili evet diyor. ikinci şoku yaşayan gazeteci araştırdığında gerçekten sakarya'da üretildiğini ve dünyada bu işi yapan tek marka olduklarını buluyor.

glcby

bir diğer arapperest şahsiyet.

nuri bilge ceylan

zeki demirkubuz ile yaşanan ve günlerdir gündemi meşgul eden olay silsilesi sonrasında bir kez daha anladım ki gerçekten çok kaliteli bir insan.ben böyle har gür çıkaran, haklı ya da haksız fark etmez, bir konudaki fikrini gürültücü şekilde ve ortadoğu gerçekliğiyle bağıra çağıra ifade eden insanları sevmiyormuşum. tekrar tekrar anladım. verirsen doyur, vurursan duyur atalar sözünün daha çok duyurmak kısmıyla ilgilenen bir milletiz. bunu iyi biliyoruz. bir iş yaptığımızda cümle alemin bizimle ilgilenmesini, bize yönelmesini istiyoruz; bu çok net. ülkenin geneline sirayet etmiş bu haletiruhiye çok yorucu. ben buna tahammül etmekte zorlanıyorum. zeki demirkubuz olayında da gördüm.bizim ülkenin insanı kendisine benzeyen ve gerçekten sesini yükselterek kendini ifade eden insanları seviyor. ülkenin hemen her kademesinde görüyoruz bunu. nuri bilge ceylan kendisine saldırıldığında bile sakin kalabilen bir insan. bunu gösteriyor bize ve elbette 21 yıldır ömrünün her döneminde kaosla beslenmiş halka biraz ters geldi. görece okumuş kesimi barındıran ekşi sözlük'te bile sadece bu özelliği yüzünden bile kendisine halktan kopuk veya elitist denildi. çünkü halk kendisi gibi gürültücü ve bağır çağır konuşan insana alışık ve aksini öteki sayıyor. kaldı ki nuri bilge ceylan filmlerinde bizzat bazen karekterlerine halktan kopukluğu kullandırıp kontrast oluşturmayı da şahane şekilde kullanmasını bilen bir isim. mayıs sıkıntısı konulu bir röportajında “halktan biraz kopuk bir entelektüelin halktan biriyle konuştuğu zaman, konuşma tarzlarında ortaya çıkabilecek bir farklılık tam tersine işime bile gelebilir.” cevabını vermekten zerre kadar çekinmemiş örneğin. bunu hem çok iyi biliyor hem de filminde kullanıyor.her şey bir yana, üç maymun için notlarında “kesmeler ve kısa planlar sinema, uzun planlar hayat demek sanki” diyebilen biri nuri bilge ceylan. hayat ile bu kadar ilişkili olan ve sinemasında tamamen sıradan olayları işleyip size -kendi tabiriyle- “incir çekirdeğinden bile dünyanın en iyi filmini çekebilen” biri olarak çıkan biri bana kalırsa halktan kopuk falan değil, halkın ta kendisi. yıllardır kesintisiz şekilde avamlığın halk demek olduğunun yutturulduğu bir coğrafyada kabul etmek zaman alabilir, ama öyle.sadece şu sakin ve usturuplu tavrı için bile inanılmaz hayranlık duyuyorum kendisine. tartışmada kavga, gürültü, hır-gür, küfür seven insanlar zaten -ben de dahil- ancak sözlükte yazabilmeli. sanat ise ancak böyle güzel insanlarla halkla doğru şekilde ilişki kurabilir diye düşünüyorum.

çocuk istemeyen evli çift

öngörülü ve akıllı çifttir. aferimdir.şu devirde şu coğrafyada çocuk yapınca ne olacak? ben söyliyim. bitirdiğinde iş bulabilmek için binbir stres yaşayacağı üniversiteye girebilme uğruna bütün çocukluğunu ve gençliğini sadece ders çalışarak geçirmek zorunda kalacak. lan ben çocukken okula top oynamaya gidiyordum, ortaokulda lisede annem babam bir kere bana hadi oğlum dersini çalış demedi. çünkü herkes tüm çocuklar zengini fakiri aynıydı. aptal çocuklar özel okula giderdi dalga geçerdik onlarla, dersaneymiş özel dersmiş falan bunlar yok denecek kadar azdı. peki ya şimdi? oğlum matematikten neden 3 yanlışın çıktı, kızım türkçe netin neden 15'i geçemiyor, yavrum sınıfta 8. olmuşsun biraz daha mı gayret etsen diyorum? şu telefonu elinden bırak artık dersine başla, yeter bıktım senin şu sorumsuzluğundanlar falanlar filanlar..bu psikolojiyle büyüyen çocuklardan ne hayır gelir? hayır, bir insana bu psikolojiyi yaşatmaya sizin ne hakkınız var ayrıca? sırf içindeki çocuk sevgisini tatmin edebilmen için değer mi şu rezilliği şu güzelim çocuklara çektirmeye? ki bak maddi durumunun iyi olduğunu varsaydım şimdiye kadar. dersaneymiş özel okulmuş falan. hele bir de fakirsen çocuğunun istediklerini alabilecek gücün yoksa (ki olabilir herkes zengin olacak diye birşey yok) o çocuğun hissedeceklerini düşünebiliyor musunuz? yemin ederim şu zamanda çocuk/genç olmadığım için ne kadar şükretsem azdır.

milli piyango 2024 yılbaşı çekilişi

eskiden dağıtılan ikramiye miktarlar 2'ye bölünerek azalırken bugün 10'a bölünerek azalıyor.insanların hayalleri çalınır mı lan?1999 yılındaki çekilişte dağıtılan ikramiye listesi:1 trilyon 500 milyar250 milyar125 milyar x 5 tane100 milyar x 10 tane2024 dağıtılan ikramiye listesi / ve 1999 a göre olmasi gereken.400 milyon / 400m yil 199940 milyon / 200m yil 19994 milyon / 100m yil 19991 milyon / 50m x 4tane yil 1999750 bin / 25m x 10tane yil 1999ilk 5 ikramiye toplami 445milyon 750 bin..1999 da olsaydi bu rakam 1150milyon1999 yılbaşı çekilişi

paranın huzuru getirememesi

parayla şov yapan sonradan görmeler ve aşağılık kompleksliler yüzünden insanlar paraya ve parayla ilgili konulara peşin hükümle yaklaşır oldular. para çok kullanışlı bir araçtır ve çoğu durumda varlığı yokluğuna tercih edilir. para verirsin ve barınırsın, doyarsın, giyinirsin, bilgi edinirsin, sosyalleşirsin, tedavi olursun, seyahat edersin, korunursun, ürersin, sistemleri kendine göre inşa ettirirsin/yönetirsin/eğdirip büktürürsün/delersin, insan ve mülk satın alırsın, algı yönetirsin, elindekilerin değerini artırırsın, yaşaması veya ölmesi gerekenlere karar verirsin, iktidar/güç elde edersin, yakınlarına da aynı imkanları sunarsın. para olmadan da tüm bunları bir şekilde yaparsın ama parayla daha bir başka yaparsın. bu kadar önemli, kullanışlı ve riskli bir aracın geniş çevrelere ulaştırılarak sürekli şekilde akmasındansa birilerinin elinde toplanarak kapalı döngüler içinde tutulması herkesçe bilinen bir problemdir. parayla ilgili tek problemin bu olmaması ise daha büyük bir problemdir. cennet diye bir tasvir var. her şey hazır, hiç yorulmuyorsun, manzara dahil her şey süper, mutluluktan ve zevkten başka bir şey yok. ideal bir bahçe yapısı ortaya konulmuş ve detaylarda farklılaşan birden fazla bahçe var. insanlar belirli niteliklerine göre grup grup o bahçelere yerleştirilmişler. hak eden herkese yer var, kaynak sıkıntısı yok, bunun sonu da yok. bir de cehennem tasviri var ama ondan bahsetmeyeceğim. kimilerine göre cennet ilk başta yerdeymiş, sonra göğe atfedilmiş, ardından yeniden yere indirilmiş; kimilerine göre ise tam tersi; kimilerine göre de bu tür hayaller ancak ölüm korkusunu gizler ve insanı oyalar. insanın nihai hedefi cennete erişip orada hayatını sürdürmek olmuş. "cennete erişmek" demek, bu dünyada bir cennet ortamı inşa ederek o ortamda yaşamak mıdır yoksa bu dünyada birtakım kurallar çerçevesinde yaşayıp ölerek kendini hayallerinde canlandırdığı cennette bulmak mıdır? peki neden ikisinden biri, neden ikisi de değil?

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

tügvağcıların görseli izaha muhtaçhttps://twitter.com/…qar/status/1741587120274206946creepy creepy bi haltlar dönüyo ama hayırlısı diyelim..

türkiye'nin abd'den daha ileri olduğu konular

evsizler yazan çok olmuş ama kaçırılan bir nokta var. abd de terk edilmiş şehirler, boş ve yaşanabilecek çok fazla yerleşim alanı var. bu tip alanlar bizim ülkemizde olsa emin olun oraya yerleşecek bir sürü insan olurdu. kıyıda köşede bulunan mağaralarda yaşayan insanlarımız var. sanırım göçebe kültürününü bir sonucu olarak her yerde kendine yerleşim alanı kurabilen bir millet olduğumuz için evsiz kalmıyoruz. yani sen şimdi elektrik su diyeceksin ama benim dedemin yaşadığı köyüme elektrik 90 yıllarda geldi. şimdi buradaki yaşamda büyümüş birisi, detroit'teki terk edilmiş koca bir kasaba altın değerindedir. su var, yol var,terk edilmiş bir sürü yapı var, hayvanları için ot var, mazot ucuz (mazut, mazut, mazut)... bir kaç sene içinde orada dev bir çiftlik kurar. internet filan sikinde olmaz.ayrıca amerika'daki evsizlerin devletin verdiği sosyal yardımları almadıkları, çoğunun bunu bir yaşam biçimi olarak benimsedikleri ortada. yav bir evsizin banka hesabında 35 bin dolar birikmiş. adam bankasına youtuber olmasa bakmıyor bile. adam elinde market arabasıyla gezmeye alışmış, devlet yapısından kopmuş.kısacası evsizlik çoğunlukla bir zorunluluk değil bir seçim.

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

suudi bayrağı açacak kadar alçalmak nedir ya?

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

destek olan herkesin ayağına sağlık. bunlar hakkaniyet adına yapılan eylemler. siyasi muhabbetler vs karıştırılarak bulandırılmaması gerekiyor. neticede tüm dünyada bu zulme karşı bir olunup eylemler yapılıyor ve tek amaç masum insanların katledilmesinin, soykırıma uğramasının önüne geçmek.

hazar ergüçlü

zorunlu göçe tabi tutulmuş ermenileri "soykırım üzerinden anan" bir oyuncu. hala bu ülkede ekmek yiyebiliyor. tüm insanlığa karşı fazlasıyla hoşgörülü bir milletiz. pavyonda bizim sevdiğimiz gibi -kim seviyorsa artık öyle oynamayı- oynayınca şanı yürüdü. yürümesin efendim şanı manı. yürütmeyin.

paranın huzuru getirememesi

bana göre, huzur; içsel memnuniyet, sağlıklı ilişkiler, anlam bulma ve kişisel gelişim gibi faktörlere bağlıdır. parayla birlikte yaşam kalitenin artması ise bu memnuniyeti bir miktar geliştirir.

cihat e. çiçek

eğer kaplumbağa hızında zengin olmak istiyorsanız takip edeceğiniz tek adamdır.cihat abi enflasyona güvenir. başkada bir olayı yoktur.ve kendisinin meşhur olmasının sebebi de cumhuriyet tarihindeki en travmatik enflasyon patlamasına denk gelmesidir. evet doğrudur, kimse tahmin edemedi hatta cihat abide bu kadar enflasyon olacağını tahmin edemedi ama kendisinin en temel yatırım stratejisi zaten enflasyona güvenmek olduğu için o dönem ne dese çıktı.aslında kahin değilseniz enflasyona güvenmek dışında çok fazla şansınız yok. piyasa sürekli dönemsel olarak değişiyor. mesela bundan 15 yıl önce bitcoin diye bir faktör yoktu şuan ise piyasayı etkilyecek düzeyde. cihat abi gibi yatırımcılar bunu görmezden geliyor veya idrak edemiyor.eğer 10 ocakta etf onaylanırsa çok güvendiği altından önemli bir miktar bitcoin e kayacak ama bunu hiç görmüyor bile. örneğin yapay zeka coinleri,projeleri 2023 de inanılmaz kazandırdı. bunu ben gördüm kriptoları takip eden çoğu kişi gördü ve ciddi anlamda para kazandık. ama cihat abi gibi geleneksel yatırım mantığıyla hareket edenlerin haberi bile olmadı.özet olarak evet kendisi kesinlikle takip edilmeli, ben de zaten takip ediyorum. kuşçular cemiyeti aslında ne demek istedi gibi önemli detayları ondan öğreniyorum mesela. ama tamamen bu abiye kilitlenmek çok şeyi kaçırmanıza sebep olabilir.

fazıl say'ın parla marşı'nı kötülemesi

fazıl say’ın ver ver ver marşının sözlerine bir daha bakalım. ver ver ver ver ver eliniver ver elini yıkalım karanlığıgel küçük sevinçler duyalım kedere inat gökyüzünden sevgiden söz edelimtürküler söyleyelim aksın dolsun yüreğimizeyarınların ışığıdaha ne bekliyorsunver ver ver ver ver elinigöğün mavi şimşeğiatamın gözlerindetoprak gülsün, gök tutuşsun güneş yansın, dönsün dünyadaha daha, nice nice yüzyıllara dönsün dünyabenim bu marştan aldığım duygu “siktir et yüzüncü yılı müzüncü yılı. hayat devam ediyor öyle ya da böyle. biz şarkılar söyleyip yolumuza bakalım.” bu şarkının neyin yüzüncü yıl marşı olduğu bile meçhul. hatta herhangi bir şeyin yüzüncü yıl marşı olduğu da meçhul. ana fikri ülkeyi boşvermek. bu sözlerden marş yapmaya insan utanır. norm ender’in parla’sında ise neyin kutlandığı çok açık. “bizim yolumuz cumhuriyet, biz bu yurda aşığız” gibi nokta atışı sözleri var ve her şeyden önemlisi en çok ihtiyacımız şey olan umut var. bilmiyorum belki ben yanlış düşünüyorumdur; ama bence marşlar vatandaşın söylemesi için yapılır. anlamlı sözler önceliktir. parla bu kriterleri fazlasıyla sağlarken fazıl say’ın “çalışması” yanından bile geçmiyor. sanatsal değerinin zerre önemi yok. bir kişi bile ver ver ver elini diye bağırarak o marşı söylemek istemez.

paranın huzuru getirememesi

huzursuz bir tipsen para huzur değil ancak konfor getirir. konforlu yaşayan, huzursuz bir tip olursun.iç hesaplaşmanı doğru yapan bir insan evladıysan para sana hayatta yapmak istediğin şeyleri yapma olasılığını sağlar. huzurlu ve dolu dolu yaşayan bir insan olursun.iki nolu insan tipi çok az olduğu için etraf paralı ama mutsuz insanla kaynıyor.

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

ben bu yürüyüş olayını hiç anlamıyorum, muhattaplar binlerce km uzakta, sanki adamlar karşılarında da gövde gösterisi yapıyorlar, kendi aralarında bir eylem, kimseninde umrumda değil, protesto dediğin olay yerinde yapılır ki etkili olsun, bu bildiğin şov, ne oldu şimdi sen yürüdün diye israil savaşı durdurdumu.

gyeongseong creature

şaşırtıcı derecede iyi bulduğum bir kore dizisi oldu. konusu zaman geçirmelik, çerezlik basit bir yaratık gibi gözükse de ikinci dünya savaşı'nda japonlar ile korelilerin arasında geçenleri göstermesi açısından belgesel gibi bir dizi olmuş. oyunculuklar falan da gayet iyi.https://www.imdb.com/title/tt22352854/8/10

istanbul ile ankara sevgili olsaydı

istanbul kadın olurdu bir kere. çok güzel bir kadın ama kaprisli ve kaotik. onunla birlikte olmak çok eğlenceli olurdu ama bir o kadar da yorucu, gece gündüz hiç susmayan. her gün her an bir aktivite peşinde olan. ankara ise entellektuel, karakterli, duruş sahibi durağan bir erkek.. hani vardır ya böyle erkekler ağır abi, yanında kendini rahat ve güvende hissedersin, sohbetleri bilgidir, vay be ne de çok şey biliyor dersiniz. yinyang misali erkek kadının enerjisinden kadın erkeğin sakinliginden etkilenir ve bir harmoni içinde olurlardı..

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

ana amac degil tabii ama bir amaci da siyasal islamcilarin fisleme yapmasi olan organizasyonu. medyatik isimlerden kim yilbasi kutlayacak kim bu yuruyuse katilacak fisleyecekler. mehmet akif ersoy icin zor bir secim. bu organizasyon aslinda sadece filistin icindir, maalesef sehitlerimizi de kullaniyorlar, “sehitler var, siz sadece filistin icin yuruyorsunuz” denmesin diye organizasyonun ismine sehitleri eklediler, sehitlerimiz namina bir sey yok yuruyuste. siyasal islamin her yil yaptigi gibi yilbasi sabahina koydugu bir organizasyon. herhalde zamanla yilbasi kutlamasini yasaklatmak istiyorlar uzun vadede. ben kendi adima yilbasi falan kutlamam da yasaklanmasina da karsiyim. suudi arabistan, dubai bile kutluyor.edit: yazim yanlisi

türkiye'nin abd'den daha ileri olduğu konular

abd’den ileri olduğumuz konular yemek kültürümüz ve tarihsel zenginliğimiz olabilir. sağlık sisteminde abd’den ileri olduğumuzu iddia edenleri merak ediyorum. ilaç reprezantlarının doktorları esir alıp yat kat karşılığında, pahalı ilaçlarını ezbere çerez gibi yazdırttığı, prim için gereksiz mr, ultrasonların çılgın attığı ülke mi sağlık sisteminde daha iyi?bunları devletin karşılaması, sonra da vergi olarak cebimize yansıması mı iyi? beleşe alıştırılan toplumda beleş ötenazi uygulasan millet sıraya girecek. sistemin özeti budur.

ibo şov

neden herkes un kurabiyesine dönmüş

beyaz yaka

mail atma robotu. o kadar kötü mail atarlarki sonrasina bunların bi alti bi üstü bi bok anlamaz, bide toplanti set edelim derler. o toplantida yine bisey anlamazlar. kimisi patrondan çok patroncudur. işte firmayi 500 euro kara geçirecek diye 6 saat telefon görüşmesi yapar. ama o 500 euroluk indirimin buna ekstra mesai olarak döneceğinden bir habersizdir.yilda bi kere tatil yapar. oda instagram da onune düşen sikkokko, bozcaada. misir gibi en leş yerlerde, parasi olmadığı icin, tum maasini ev araba kredisine baglayip, bimden beslendigi icin alkol buldugunda göte kadar icer. sapitir, ertesi gun biraktim alkolu der, is yerinde bedava soda kovalar.bir beyaz yaka itemleri. ucuz olsun zaten az kullaniyorum diye aldigi hyundai veya kia, hayvan gibi yakit tuketimi olan ne udugu belirsiz araba. buna cheryde eklendi. trendyoldan aldigi ne marka oldugu belli olmayan trendyolmilla kulla, gibi neresinden cekersen orası garip duran kiyafetler. yaz kis giydigi garip bir spor ayakkabi. herseyin altina alakasiz spor ayakkabi giyer bunlar. ha bide italyadan, şirketle gittiginde sokak saticisindan aldigi garip bir eşya, onuda sirf avrupa geziyorum demek icin yaninda taşır giyer. dağılmıştır. turk beyaz yaka yoruyorsun. aldigin asgari ucretin 1.5 katı. hep boş borsa, coin, yatirim yapican aga goygoyu. senin köşeye ayda attigin 100 usd ile bisey olmuycak be guzelim.

türkiye'nin abd'den daha ileri olduğu konular

toplu ulaşım olabilir; ancak sağlık sisteminde nelere baktığınıza göre değişir. koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerinde abd yeterince iyi değilken, öldürücü ya da nadir görülen hastalıklarda türkiye diye bir şey de yoktur, ilaçları abd'de geliştirilir, tedaviler de zaten ilk önce ve en kapsamlı olarak abd'de uygulanır.abd'de “parası olanlar” için yaşam standartları gayet iyidir, bir de, “alışanlar” için yaşam standartları gayet iyidir. araba konforuna, “türkiye'den çok daha düşük” vergilere, geniş ve ferah evlere, nezih insanlara filan alışınca, türkiye gerçekten korkunç geri kalmış, 1700 ya da 1800'lü yıllara aitmiş gibi geliyor.türkiye'de hücresel internet hızının daha iyi olduğunu zannedenler, kendilerini rüyada zannediyor olmalılar. aşırı yavaş, ağır aksak bir mobil internet. abd ise, 5g kullanıyor. 3g, 4.5g gibi şeyler değil yani. biz türkiye ile whatsapp görüşmesi yaptığımızda benim görüntü asla donmuyor, ses asla kesilmiyor; ve karşı taraftan türkiye'den dolayı kesinti daima oluyor. türkiye'deki, ev interneti de çok yavaş. evden 'uzaktan' çalışmaya kalktığımda türkiye işkenceye dönüşüyor.türkiye'de yemek kültürünün iyi olduğunu sananların, kapıkule sınırını aşmamış insanlar olması muhtemel. abd'de her yerden gelen göçmenler kendi mutfakları, yemek kültürleri ile geldiler. vizyonu dar olanlar, fazla geliştiremedikleri için kendilerini, “gittikleri her yerde” türk yemeği aramak zorunda kalabilirler. damak tadı, öğrenilebilen bir şeydir. türk yemekleri de o kadar da şahane değil. abd'de çeşit ve seçenek fazladır. para, olanak varsa, abd'de her türlü iyi yemek bulunur.türkiye birçok konuda geridedir de 'sözlük cahillerini' böyle kafalıyorlar anlaşılan.

ibo şov

ibrahim tatlıses şarkı söylemeyi ve kendiyle challenge yapmayı şarkılarla oynamayı en çok seven sanatçıların başında geliyor, şarkıcılar bi probs yapıp turneye çıkıp aynı şarkıları bir hafta söyleyip bir yıl beklerken ibo her hafta ayrı şeyler deneyip bi programda 8-10 sağlam performans çıkarırdı, birçok iyi şarkıcı konserinde bile en sevilen en popüler şarkısını söylemeyip yeni albümünün reklamını yapmakta iken bu adam yıllar boyunca ibo şovda en sevilen şarkılarından uzun havalar mı derlemedi en güzel anonim türküleri mi yorumlamadı, hele bide programına davet ettiği isimleri saymaya kalksak, ahmet kaya, barış manço, cem karaca, erkin koray, müslüm gürses, neşet ertaş daha nicesi. bu isimler bile gelip iki üç şarkı söyleyip gidecekken onları zorlamış manipüle etmiş denemiş denetmiş ve ortaya çok değerli bi canlı performans arşivi çıkarmış. geçenlerde kaybettiğimiz, hiç canlı dinleyemediğim ve canlı performanslarını bilemeyeceğim efsane şarkıcıların canlı performanslarını arıyordum, kime baktıysam en iyi videolar kayıtlar hep ibo şovdan, onun haricinde konser kayıtları zaten belli belirsiz, trt programları falan da yeterli değil, o zaman farketmiştim ibo şov olmasaydı birçok şarkıcının canlı sesini duyamayacaktık demekki, dün geceyi izlemedim ama mütemadiyen nostalji performansları açıp izleyen biriyim, şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki ibo şov ülke müziği için önemli bi değerdir.

1 ocak 2024 viyana filarmoni orkestrası konseri

yıllarca trt'nin yaptığı tek doğru iş olan bu konseri vermemesi tam anlamıyla rezalettir. gerekçeleri de çok komik şehitlwr ve gazze olaylariymis ki sanki hiç müzik yayını yok trt ekranlarinda şimdiye kadar. örümcek kafalı yobaz beyinlerin yönetildiği bu kuruma artık üzülüyorum.

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

filistin e destek, şehitlerimize rahmet ve israile lanet yürüyüşüdür. eleştirenlerin kendileri ne yapıyor acaba diye sordurmaktadır. siz de yürüyün şehitler için, sizi tutan ne? anladık çocukların ölmesi çok etkilemiyor sizi. ama bugün onlara olan şey yarın bize de olabilir dünya bu. keşke istanbulda olsam ben de giderdim

sıcak şarap

aşağıdaki tarifler çok alternatifli. kâh benim kâh arkadaşlarıma ait. evdeki malzemeye göre seçiniz beğeniniz kaynatınız. takip eden hafta sonu tatili için ideal.suvla ya da kayra merlot ya da turasan öküzgözü 1 şişe(kulakları çınlasın, liseden sınıf arkadaşım elif’in yaptığı direkt açık şarapları can havliyle bozulmasın diye mikslemek de oluyordu boşa gitmesin diye*. )bahçenizden ya da güvendiğiniz bir manavdan/reyondan aldıysanız kabuklarıyla 15 dk karbonatlı suda ayrı kaplarda bekletilmiş 2 kırmızı elma (alternatifi: 2 yeşil elma+1 ekmek ayvası) buna ek olarak;1 portakal ile 1 tutam bergamot kabuğu veya 1 portakal ile 1 lime2 tatlı kaşığı toz şeker5 adet kuru incir ya da 2 tatlı kaşığı kuru üzüm (bu kuru meyve kısmı opsiyonel ben tercih etmiyorum tarifin orijinalinde var)meyvelerin direkt kabuklar soyuluyor, iç kısımlar dilimleniyor; hepsi tencereye ekleniyor.+++aşağıdaki baharat kombinasyonunun biri de ekleniyor.400-500 ml kadar kaynamış suda hepsi kapalı kapta hepsi fokurdatılmalı. şarap eklenmedi henüz. baharat olarak 3 kombinasyon var//1. opsiyon1/2 çubuk vanilya + 4 adet kakule + 6 çubuk tarçın2. opsiyon:2’şer adet karabiber ve karanfil ve 5 çubuk tarçın3. opsiyon:3’er adet kabuk tarçın, anason ve kakulebaharat çok abartmayın. bana sorarsanız 2-3 cinsi geçmesin.meyveler ve baharat karışımı suyunu çektirmeden ama bireyce fokurdadığında şarap ekleniyor kocaman derin bir tencereye her malzeme ekleniyor orta ateşte. şarabın daha evvel oda sıcaklığında olması önemli burada. 5 dk kadar kısık-orta ateşte pişirin her şeyi. puding yaparken ilk buhar çıktığı an ilk fokurtu kabarcığının gözlendiği an vardır işte tam o an altını kapatın ve tülbentle ya da ağ açıklıkları çok ince spesifik süzgülerle süzerek kupalarda servis yapın. +++++şarap, şaraplıktan çıktı çıkacağı kadar. alkol oranını artırmak isteyen rom/vodka takviyesine gidebilir… hare’nin portakal likörü gibi bir yardımcı da fena seçenek değil bu aşamada… iyice kan şekeri seviyesini artırmaya ve insülin direncinin sınırlarını zorlamaya göz kırpmak için de apfelstrudel, elmalı tart, kakaolu kek gibi bir eşlikçiyle servis yapılır.*buraya kadar okuduysanız sağlam bir münafıksınız. tebrikler. ***t// bana hep lohusa şerbetini hatırlatan içecek. lütfen baz meyveler olan elma-ayva-portakal dışındaki malzemeyi coşup fazla fazla koymayın. ölçüler bir günde oluşturulmadı. ben şu sıralar sağlık durumumdaki belirsizlikten dolayı içemiyorum siz benim yerime de için sevgili suserlar. bon apetit! :) yeni yılınız güzel geçsin, sevgiler.

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

alandaki herkes 10.000 adım sınırını aştığında iron dome'u otomatik olarak etkisiz hale getirecek olan yürüyüş. bu da israil'i pes ettirmezse 1 şubat 2024 filistin yürüyüşü ultra pro max'te görüşmek üzere.

anne kız diyalogları

bizim doğum günümüzde, kedimizin doğum gününde, yılbaşında ve kutlanacak ek bir gün varsa kendimize dilim pasta, kedimize ıslak mama alıyoruz. kızım telaşla kedimize gidip kulaklarını elleriyle kapattı.-anneeeee, tütü'ye ıslak mama almayı unuttuk.+yarın alırız. -(kulakları bırakıp tütü'ye) aaa yarın yeni yılın ilk gününü kutluyoruz değil mi anneee...+evet-tütü'ye ıslak mama alırıııız. *miyaaav..

yılbaşını anne babayla geçirmek

keşke olsalardı da, annenin "bey ne zaman uyuyacaksın?" sorusuna "nesrin topkapı'dan sonra sultanım" cevabına hep beraber gülseydik.küçük şeylerle mutlu olsaydık; patlamış mısır, közlenmiş kestane, tombala, kızma birader, piyangodan ne çıkacak heyecanı ve beş biletten birine çıkan amorti.burada biraz önce girdik yeni yıla. keşke şimdi etrafımızda patlayan binlerce havai fişekten geriye kalan pis barut, duman kokusundan daha güzel kokularla girseydik kalın yorganların altına:sobanın üstünde ağır ağır kaynayan güğümün buğusu ve "nice yıllara yavrum" öpücüğüyle üstümüzü örten pamuktan ellerin şefkati.

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

zulme karşıyım net! böyle bir yürüyüşün yıl başı sabahı yapılmasına da karşıyım! kimse gelip burada yok orada insanlar ölürken biz mutlu olamayız sevinemeyiz mesajı vermesin. bunlar ayrı şeyler. tipik bir cenazeye gidin, insanlar cami avlusunda bile sohbet etme, gülme, karnını doyurma derdinde olduğunu görürsünüz ama destek için oradadır. tanım: insanları yılbaşı mı kutlayacaksın yoksa destek yürüyüşüne mi katılacaksın diye tercih yaptırmaya zorlayan, hatta müslümansan yılbaşı kutlamaz, yürüyüşe gelmen lazım baskısı yapan yürüyüş.

doğu türkistan zulmüne susup filistin diye ağlamak

bu argümanı sunan yavşakların hiçbiri doğu türkistan için hiçbir şey yapmaz. ama filistin için meydanlara dökülenler aynı kampanyaları doğu türkistan için yapar.doğu türkistan için düzenlediğimiz mitingler basın açıklamaları filistinden fazlaydı biz ünideyken.

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

bugün türkiye için pkk neyse dün de osmanlı için filistin o'ydu.bunu idrak dahi edemeyenler hakkında duygularımı ifade edemiyorum.

nuri bilge ceylan

3 gündür hakkında ki (adli olarakta ispatlamış) olaylara rağmen "senaryo çalıyor ama kibar adam" diye övülen kişi...görüldüğü gibi bu ülkenin çalanla bir derdi yok, eğer kendi tarafındaysa.

öpüşürken ağzıma tükür diyen kadın

bununla başlayabiliriz ama bununla bitmesin istemeyeceğim kesin olduğu için rahatlıkla ben diyebileceğim kadın. seviştiğim erkeğin vucudunun her şeyinin tadına bakmayı severim dışında bir de işin edilgenleşme tarafı var ki emin olun bu son söylediğim bir çok kadın için geçerli. kadınlar sizin onlar hakkında kötü düşünmeyeceğinizden emin olunca veya bunu umursamayacağı bir erkekseniz cinsellikte öyle şeyler isteyebilir ki şaşırsınız.

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

gidip orda savaşın inandığıniz şeyi orda savunun burda yürüyerek,bögürerek,etrafı kirleterek yada foto çekip video atarak kimsenin s*kinde değilsiniz..israil ve amerika'nın hiç degilsiniz.

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

yurumeden once israil e ambargo koysaniz, daha inandirici olurdu.boş beleş işlerdir.

doğu türkistan zulmüne susup filistin diye ağlamak

doğu türkistan, filistin kadar oy getirseydi bizim siyasal islamcılar barut çin icadı diye barut boykotu yaparlardı emin ol.

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

haydi arkadaşlar başlamışken arabistan bayraklarınızla gazze'ye kadar yürüyün. yallah…

1 ocak 2024 japonya depremi

7.4 büyüklüğünde . merkez üssü anamizu. https://earthquake.usgs.gov/…s/eventpage/pt24001001edit: 7.5 olarak güncellenmiş.https://twitter.com/…i63/status/1741803410335445098

erden timur

ben bu adamdan iğreniyorum. manipulyasyoncu, tehditkar, adaletsiz, hak-hukuk bilmeyen bir başka gese yöneticisi yani. ligde seri kara geceler, tehditler akımının en büyüğünü bu adam yaptı. bakın beşiktaş ve fenerbahçe camiası her hangi başarısızlığı sineye çeker, gerçekten armayı, kulübü severler, ama gese camiasının çoğunluğu "kazanmak için her şey mübah" sloganını kendine edinmiş bir camia. 90-ların ortasından bu yana nasıl oldu da bir kulüp birden bire başarılar kazandı, hepsinin cevabı belli. yani her türlü yalan dolana, hileye el atıp günün sonunda kupa kazanmak isteyen bir camiadan söz ediyoruz. erden timur da işte bu ekolun devamı sadece ve bu ekol bitmediği sürece türk futbolu hiç bir zaman başarılı olamayacak.

1 ocak 2024 japonya depremi

hiç bir binaya bir şey olmamıştır ama tsunamiye engel olmak da mümkün değil, geçmiş olsun.edit: tsunamiye alınabilecek önlem yok demişim. düzeltelim. var elbet.

zeki demirkubuz

adamı seversin sezmezsin orası ayrı. yukarda bir cahil herhangi biri bunun çektiği filmi çeker diyor. cahil cesareti bambaşka birşey. herhangi birini bırak herhangi bir yönetmen bile masumiyet gibi film çekemez.

1 ocak 2024 japonya depremi

2020'li yılların cenabetligi tezimi bana bir kere daha hatirlatmis olan deprem. hele dur bir soluklan daha yeni başladık.edit: aşağıda bir tanesi japonya'da haber değeri taşıyan olay demiş. tsunami sanki sıradan bir olay gibi. 2011 tohoku depremi ve tsunami felaketi'ni bilenler bilir. tsunami kaynaklı fukuşima nükleer santral faciasını da bilenler bilir. bu felaket 2011'de japonya'nin adeta amina koymuştur. bu felaket ayrıca can ve mal kayıpları dışında milyarlarca dolar japonya ekonomisine zarar vermiştir. bugün bölge nükleer felaketten dolayı terkedilmiş vaziyettedir. japonya'nin deprem konusunda tecrübelerini biliyoruz ancak bu kadarda bokunu çıkarmayın. tsunami felakettir.edit 2: arkadaşlar biliyorum 2011'deki deprem şiddeti daha yüksekti. bknz vermişim orda kapı gibi. ben tsunamiden bahsettim, deprem şiddetinden değil. japonya yine depremle başa cikiyorda tsunamiyle başa çıkmak mümkün değil onu soylemeye çalışıyorum.edit 3: tsunami gelmiş bile. felaket değildir, haber değeri vardır sadece öyle mi.

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

israil'e siz böyle vicdan mastürbasyonuyla lanet ettikçe,israil daha güçlü olacak.çünkü hala 1500 sene öncesinin kafası ile yaşıyorsunuz.göt yıkama ile ilgili fetva veren adamları dinleyip,iyi eğitim almış çocukların ateist olmasından korkuyorsunuz.küçücük çocukları medrese eğitimi denen allah'ın bile kuran'da lanetlediği bir garabetin içinde cahil ve psikolojik olarak sorunlu bir şekilde büyümesine sebep oluyorsunuz.yürüyüşle,boykotla,zikirle israil daha da güçlü olur.hikayenin 60 yıllık özeti bu,

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

artık bu filistin muhabbetinden gına geldi amk. inşallah mart ayında gavura vurur gibi oy verip gene ekrem başkanı tekrar seçeceğiz. siz boşuna kalktınız sabahın bu saatinde. amacınızın filistin olmadığını da o kadar iyi biliyoruz ki...edit; tüm bu filistin tantanası altında yatan nedenler;1- yerel seçime kadar tabanı konsolide etmek. 2- ekonomik kriz, kira krizi, mülteci krizi dahil her türlü şeyi unutturmak. bu yürüyüşe katılan ak gezenlerin yanına gidip "kiram çok yüksek kiramı ödeyemiyorum" desen seni orada parçalarlar.

1 ocak 2024 japonya depremi

2024 de anamizu sikecek anlaşıldı. of çok iyi kelime şakası yaptım lan.

zeki demirkubuz

filmlerinden yıllardır yaptığı gibi gerçek hayatta da bize ülke insanının gerçeğini göstermiş yönetmen, senarist.bu ülke de hırsız takım elbise giyince ceza indirimi alır hatta bazen hiç adliyeye çıkmaz bile.iktidar olursa "çalıyor ama çalışıyor" sanatçı olursa "çalıyor ama kibar adam" der bağrına basar bu millet... yeterki hırsız kendi tarafından olsun...edit: akıl alır şey değil, hala devam ediyorlar.

1 ocak 2024 japonya depremi

deprem, canlı bir insanın nefes alması kadar normal ve tamamen doğal bir olay. aklın gereği buna şaşırmak yerine japonlar gibi önlem alarak en az hasarla atlatmak.evet doğru bildiniz biz de olmayan şey tam olarak bu.

1 ocak 2024 sabahı hissedilen duygu

(bkz: bu ne lan dünün aynısı)(bkz: dönülmez akşamın ufkundayız)90'larda çocuklar 2020'li yıllarda yeni bir gezegende kolonileşmiş olacaklarını hayal ediyorlardı. oysa şimdi dünya hala din savaşları falan yapıyor. uçan arabalar bile yok. yerine yürüyen elektrikli araba yaptılar. 30 sene öncesine göre daha iyi füzeler ve silahlar üretildi. bir de kızılotesi teleskop gönderdik fezaya, mazinin izlerini seyrediyoruz. ne depreme çare bulabildik ne ölüme.yapay zeka mı? şimdiki gençlerin ev ödevi yaptığı online derleme aracı. bisküvi, tuvalet kağıdı falan paketleyen depo robotunun yazılımı. gelişen kitle iletişim araçlarıyla bilgelik değil aptallık yayıldı. cahiller örgütlenip güçlendi, toplumu manipüle edip zehirledi. aklı olanlar buraları çoktan terk etti, diğerleri de kalıp tuzağa düştü. insanlığın medeniyet sıçraması, sıçma olarak tecelli etti.90'lar çocuklarının hayal kırıklıklarını uç uca ekleyip aya yol yapabilirsiniz.

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

sözlükte bu yürüyüşün propagandasını yapanları ve başlıklarını engelleyince sözlük çiçek gibi oluyor bilginize. böyle de faideli bir yürüyüştür.

1 ocak 2024 japonya depremi

"tanrı, japonları depremlerle yok edemeyeceğini anlayınca, onlara bir de tsunamiyi gönderdi." umarım can kaybı, hatta en ufak bir yaralanma dahi yoktur.

borsa kaplanı

yılbaşı gecesi kızların sevgililerine attığı mesajları konu alan twitleri gülmekten yarmıştır. bazı kızlar da o gece manitasini aldattığını itiraf etmiş kaplan'a..tabii kurgu değilse bütün bunlar.edit : bir yılda 58 kadın siktim diyen falcı elemanın mesajını okuyunca aklıma şu geldi hahahahaahahhahhttps://youtube.com/…k_jtdkhb5q?si=off2vou-9szhj-mr

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

yemen, afganistan ve doğu türkistandaki çocuklar için asla yürümemişlerdir. müslümanı sadece yahudi öldürünce öfkelenir bunlar

1 ocak 2024 sabahı hissedilen duygu

düne çok benziyor şu ana kadar. resmen saçmalık.

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

destekleyenlere sorum, sabah turkiyeye saldirsalar filistin halkinin umrunda olur mu sizce?bu bildigin yilbasi karsitligi ve akp secim propandasi

1 ocak 2024 japonya depremi

allah ın gazabı niye etkilemiyor bu çekik gözlüleri.

borsa kaplanı

türk kızlarının ne derece orospulaştığını gösteren ya da milleti ağır trolleyen twitter hesabı. belki zamanında biz de yedik bu uyuya kalmışım muhabbetlerini kim bilir. okudukça kadınlardan biraz daha soğuyorum, neler neler dönüyor amk.

1 ocak 2024 sabahı hissedilen duygu

kendi dünyamda sessizlik.

1 ocak 2024 filistin yürüyüşündeki büyük fiyasko

katil israili lanetlemek için buluşma yerine giden insanların gördüğüdür.soğuk havada sıcak yatağımızdan kalkıp gelmişiz, kodaman tabaka ortada yok. günlerdir bize verdiler gazı verdiler gazı şimdi kendileri yılbaşı kutlamasından geceye kaldıkları için uyanamadılar galiba. lanet olsun ya! hani yeri göğü inletecektik! size bir daha inananın!!mücahitlikte en önde gidenimiz olan ergün yıldırım abimiz de durumdan yakınıyor: link, görsel, görsel

1 ocak 2024 japonya depremi

artık bit 2024

bazı kadınların tek cümle ile kandırılabilmesi

kadınlar kandırılmaz. ya kanmış gibi yaparlar ya da kanmak istemişlerdir.

1 ocak 2024 japonya depremi

tsunami alarmı verilmiş ve hiç japon ölmeyecekmiş gibi rahat okuyoruz. ülke olmak işte budur. biz nuh nebi zamanından kalma binalara af getirip enkaz altında ölümü bekleyelim.

erdoğan'ın sözlerine hala kim inanıyor sorunsalı

2011 model erdoğan'ın 2023 vaatleri (+2. görsel):bir türkiye hayal ediyorum, yeni bir anayasa ile ileri demokrasiye kavuşmuş.bir türkiye hayal ediyorum, bu gökkubbe altında kardeşliğini pekiştirmiş.bir türkiye hayal ediyorum. milleti devletinden razı, vatandaşları mutlu, müreffeh ve özgür.bir türkiye hayal ediyorum. bütün farklılıkları, bütün fikirleri, bütün inançlarıyla, ay yıldız''in altında birlik ve dirlik içinde..bir türkiye hayal ediyorum, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmuş.bir türkiye hayal ediyorum, milli geliri 2 trilyon dolara ulaşmış.bir türkiye hayal ediyorum. kişi baş geliri 25 bin dolara yükselmiş.bir türkiye hayal ediyorum, ihracatı yılda 500 milyar doları aşmışbir türkiye hayal ediyorum, işsizliği yüzde 5'in altına düşürmüş.2023 model erdoğan:(bkz: cb'nin asıl çıkışımızı 2024'te başlatıyoruz demesi)https://www.youtube.com/watch?v=p9uxu4o-znw2023 vaatlerinin muhasebesi ise şöyle:vaat: kişi başı geliri 25 bin dolara çıkaracağız.gerçek: 2022’de kişi başına düşen milli gelir 10 bin 655 dolar oldu. türkiye bu performansıyla bulgaristan ve iran’ın gerisinde kalarak dünya genelinde 78’inci sırada yer aldı.vaat: 2023’te ihracatımızı 500 milyar dolara, ihracattaki ileri ve yüksek teknolojili ürünlerin payını yüzde 20’ye çıkaracağız.gerçek: türkiye 2022’de 254 milyar dolar ihracat yaptı. yüksek teknolojili ürünlerin ihracattaki payı yüzde 2,8’de kaldı.vaat: demokrasi ve hukuk ilkelerini tam işler hale getireceğiz.gerçek: freedom house 2023 verisine göre türkiye 100 üzerinden 32 puan alarak özgür olmayan ülkeler kategorisine yerleşti. the economist verisine göre türkiye demokrasi endeksinde 167 ülke arasında 103’üncü sırada.vaat: işsizliği yüzde 5’e indireceğiz.gerçek: şubat 2023 verisine göre işsizlik oranı yüzde 10’a ulaştı. 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 19,2 oldu.

1 ocak 2024 filistin yürüyüşündeki büyük fiyasko

sike sürecek aklı olmayanlarda bugün...

1 ocak 2024 japonya depremi

japonya kyoto baya sallandı.6 şubat depreminde ben kayserideydim. bu japonya depremi kayseriden hissettiğim ana 2 kahramanmaraş depreminden çok daha güçsüzdü. aslında 2 yerde de hemen hemen aramda aynı mesafe var. kahramanmaraş-kayseri arası mesafeyle ishikawa-kyoto arası mesafe neredeyse aynı ama cidden bu 7.4 şiddetindeki ishikawa depremi 6 şubat kahramanmaraş depreminden çok daha güçsüzdü bence. kayseride çok fazla 4-5 civarlarında artçı sallantı oldu. çoğuna da evde yakalandım. onlardan birisi gibiydi. zaten kısa sürdü.ishikawa ve çevresindeki kıyı şehirlerine 5 metreye kadar tsunami uyarısı yapılmış. asıl o problem olacaktır bence oralar için.

1 ocak 2024 filistin yürüyüşündeki büyük fiyasko

sen sabah 8.30 da kalkip oraya neyi savundugunu bile bilmeden gidiyorsan bunu hak etmissin demektir. hadi hayirli protestolar.

furkan bölükbaşı

yaptığı türlü provokasyonlara otoritelerin sessiz kaldığı tip. acaba neden?

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

ileride ortadan kaybolacak siyasal islamcıların birlikte fotoğraf verdikleri yürüyüş. yakında bu kesim kendi kendini imha edecek. çünkü her hangi bir amaçları, herhangi bir ideolojileri ve kendilerine ait orjinal düşünceleri yok. bunları bir araya getiren şey algı ve para, bunlar da ortadan kalktığı zaman kendileri yine evlerine dönecek ve tarih sahnesinden silinecekler. filistin yürüyüşü bahanesiyle, milliyetçilere ve atatürkçulere nefret kusmak nedir yahu? suudi arabistan bayrağı açarak yürümek nasıl bir adiliktir? bunun gibi haysiyetsiz bir oluşum girenler yarın kendilerini başkalarının kucağında bulursa da bundan zevk alacaktır. zaten zevk almaya da baksın yani. bu insanlar türk değil, türkiye cumhuriyetine hiç hayırları yok, bunlar vatansever de değil. yarın ülke işgal edilse, milliyetçilere karşı düşmandan taraf olacak kişiler. yeter ki cumhuriyet yıkılsın diye mücadele verecek insanlar..

1 ocak 2024 sabahı hissedilen duygu

arada kalmışlık.evet, bir yerde sıkışıp kalmış gibiyim.parmak ucumu bile kıpırdatmadan her şeyin yoluna girmesini bekliyorum.ütopya tabi, emeksiz yemek yok zira.neyse, hallederiz.

1 ocak 2024 sabahı hissedilen duygu

yeni başlangıçlar yeni umutlar bir taraftan da aynı amk hissi.

1 ocak 2024 japonya depremi

osaka'da siddetli bir sekilde hissettim. telefonun calmamasina da sasirdim. su an televizyonda belli bolgelere tsunaminin vuracagina dair bilgiler veriliyor. ishikawa-ken icin 5 metrelik yuksek dalga alarmi verildi. not: depremin merkez ussu ishikawa-ken noto-chihou diye bahsediyorlar.görsel

1 ocak 2024 sabahı hissedilen duygu

yarın iş var yine yaaa

1 ocak 2024 japonya depremi

tsunami beklenen yerler için canlı yayın. umarım kısa sürede alarm verilen yerler terk edilir.2011 yılındaki tsunami felaketinde yaklaşık 20 bin insan hayatını kaybetmişti. canlı yayınyüzlerce belki de binlerce insanın ölebileceği bir felaket için espri yapma motivasyonu olan insanların olduğu bir mecradır, ekşi sözlük.

recep tayyip erdoğan

ay'a inmeyi birakin, akebeli belediye baskan adaylarini falan da yilbasi oncesi aciklayamamayi geçin, asgari ucreti bile aciklayamamis, baskasina aciklatmis, propaganda yapamamis biyikli. shsgsjshsk

sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar

2023'ü kapatırken marmaris görselgörsel

paranın huzuru getirememesi

paranın huzur getirip getirmeyecegi kesin değildir ama parasizligin huzuru götüreceği kesindir.

1 ocak 2024 japonya depremi

7.5 deprem olmuş trende gülerek bakıyorlar.. yıllar öncesinden önlemler sıkı bir biçimde alındıgı için hiç panik,korku vs yok... gelişmişlik bu olsa gerek..

sadece seks konuşan ekşi sözlük yazarı

heyecanlı bi' adam bu, azimli, sıkılmıyor, bıkmıyor.giriyorsun son yazdığı girdilere30 girdisinden 29'u seks.kadınlar nasıl delirtilir / ben nasıl bir seks makinasıyım / gariban sikişinin incelikleriteker teker, uzun uzun makalelerazgın bir ihtiyardan uzun yazı okuyacağıma ne bileyim gider reels falan izlerim yabir de bu ihtiyarlar bazen seks mesaisinden yoruluyorarada hayata dair "kedi,köpek,tatlılık" içeren, yine kadınları yemleyebilecekleri girdilere bir entry bırakıp, yine başlıyorlar seks konuşmaya.bre avel şunu anlamıyorsun, az ve öz yazacaksınmakale döşediğinde nasıl bi' boş olduğunu anlıyoruz buradanmal mıdır nedir ya, değişik ucubeler var burada.

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

demokratik bir kamuoyunda böyle yürüyüşler etkili olur. 1 mayıslar mesela etkilidir. 21 mart mesela, devlet yürümesinler diye elinden geleni yapar ama etkili olur. gezi direnişi hala hoplatıyor... en son süper kupa olayında ortaya çıkan kamuoyunun ve etkisi inkar edilemez.tkp veya tip tarafından düzenlenen bin kişilik yürüyüşler bile daha çok ses getiriyor.peki bu yürüyüş için herhangi bir "etki" neden oluşmuyor? ingiltere vb ülkelerde filistin için yapılan yürüyüşler israil için daha gıdıklayayıcı oluyor.üstelik cb, koalisyon ortağı dahil o kadar çok destek gördü. nereden baksan 100 kanal canlı yayınlıyor...öncelikle gün seçimi yanlış. orada bulunan herkes içten içe filistin için yürümediklerinin farkında, yılbaşı kutlamalarına karşı bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. eskiden mekke'nin fethi diye bir şey uydurmuşlardı, azalarak bitti gitti...peki iktidar neden 1 ocak gününü seçti? mesela haftaya yapabilirlerdi ancak o zaman yürüyüş sol örgütler, chp ve iyi partiden destek görürdü. kalabalığı sınırlamak için 1 ocak gününü seçtiler... o yüzden değil 100, 1000 kanaldan canlı yayınlasan etkisiz ve cılız bir yürüyüş olarak kalacak. türkçe olimpiyatları diye bir şey vardı, aynı şeyleri o zaman da söylerdik "yok yeeeaaa" derlerdi, şimdi herkes katıldığını inkar ediyor.

the fall of the house of usher

sonuçta izledim bitirdim yani kendini izletti ama özellikle son bölümde hepten batırdılar.poe'nun kuzgun ile sembolleştirdiği şeyin onun dünyasında ne anlama geldiğini çok bilmiyorum açıkçası merak da etmiyorum ancak dizideki kuzgun ve onun kadın/insan şeklinde bedenlenmiş hâli bazı açılardan şeytanı bazı açılardan ölümü temsil etmiş. benim gördüğüm açıdan ise ilahi sistemin kişiyi önce yemleyen sonra ondaki iyi ve kötü potansiyelleri ortaya çıkaran sonra da iyileri yükseltip kötüleri alaşağı eden bazı kuvvelerini temsil ediyor oluşu. buna mekr-i ilahi (ilahi tuzak) deniyor. yemler, yükseltir, para, mülk ve şöhret kazandırıp iyice azgınlaştırır sonra en tepeden yere çakıverir. yani o kuzgunun şeytan ile de ölüm ile de pek alakası yok. zaten son tahlilde şeytan da ölüm de ilahi iradenin esiri aciz varlıklardır ve kendi başlarına hiçbir şey yapamazlar. bütün irade, güç ve kudret yüce allah'a aittir.bunun dışında insan nefsinin tüm hastalıklı hâlleri karakterlerde resmedilmiş. annabel ve lenore dışında ki onlar da iyiliğin pasif hâlleri olarak oradalar, hepsi kötü ve hastalıklı. kuzgun (ya da biz buna ilahi sistem diyelim) iyilerin intikamını alıyor ancak kötülerin başlarına gelen şeyler beni pek tatmin etmedi. yani azabın onlara tattırılışı öyle pek de tanrısal acımasızlığın şiddetini hissettiremedi. evet hepsinin teker teker mahvedilişi hoşa gitse de roderick ve madeline gerçek azabı tatmadılar.netflix klişeleri hepten iğrenç şekilde verilmiş. ulan bu ibnelik hâlleri sizi nereye kadar götürecek merak ediyorum. insanları iyice tiksindirdiniz. filmin sonunda zenci erkek savcı, kocamın yanına gidiyorum dedi lan resmen. hay sizin mk.sistem eleştirisi yapmaya çalışmışsınız hatta son pandemi ve ilaç firmalarına gömmüşsünüz ama bu, sizin de o iğrenç sistemin iğrenç piyonları olduğunuz gerçeğini değiştirmiyor maalesef.

1 ocak 2024 japonya depremi

şu büyüklükte depremler sadece ülkemiz ve ortadoğu için yıkıcı oluyor. diğer ülkeler ( meksika, şili gibi ülkeler bile) bir kaç yaralanma haberi ile atlatıyorlar 7 şiddetindeki depremleri.ülkece bütün servetimizi betona gömdük. o beton kaç kere mezarımız oldu… bu kokuşmuş çarka milyonları akıtarak ilkokul mezunu, iki kelimeyi bir araya getiremeyen tipleri zengin etmekten başka bir şey yapmadık yıllarca!

1 ocak 2024 viyana filarmoni orkestrası konseri

bu sene gazze'deki savaş ve verdiğimiz 12 şehit nedeniyle ilk kez trt'den izleyemeyeceğimiz viyana flarmoni yeni yıl konserini bbc den izlemek isteyenler için link bırakıyorum. bbc arkadaşlar bbc için üyelik gerekiyor aşağıda bir yazar paylaşmış zaten buradan direkt izleyebilirsiniz; https://live.itv.az/ ah viyana muazzam güzelsin birtanem bekle beni az kaldı :)

1 ocak 2024 japonya depremi

insanlar yapılara okadar güveniyorlarki deprem esnasında resmen anın tadını çıkartıyorlar. aralarında sakince konuşup videoya çekenler, voav moav diyenler var. bizde kelime-i şaadet getirip fırsat olsa abdest alıp diğer taraf için hazırlıkları tamamlayacağımız bir kafadayız.

berlin (dizi)

amiyane tabirle bok gibi dizi olmuş--- spoiler ---tamam belgesel değil dizi akla mantığa uymayan şeyler olur olmasına. öyle bir çelik kasa var ki içinde kutu yere düşüyor. kasanın önünde bekleyenler duyuyor ama şerit testere ile 30 cm kalınlığında çelik kesiliyor kimse duymuyor. soygun bitiyor kimse otelden ayrılmasın deniliyor. elemanlar araba çalıp hemen ortamını buluyor yarış yapıyor. birde kadın şahıs arabanın üzerine çıkıyor. bitmiyor soygunun en değerli parçası boynunda. ekibin en aklı başında üyesi, ekip lideri ile kasanın içinde kavga ediyor. haha--- spoiler ---

yazarların takipçilerine notu

çok üstüne gitme. hayat da emir kulu.

at üstünde ok atabilen üniversite hocası ilanı

kafkas üniversitesi’nde veterinerlik için öğretim görevlisi olmak isterseniz sahip olmanız gereken özelliği barındıran ilan.https://x.com/…adro/status/1741529490533081541?s=46at üstünde ok atamayan da kendine üniversite hocası demesin bi zahmet.edit: resmi gazete son sayfadaedit 2: tahayyül edemeyen arkadaşlar için yapay zekaya çizdirdim. görsel

filistin yürüyüşüne 250 bin kişinin katılması

ben merak ediyorum şehitler veriyoruz, terör eylemleri sivil binlerce vatandaşımızı bombalarla paramparça ediyor, değil 250 bin,10 kişi toplanıp evinden valiliğe kadar yürüyemiyor. neyse.haber: milli irade platformu öncülüğündeki 308 sivil toplum kuruluşunun katılımıyla gerçekleşen yürüyüşe 250 bin kişinin katıldığı belirtildi.kaynak: onedio haberi

1 ocak 2024 en kapsamlı filistin yürüyüşü

artık aktroller bile bu boktan başlıkların altına yazmıyor. hevesle geldim engel basma aktivitesi için, istediğim verimi alamadım.

1 ocak 2024 japonya depremi

ezbere konuşanlar yine damlamış. he anam he gülüm deprem yerin yüzlerce kilometre altında, okyanusta gerçekleşti he! size "japonya'daki bütün depremler yerin çok altında okyanusta gerçekleşiyor" lafını öğreteni sikeyim emi! bu deprem 10 km derinlikte gerçekleşen sığ bir deprem ve karadan çok uzakta okyanusta değil direkt japonya anakarası üzerinde gerçekleşti. eğer çözümlemelerde bir sapma varsa dahi anakaranın yüzlerce kilometre açığında değil anakaranın hemen dibinde gerçekleşti. evet deprem kahramanmaraş'ta ve hatay'da çok daha şiddetli hissediliyor çünkü depremin şiddeti, depremin büyüklüğünden bağımsız, beşeri ve coğrafi faktörlerle ilişkili bir olgudur. ova toprağının üzerine dayanıksız binalar yapmak doğanın değil ülke olarak senin suçun. bu nedenle mevcut deprem ile kahramanmaraş depremini pekala karşılaştırabilirsin. ayrıca depremin gerçekleştiği yere, derinliğine ve büyüklüğüne baktığınız zaman istanbul'da beklenen büyük depremin bir benzeri olduğunu görebilirsiniz.

mubi

türkiye kütüphanesinin içerik yöneticisi kim bilmiyorum ama instagramdan promote ettiği hiç bir filmi izlememe kararı aldım. yok passages senenin en beklenen filmiymiş, yok how to have sex şöyleymiş böyleymiş.kardeşim en basitinden nuri bilge ceylan filmlerinin ingiltere kütüphanesine olmasını ama türkiye kütüphanesinde olmamasını bana "vik vik vik lisans yok şudur yok budur" demeden bi açıkla, bi insiyatif al, sonra yıllık üyelikte geve güve indirim var diye e-mail at. kendine çok iyi bakıyosun. öpüyosun.

at üstünde ok atabilen üniversite hocası ilanı

söz konusu ilandaki hoca, rohan veterinerlik fakültesinde işe başlayacaktır.

borsa kaplanı

kimdir bilmiyorum ama yılbaşı gecesi iyi mesai yapmıştır. "bu gece kız arkadaşınızın şarjı bitiyorsa şimdiden geçmiş olsun" cümlesiyle düşündürerek yarmış sosyopattır. umarım paylaştığı mesajlar kurgudur.

borsa kaplanı

(bkz: fahrettin altun)(bkz: rende binası)edit: bi kere de biz komplo teorisi yazalım lan.*operasyon hesaptır. amacı toplumu muhafazakarlaştırmak, cinsiyet rolleri biçmek ve cinsiyetler arası çatışma çıkarmak. zaten sekse ulaşamayan, 20 yıldır akp'nin muhafazakar ortamında büyüyen gençleri kadınlara düşman etmek. incelliğe yönlendirmek. hangi "ahir zaman" kadını şöyle üslubu olan bir hesaba gidip "ben sevgilimi aldatıyorum" yazar ki amk. her gün farklı bir şehirde hilafet bayrağı açılan, arabı afganı pakisi doldurulan ülkede sekülerliğin her bir zerresini savunmak zorundayız. o sekülerlik sevgilinizin arkadaşlarıyla tatile gitmesi olabilir, yılbaşı kutlaması veya tek eşlilik de. ychp'li woke'cu falan ilan edilmişiz. lan borsa kaplanı gibi bi hesabın daha neyini itibarsızlaştırıcaztam olarak (#160260577)

kişinin kendisini çok yalnız hissetmesi

iyi şeylerin habercisi olabilir. bazen bu his gizli objeli bir transferans nevrozudur. hissedilen aslında yalnızlık değil terk edilmişliktir, sadece o “terk edenler” çoktan unutulduğu veya unutulmak istendiği için insana yalnızlık gibi gelir.iyi şeyleri gebe olabilir çünkü çoğu insan bu hissin derinleşmesine izin vermeden bilincini çerçöple doldurup kendini meşgul etmeyi tercih eder ama hisse yeterince izin verilirse, öteki tarafa bir solucan deliği açılır ve insan içinin ne kadar da kalabalık olduğunu, tüm terk edenlere rağmen her tarafının onu hiç de terk etmemiş müttefiklerle çevrili olduğunu fark edebilir. bu müttefikleri yalnızlığını hisseden taraflarıyla tanıştırırsa, hiç yalnız olmasaydı hissedeceğinden çok daha sıcak ve büyük bir birleşmeye önayak olabilir.