premise
stringlengths
39
72.5k
hypothesis
stringlengths
1
60.8k
label
stringclasses
3 values
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, ---- tarihinde meydana gelen kazada davalı borçlu ------- adına kayıtlı --- plakalı aracın müvekkil sigorta şirketi nezdinde sigortalı olan --- plakalı aracın %100 oranında kusurlu olarak çarpması sonucu hasara uğradığını,, ----- plakalı araç malikine ödenen ---- hasar tazminatının davalıdan rücuen tahsili için davalı hakkında başlatılan İstanbul Anadolu ---.İcra Müdürlüğünün --- Esas sayılı icra takibine davalı borçlunun takibin durmasına sebebiyet vermesi nedeniyle itirazın iptali ile takibin devamına, borçlu davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil sigorta şirketi ile davalı ... arasında akdedilen 19.12.2011/2012 ... poliçe numaralı ZMS sigorta poliçesi ile ... plakalı aracın teminat altına alındığı, 01.07.2012 tarihinde sigortalı ... plaka sayılı vasıta dava dışı ... sevk ve idaresindeyken, ... - ... yolunda .... Zeytin Fabrikası önünde sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ve ağaca çarpması suretiyle ölümlü ve yaralanmak trafik kazasına karıştığı, sürücü ...'nun kaza anında ehliyetsiz ve 162.2 mg promil alkollü olduğunun tespit edildiği, üzücü kazada ...’in vefat ettiği, bu nedenle müteveffanın babası ... ile annesi ...'e ... plaka sayılı vasıtanın sigortacısı davalı kooperatif tarafından ZMS kapsamında 11.01.2013 tarihinde 26.088,19 TL ödendiği, murisin miraçları, sonraki süreçte eksik ödeme yapıldığı iddiası ile müvekkil kooperatif aleyhine ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... E.sayılı dosyası ile dava açtığı, ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 14.10.2014 tarihli karar sonrasında da, dava dışı ... ile ...'e 23.12.2014 tarihinde 22.920,00 TL ek ödeme yapıldığı, toplamda ...'in vefatı nedeni iledavalı kooperatif tarafından 49.008,22 TL ödendiği, yargılama sonuna kadar ... plakalı vasıtanın devrinin önlenmesi amacıyla trafik kayıtlan üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin dava ve talep haklan saklı kalmak kaydıyla ... 3.İcra Müdürlüğü ... Esas sayılı dosyasına borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi” arz ve talep edilmiştir.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili hakkında İstanbul Anadolu ...... ATM 2015/1076 D.iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı aldığını, bu kararı İstanbul Anadolu ............ İcra Müdürlüğü'nün 2015/13550 sayılı dosyası ile işleme koyduğunu, bunun sonucu müvekkiline ait banka hesaplarına bloke konulduğunu, müvekkilinin davalıya borcu olmadığını, aralarında ticari ilişki bulunmadığını, davalıyı tanımadığını, takibe konu senetlerin dava dışı ......... Şti.'nin müvekkiline olan borçları nedeniyle ciro edilip verildiğini, senetlerin vade tarihinden önce dava dışı 3.şahıs tarafından senetlerin yerine başkaca evrak getirildiğini, müvekkilinin seetleri iade ettiğini, senetlerin davalı tarafın eline geçtiğini, müvekkilinin davalı tarafa borcu bulunmadığını belirterek davanın kabulü ile müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, davalının %20'den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ------Tedavi masraflarının birden fazla sigortası tarafından temin edilmiş olması halinde, bu masraflar sigortacılar arasında teminatları oranının paylaştırılır" denildiğini; sigortalı dava dışı --- tedavisine ilişkin---- fatura ile hastaneye provizyon verilerek yapılan ödemenin ---, sigortalı dava dışı --- tedavisine ilişkin --- fatura ile hastaneye provizyon verilerek yapılan ödemenin ---- sigortalı dava dışı ---- tedavisine ilişkin---- fatura ile hastaneye provizyon verilerek yapılan ödemenin--- sigortalı dava dışı ---- fatura ile hastaneye provizyon verilerek yapılan ödemenin ----- tarihli fatura ile hastaneye provizyon verilerek yapılan ödemenin --- sigortalı dava dışı ---- tarihli fatura ile hastaneye provizyon verilerek yapılan ödemenin---- sigortalı dava dışı---- tarihli fatura ile hastaneye provizyon verilerek yapılan ödemenin -------- alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafından tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ------- ait, keşide yeri -----------bedelli çekin lehtarı ve yasal hamili olan davacıya ---- üzere keşideci tarafından ---- verildiğin ancak --- davaya konu edilen çekin kaybedildiğini, ilgili çekin müvekkili olan davacının kendi rızası dışında elinden çıktığını ---- etmiş, öncelikle davaya konu edilen çek hakkında ihtiyati tedbir (ödemeden men) kararı verilmesini ve yargılama sonucunda da çekin zayi nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... Tic. Ltd. Şti. isimli şirketten alacaklı olduğunu, sicilden terkin edilen bu şirkete karşı alacağın tahsili amacıyla tasfiyeden evvel İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı (Eski dosya no; ... Esas) dosyasından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, adı geçen şirkete icra takibinin devamının sağlanması için şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiğini, takibin dayanağı olan çekin keşidecisinin adı geçen şirket olduğunu, takipte borçlu konumda olduğunu, takibin, 2011 yılında terkin ve tasfiyeden önce başlatıldığını, şirketin ise 26.12.2014 tarihinde tasfiye edildiğini, şirketin Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/735 Esas sayılı dosyası ile müvekkilinin aleyhine menfi tespit davası açtığını, yargılama devam ederken tasfiye sürecine girdiğini, ancak tasfiye süreci tamamlanmadan önce yargılamanın tamamlanmış olduğunu ve 14.10.2014 tarihinde lehlerine gerekçeli karar verildiğini, devamında Yargıtay ilamıyla ilgili hükmün onanıp kesinleştiğini, tasfiye memuru olan ...'ın, aynı zamanda şirketin ortağı ve yetkilisi olduğunu ileri sürerek, ... Tic. Ltd. Şti. isimli şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin sadece yasal hasım olduğunu, husumetin aynı zamanda son tasfiye memuruna da yöneltilmesi gerektiğini, müvekkilince TTK'nın 32.maddesi ve Ticaret Sicil Tüzüğü 34.maddesi hükümleri çerçevesinde işlem yapıldığını, tasfiye memurunun iddia edilen eksik işlemlerinin, müvekkilince tespit edilemeyeceğini, tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının tasfiye memurun sorumluluğunu gerektirdiğini, yasal hasım olan müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini savunarak, müvekkili yönünden davanın reddini istemiştir. Davalı ..., cevap dilekçesi sunmamış, duruşmada davanın reddini istemiştir.
contradiction
DAVACI :...DAVALI : ...DAVA : Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtirazDAVA TARİHİ : 29/11/2021KARAR TARİHİ : 28/06/2022KARAR YAZIM TARİHİ : 26/07/2022Mahkememizde görülmekte olan Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin 02.09.1997 tarihli 017954 numaralı faturaya konu ... RAND DM45E Marka Paletli Delici, Seri No:3167, Modeli:1994,15.07.1999 tarihli 017969 numaralı faturaya konu ... RAND T4 BH Marka Delici, Seri No: 13061, Model: 1995 trafikte dolaşım izni bulunmayan iki adet iş makinesini dava dışı ...Turizm ve Ticaret Limited Şirketi'nden satın aldığını, ATO'nun, iş makinelerinin tescili için fatura ve ticari defter kayıtlarını yetersiz gördüğünü ve müvekkilinden mahkemeden alacağı sahiplik belgesini sunmasını istediğini, işin özünde taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamakla birlikte ATO'nun mahkemeden alınacak sahiplik belgesi talebinin bunu gerektirdiğini, bu uyuşmazlığın... Arabuluculuk Bürosu'nun 03.09.2021 tarihli 2021/210151 sayılı anlaşma tutanağıyla çözümlendiğini, bu sebeple iş makinelerini satan dava dışı ...Tur. Ve Tic. Ltd. Şti. ile müvekkili arasında 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında yukarıda açıklanan nedenlerle... Ticaret Odası'nın 22.11.2021 tarihli E-52538340 - 141.1-28609 sayılı iş makinesi tescil isteminin reddi kararına itirazlarının kabulüne, Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/1259 E. 2021/1244 K. sayılı “Arabuluculukta İcra Edilebilirlik Şerhi” davasıyla ilam niteliğinde olduğu karar altına alınan Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nın 2021/210151 sayılı dosyası kapsamındaki “Anlaşma Tutanağı”nın tescil belgesi niteliğinde olduğuna hükmedilmesini, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ----- sevk ve idaresindeki----- 31.08.2019 tarihinde ve saat 16.30 sularında kontrolsüz bir hızla şerit değiştirme yasağının bulunduğu yerde şerit değiştirerek müvekkili------ üzerinde bulunduğu ------ plaka sayılı ------- arkadan şiddetli bir şekilde çarptığını ve ölme derecesinde ağır yaralanmasına sebebiyet verdiğini, müvekkili çeşitli yerlerinden yaralandığını ve------ sevk edildiğini, Trafik Kaza Tespit Tutanağında sürücü ----- asli kusurlu olduğu, müvekkili ------- ise kusursuz olduğunun belirtildiğini beyanla müvekkili ------ lehine olmak üzere maddi tazminat olarak şimdilik talep ettiği 1.500-TL'lik belirsiz alacaklarının kabulü ile alacaklarının tamamının hüküm altına alınması ve kaza tarihinden itibaren işleyecek olan en yüksek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiliyle taraflarına verilmesini, tüm yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
davacı vekili tarafından ------- sisteminden gönderilen ------ tarihli davadan feragat dilekçesi üzerine dosya incelendi:GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/DAVA/TALEP ;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takip konusu borcun dayanağı davacının davalı şirkette yönetim kurulu üyeliğinden doğan huzur hakkına ilişkin alacağının olduğu huzur hakkı alacağının tahsiline yönelik açmış olduğu icra takibine yapılan haksız itirazın iptali olduğu,itiraz edilen takibin konusu davacı ile davalı şirket arasında imzalanan------- tarihli protokole dayandığı ,işbu protokolün 1.maddesine göre davalı şirketin davalı şirket yönetim kurulu üyeliğinden doğan birikmiş huzur hakkı alacağınını ------------ olduğunu ve iş bu birikmiş huzur hakkı alacağını ödemeyi kabul ve tahhüt ettiğini açık ve net şekilde bildirdiğini,protokolün aynı maddesinin devamında ise davalı şirket müvekkilimize ------------ tarihinden başlamak üzere hisselerin devri gerçekleşene kadar en son ----- ayı sonuna kadar aylık ---- TL net ödemeyi de kabul ve taahhüt ettiği,davalı şirket ---- TL ve aylık ------- TL'den 9 aylık taksite bölünmüş olan ---- olmak üzere toplamda -------- huzur hakkı alacağını müvekkiline ödemeyi kabul ve tahhüt ettiği,taraflar arasında imzalanan --- tarihli protokolde belirlenen ------bakiye alacaktan davacıya tahsil edilen ----- düşülmüş olduğu iş bu borçtan geriye kalan --------- olduğu,takibin açıldığı tarihte muaccel olmuş olan Haziran ve Temmuz aylarının huzur hakkı bakiyesi toplam - olduğu,toplamda takip tarihi itibari ile 8------olan kısmının tahsiline yönelik davaya konu icra takibi başlatmış olduğu davalı şirketin borcu olmadığına dair iddiaları tamemen soyut ve mesnetsiz bulunduğu,davalı şirket temsilcilire idaha öncesinde birçok kez şifahen sözlü olarak taraflar arasında imzalanan ------tarihli protokolü feshettiğini beyan etmiş olduğu,devamında ise kötü niyetli olarak gerçeğe keza hayatın akışına dahi uygun olmayan sebepler ileri sürerek söz konusu protokolün tek taraflı feshi için ihtarname keşide ettiğini talep ve dava etmiştir.
-Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilim ... davalı ...A.Ş.'nin beheri 1 Krş. nominal bedelle 40 payına sahip ortağı olduğunu, Müvekkilinin son olarak 01.05.2008 tarihinde yapılan genel kurula katıldığını, Ancak 2009 ve 2010 yıllarında yapılan 04/05/2009 ve 03/05/2010 tarihli ( 2008 ve 2009 ) faaliyet yıllarına ilişkin genel kurullar için müvekkiline toplantı çağrısı gelmediğini, bu davranışın nedenini öğrenmek amacı ile şirkete yazdığı mektuba şirketten cevap alamadığını, Konunun öğrenilmesi amacıyla ... Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü'ne resmen başvurulmuş ve davalı şirketin 2009 ve 2010 yıllarında yapılan (2008 ve 2009 yıllarına ait) genel kurul toplantı belgelerini talep ettiğini, belgelerden 2008 tarihinden sonraki toplantılarda hazirun cetvellerinde müvekkilinin ortak olarak yer almadığının anlaşıldığını, Bu konuda bilgi talebi ile şirkete çekilen Beyoğlu ... Noterliğinden 31.08.2010 t. ve ... sayılı ihtarname şirkete 02.09.2010 günü tebliğ edilmiş ancak bu İhlara da hiçbir cevap alınamaması üzerine Beyoğlu... As1iye Ticaret Mahkemesi"nin ... E. Sayılı dosyası ile 2008 ve 2009 yıllarına ait Genel Kurulların iptali için dava açıldığını davanın halen derdest olduğunu, Müvekkilinin hisselerini hiç kimseye devretmediğini, bu hususta hiç kimseye vekalet vermediğini, bu nedenle paylarının nasıl bir işlem sonucu ortadan kaldırıldığının anlaşılamadığını, Yapılan işlem her ne olursa olsun hukuk dışı olduğu ve müvekkilinin halen ortak sıfatı taşıdığının tartışmasız olduğunu belirterek Müvekkilim davalı şirkette beheri 1 Krş. nominal değerde 40 payı olduğunun tesbitini ve hükmün pay defterine yazılmasini; Müvekkilinin katılmadığı TTK 370. madde uyarınca çağrısız olarak (%100 katılımla) yapılan 2010 yılına ilişkin 02.15.2011 tarihli toplantının yoklukla malul olduğunun saptanmasını; Yapılan organ seçimlerinin de geçersiz olması sebebiyle, orgarısız olan ve fiilî bir kurul tarafından yönetilen davalı şirkete TMK/nun 427. maddesinin 4. bendi uyarınca bîr yönetim kayyumu atanmasını; 4. TTK. 381. maddesi gereği iptal davası açıldığının şirket idare heyeti tarafından ilan ettirilmesine; Dava masrafları ve vekillik ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Keşidecisi--------.olan ----- Şubesine ait ----------------- numaralı 29/12/2018 keşide tarihli, 1.500 TL bedelli çek rızası dışında çıkmış yada kaybolmuş olduğundan Dava, TTK nun 818 madde hükmü delaletiyle aynı yasanın 764 Madde hükümleri uyarınca zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tekstil işleri ile iştigal eden müvekkiline ticari işleri neticesinde intikal etmiş olan dava dilekçesinde ayrıntıları yazılı 14 adet çeklerin alındığını, müvekkilinin müdürü ... 'nun ... Otel saunasında iken dolabından 12/03/2018 tarihinde faili meçhul şahıslarca çalındığını, müvekkili şirket müdürünün dolabında yıpalan hırsızlıkla ilgili olarak ... Polis Merkezi Amirliğine şikayette bulunulduğunu ve ifade verildiğini, çeklerin mevcut olmaması sebebiyle keşideciler müvekkiline ödeme yapmamakta olup işbu zayi edilen çeklerin üçüncü şahısların ellerine geçmesi halinde de hem müvekkilinin hem de keşidecelerin mağdur olacağını, açıklanan sebeple ışığında bilgilerini sunmuş oldukları 14 adet çek için ödemeden men kararı ve mezkur çekler hakkında çek zayi belgelerinin tarafımıza verilmesi talebinde bulunma zaruretinin hasıl olduğunu, arz ve izah ettikleri nedenler ile müvekkiline intikal edilmiş olan dava dilekçesinde ayrıntıları bulunan 14 adet çekler için ödemeden men kararı ve işbu çeklere ilişkin çek zayi belgelerinin verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
entailment
DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)DAVA TARİHİ : 11/03/2020KARAR TARİHİ : 20/04/2021K.YAZIM TARİHİ : 18/05/2021Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kahramankazan İcra Dairesinin ... esas sayılı dosyası ile davalı hakkında takip başlattıklarını, davacı şirketin, davalıya takip dosyasına sunulmuş olan cari hesap ekstresi ve faturalarla sabit olduğu üzere çeşitli tarihlerde mal sattığını, davalı'nın borcu ödemekten imtina etmesi üzerine aleyhinde takip başlatılmış ise de, borca ve yetkiye itiraz ettiğini, arabuluculuk sürecinin de olumsuz sonuçlandığını, davacı ile davalı arasında uzun zamandır süre gelen ticari ilişki olduğunu, 6098 sayılı TBK'nın 89/1 ve 6100 sayılı HMK'nın 10.maddesi uyarınca davanın para alacağına ilişkin bulunması nedeniyle alacaklı konumdaki davacının yerleşim yeri icra dairesi olan Kahramankazan İcra Dairesinin yetkili olduğunu, bu sebeple, davalı borçlunun yetkiye vaki itirazının iptali ile Kahramankazan İcra Müdürlüğünün yetkili olduğuna karar verilmesini talep ettiklerini, davalının salt zaman kazanmak üzere haksız ve soyut şekilde borca itiraz ettiğini, davalı, haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğinden, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle davalının yetkiye ve borca vaki haksız itirazının iptali ile alacağın % 20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, 22/04/2015 tarihinde, davalı şirketten...., 2008 makine model yılı, ......... makine modelli olan ve ...... seri numaralı ikinci ....satın almak için sipariş mektubu oluşturduğunu ve bunun dışında herhang bir satış sözleşmesi imzalamadan forkliftin 35.500,00 TL bedelini davalı şirkete ödediğini, forkliftin davacı şirketin deposuna geldiğini ve çalıştırıldığında üzerinde yüklü iken makinenin ürünleri tam kavrayarak kendine çekemediğini ve esneyemediğini, sürekli olarak titreşim halinde tutttuğunun gözlemlendiğini, forkliftin müvekkili şirketin deposunda kullanıma uygun olmadığının davalı şirketten gelen servis elamanları tarafından bildirildiğini, önce ücret iadesi yapmayacaklarını, değişim yapacaklarını söylediklerini, daha sonra ise % 15 cayma bedeli kesintisi yapılarak ücret iadesi yapacaklarını söylediklerini, davalı yanın hiçbir sözünü tutmayarak öktü niyetli olduğunu ortaya koyduğunu, en son görüşmelerinde müvekkili şirketin sorunla ilgili aranacağı söylenmesine rağmen bugüne değin hiçbir şekilde şirketten taraflarına geri dönüş yapılmadığını, belirtilen nedenlerle fazlaya ilişkin hakları ve tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, ödenen 35.500,00 TL bedelin davacı müvekkili şirkete mevduata uygulanacak en yüksek faiz ile birlikte hesapedilerek taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Bankası A.Ş. ... Şubesinin .... Numaralı, 30/09/2021 vade tarihli çekin müvekkili tarafından kaybedilmiş olduğunu, bu nedenlerle çekin 3. Şahıslar tarafından kullanılmaması için çeke ödeme yasağı konulmasına, bu yönde ilgili bankalara müzekkere yazılmasına ve çekin kayıp nedeniyle iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili şirket arasında ticari ilişki mevcut olup; taraflar arasında 01.04.2020 tarihinde ------ Sözleşmesi akdedilmiş ve bu sözleşmeye bağlı olarak davalı elektrik kullandığını, davalının gecikmiş fatura borcunu ödememesi üzerine, iade taahhütlü mektupla davalıya hizmet kesme ihbarnamesi gönderildiğini, buna rağmen ödeme yapılmadığını, davalı müvekkili şirkete yatırması gereken güvence bedelini (teminatı) yatırmadığını ve faturalarını kendisine gönderilen kesme ihbarnamesine rağmen ödemediğini, bu kapsamda davalının sözleşmenin 9.2 maddesine aykırı davranışları nedeniyle sözleşme haklı nedenle sözleşmeye uygun olarak feshedilerek, cezai şart bedeli tahakkuk ettirildiğini, davalının -------numaralı iki adet aboneliği mevcut olduğundan, her iki aboneliği için ayrı ayrı, sözleşmeye uygun olarak son bir yıl içindeki faturalardan en yüksek bedelli olan iki aylık elektrik fatura bedelleri toplamı cezai şart olarak tahakkuk ettirilerek gönderildiğini, davalının borca itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesi ve borca haksız olarak itiraz etmiş olması ve müvekkili şirketin alacağının likit olması nedeniyle borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
DAVACI : ...VEKİLİ : Av. ... -...DAVALI : ...VEKİLİ :Av. ... - ...DAVA : İtirazın İptali İSTİNAF KARARININKARAR TARİHİ : 22/01/2021YAZIM TARİHİ : 25/01/2021Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye... Hukuk Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyasında açılan itirazın iptali davasında Konya Asliye... Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın Konya Asliye ... Ticaret Mahkemesi'ne gönderildiği, dosyanın ... Esas numarasını aldığı, Konya Asliye.... Ticaret Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 30/06/2020 tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sigorta şirketi olup ... plakalı araç için 4.908,24 TL, ... plakalı araç için 7.498,86 TL, ... plakalı araç için 986,23 TL, ... plakalı araç için 5.140,00 TL zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırarak ilgili poliçe tutarları için müvekkili şirkete borçlandığını, bu borçların ödenmediğini, müvekkilinin alacağını tahsil etmek için Konya ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını ve ödeme emri borçluya tebliğ edildiğinde borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, borçlu tarafından sadece 5.140,00 TL'lik birleşik kasko sigorta poliçesine yönelik kısmi ödeme yapıldığını, bakiye 1.720,00 TL'nin icra takibine konu edildiğini, diğer poliçelere ilişkin ödeme yapılmadığını beyan ederek borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesi, borçlu aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlular aleyhine----sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, kendilerine -----gönderildiğini, gönderilmiş olan ödeme emrine borçlu tarafından haksız ve mesnetsiz şekilde itiraz edildiğini, -- tarihinde -- sürücüsü olduğu ----- ruhsat sahibi bulunduğu ---- çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu --- malul kaldığını, söz konusu kazaya sebebiyet veren borçlu --- sürücüsü borçlu ---plakalı aracın olay tarihi itibariyle geçerli bir ---- bulunduğunu, sigortacılık---- durumlarda tazminat talep edilebileceği belirtildiğini, buna göre; sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
entailment
DAVACI : ... - ... VEKİLİ : Av. ... - ....DAVALI : HASIMSIZDAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))DAVA TARİHİ : 24/05/2021KARAR TARİHİ : 16/09/2021GEREKÇELİ KARARINYAZILDIĞI TARİH : 17/09/2021Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Bankası T.A.O Bahçelievler Ankara Şubesine ait 0019647 seri numaralı, keşidecisi...Grup Otomotiv Trafik İnşaat Taah. Tur. Gıda Tic. San. Ltd. Şti. Olan, 24/05/2021 keşide tarihli 350.000,00-TL bedelli, ... emrine yazılı ve hamili olduğu çekin zayi olduğu belirterek söz konusu çekin kayıp nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Bankası A.Ş. ...şubesine ait 15.000,00 TL bedelli çekin sehven yırtılarak, çöpe atılma sureti ile zayi olduğunu, hak kaybı yaşamamak adına işbu davanın açıldığını, bu nedenlerle ilgili çek üzerine ödeme yasağı konulmasını, çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin İstanbul Ticaret sicil memurluğu’nun ... ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan ... ... sanayi ve ticaret limited şirketi (eski unvan ... medikal estetik eğitim merkezi ticaret limited şirketi) olduğunu, müvekkili şirket'e karşı davalıların sahteliği tespit edilen 31/12/2006 tanzim tarihli ve 31/12/2015 vade tarihli 1.800.000.- Usd bedelli sahte olarak düzenlenen senedi dayanak yaparak istanbul 26. icra müdürlüğünün 2017/... esas sayılı dosyasında 04.03.2017 tarihinde icra takibi başlattığı, 08.05.2017 tarihinde de şirkette haciz yapıldığını, sahte senetle icra takibi başlatmadan, öncesinde de almış oldukları İhtiyati haciz kararı ile, müvekkil şirket'e ait bulunan tüm Nakit Alacaklar, Gayrimenkuller, Menkuller ve tüm Malvarlıklarına haciz koyduklarını, müvekkili şirketin tüm bu haksız ve hukuka aykırı eylem ve işlemler sebebiyle, Tüm faaliyetlerine son vermek zorunda kaldığını, Tüm malvarlıklarının bloke edildiğini, SGK'lı çalışan 30 kadar işçisini çıkarmak zorunda kaldıklarını, Tüm Alacaklarının Bloke edildiğini, Borçlarına ödeyemez hale geldiği, 2016 - 2017 ciroları esas alındığında 12.000.0000.- ila 15.000.000.- Türk Lirası ciro yapan şirketin batmış ve kağıt üzerinde bir şirkete dönüştüğünü, müvekkili şirket ile Şirket Müdürü ve Ortağı ..., babası ... ve İşbirliği yaptığı ... hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, bunun üzerine, İstanbul 2. Ağır ceza Mahkemesi'nde ... Esas numarası ile dava açıldığını ve görülen davanın 14/05/2019 tarihinde ... Esas ve 2019/188 Karar ile Davalı ... ile davalı ...'in Resmi Evrakta Sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık yaptıklarını, davalı ...'in bu meblağları borç olarak verebilecek maddi gücü bulunmadığını, Sahte senet üzerinde, Düzenleme tarihi 31/12/2006 olan Sahte senedin en fazla 17.07.2017 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporunda suça konu senedin 4-6 ay önce tanzim edildiğinin tespit edildiğini, Senedin tanzim tarihi ile vade tarihi arasında 9 yıl, tanzim tarihi ile takip tarihi arasında yaklaşık 10,5 yıl, vade ile takip tarihi arasında 1,5 yıl olması, Hayatın Olağan akışına aykırı olduğunu, Ceza Mahkemesi kararında yine, "Sanık ... ile Sanık ... arasında 1.800.000 USD değerinde nasıl bir ilişki olduğu hususunda sanıklarca inandırıcı bir savunma sunulamadığı" şeklinde değerlendirme yapıldığını, müvekkili şirkete karşı yapılan ve İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin ... Esas ve 2019/188 Karar numaralı kararı ile davalı ... ve davalı ...'in, resmi evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suretiyle yapmış oldukları haksız fiil sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararlar ile Şirketin mahrum kaldığı MÜSPET ZARARLARIN tespit edilerek alacağın hüküm altına alınması için Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bu davayı açtıklarını, müvekkil şirket'in, hisselerinin % 50 ... ve % 50 ...'nın, ... 18. noterliğinden 15/09/2009 tarih ve 16663 yevmiye numaralı “hisse devir ve temlik” protokolü ile davalı ...’tan % 50 hisse payına ve 25.000.- türk lirasına tekabül eden hisseleri satın alarak hissedarı olduğunu, Bu işlemin istanbul ticaret sicil memurluğu’na, tescil ve ilan ettirildiği ve ortaklar pay defterine de işlenerek ortaklığı hususunda hiçbir ihtilaf kalmadığını, Bu tescil ile birlikte 15/09/2009 Tarihi itibariyle, davalı ...’ın şirkette hiçbir hak ve hissesi kalmadığı gibi müdürlük sıfatının da sona erdiğini, ortak olunan şirketin 01/05/2006 tarihinde almış olduğu 5 numaralı ortaklar kurulu kararı ile faaliyetlerinin durdurulmasına karar verildiğini, şirketin bu karar çerçevesinde ...'nın hisselerini devir aldığı 15/09/2009 tarihine kadar da, hiçbir ticari faaliyette bulunmadığını, Şirket aktifinde hiçbir malvarlığı da bulunmadığını, müvekkili şirketin ... Şirket hisselerini aldıktan sonra ticari faaliyetlerine hız verdiğini ve şirketin ciddi cirolar yapmaya başladığını, davalıların muvazaalı olarak geçmişe dönük “hisse devir protokolü” düzenlediklerini, Eski ortak davalı ..., diğer davalı ... ile anlaşarak, 20/08/2006 tarihli “hisse devir protokolü” düzenlediklerini, bu protokole göre, davalı ..., kendi hissesi ve ... ait diğer hisseyi 01/09/2006 tarihinde devir edeceğini, bunun karşılığında 675.000.- $ aldığını bu hisse devir protokolünde belirtildiğini, sözde bu muvazaalı “hisse devir protokolüne” dayanılarak, 31/12/2006 tarihli yine muvaazalı “protokol” düzenlendiği, 31/12/2006 tarihli yine muvaazalı “teslim ve tesellüm tutanağı” düzenlendiği, 31/12/2006 düzenleme tarihli 1.800.000.- $ tutarında alacaklısı davalı ..., borçlusu ..., müşterek ve müteselsil kefili ortak olunan ... medikal estetik eğitim merkezi ticaret limited şirketi olarak gösterildiğini, vade tarihi ise 31/12/2015 olarak belirtildiğini, davalılar ... ve ...’in aralarında muvaazalı olarak düzenledikleri 20/08/2006 tarihli limited şirket “hisse devir protokolü”nün mutlak butlan sebebiyle batıl olduğunu, davalı ...’ın imam nikahlı eşi, iki çocuğunun annesi (ki çocuklar 20 yaşın üstündeler) güvsevin hoşfikir ile diğer davalı ...'in kardeş olduklarını bir başka anlatımla şayet resmi nikah kıyılmış olsaydı davalılar ... ve ..., enişte kayın birader olacağını, davalı ...'in ... hizmet ve reklam san. tic. ltd şti ünvanlı ve % 50 sine ortak olduğu bir şirketi 01/08/2019 tarihinde kurduğunu (kurucu ortak), şirketin adresinin "... mahallesi ... cad. no: 7/10 .../istanbul" olup bu adres aynı zamanda diğer davalı ...'ın ev adresi olduğu, başka bir anlatımla davalı ...'in sözde 1.800.000.- $ alacaklı olduğu diğer davalı ...'ın evinde şirket kurduğunu, Tüm bu anlatılanlar ışığında şirket böyle bir haksız fiil ile karşılaşmamış olsaydı ortaya çıkacak piyasa değerinin veya en az son dönemler baz alınarak 20 yıllık karlılığı esas alınarak uğranılan menfi ve müspet zararların tespit edilmesini, tespit edilen bu rakamın müvekkil şirket'e ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkil şirketi haksız ve hukuka aykırı işlem ve fiilleri ile milyonlarca liralık zarara uğratan davalı ... ve davalı ...'in tüm malvarlıkları, hak ve alacakları üzerine başkalarına devrini engellemek için, ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, davalılar ... ve ...'in sahte senet düzenleyerek haksız ve hukuka şekilde icra takibine koymaları, bu sebeple şirketin tüm malvarlığını kaybetmesi, çalışamaz hale gelmesi, borçlarını ödeyemez hale gelmesi ve sair sebeplerle uğradığı tüm menfi ve müspet zararların (mahrum olunan karlar) tespit edilmesi ve müvekkil şirkete ödenmesi için karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08.05.2016 tarihinde müvekkilinin maliki olduğu, davalıya kasko sigortalı olan ... plakalı servis minibüsünün park halinde iken torpido gözünde çıkan yangın sonucunda kullanılamayacak hale geldiğini, davacının başvuruya rağmen zararı karşılamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla araç bedeli olarak 60.000,00-TL ve mahrum kalınan kazanç olarak 15.000-TL'nin (belirsiz alacağın) kaza tarihinden itibaren başlayacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 28.03.2019 tarihli dilekçesi ile talebini maddi zarar 85.500,00-TLve mahrum kalınan kazanç 15.000,00-TL olmak üzere toplam 100.500,00-TL olarak artırmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını ve haksız olduğunu belirterek reddini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davacının pert total bulunan aracı nedeni ile gerçek zarar miktarı olduğu anlaşılan 85.500,00- TL nin 02/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Sigortali aracın sovtajının davalı-sigortacı teslimi ile sigortalı aracı alacak kişiye veya sigortacıya noterlikçe kesin satışının davacı tarafından bedelsiz yapılmasına; Kazanç (gelir)kaybı isteminin REDDİNE, karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri: davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin aracın kullanılamayacak hale gelmesi nedeniyle mahrum kalınan kazanç talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, faiz başlangıç tarihinin kaza tarihi olması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; zararın teminat dışı olduğunu, hasarın asıl kaynağının alevli yangın değil, servis aracında olaydan 22 gün önce gerçekleştirilen ayıplı hizmet olduğunu, bundan dolayı park halindeki aracın elektrik kablolarında kısa devre meydana geldiğini, davacının bu davayı açmadan önce icra takibi yaptığını, takibin itiraz üzerine durduğunu , davacının takipten feragat etmeden bu alacak davasını açtığını, davanın derdestlikten reddi gerektiğini, davanın zaman aşımına uğradığını, hükmedilen zarar miktarının fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; TTK 1420 maddesi gereğince davanın 2 yıllık zaman aşımı süresi içinde açılmış olmasına; itfaiye raporu, ekspertiz raporu, fotoğraflar ve 22.11.2018 tarihli bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde araçtaki yanma olayının aracın sol-A direği bölgesinden geçen elektrik kablolarındaki önceki onarıma bağlı olarak zayıf bağlantının ortaya çıkardığı aşırı ısınma sonucu başladığı, çevresindeki plastik aksamın tutuşarak ve erimek suretiyle gerçekleştiği anlaşılmış olup, olay öncesi yapıldığı ileri sürülen onarımdaki varsa kusurun davacıya yüklenemeyecek olmasına; poliçede ''yanma'' teminat klozunun bulunması nedeniyle davalının meydana geldiği zarardan sorumlu olmasına, davacının iş bu davayı açmadan önce icra takibi yapmasının eldeki tazminat davasını açmasına hukuki engel teşkil etmemesine, ortada derdest bir dava bulunmamasına; araçta meydana gelen hasara göre araç pert-total olup, aracın hurdasını istemeyen davacı taraf için aracın olay tarihindeki rayiç değerine hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına; bu anlamda 22.11.2018 tarihli bilirkişi raporunun hasara ilişkin olarak ekpertiz raporu, poliçe ve hasar gören aracın özellikleri dikkate alınarak hazırlanmış olmasına; poliçede kazanç kaybı klozu bulunmadığından davacının bu talebinin yerel mahkemece reddedilmesinde bir hata bulunmamasına; davacı kaza tarihinden önce davacı şirkete başvurduğundan davalının temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faizden sorumlu tutulmasında da bir yanılgı tespit edilememesine göre; davacı vekilinin ve davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ... park ve benzeri diğer ürünlerin yapımı ve satın alınması konusunda anlaşma yapıldığı, anlaşma uyarınca müvekkili şirket edimini yerine getirerek zamanında ve ayıpsız bir şekilde davalı/borçlu şirkete teslim ettiğini, yapılan işe dair 44.254,53 TL bedelli fatura düzenlendiği, söz konusu faturanın davalı tarafından ödenmediğini, davalı/borçlu şirket ürünleri teslim aldığını, yasal süre içinde fatura içeriğine de itirazda bulunmadığını, bu nedenle ürün bedelinin ödenmesi için davalı aleyhine .... İcra Müdürlüğünün ... E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, her türlü dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla davanın kabulü ile davalının haksız ve hukuki mesnetten yoksun kötü niyetli itirazının iptaline, takibin devamına, borçlu aleyhine %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı --------- bayiliğini açmak istediğini bayi olabilmek için şirket tarafından kendisinden -------sonra bayilik işlerinin biteceğini ve çeki iade edeceğini, bu çeki borçlanma ya da 3. Kişilere olan borcu için istemediğini beyan ederek hatır/teminat çeki keşide etmesini istediğini, davacı ------- keşide tarihli bedelli çeki hatır/teminat çeki olarak tanzim ettiğini, lehtar olarak diğer davacı ----verdiğini, davacı----- imzaladığı, iş bu sözleşme sonucunda davacı ------ malzemeleri sözleşmede belirtildiği gibi müşteri senetleri ile ödediği, sözleşmesel yükümlülüğünü yerine getirdiği, ------ arasındaki bayilik sözleşmesi feshedildiği ---- tarafından dava dışı şirketten teminat senedinin iadesinin talep edildiği,------ yevmiye numarası ile ihtar çekerek, çeki kendi iç sorunları sebebiyle bayilik sözleşmesinin fesih tarihinden itibaren -----içerisinde iade edemediklerini, sorunları halledip en kısa sürede iadenin gerçekleşeceğini bildirdiği, aradan geçen süre sonucunda davacılarca çekin ------geçildiği öğrenildiğini------arasında şirket pay devri ve şirket iç ilişkileri ile ilgili olarak ------- yetkilileri tarafından şirket için---------- numaralı düzenleme şeklinde dava, gümrük ithalat ve ihracat, bakanlıklarda iş takibi, banka kredi alımı, ihaleye giriş ve istihkak, taşınmaz alımı gibi geniş kapsamlı yetkileri içeren vekaletname ile-------verildiğini, protokol ve pay devir sözleşmesinden sonra şirketler arası sürekli bir hareketlilik olduğu, -------arasında yapılan abonelik sözleşmesinden --- ay kadar önce yapıldığı, davacılara karşı başlatılan takipten önce ------tarafından davalı şirket yetkililerine geniş kapsamlı yetkiler içeren vekaletname düzenlendiği de göz önüne alındığında davalı şirketin ------ bedelli hatır/teminat çekinden bihaber olduğu iddiasının kötü niyetli bir yaklaşım olduğunu,------ sunduğu cevap dilekçesinde ilgili çeki ve abonelik sözleşmesini----- teslim ettiğini-----çekin teminat çeki olduğunu bildiğini çekin iadesini talep ettiklerinde ise çekin iade edilmediğini beyan ettiğini,--------- numarası ile karar verilmiş olduğu, kararın ------- hatır çeki olduğu, herhangi bir borca karşılık verilmediği, davalının gerçek ve tüzel kişiye takip konusu çekten ötürü herhangi bir borcunun bulunmadığı, üçüncü kişi konumundaki ---------- davalı şirket ile ilişkisinden ötürü çekin tahsil kabiliyeti kazanmak amacıyla ciro edildiği çeki takibe koyan şirketin aradaki hukuki ilişkiyi bildiği ya da bilebilecek durumda olduğu kanaatiyle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklinde olduğu, iş bu kararın -----tarihinde kesinleştiği, kararda bahsedildiği gibi ---------kötü niyetli ve davacıları zarara sokacak şekilde çeki tahsil kabiliyeti kazanması amacıyla ciro almış olup bu husus kesin hüküm altına alındığını, ------- ortakları olduğunu,---------- borçlu olarak gözüktüğünü, ----- kendi arasındaki alacak verecek ilişkisinin kaynağı ise aralarında düzenledikleri fason faturalar ve fatura iadeleri olduğu,-----ticari kayıtları arasında sürekli olarak bu şekilde devam eden farazi giriş çıkışlar mevcut olduğu, şirket ortaklarının ve yöneticilerinin diğer şirketlerin iç ilişkileri ve işleyişlerinden haberleri olduğunu, dava konusu çekin ciro edilmesinin sebebinin ise çeke tahsil kabiliyeti kazandırma çabası olduğunu, davalı şirkete, davalı şirket yetkililerinin kötü niyetli ve davacıların zararına olacak şekilde tahsil amacıyla ciro yoluyla aldıkları ---------- bedelli çek için borcunun bulunmadığının tespiti için mahkemeye başvurulduğunu, dilekçede açıklanan sebeplerle; davacıların davalıya takip konusu çek için borcu olmadığının tespit edilmesini, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile çekte yazılı miktar olan ---------% 20’sinde aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava ettikleri görüldü.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Poliçeye ait aşağıdaki hükümler çek hakkında da uygulanır: Düzenleyenin bizzat kendi emrine, kendi üzerine ve üçüncü kişi hesabına düzenlediği poliçeler hakkındaki 673 üncü madde. Poliçede gösterilen bedeller arasındaki farklara ilişkin 676 ncı madde. Borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasına, yetkisiz imzaya, düzenleyenin sorumluluğuna ve açık poliçeye ait 677 ilâ 680 inci maddeler. Ciro hakkındaki 683 ilâ 685 inci maddeler. Poliçeye ait def’ilere ilişkin 687 nci madde. Vekâleten yapılan cirodan doğan haklara dair 688 inci madde. Avalin şekil ve hükümleri hakkındaki 701 ve 702 nci maddeler. Makbuz istemek hakkına ve kısmen ödemeye dair 709 uncu madde. ı) Protestoya ait 715 ilâ 717 nci ve 719 ilâ 721 inci maddeler. “Protestosuz” kaydına dair 722 nci madde. İhbar hakkındaki 723 üncü madde. Poliçe borçlularının müteselsil sorumluluğuna dair 724 üncü madde. Poliçenin ödenmesi hâlinde başvurma hakkına ve poliçenin, protestonun ve makbuzun kendisine verilmesini istemek hakkına dair 726 ve 727 nci maddeler. Sebepsiz zenginleşmeden doğan haklara dair 732 nci madde. Poliçe karşılığının devrine dair 733 üncü madde. Poliçe nüshaları arasındaki ilişkiye ait 744 üncü madde. ö) Değişiklikler hakkındaki 748 inci madde. Zamanaşımının kesilmesine dair 750 ve 751 inci maddeler. Atıfet sürelerinin kabul olunamayacağına, poliçeye ilişkin işlemlerin yapılması gereken yer ile elle imzaya dair 754 ilâ 756 ncı maddeler. İptal hakkındaki 757 ilâ 763 üncü maddelerle 764 üncü maddenin birinci fıkrası. ş) Ehliyete, poliçe ve bonolara ilişkin hakların korunması ile başvurma hakkının kullanılması için gerekli işlemlere ilişkin kanun ihtilaflarına dair 766, 768 ve 769 uncu maddeler.722 nci maddenin birinci ve üçüncü fıkralarıyla 723 üncü maddenin birinci fıkrası ve 727 nci madde hükümlerinin çeklere uygulanmasında, protesto yerine 808 inci maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri gereğince belirleme yapılması da geçerlidir.
neutral
DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)DAVA TARİHİ : 01/02/2018KARAR TARİHİ : 30/10/2018K.YAZIM TARİHİ : 27/11/2018Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında "Taşeron Sözleşmesi" akdedildiğini, sözleşmenin konusunun Ankara ili ... Mahallesi ... ada ... parselde bulunan A-B bloklar ve ... ada ... parselde bulunan inşaat ile Ankara ili ... ilçesi ... ada .... Parselde bulunan inşaatın alçı-saten-boya-duvar kağıdı astarı işinin yapımından ibaret olduğunu, sözleşme konusunda belirtilen işlerin birim fiyatlarını tarafların sözleşmede belirlediklerini, bu kapsamda Sözleşmenin 4. maddesinde ışık bandı, saten alçılar ve tavan boyasının birim fiyatı 5,5 TL olarak belirlendiğini ancak davalı şirket tarafından belirtilen bu işlerle ilgili taraflar arasında kararlaştırılan 5,5 TL birim fiyat üzerinden ödeme yapılmadığını, Ankara ili ... Mahallesi ... ada ... parselde bulunan A-B blok inşaatında ve ... ada .. parseldeki inşaatta davacı tarafından yapılan ışık bandı, saten alçılar ve tavan boyası işleri için 3,75 TL birim fiyat üzerinden davacıya ödeme yapıldığını, dolayısıyla sözleşmede kararlaştırılan birim fiyat üzerinden ödenmesi gereken bedele ilişkin 3,75 TL üzerinden ödeme yapıldığını, yine sözleşme kapsamındaki Ankara ili ... ilçesi ... ada ... Parselde bulunan inşaatın saten alçı, zımpara işlemleri davacı tarafından yapıldığını boya işinin davacıya yaptırılmayarak sözleşmeye aykırı şekilde bu inşaattaki işler için 2,5 TL birim fiyat üzerinden davacıya ödeme yapıldığını, sözleşmede yine 5,5 TL birim fiyat kararlaştırılan bu işte sadece boya işinin başkasına yaptırıldığı dikkate alındığında işin birim fiyatın en az 3,5 TL olması gerekirken müvekkile 2,5 TL üzerinden ödeme yapıldığını, bunların yanı sıra davalı şirket tarafından davacının hakedişlerinden temizlik parası adı altında haksız olarak bir kesinti yapıldığını, yapılan bu kesintinin haksız ve hukuka aykırı olduğundan bu bedelin de davacıya ödenmesi gerektiğini ancak davalı şirketin bununla ilgili olarak da davacıya ödeme yapmadığını bildirerek davacıya sözleşmeye göre eksik ödenen bedellerin ve davacının hakedişlerinden haksız olarak temizlik kesintisi adı altında kesilen bedellerin şimdilik 500,00 TL'sinin işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/10/2016 tarihinde davalılardan ...adına kayıtlı, diğer davalı ... tarafından sevk ve idare edilen... plakalı aracın tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği maddi hasarlı trafik kazası sonucu müvekkile ait ... plakalı araçta büyük çapta maddi hasar meydana geldiğini, mevcut kaza sebebiyle aracın bir takım parçası onarılmaz boyutta hasarlı olması dolayısıyla değiştirildiğini, TRAMER kayıtlarana işlenen hasar kaydı nedeniyle aracın değerininde düşüş olduğunu, bu nedenlerle müvekkile ait ... plakalı araçta meydana gelen değer kaybı zararının tazmini adına tespit olunacak tazminat tutarına göre arttırılmak üzere şimdilik 1.000TL tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsil sorumlulukla tahsilini, uyuşmazlık konusu tazminatın sigorta hukukundan kaynaklanması sebebiyle hükmolunacak tazminat tutarlarına kaza tarihinden itibaren avans faizi işletilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;dava dışı sigortalı..., müvekkili şirket nezdinde Ticari Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, dava dışı sigortalının adresindeki işletmesinin bulunduğu caddede davalı tarafından hatalı ve kusurlu olarak kanal ve foseptik açma işlemleri yapıldığını ve bunun sonucunda dava dışı sigortalıya ait işletmede hasar meydana geldiğini, dava dışı dışı sigortalıya hasarın ödenmesi için 57.918,05 TL hasar tazminat bedeli ödendiğini, müvekkili şirket tarafından ödenen hasar tazminat bedelinin sorumludan rücuen tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nin ... sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... ile ... ve ...'ın kardeş olup, davacının davalıların abisi olduğunu, davalı ....'nin ilk olarak 29.11.1995 yılında kurulduğunu, kuruluşta hissedarların %95 hisse ile dava dışı anne ... ve %5 hisse ile ... olduğunu, davalı şirket hisselerinin süreç içerisinde ... ailesi içerisinde el değiştirmek suretiyle 01.02.2005 tarihinde şirket merkezini Eskişehir'e taşıdığını, ... ve ... kardeşlerin 06.09.2005 tarihinde hisselerinin bir kısmını diğer davalı ...'a devrettiğini, davalı şirketin pay durumunun %36 ..., %32 ..., %32 ... şeklinde olduğunu, davalı şirketin 23.05.2014 tarihinde nevi değiştirerek .... olduğunu, davalı ... ....'nin 27.05.1992 tarihinde kurulduğunu, kuruluştaki pay oranlarının %40 dava dışı baba ..., %30 davacı ..., %30 ... şeklinde olduğunu, davalı şirketin 01.02.2005 tarihinde şirket merkezini Eskişehir'e taşıdığını, davalı şirketin 30.09.2014 tarihinde nevi değiştirerek ... .... olduğunu, ...'ın 17.11.2006 tarihinden itibaren önce müdür ve daha sonra ortak dışı yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığını, baba ...'ın sadece resmi kayıtlarda ortak olarak yer aldığını, 12.09.2018 tarihinde dava dışı baba ...'ın hisselerini davalı ... ve ...'a devrettiğini, davalı şirketin pay durumunun %36 ..., %32 ..., %32 ... şeklinde olduğunu, tarafları şirket bölünmesi ve hisse devri yapılmak suretiyle ortaklıklarının ayrılması kararı aldıklarını, taraflar arasında yapılan protokoller gereğince hisse devrine esas olmak üzere gerek şirketler üzerinde ve gerek şahıslar üzerinde kayıtlı taşınmazların kardeşler arasında ne şekilde paylaşılacağının kararlaştırıldığını, bunun üzerine taşınır malların şirketler arası tesliminin ve çalışanların paylaşımlarının da protokollere uygun olarak gerçekleştirildiğini, 31.03.2018 tarihinden itibaren davalı ... ....nin müvekkili ve ....'nin davalılar ... ve ...'ın fiilen işletmeye başladığını, davalı şirketlerden ....'nin taşınmaz mal varlığının birçoğuna sahip olması nedeniyle ....'nin devreden sıfatıyla kısmi bölünme mevzuatı kapsamında bir kısım gayrimenkul ve nakdinin tefriki ile ... A.Ş.'ne devralan sıfatıyla devredilmesine karar verildiğini, böylelikle davalı ... A.Ş'de resmi olarak dava dışı baba ... üzerinde bulunan %64 oranındaki hissenin %32'şer oranında hisselerle 26.09.2018 tarihinde davalı ... ve ... ...'a devredildiğini, müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen davalı gerçek kişilerin davalı ... A.Ş. hisselerini müvekkili davacıya devretmediğini, davalı ... ....'nin davalı ... ve ... üzerinde gözüken şirket hisselerinin devrinin önlenmesi amacıyla teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı ...'nin yargılama sürecinde keyfi yönetilmesi ve mal varlığının azaltılmasının önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir yoluyla şirketin tüm işlemlerinin resen atanacak kayyım vasıtasıyla yürütülmesi hususunda karar verilmesini, bu talepleri uygun görülmemesi halinde şirketin mevcut yönetim kurulunun iş ve işlemlerinin resen atanacak bir kayyımın onayından sonra geçerlilik kazanacağı hususunda karar verilmesini, bu talebi de uygun görülmemesi halinde ...'nin taşınır ve taşınmaz mal varlığının üçüncü kişilere satışının önlenmesi amacıyla teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı ... ...'nin yargılama sürecinde faaliyetlerine devam edebilmesi ve mal varlığının azalmasının önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir yoluyla şirketin tüm işlemlerinin müvekkilinin münferit yetkisi ile yapabilmesi hususunda karar verilmesini, bu talebi uygun görülmemesi halinde şirketin tüm işlemlerinin mahkemece resen atanacak bir kayyım vasıtasıyla yürütülmesi hususunda karar verilmesini , davalarının kabulü ile tarafların hissedarı oldukları davalı şirketlerin bölünmesi ve ardından hisse devirleri yapılarak ortaklıklarının ayrılması hususunda düzenlenen sözleşme hükümlerinin müvekkili tarafından yerine getirilmiş olması nedeniyle davalı ... ..Şti'deki davalı ...'a ait %32 ve ...'a %32 hissenin müvekkiline ait olduğunun hükmen tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
contradiction
DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVA : Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 30/07/2018KARAR TARİHİ: 06/12/2018K. YAZIM TARİHİ: 12/12/2018Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında Pamukbank tarafından çekilen ihtarname ile icra takibi başlatıldığını, bunun üzerine müvekkilinin 710,89 TL ödeme yaptığını, ancak yıllar sonra Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasıyla müvekkili hakkında yeniden icra takibi yapıldığını, müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığını beyan ederek, İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasına konu takipten dolayı müvekkilinin herhangi bir borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin uluslararası taşımacılık sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalının da operasyon sorumlusu olarak görev yaptığını, ve daha sonra prim ödeme gün sayısını doldurduğunu ve emeklilik için yaş şartını beklemeyeceğini beyan ederek müvekkili şirketten ayrıldığını, akabinde ".... isimli şirkette operasyon müdürü olarak çalışmaya başladığını, davalının bu eyleminin müvekkil şirket ile aynı sektörde faaliyet gösteren aynı işi aynı çerçevede yapan ve müvekkilinin müşterileri ile irtibata geçerek müvekkilinin firmada çalışırken sahip olduğu ve ticari sır niteliğinde bulunan fiyat bilgisinden daha az fiyat vermek suretiyle onlarla kendi işvereni adına çalışmaya başlamasının müvekkili ile imzaladığı rekabet yasağı ve ticari sır ve saklama taahhüdü ile iş sözleşmesinin 8 ve devamı maddelerine aykırı olduğunu bu nedenle taahhütte belirtilen brüt maaşının 24 katı tutarındaki miktarı, müvekkiline cezai şart olarak ödemek zorunda olduğunu, sözleşme ve rekabet yasağı taahhüdünü ihlal eden rekabet etmeme yasağına aykırı davranan davalıdan fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla 109.406,64 TL işleyecek yasal faizi ile beraber hüküm altına alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Poliçenin getirilmesine ilişkin ilan, 35 inci maddede yazılı gazete ile üç defa yapılır.Özellik gösteren olaylarda, mahkeme, uygun göreceği daha başka ilan önlemlerine de başvurabilir.
neutral
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin ortağı olduğu ve çift imzayla temsil edilen...Şti tarafından...A.Ş.'den alınarak mobilya yan ürünleri ve aksesuar malların karşılığı olarak toplam 450.000,00-TL meblağlı çeklerin şirketin sigortalı elemanına teslim edildiğini, imzaya yetkili diğer ortağın şehir dışında olması nedeniyle sadece şirket yetkililerinden davacı müvekkili ... tarafından imzalandığını, çeklerdeki imza eksikliği giderilmeden 3.kişilere ciro edilemeyeceğinin taraflarca kararlaştırıldığı bu nedenle mevcut haliyle çeklerin geçersiz olduğunu ayrıca ... Mobilya tarafından mobilya yan ürünleri ve aksesuar malların da ... Mobilya'ya teslim edilmediği için davalı şirketin kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin hiçbir borcu olmaması ve çekin de geçersiz olması nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, dava konusu ... Bankası Torbalı şubesinin 31/08/2016 keşide tarihli 8643627 çek numaralı ve 50.000,00-TL bedelli çekin geçersiz sayılmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 06/08/2018 tarihinde Özel ... Hastanesi'nde muayene olduğunu ve yapılan kontroller sonucunda sağ skrote 1 cm apse olduğunun söylendiğini, müvekkilinin aradan geçen altı aylık zaman diliminde bu konu ile ilgili bir rahatsızlık duymadığını ancak 05/02/2019 tarihinde ... Üniversitesi ... Hastanesi'nden muayene olması neticesinde bunun apse değil kitle olduğunun söylendiğini ve bu kitlenin alınmasının gerektiğinin söylenmesi üzerine operasyon geçirdiğini ve hastaneye 13.924,91 TL ödeme yaptığını, zira davalı firma tarafından 06/02/2019 tarihinde hastaneye provizyon ret formu gönderildiğini, ret sebebinin poliçe başlangıç tarihinden önce var olan ve beyan edilmemiş rahatsızlıkların teminat dışı olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin davalı firma nezdinde 02/01/2019 tarihinden beri kesintisiz olarak özel sağlık sigortası ile sigortalandığını, 05/02/2019 tarihinde geçirdiği ameliyat neticesinde ödemek zorunda kaldığı bedelin davalı tarafından ödenmesi gerektiğini, davalı firmaya ödenmesi amacı ile 12/03/2019 tarihinde Bursa ... Noterliği'nin ... yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiğini, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını belirterek şimdilik 100,00 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 24/08/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde talep ettiği 100,00 TL alacağı, 13.824,91 TL arttırarak toplam 13.924,91 TL'nin avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı---- tarafından ----- keşide tarihli çekin müvekkili şirkete teslim edildiğini, ancak anılan çekin müvekkili şirket nezdinde kaybolduğunu, bu güne dek yapılan araştırma neticesinde bulunamadığını, sunulan çek fotokopisi incelendiğinde mezkur çekin zayi olduğu anda hak sahibi müvekkili şirket olmakla, ----- uyarınca iptaline karar verilmesini kaybolan çekin ----- tarafından kullanılması ihtimali bulunduğunu, dava konusu çekin kötüniyetli üçüncü şahısların eline geçmesi ve ibraz edildiğinde muhatap banka tarafından karşılığının ödenmesi müvekkilinin mağduriyetine neden olacağını, bu nedenlerle çekin ibrazında bankaca ödenmemesi için ivedi olarak tedbir kararı verilerek ------- uyarınca iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İptal kararı üzerine hak sahibi hakkını senetsiz olarak da ileri sürebilir veya yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilir.Bunun dışında iptal usulü ve hükümleri hakkında, kıymetli evrakın çeşitli türlerine ilişkin özel hükümler uygulanır.
neutral
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... Imo numaralı... isimli gemide usta gemici olarak 01/08/2017 tarihinde çalışmaya başladığını, müvekkilinin 16/08/2018 tarihinde gemiden ayrıldığını ve toplamda 1 yılı 15 gün hizmeti bulunduğunu, aylık sözleşmesel ücretinin 1.500,00 USD olduğunu, toplam ücret alacağının faiz hariç 12.000,00 USD olduğunu, ödenmeyen ücret alacağına ilişkin İstanbul ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ...D. iş,...sayılı kararı ile ihtiyati haczi kararı alındığını, kararın İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyası ile Taşınır Rehnin Paraya Çevrilmesi Yolu ile takip başlatıldığını, davalı vekilince takibe yasal süresi içerisinde itiraz edildiğini, uyuşmazlığın sulhen çözümü için arabuluculuk cihetine gidildiğini ve sonuç alınamadığını bildirerek davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, Merkez Bankası'nın TL mevduatına uyguladığın en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faiz ile birlikte tahsilini, davalının %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir. Bu Kanun, 4 üncü Maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır. İşyerleri, işverenler, işveren vekilleri ve işçiler, 3 üncü maddedeki bildirim gününe bakılmaksızın bu Kanun hükümleri ile bağlı olurlar. Tanımlar
neutral
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davalı şirketin 2005 yılında kurulduğu, 29.09.2009 tarihli 6400 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan olduğu, müvekkilleri ... ve ...’ın şirketin kurucu ortaklarından ve yönetim kurulu üyelerinden oldukları, davalı şirket yönetim kurulu üyesi ... tarafından 26.02.2020 tarihinde müvekkillerine elektronik posta marifetiyle 27.02.2020 tarihinde saat 11:00’da yapılacak yönetim kurulu toplantısına davet gönderildiği ve bu toplantının konusunun olağanüstü genel kurul toplantısı gündeminin belirlenmesi ve olağanüstü genel kurul davetinin görüşülmesi olduğunun belirtildiği, yönetim kurulu toplantılarının nasıl yapılacağının yasa ile açıkça belirlenmiş olmasına rağmen, yasaya aykırı olarak yönetim kurulu toplantısının gerçekleştirildiği, yönetim kurulu toplanmasının TTK m. 392/7 gereği yönetim kurulu başkanı olan müvekkili ...’dan talep edilmesi gerekirken edilmediği, söz konusu yönetim kurulu toplantısına sadece ... kardeşlerin katıldığı, TTK m. 393 hükmüne aykırı bir şekilde müzakerelere katılma yasağına uyulmaksızın karar alındığı, bu hususta ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... E. Sayılı dosyası üzerinden anılan yönetim kurulu kararının yokluğunun ve hükümsüzlüğünün tespit konulu bir davanın ikame edildiği, Sayın Mahkemeden dava konusu genel kurul kararının tedbiren yürütmesinin durdurulması akabinde işbu davanın ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesinin talep edildiği, genel kurul toplantılarına çağrının nasıl yapılması gerektiğinin kanunda belirlenmiş olduğu, ancak somut olayda şirketin genel kurul toplantı çağrısının ekinde ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler ile birlikte vekil eden ...’a iadeli taahhütlü posta yoluyla usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden genel kurul toplantısının icra edilemez vaziyette olduğu, bu hususta itirazlar yapılmış ise de toplantı sırasında dikkate alınmadığı, usulsüz çağrı ile genel kurul toplantısının görüldüğü ve söz konusu genel kurul toplantısının yoklukla baki kaldığı, şirket hissedarlarından ... dışındaki hissedarların 65 yaşın üzerinde olduğu, yönetim kurulu üyesi olmayan ...’ın toplantıya bizzat katılabildiği, olağanüstü genel kurul toplantısında gündem dışına çıkılarak yönetim kurulu üyelerinin seçiminin yapıldığı, şirketin en önemli organlarından olan yönetim organının seçiminde zaruri bir sebeple üyelerin katılamayacak olmaları gözetilmeden toplantı yapılması sonucunda müvekkillerinin hem pay sahipliğinden doğan haklarını kullanma hakkının hem de şirket üzerindeki hakların kolayca gasba uğradığı, olağanüstü genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerinden veyahut 2017 yılında temsil yetkisi verilen murahhas üyelerden hiç birinin bizzat bulunamadığı, bu durumun TTK md. 407/2 hükmüne aykırı olduğu, müvekkillerine usulsüz bir şekilde olağanüstü genel kurul toplantısına çağrı davetinin gönderildiği, bu çağrının yasada belirtilen usule göre yapılmadığı, yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların yönetim kurulu toplantısında belirlenen gündem maddeleriyle bağlılıktan uzaklaştığı, salgın hastalık nedeniyle sokağa çıkması yasaklanmış ve toplantıya katılamamış pay sahipleri olduğu gözetilmeden 23.03.2020 tarihinde saat 11:00’da toplantının gerçekleştirildiği, tamamen taraflı bir şekilde şirketin yönetiminin ... veya ...’ın talimatı altında olacak kişi veya kişilere bırakacak ve bu nedenle bir kısım pay sahiplerinin menfaatleri ile bağdaşacak şekilde kanuna aykırılıkları sebebiyle iptal edilmesi gereken karaların alınmasının sağlandığı, Mahkemenin genel kurul kararlarının iptali görüşünde olmasa dahi genel kurul toplantı gündeminin belirlendiği 27.02.2020 tarihli yönetim kurulu kararı yok hükmünde olduğundan, butlan halde bir yönetim kuruluna bağlı olarak yapılan genel kurul kararlarının da butlan olacağının izahtan vareste olduğunu belirtilerek, tedbiren davalı şirketin 23.03.2020 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan, Yönetim Kurulu seçilmesine dair alınan 3 numaralı kararın yürütülmesinin TTK m. 449 uyarınca durdurulmasına, akabinde aradaki bağlantı nedeniyle davanın ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine, davanın kabulü ile 23.03.2020 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan kararların, mücbir sebep, usulsüz tebligat, murahhas üye katılının olmaması, Yönetim Kurulu kararlarının yoklukla malul ve hükümsüz olması nedeniyle ve TTK 447 gereği hükümsüzlüğünün tespitine, herhalde gündeme bağlılık ilkesine aykırı alınmış yönetim kurulu seçimine dair alınan kararın iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
DAVACI : VEKİLİ : Av. DAVALI : ... TEKSTİL İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ - DAVA : Genel kurul toplantıya çağrıKAYYIM :DAVA TARİHİ : 21/10/2021KARAR TARİHİ : 02/03/2022YAZIM TARİHİ :07/03/2022Mahkememizde görülmekte olan Genel kurul toplantıya çağrı davasının yapılan açık yargılaması sonunda,DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %20 pay sahibi olduğunu diğer pay sahibi eşinin ise vefat ettiğini, bu nedenle şirketin organsız kaldığını belirterek müvekkiline şirketin genel kurul toplantısına çağırma yetkisi verilmesini talep etmiştir.
entailment
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın ... şubesi müşterisi .... Şti. Tarafından tahsil edilmesi için müvekkili bankaya verilen ... numaralı, 31/08/2018 vadeli 5.930-TL miktarlı borçlusu ... olan bononun, ... Şubesi tarafından tahsil amacıyla kargo aracılığıyla ... şubesine gönderildiğini, söz konusu senedin gönderim için teslim edildikten sonra zayi olduğunun tespit edildiğini, dava konusu bono kaybolduğu ve bugüne kadar bulunamadığından telafisi mümkün olmayan zararlar meydana gelmesini önlemek ile işbu iptal davasının açılmasının hasıl olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle, dava konusu bononun ödenmemesi konusunda ödeme yasağı verilmesini, gerekli ilanın yapılarak dava konusu bononun iptaline karar verilmesini talep ile dava açtığı görüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin hamili olduğu ------ Şubesi'ne ait, keşidecisinin ---------. olduğu,---- seri/çek no'lu ------ tutarındaki----------- keşide tarihli çek zayi olduğunu, müvekkilin telafisi güç ve hatta imkansız zararlara uğramaması için ihtiyati tedbir kararı verilerek çekin ödenmemesinin durdurulmasına ve davaya konu çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
entailment
DAVACI : VEKİLLERİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)İSTİNAF KARAR TARİHİ : 26.05.2022İSTİNAF KARARI YAZIMTARİHİ : 26.05.2022 Taraflar arasındaki İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasında Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi ve Karapınar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ayrı ayrı görevsizlik kararı vermesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya incelendi: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ...' nün sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı araç ile ...' ün sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı motosikletin çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, davalı ...'nün ehliyetsiz olduğunun tespit edildiğini kazada yaralanarak malul kalan ... vekilince Sigorta Tahkim Komisyonu'nu ... sayılı dosyası ile maluliyet tazminatı talepli tahkim başvurusu yapıldığını, ilgili dosyaya istinaden Gaziantep İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyasına 05.11.2019 tarihinde 37.444,26 TL ödendiğini, tazminat alacaklısının yerine geçen ... Hesabının ödediği tazminatı, ... plaka sayılı aracın işleteni ve sürücüsü olan davalı ....'den tahsili amacıyla Karapınar İcra Müdürlüğü’nün .... E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, borçlunun itiraz ettiğini, icra dosyasına vaki itirazın iptali ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkilinin ... plakalı FIAT marka LİNEA model aracı ile 27.03.2019 tarihinde seyir halinde iken işleteni davalı ... olan ve diğer davalı ... idaresindeki ... plakalı aracın sol ön kısmı ile müvekkili aracın sağ ön ve yan kısımlarına şiddetli ve tam kusurlu olarak çarpması neticesinde müvekkili aracında büyük hasar oluştuğunu, kazada davalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza tutanağında müvekkiline atfedilen kusuru kabul etmediklerini, diğer aracın müvekkili aracına tam kusurlu çarptığını, aracın onarımını yetkili servis ... Otomotiv’de yapıldığını, onarım belgelerinin ekte olduğunu, ekte yer alan faturaya bakıldığında onarım toplamının 10.186,73 TL olduğu, bu tutarın bile kazanın boyutunu ortaya koyduğunu, aracın 2014 model olduğunu, öncesinde hiçbir kazaya karışmadığını, kaza sonrası ve onarımdan dolayı değer kaybı oluştuğunu, hasar dosyasının ... Sigortadan istenmesi gerektiğini, belirterek yukarıda arz olunduğu gibi fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalma kaydıyla müvekkili araçta 27.03.2019 tarihinde oluşan değer kaybı zararına ilişkin olarak şimdilik 100 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile dava dışı ...Ticaret A.Ş. arasında 15.05.2019-15.05.2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere kapsam dahilinde meydana gelecek rizikolar için...numaralı ....... Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, davalı kusuru ve sorumluluğu ile hasar meydana geldiğini, dava dışı sigortalıya yapılan 3.922,46 Euro tutarında ödeme TTK m. 1472 tahtında halefiyet ilkesi gereği tahsil edilmek üzere İzmir ... İcra Müdürlüğü ...... Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi ikame edildiğini, takibe itiraz edildiğini, dava dışı sigortalının adına nakliye faturası düzenleyen taraf davalı/borçlu şirketin olduğu, meydana gelen hasarda kusur ve sorumluluğu bulunduğunu, dava dışı ...şirketine hasar dosyası ve sigorta poliçesi kapsamında 3.922,46 Euro ödeme yapılması ile müvekkili, sigortalının haklarına TTK m. 1472 düzenlemesi ile halef olduğu; bu nedenle davalının kusur oranına tekabül eden tutar;İzmir 8. İcra Müdürlüğü'nün ......Esas sayılı dosyasında 3.929,23 Euro takip çıkış bedelli olarak ilamsız icra takibi ikame edildiğini, takibe vaki itiraz sebebi ile zorunlu alternatif çözüm yolu olan arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ve arabuluculuk sürecinin anlaşmama ile sonuçlanması sebebi ile huzurdaki dava ikame edildiğini, dosyada vaki itiraz haksız ve kötüniyetli olup müvekkilinin alacağına kavuşmasını sürüncemede bırakmak amacı ile yapıldığını, bu nedenlerle davanın kabulüne, davalı borçluların İzmir...... İcra Müdürlüğü...... Esas numaralı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin işlemiş ve işleyecek faizi ile devamına, davalının %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİDAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin ABD merkezli kağıt ve orman ürünleri sanayi alanında faaliyet gösteren sektörde oldukça tanınmış uluslararası bir firma olduğunu, davacı şirketin Türkiye'de alıcılara kağıt ürünleri satmakta olduğunu, davalı ... A.Ş de bu alıcılardan biri olduğunu, davacı şirketin 2007 yılından beri Türkiyedeki müşterilerine acente temsilci olarak görev yapan davalı ... Ltd. Şit ve ... aracılığıyla ulaşmakta olduğunu ... ve davacı şirket arasında yazılı bi acente sözleşmesi bulunmakta olduğunu, ... aynı zamanda davalı ... yetkilisi olduğunu her ne kadar şirketin ticaret sicil kaydında adı geçmemekte ise de şirketin hissedarları ile aynı soyadı taşımakta ve şirkete ait e posta adresi kullanmakta olduğunu, davalılara gönderilen ihtarnameler ve e-posta, telefon yoluyla ulaşma girişimleri sonuç vermediğinden taraflarınca Bakırköy Arabuluculuk Bürosu'na başvuru yapılmış olduğunu, dava konusu alacağın dayandığı faturanın asıl borçlusu ... olmakla beraber, ... ve ... aracı statüleri ve asıl borçludan tahsilat yapmış olmalarına rağmen bu bunları davacıya iletmedikleri yönünde şüphe bulunduğundan davaya dahil edilmiş olduklarını, davacı mallarını deniz yoluyla gönderdiğini ve alıcıya teslim ettiğini, ... 2017 Ekim ayında davacıdan tonu 720 USD olmak üzere 4000 ton balya halinde birinci kalite kraft kağıt hamuru sipariş ettiğini, siparişe ilişkin fiyat, miktar, nakliye gibi konular ... aracılığıyla görüşülerek mutabık kalınmış ve mallar 18 Ekim 2017 tarihinde ABD'nin Portland Limanından gemiye yüklenerek İzmir Limanı varışlı olarak gönderildiğini, nakliyat firması Hollanda merkezli ... olduğunu, mallar ... isimli gemiyle ... nolu konşimento ile gönderildiğini, geminin 2 Kasım 2017 tarihinde İzmir'e vardığını ve malların limandan çekilmiş olduğunu, malların bedelinin vadesinde ödenmemiş olduğunu bu satış için kesilen 2.887.295,75 USD' lik faturada da belirttiği üzere ödemenin gemi varışından sonraki 10 gün içinde yapılması gerekmekte olduğunu, fazlaya ve faize ilişkin tüm talep ve dava hakları ile Türk Ceza Kanunundan doğan her türlü haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.00,00 L tutarındaki alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
entailment
DAVACI : ............VEKİLİ : Av. ............ ..............DAVALILAR : 1-........... 2-...........VEKİLİ : Av. ......... .................... DAVANIN KONUSU : İtirazın İptaliKARAR TARİHİ : 21/03/2022GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2022Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 28/09/2021 tarih ve 2021/670 esas ve 2021/33 karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ...'in sürücüsü ve maliki bulunduğu .... plakalı aracıyla ... tarihinde geçirdiği trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, kaza ile ilgili olarak .... plakalı aracın kaza tarihinde ZMMS poliçesinin olmamasından müteveffanın mirasçıları tarafından Lice Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/109 Esas sayılı dosyası ile müvekkili ... aleyhine tazminat davası açıldığını ve Lice Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/109 E. 2017/153 K. Sayılı ilamı gereği müvekkilinin tazminat ödemeye mahkum edildiğini, söz konusu ilam gereği müvekkili kurumun ...-TL bakiye karar harcını ... tarihinde ilgili vezneye yatırdığını, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu ve Güvence Hesabı Yönetmeliği uyarınca kazanın sorumlusu ...'in mirasçılarına karşı ...İcra Dairesinin ... Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, yapılan icra takibine davalıların itiraz etmesi nedeni ile yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı --- değişik zamanlarda ve toplamda ---- tutarında meblağ, -----verdiğini, bu mal ve hizmetler için fatura ve cari hesap alacağına ilişkin olarak davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibine itiraz ettiği, dava şartı olarak arabuluculuk nuüracaatı yapıldığını, tarafların anlaşmaya varamadığı, bu sebeple işbu davanın açılma mecburiyetinde kalınlığı, davalının icra takibine itirazının haksız ve kötü niyetli olduğu, borçlunun kendisine verilen kırtasiye malzeme hizmeti sebebiyle ödemesi gereken----- tutarındaki borcunun bugüne kadar ödenmediğini, haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesine, icra takibinin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı idare tarafından Kamu İhale Kanunu kapsamında 2015/179663 ihale kayıt numarası ile ihale edilen "Van Ferit Melen Havalimanı Yeni Terminal Binası AKS İlavesi İle Teknik Blok Ve Kule Yapım İşi İhalesi"nin davacıların iş ortaklığı uhdesinde kaldığını, kesinleşen ihale kararının bildirilmesi üzerine Kamu İhale Kanunun 42. maddesi uyarınca sözleşmeye davet edilen davacıların oluşturduğu iş ortaklığı ile davalı idare arasında 03/03/2016 tarihinde 35 maddeden ibaret "Van Ferit Melen Havalimanı Yeni Terminal Binası AKS İlavesi ile Teknik Blok ve Kule Yapım İşine Ait Sözleşme"nin akdedildiğini, imzalanan sözleşmenin 9. maddesinde sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 15 gün içerisinde Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine göre yer teslimi yapılarak işe başlanacağının öngörüldüğünü, sözleşmenin 9.4. maddesi uyarınca 2016 yılı Nisan ayı birinci günü itibari ile işin yapımına başlandığını, sözleşmenin 25.2. maddesinde yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak işi süresinde bitirmemesi halinde gecikilen her gün için sözleşme bedelinin %0,06 sı oranında gecikme cezası uygulanacağının kararlaştırıldığını, her ne kadar işyeri davacı şirketlere 06/03/2016 tarihinde teslim edilmiş ise de; sözleşmenin 9.4. maddesinde havanın fen noktasında çalışmaya uygun olmadığı günlerin Aralık ayının 1. günü ile Nisan ayının 1. günü olduğu kararlaştırıldığından, işe başlangıç ve işin bitiriliş tarihlerinin havanın fen noktasında çalışmaya uygun olduğu Nisan ayının 1. günü itibariyle belirlenmesinin icap ettiğini, işin bitirilip teslim edilmesi gereken tarihin 01/11/2016 olduğunu, sözleşmenin 9.4. maddesi uyarınca işin bitim tarihinin 01/11/2016 tarihi olmasına rağmen işi süresinde teslim eden vekil edenlerin hak edişinden sözleşme hükümleri yanlış yorumlamak suretiyle şartları oluşmamış olmasına rağmen gecikme cezasının uygulanmasının ve hak edişlerden tenzil edilmiş olmasının sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek; 03/03/2016 tarihinde imzalanan "Van Ferit Melen Havalimanı Yeni Terminal Binası AKS İlavesi ile Teknik Blok ve Kule Yapım İşine Ait Sözleşmeden" kaynaklı davacıların ödenmeyen bakiye iş bedelinin, kesin hesapların bilirkişi marifeti ile yeniden yaptırılmak suretiyle tespiti ile, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, sözleşme ile sözleşmenin eki Yapım İşleri Genel Şartnamesinde düzenlenen gecikme cezası uygulama şartları oluşmaksızın davacıların hak edişlerinden haksız yere mahsup - tenzil edilen gecikme cezalarının tespitine, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile şimdilik 100,00TL'nin davalı idareden tahsiline, davacıların anılan işi, sözleşme ve ekleri ile fen ve sanat kurallarına uygun olarak bitirip teslim ettiğinin, işin kesin kabule hazır olduğunun, ve idarenin kesin kabulden kaçındığının tespitine, yargılama gideri ile yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinin davanın açılmasına sebebiyet veren davalı idareye tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08.05.2016 tarihinde müvekkilinin maliki olduğu, davalıya kasko sigortalı olan ... plakalı servis minibüsünün park halinde iken torpido gözünde çıkan yangın sonucunda kullanılamayacak hale geldiğini, davacının başvuruya rağmen zararı karşılamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla araç bedeli olarak 60.000,00-TL ve mahrum kalınan kazanç olarak 15.000-TL'nin (belirsiz alacağın) kaza tarihinden itibaren başlayacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 28.03.2019 tarihli dilekçesi ile talebini maddi zarar 85.500,00-TLve mahrum kalınan kazanç 15.000,00-TL olmak üzere toplam 100.500,00-TL olarak artırmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını ve haksız olduğunu belirterek reddini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davacının pert total bulunan aracı nedeni ile gerçek zarar miktarı olduğu anlaşılan 85.500,00- TL nin 02/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Sigortali aracın sovtajının davalı-sigortacı teslimi ile sigortalı aracı alacak kişiye veya sigortacıya noterlikçe kesin satışının davacı tarafından bedelsiz yapılmasına; Kazanç (gelir)kaybı isteminin REDDİNE, karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri: davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin aracın kullanılamayacak hale gelmesi nedeniyle mahrum kalınan kazanç talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, faiz başlangıç tarihinin kaza tarihi olması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; zararın teminat dışı olduğunu, hasarın asıl kaynağının alevli yangın değil, servis aracında olaydan 22 gün önce gerçekleştirilen ayıplı hizmet olduğunu, bundan dolayı park halindeki aracın elektrik kablolarında kısa devre meydana geldiğini, davacının bu davayı açmadan önce icra takibi yaptığını, takibin itiraz üzerine durduğunu , davacının takipten feragat etmeden bu alacak davasını açtığını, davanın derdestlikten reddi gerektiğini, davanın zaman aşımına uğradığını, hükmedilen zarar miktarının fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; TTK 1420 maddesi gereğince davanın 2 yıllık zaman aşımı süresi içinde açılmış olmasına; itfaiye raporu, ekspertiz raporu, fotoğraflar ve 22.11.2018 tarihli bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde araçtaki yanma olayının aracın sol-A direği bölgesinden geçen elektrik kablolarındaki önceki onarıma bağlı olarak zayıf bağlantının ortaya çıkardığı aşırı ısınma sonucu başladığı, çevresindeki plastik aksamın tutuşarak ve erimek suretiyle gerçekleştiği anlaşılmış olup, olay öncesi yapıldığı ileri sürülen onarımdaki varsa kusurun davacıya yüklenemeyecek olmasına; poliçede ''yanma'' teminat klozunun bulunması nedeniyle davalının meydana geldiği zarardan sorumlu olmasına, davacının iş bu davayı açmadan önce icra takibi yapmasının eldeki tazminat davasını açmasına hukuki engel teşkil etmemesine, ortada derdest bir dava bulunmamasına; araçta meydana gelen hasara göre araç pert-total olup, aracın hurdasını istemeyen davacı taraf için aracın olay tarihindeki rayiç değerine hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına; bu anlamda 22.11.2018 tarihli bilirkişi raporunun hasara ilişkin olarak ekpertiz raporu, poliçe ve hasar gören aracın özellikleri dikkate alınarak hazırlanmış olmasına; poliçede kazanç kaybı klozu bulunmadığından davacının bu talebinin yerel mahkemece reddedilmesinde bir hata bulunmamasına; davacı kaza tarihinden önce davacı şirkete başvurduğundan davalının temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faizden sorumlu tutulmasında da bir yanılgı tespit edilememesine göre; davacı vekilinin ve davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde Ticari/Sınai İşletme Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan adreste, davalının sorumluluğunda bulunan ana su borusunun patlaması ile hasar meydana geldiğini, 19.551,27 TL'lik hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalı aleyhinde İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... E sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete sigortalı ... adresinde bulunan işyerinde 13/09/2011 tarihinde, yan binada çıkan yangın sonucu hasar meydana geldiğinin ihtarını aldığını, sigortalının yaptığı hasar ihbarı üzerine 51.247,00 TL 'lik hasar tutarının sigortalıya ödendiğini, ... İtfaiye Dairesi Başkanlığı .... Müdürlüğü'nün yangın raporunda yangının sigara izmaritinin çöplerin arasına atılması sonucunda meydana geldiğini belirtildiğini, ekspertiz raporunda ise sigortalı binanın yangının çıktığı yan taraftaki binadan daha alçakta olduğu, binadan düşen parçaların sigortalı binanın çatısına isabet ederek zarara sebebiyet verdiğini belirterek 51.247,00 TL'nin 27/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
entailment
DAVACI : ... - VEKİLLERİ : DAVALI : ... - ...DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : KARARIN MAHİYETİ : GÖREVSİZLİK Mahkememizde görülmekte bulunan " Tazminat " davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; "Müvekkil 24.05.2021 tarihinde ... plakalı aracı ile Konya Karatay ... köprüsünde seyir halindeyken, davalı ...’ in sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın, haksız bir şekilde takip mesafesini gözetmeksizin müvekkilin aracına arkadan çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. sunulan kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere davalı meydana gelen kazaya asli kusuruyla sebebiyet vermiştir. Çarpma sonucu müvekkilimize ait ... plakalı ... marka araçta oluşan hasarın bedeli Sayın Mahkeme tarafından, ekte sunulacak olan faturalardan da görülecektir . Araçta bu kaza nedeni ile değer kaybı oluşmuştur. Davalının kullanmış olduğu ... plakalı aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası bulunmamaktadır. Kazanın akabinde davalı hemen ... Sigorta'da sigorta yaptırmıştır. Ancak söz konusu sigortaya yaptığımız başvuruya ... Sigorta sözlü olarak davalının kazadan sonra sigorta başvurusunda bulunduğunu belirtmiştir. ... Sigorta ayrıca arabulucu toplantısında ayrınca bu durumu arabulucu tutanağına beyan olarak geçirmiştir. Nitekim davalı %100 kusurlu olsa bile sigortası olmadığı için müvekkil aracını kendisi yaptırmak zorunda kalmıştır. Bu duruma ilişkin 2500 TL , 999,89 TL ve 800 TL'lik faturalar dilekçemiz ekindedir. Faturalar değişen arka farlara, çöken şaseye, çamurluk düzeltme, tampon söküm-takım, boya işlemleri ve diğer hasarlara ilişkindir. Davalının sebep olduğu bu giderleri karşılamasını talep ederiz. Ayrıca bu hasar bedeli, serviste hasarın giderilmemesinden dolayı oluşan farkın giderilmesi ve araç değer kaybı talebimizin karşılanması için tarafımızca arabulucu yoluna başvurulmuştur. Ancak arabulucu yolu ile davalı tarafa ulaşılamamıştır. Kendisi telekonferansla bile toplantıya mazeretsiz olarak katılmamıştır. Yukarıda izah edildiği şekilde meydana gelen kaza sonucunda müvekkilimizin aracında oluşan değer kaybı, hasar bedeli ve hasar farkının davalıdan talep etme zorunluluğu doğmuştur. Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere, yapılacak olan bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacak olan araçtaki değer kaybının, hasar bedeli ve hasar farkının, davalı tarafından tazmin edilmesi istemiyle mahkemenize başvurmak zorunluluğu doğmuştur." demiştir Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; "Davacı 24/05/2021 tarihi ... plakalı araç ile ... plaka sayılı araç arasında meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasına ilişkin olarak ... plakalı araçta meydana gelen değer kaybının tazminini ve tahsilini talep etmiştir. Müvekkil nezdinde bulunan ... plaka sayılı araç ile Konya merkezli Karatay ilçesi ... Çevre yolu ... köprüsünde seyir halinde iken trafik yoğunluğundan dolayı davacıya ait araç ile çarpışmıştır. Davacı dava dilekçesinde aracına ait maddi hasar olduğunu ve müvekkile ait aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası bulunmadığını ileri sürmüştür. Davalı kusursuz, müvekkil ise kaza tespit tutanağında kusur atfedilmiştir ama biz bu kusuru kabul etmiyoruz. Müvekkil bu kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu değildir. Zorunlu mali sorumluluk sigortası ile belirlenmiş şartlar çerçevesinde meydana gelen kazalardan doğacak tazminatı, sigorta limiti dâhilinde sigortacı karşılar. Kaldı ki kusurlu olsa bile kanun gereği bu zararın giderilmesinden sigorta şirketi sorumludur. Söz konusu müvekkile ait olan araç ek1 de sunmuş olduğumuz üzere T.C Konya . Noterliği araç satım sözleşmesi ile 20/05/2021 tarihinde alınmıştır. Dava konusu olan araç alındıktan sonra, sigorta süresi 2021yılı kapsamında da ikinci el araç alanların 15 gün içerisinde trafik sigortası yaptırması gerekmektedir. İkinci el araç satış işlemlerinde aracın önceki sahibi tarafından yapılan trafik sigortası aracın satışından sonraki 15 gün boyunca geçerliliğine devam eder. Bu süre içerisinde herhangi bir kazanın ortaya çıkması halinde söz konusu zararlar aracın önceki sahibinin yaptırdığı sigorta kapsamında bulunan şirket tarafından karşılanmaktadır. Öyle ki yapılan arabuluculuk görüşmelerinde taraflardan ... Sigorta ile iletişime geçilmiş kaza sonrası sigorta yapıldığını dile getirse de sorumluluk sahibi müvekkil zaten yasal süresi olan 15gün içerisinde ... Sigorta’ya aracını sigortalatmıştır. ... Sigorta , müvekkile ait aracın kaza yaptığı sırada zorunlu trafik sigortacısıdır. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı, karşı araçta meydana gelen gerçek zararı limit dahilinde teminat altına almıştır. Dava konusu trafik kazası sonrasında davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybından davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulması gerekmektedir. Bu nedenle davanın ... Sigorta ’ya ihbarı ve müvekkil davalı bakımından söz konusu davanın reddi gerekmektedir. Hasıl açılan davada için yapılması gerekli zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde asıl sorumlu olan taraflardan ... sigorta şirketi ile görüşme yapılmamış olup, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerekmektedir. Araçta hasar başlığı altında sunulan faturaların her ne kadar dava dilekçesinde aracın hasarsız olduğu belirtilmiş ise de araçtaki hasarlı parçaların daha önceden hasara uğramamış parçalar olması, onarım veya yenileme işleminden geçmemiş olması gerektiğinden iş bu kazadan önce araçta herhangi bir hasar kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması zorunludur. Arz ve izah edilen nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etme zarureti hasıl olmuştur." demiştir. Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili davalı aleyhine Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
DAVACI :... VEKİLİ :Av. ... DAVALI :... VEKİLİ :Av. ....DAVA :Şirketin İhyasıDAVA TARİHİ :27/04/2021KARAR TARİHİ :13/06/2022KR. YAZIM TARİHİ :22/06/2022İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK'nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı ... 'in ortağı oldukları Demirbilek İnşaat Madencilik Nakliyat Turizm Gıda Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinin, Sakarya Ticaret Sicil Memurluğu'nda Karasu/847 sicil numarası ile tescil olunduğunu , sicilden terkin edildiğini, davacı tarafından ihyası dava yolu ile istenen Demirbilek İnşaat Madencilik Nakliyat Turizm Gıda Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinin, Sakarya İli Pamukova İlçesi Mekece Köyü’nde , 1/2500 ölçekli H24-A1 sayılı paftada 99,7 hektar büyüklüğündeki alanı kapsayan 3123177 Erişim , 200808613 Ruhsat Numaralı II. Grup Arama Ruhsatını, 19.06.2012 tarihinde , dava dışı Ozan İnşaat Yapı Malzemeleri Nakliyat Madencilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine imza ettikleri "İşletme Ruhsatının Satış Sözleşmesi" başlıklı sözleşme ile satıldığını, 350.000,00 TL bedelle satım yolu ile devredildiğini, Demirbilek İnşaat Madencilik Nakliyat Turizm Gıda Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinin mal varlığına dahil olacak para alacaklarının dava ve icra takibi yolu ile takibini öncelikli olarak sağlamak ve ayrıca tasfiye işlemlerini yerine getirmek üzere vekil edeninin ...'in dava devamınca ihtiyati tedbir yolu ile yetkilendirilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
entailment
DAVACI : ...VEKİLLERİ : ...DAVALI : 1- ...VEKİLLERİ : ...DAVALI : ...DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)DAVA TARİHİ : 09/03/2018KARAR TARİHİ : 08/11/2021GEREKÇELİ KARARINYAZILDIĞI TARİH : 08/11/2021Hendek 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/09/2021 tarihli, 2018/77 Esas 2021/311 Karar sayılı gönderme kararı mahkememize tevdi edilmekle, mahkememiz belirtilen sırasına kaydı yapıldı.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;...'nin maliki ve ...'nin sürücüsü olduğu kusurlu ve Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası bulunmayan ... plaka sayılı aracın 10.10.2016 tarihinde meydana getirdiği kazada karşı araşta bulunan yolcu Nuray Hortum maelul kalmıştır. Kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihi itibari ile Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası olmadığından müvekkil Kurum Güvence Hesabı tarafından Sigortacılık Kanunu'nun 14/2-b maddesi uyarınca kazada malul kalan ...için 06.12.2017 tarihinde ZMMS poliçe teminat limitleri dahilinde ferileri ile birlikte 82.696,00-TL ödeme yapılmıştır. Söz konusu tazminatın rücuen tahsili amacı ile araç maliki ...ve araç sürücüsü ...hakkında Hendek İcra Müdürlüğü'nün... Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış ancak yapıları icra takibine borçlular araç maliki ...ve araç sürücüsü ... tarafından haksız ve hukuka aykırı şekilde itiraz edilmiş olduğunu ,davacı kurum tarafından kaza sebebiyle malul kalan ... için hak sahiplerine ödeme yapıldığını, davalılar hakkında yapılan ödemeye ilişkin olarak Hendek İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı icra takibiyapıldığı davalıların itiraz ettiğini yapılan itirazın yersiz olduğunu bu sebeple toplam 84.158,00-TL'nin davalılardan(3.kişilerin kusurundan kaynaklanan, sorumluluğu bulunan 3.kişilere rücu hakkımız ve fazlaya dair talep hakkımız saklı kalmak üzere) müştereken ve müteselsilen yasal faizi ve tüm ferileriyle birlikte tahsili ile haksız ve hukuka aykırı olan itirazlarının iptaline karar verilmesini taleple dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturayı ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini,----- sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile davalı aleyhine itirazla reddolunan 13.542,14-TL'lik alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
entailment
DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : KARAR YAZMA TARİHİ: Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit Davası Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/03/2022 tarih, ... Esas, ... Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize gönderilmekle, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından keşidecisinin davalı olduğu, 30.01.2008 tarih ve 4.750,00 TL bedelli çeke istinaden Konya .İcra Müdürlüğünün ... E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini ancak davalı tarafından çekin 6 aylık süre içerisinde işlem yapılmadığı gerekçesiyle ve zamanaşımına uğradığı iddiasıyla Konya . İcra Hukuk Mahkemesinin ... E. sayılı dosyası ile takibin iptali davası ikame edildiğini, mahkemece müvekkili aleyhine icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, tavzih taleplerinin reddedilmesi üzerine istinaf yoluna başvurduklarını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava konusu çekin ve ihtiva ettiği alacağın zamanaşımına uğramadığının, davalı tarafın borçlu olduğunun tespitine, %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Merkezi Ankara'da ... sicil numarası ile Ticaret Sicil Memurluğunda kayıtlı bulunan ... Turizm Geliştirme Kooperatifi üyesi ve yönetim kurulunda mühsaip üye olduğunu, kooperatifin gayrimenkulleri Aydın ili Didim ilçesinde bulunduğunu ve iskanının alındığını, kooperatif üzerine kayıtlı market bitişiğinde bir bekçi evi bulunduğunu, 2021 yılı olağan genel kurulu için 15/02/2022 tarihinde 2022/1 nolu yönetim kurulu kararı ile 20.03.2022 tarihinde toplantının yapılmasına karar alındığını, genel kurulda gerekli nisap sağlandığını, yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeliklerine talip çıkmadığını, yönetim kurulunun süresi 21.11.2022 tarihinde sona ereceğini, 06/09/2022 tarihinde ve 2022/8 karar numarası ile 06.11.2022 tarihinde yapılmasına karar verildiğini, toplantıda çoğunluk sağlanamadığından toplantının 1 hafta sonraya 13.11.2022 tarihinde yapılmak üzere ertelendiğini, söz konusu ikinci toplantıda çoğunluk sağlanamadığından yönetim ve denetim kurulu seçimi yapılamadığını belirterek Türk Ticaret Kanunun 530. madde hükmü gereğince karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili Kurum ile Hindistan menşeili ... (...) firması arasında, Kurumu bünyesindeki Elmadağ Barutsan Roket ve Patlayıcı Fabrikası Müdürlüğünde kurulmak üzere 21/11/2008 tarihinde toplam 4.909.950,00 EURO bedelli “Oleum Üretim Tesisi Tedarik Sözleşmesi” imzalandığını; sözleşmenin 26/03/2009 tarihinde yürürlüğe girdiğini; bilahare sözleşme kapsamına bir hava üfleyicisi eklenmek istenmesiyle 21/06/2010 tarihinde sözleşme değişikliği yapıldığını ve sözleşme bedelinin 4.954.950,00 EURO olarak revize edildiğini; söz konusu sözleşmeye istinaden Hindistan’da yerleşik ... Bankasının kontrgarantisine istinaden T.C. ... Bankası Ankara Kamu Kurumsal Şubesi tarafından müvekkili Kurum adına ve ... (...) firması lehine 19/03/2009 tarihli, 2009/1745GRN00018 nolu 736.492,50 EURO tutarlı kesin teminat mektubu düzenlendiğini; teminat mektubunda "... yüklenici taahhütlerini sözleşme hükümleri, şartnameler ve ilgili kanuna göre kısmen veya tamamen yerine getirmediği takdirde, protesto çekmeye, hüküm ve adı geçenin iznini almaya gerek kalmaksızın ve ... ile idareniz arasında ortaya çıkacak herhangi bir uyuşmazlık ve bunun akıbet ve kanuni sonuçları dikkate alınmaksızın yukarıda yazılı tutarı ilk yazılı talebiniz üzerine derhal ve gecikmeksizin idarenize veya emrinize nakden veya tamamen talep tarihinden ödeme tarihine kadar geçen günlere ait yıllık LIBOR + %2 faiziyle birlikte ödeyeceğimizi... beyan ederiz. İşbu teminat mektubu tutarı üzerinden 9. maddede belirtildiği şekilde bir ödeme yapıldığı takdirde teslim ve geçici kabuldeki gecikmeler için uygulanacak maksimum ceza tutarı ancak sözleşme tutarı EUR. 736.492,50 (Yediyüzotuzaltıbindörtyüzdoksanikive%50AvrupaParaBirim)'nin %15'i olabilir. İşbu teminat mektubu tutarı üzerinden 9. maddede belirtildiği şekilde bir ödeme yapıldığı takdirde, değeri otomatik olarak, orijinal tutarına yükseltilecektir." hükümlerini içerdiğini; anılan sözleşmenin “Performance Guarantee Letter” başlıklı 9. maddesinde “...'in sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda MKE, PGL'den yararlanma hakkına sahip olacaktır. PGL'den 9.5'inci maddeye göre bir kesinti yapılması durumunda, PGL'nin değeri banka tarafından otomatik olarak orijinal miktarına yükseltilecektir. Ancak, bu hüküm kapsamında bankanın gerçekleştireceği PGL değerinin tüm otomatik artışlarının toplam tutarı, toplam sözleşme bedelinin% 15'ini, yani 736.492.50 EURO'yu geçmeyecektir. Bu hükümler PGL'de belirtilecektir.” hükümlerinin mevcut olduğunu; dava dışı firma tarafından işletmeye alma çalışmalarına 30/09/2013 tarihinde başlanabildiğini ancak; işletmeye alma çalışmalarının tesisin ekonomizer ünitesinde meydana gelen arızalar, tesisteki sıcak gaz vanalarında meydana gelen kaçaklar, FAT asit giriş vanasında meydana gelen kaçaklar ve PLC sisteminde sık sık tekrarlayan arızalar, kış şartlarında çalışmanın zor olması sebebiyle yılın sadece belirli dönemlerinde çalışabilmiş olmaları, sözleşmede üretilmesi istenilen oleumun teknik şartnamedeki kriterlerde üretilememesi ve sonuç olarak işletmeye alma çalışmalarının başarısızlıkla sonuçlanması sebepleriyle 08/01/2020 tarihli yönetim kurulu kararına dayanarak 21/01/2020 tarihinde sözleşmenin feshedildiğini; davalı ... Bankasına Oleum Üretim Tesisi Tedarik Sözleşmesi uyarınca adı geçen firmanın yükümlülüklerini yerine getirmediği, sözleşmenin Kurumca feshedildiği ve firmaya gecikme cezası uygulandığı pek çok defa yazılı olarak bildirildiğini ayrıca ilgili sözleşme maddeleri ile müvekkili Kuruma verilen kesin teminat mektubu hükümleri kapsamında 736.492,50- Euro'nun ceza olarak kesilmesi ve sözleşmenin 9'uncu maddesi ile teminat mektubu hükümleri uyarınca teminat mektubu tutarının tekrar orijinal tutarına yükseltilerek irat kaydedilmesinin talep edildiğini ancak davalının işlem yapmaktan imtina ettiğini; bunun üzerine Ankara ... Müdürlüğünün ... sayılı dosyası ile kesin teminat mektubundan gecikme cezasının tahsili talebiyle icra takibine başlandığını; davalı firmanın haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini; bu sebeple, itirazın iptali ile %20'den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 13.10.2014 tarihinde Franchise sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşme uyarınca taraflar arasında ticari ilişki ve cari hesap ilişkisi mevcut olduğunu, aradaki ilişkiye istinaden davacı müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve faturalarını keserek davalıya teslim ve tebliğ ettiğini, ancak davalı tarafın fatura bedellerini ödemekten imtina ettiğini, TTK 23/2 gereğince faturayı alan kimsenin 8 gün içerisinde itiraz etmediği takdirde fatura mündericatını kabul etmiş sayılacağını, Yargıtay içtihatlarında da fatura mündericatına itiraz edilmemesi durumunda faturanın mutat olağan içeriğinin kabul edilmiş sayılacağının hüküm altına alındığını, akdedilen Franchise sözleşmesine dayalı cari hesap ilişkisi dolayısıyla davalının müvekkili davacıya 29.010,78 TL bakiye borcu bulunduğunu, müvekkili şirketin bu alacağını defalarca talep etmesine herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından İstanbul ... İcra Müdürlüğü’nün ... Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında ilamsız takip başlatıldığını, davalının takibe haksız itirazı ile takibin durduğunu, takibe devam edilebilmesi için işbu davanın açılması zaruretinin doğduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20'den az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili arasında 13.11.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 3 yıl süreli Franchise sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin müvekkili davalının davacıya Eyüp ... Noterliği’nden göndermiş olduğu 28.04.2017 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarname ile karşılıklı mutabakat çerçevesinde sona erdirildiğini ve yine davacının bilgisi dahilinde işletmenin ... adlı şahsa teslim edildiğini, müvekkili davalının sözleşmenin imzalandığı tarihten sözleşmenin karşılıklı mutabakat ile sona erdiği tarihe kadar sözleşmenin 15. maddesinde belirlenen aylık francihe bedeline ilişkin düzenlenen faturaları her ay aksatmadan ödediğini, bu hususun tarafların ticari defterleri üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde anlaşılacağını, franchise bedellerine ilişkin faturalar hariç davacı tarafından müvekkiline gönderilmiş olan herhangi bir faturanın bulunmadığını, müvekkiline gönderildiği fakat ödenmediği iddia edilen faturaların hangi ticari ilişkiyi kapsadığı ve hangi ürün veya hizmet karşılığı kesildiği ile ne şekilde müvekkiline tebliğ edildiğinin dava dilekçesinde belirtilmediğini beyan ederek, davanın reddine, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; "Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyaya sunulan bilirkişi raporuna göre, davacının davalıdan 29.010,78 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, icra takibine vaki itirazın iptaline, davalının alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine," karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 13.11.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 3 yıl süreli Franchise sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin müvekkili davalının davacıya Eyüp ... Noterliği’nden göndermiş olduğu 28.04.2017 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarname ile karşılıklı mutabakat çerçevesinde sona erdirildiğini ve yine davacının bilgisi dahilinde işletmenin ... adlı şahsa teslim edildiğini, müvekkili davalının sözleşmenin imzalandığı tarihten sözleşmenin karşılıklı mutabakat ile sona erdiği tarihe kadar sözleşmenin 15. maddesinde belirlenen aylık francihe bedeline ilişkin düzenlenen faturaları ödediğini, davaya konu faturaların müvekkiline hiçbir şekilde tebliğ edilmediğini,Davacı tarafça düzenlenen ve tebliğ olduğu iddia olunan 19.12.2016 tarihli ... nolu 5.900,00 TL bedelli faturanın da, müvekkiline veya çalışanına tebliğ edilmediğini, Faturayı teslim alan olarak gözüken kişinin (...) müvekkilinin çalışanı olmadığını, Bilirkişi raporlarında; Elektrik ve Pronet güvenlik faturalarının davacı tarafından ödendiğinin tespit edildiği, düzenlenen faturaların da davalıya yansıtılmasının, sözleşmenin 10.11. Maddesine uygun olduğu kanısına varıldığı belirtilmiş olup, Franchise sözleşmesinin 10.11 maddesinde; harç, vergi ödemesi gibi işletmeyle ilgili bürokratik işlemler için yapılması gereken masrafların, franchise alan'a ait olduğunun kararlaştırıldığını, elektrik bedeli, güvenlik bedeli ve başkaca reklam giderlerine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, kaldı ki faturalara ilişkin hizmetlerin de müvekkili tarafından kati surette alınmadığını,Hükme esas alınan bilirkişi heyetinin düzenlediği ilk raporda; 21.04.2017 tarihli ... seri nolu 11.178,78 TL tutarlı faturada belirttiği "Vade farkı bedeli" açıklamalı 1.769,03 TL'lik kısmın dayanağı belgeleri ispatlaması halinde, bu talebinin yerinde olduğunun belirtildiğini, ancak aynı bilirkişinin ek raporda "Vade farkı bedeli" açıklamalı 1.769,03 TL'lik kısmı dayanağı belgelerle ispatladığı kanaatine vardığını, bu durumun raporda çelişki oluşturduğunu, Alacak miktarının likit olmadığını beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, taraflar arasında imzalanan Franchise sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağı sebebiyle yürütülen icra takibine vaki itirazın iptali isteminden kaynaklanmakta olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı yanın incelenen defterlerinin işletme defteri olması sebebiyle delil niteliği taşımadığı belirtilerek, yalnızca davacının usûlüne uygun tutulan ticari defterlerine göre alacak miktarının tespit edildiği görülmüştür. Franchise sözleşmesinin 10.11 maddesinde; harç, vergi ödemesi gibi işletmeyle ilgili bürokratik işlemler için yapılması gereken masrafların, franchise alan'a ait olduğunun kararlaştırıldığı, ancak elektrik ve pronet güvenlik bedeli faturalarının davacı tarafından ödendiğinin ödeme makbuzları ile tespit edilmiş olmasına göre, bu bedellerin fatura ile davalıya yansıtılmasında bir hata görülmemiş, bu itibarla aksi yöndeki istinaf başvuru sebepleri yerinde görülmemiştir. Somut olayda alacak iddiasının davacı yanca ispatlanması gerekmektedir. Ancak yukarıdaki paragrafta yapılan açıklama hariç tutularak, Mahkemece cari hesap alacağının dayanağı olan faturaların davalıya tebliğ edilip edilmediği, BA-BS bildirimlerinin yapılıp yapılmadığı, 19.12.2016 tarihli ... nolu 5.900,00 TL bedelli faturanın tebliğiyle ilgili olarak, davalı şirketin ... adında bir çalışanı olup olmadığı, faturalara konu hizmetin davalıya verilip verilmediği hususları araştırılmaksızın, yalnızca davacının usûlüne uygun tutulan ticari defterlerine göre alacağın tespit edilmesi doğru görülmemiş, bu itibarla kararın kaldırılması gerekmiştir. Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin müteaddit defalar davalı bankadan taşıt kredisi kullandığını, kredileri kullanırken kendisinden dosya masrafı, kredi kullanım masrafı yada başka adlar altında hukuka aykırı şekilde kesintiler yapılarak masraflar alındığını, müvekkili ile banka arasında yapılan sözleşmenin bir örneği müvekkiline verilmediği gibi önceden hazırlanmış matbu sözleşme olması dolayısıyla kendisine sözleşmenin içeriğine müdahale hakkı da verilmediğini, sözleşmenin müzakere edilmediğini, önceden hazırlanan tipik sözleşme koşulları için genel işlem koşulları terimi kullanılmakta; bu sözleşmelere, "tip sözleşme" , "kitle sözleşme", "katılmalı sözleşme" ya da "formüler sözleşme" denildiğini, kitlelere yönelik bu sözleşmelerde, sözleşmenin kurulmasına ilişkin görüşmeler ve pazarlık yapılması sözkonusu olmadığını, 4077 sayılı TKHK.na eklenen "Sözleşmelerdeki Haksız Şartlar" başlıklı 6.madde ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik ile sınırlı ölçüde kendisine yer bulduktan sonra, şimdi 6098 sayılı TBK ile daha yaygın olarak uygulanma olanağına kavuşmuş olduğunu beyanla haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkilinden alınan, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ------- açtığını, müvekkilinin, yiyecek içecek işinde deneyimsiz olması nedeni ile işletmeci arayışına girdiğini ve yiyecek içecek işinde deneyimli olan ve yıllardır garsonluk işletmecilik yapan, davalı------- bahse konu meyhanenin açılışından itibaren, --- yıl süre ile çalışması işletme müdürlüğü yapması hususunda anlaştığını, davalı---- bahse konu anlaşma gereği, --- yıllık çalışması sonucunda ödenmek üzere davaya konu,---- bedelli çekin keşide edilerek verildiği, Davalı------ sözleşme gereği edimlerini ifa etmediğini meyhanenin kurulumunda çalışmadığını, müvekkilin defalarca çağırmasına rağmen meyhanenin açılısından aylar sonra iş yerine geldiğini ancak çok kısa bir süre çalıştığını, davalı ------arasında şef garson olarak çalıştığını sonra işten ayrılarak müvekkilini zor durumda bıraktığını, davaya konu çekin semeresiz kalması nedeni ile müvekkil, davalı---- çekin iadesini talep ettiğini, davalı ----- dosya ile çek iptali davası açacağını beyan ederek, müvekkilini oyaladığını çok sonra davalı ---- tarafından çek iptali davası ikame edildiğini, müvekkilinin daha sonra öğrendiğini. davaya konu çek çek-senet kırdırma---- yapan------- tarafında cirolandığı işbu davalıların elinde olduğunu müvekkilinin bu aşamadan sonra gerek davalı ----- defalarca yüz yüze ve defalarca telefon ile görüştüğünü, haksız ve hukuksuz olarak ellerinde bulunan çekin ya da bedelinin kendisine iadesini talep ettiğini müvekkili ve davalı ---- diğer davalılar ile aralarında herhangi bir ticari ya da hukuki ilişki söz konusu olmadığını, öncelikle ve ivedilikle yargılama sonuçlanıncaya kadar, ----sayılı icra takibinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, İcra takibine konan ------------ bedelli çek nedeniyle davalılara karşı borçlu olmadıklarının tespitine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Ltd. Şti. gümrükleme işi ile iştigal eden alanında saygın bir şirket olduğunu, 2 numaralı davalı olarak bulunan ...'ın şirkette muhasebe elemanı olarak çalışmakta olduğunu şirket müdürü ...'ın çocuğunun okul taksidinin ödenmediğini öğrenip şirket kayıtları hakkında inceleme başlattığını 20/05/2009 tarihinde davalı bankadan ... Bankası ... ... nolu ekstre istediğini, ekstreler üzerinde yapılan incelemede bir takım paraların özellikle ... tarafından yapılan ödemelerin şirket ile ilgisi olmayan kişiler tarafından çekildiğinin anlaşıldığını, davalı banka ile yapılan görüşmede bu işlerin talimat ile yapıldığının anlaşıldığını, talimatların banka şubesinden istenmiş ve yapılan incelemede talimat asıllarının bankada olmadığı fax yolu ile bankaya ulaştığı ve şirket müdürü ... imzasının başka bir evraktan kopyalanarak yapıştırıldığını veya taklit edilerek atıldığını yapan kişinin 2 numaralı ... olduğunu talimatlar ile ilgili teyitlerinde ... dan alındığının anlaşıldığını bu sebeple fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 55.750,00.-TL nin işlemlerin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
davacı avukatı tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmasız olarak yapılması uygun görülmekle, gereği konuşulup düşünüldü.İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında 10/02/2011 tarihli sözleşme imzalandığını, ... Belediyesine ait muhtelif cadde ve sokakların yapım işinin davacı şirkete verildiğini, toplam alanın 155.000 m2 olup, davacı şirkete sözleşmede kararlaştırılan 8. Etap dahilindeki işler yerine yapımı ve kazımı daha soz olan 5. Etaptaki cadde ve sokakların işlerinin yaptırıldığını, nispeden kolay ve daha az masraf gerektiren geniş cadde ve sokakların davalı şirket tarafından yapıldığını, taahhüt edilen malzemelerin verilmediğini, ödemelerin düzenli yapılmadığını, bu nedenlerle 26/05/2011 tarihinde söz konusu sözleşmenin müvekkili davacı şirket tarafından feshedildiğini beyanla;TALEPLER;1-Müvekkili tarafından imalatı yapılan 91 adet cadde ve sokakla ilgili olarak davacı ve davalı arasında akdedilen sözleşme ile ... Belediyesi ile davalı arasında taznim edilen sözleşmeler uyarınca davacı tarafça haklı sebeple sözleşmenin fesh edilmesi nedeniyle sözleşmin 18.maddesinde öngörülen %8'lik tenzilat yapılmadan alacağn tahsili ile,2-Sözleşmede 150.000m2'lik yerin yapımı hususunda anlaşılmasına karın 40000m2 civarında iş yaptıkları için bu sözleşmenin yerine getirilerek tamamlanamasından kaynaklanan zararın tahsilini talep ederek dava açmıştır.Dava değeri 30000-TL olarak gösterilerek, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla bu değer üzerinden harç alınmıştır.YANIT:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili davalı şirketin ... Belediyesinin açtığı Muhtelif Sokak Caddeler Yol, Kaldırım Yapılması İşinin 8. Ve 5. Etaplarının ihalelerini kazanarak söz konusu işlerin yapımını üstlendiğini, davacı ile 5. Etap yapımı konusunda mutabık kalındığını, ancak sözleşmeye 5. Etap yerine hataen 8. Etap yazıldığını, davacının 2011 yılı şubat ayı başından mayıs ayı sonuna kadar bu konuda itiraz ortaya koymadan çalıştığını, davacının sözleşme konusu işi sözleşmede yazılı sürede yetiştiremediği gibi birçok hatalı ve kusurlu işler yaptığını ve davacının sözleşmeyi feshederek işyerini terk ettiğini, davacı ile yapılan hesap kesme hak edişinde yapılan işlere ilişkin tüm metrajlarda ve hak ettiği bedel konusunda karşılıklı mutabakata varıldığını, davacının davalı şiretten herhangi bir alacağının bulunmadığını, %8 tenzilat yapılmadan alacak talebinde bulunulmasının sözleşmeye ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya konu çeklerin müvekkilinin rızası hilafına elinden çıktığını, müvekkilinin işyerinde 13.12.2013 tarihinde hırsızlık olayı yaşandığını, işyerinde bulunan çelik kasa ve içinde yer alan kıymetli evraklarının çalındığını, bunun üzerine Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinde 2013/536 esas sayılı dosya ile zayi sebebi ile kıymetli evrakın iptali ve dava konusu çeklerin ödenmemesi için ödeme yasağı talep etmiş ve ödeme yasağı kararı verilmiş olduğunu, davanın davalılarından ... A.Ş'nin dava konusu çeklerin yetkili hamili olduğunu beyan ederek söz konusu çekleri mahkemeye ibraz ettiğini, anılan davalının söz konusu çekleri diğer davalı ... ile arasında akdettiği faktoring sözleşmeleri gereği devraldığını, söz konusu devrin yasaların aradığı merasim ile gerçekleştiğini, çalıntı olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını belirterek iyi niyetli hamil olmasından dolayı söz konusu davanın reddine ve ödeme yasağının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiğini, davalı ... şirketinin başvurusu üzerine söz konusu mahkeme tarafından çek üzerindeki ödeme yasağının devam etmesi için TTK m. 763 gereğince iade davası açılmak üzere müvekkiline 7 günlük süre verildiğini, bunun üzerine eldeki davayı açtıklarını, müvekkilinin dava konusu çeklerin meşru hamili olduğunu, söz konusu çeklerden ... çekinin lehtarı ... A.Ş.'nin cirosu incelendiğinde, söz konusu cironun ... adına tanzim edildiğini, ... çekinin keşideci ... tarafından müvekkili adına tanzim edildiğinin görüleceğini, tespite yarar faturalar, çek teslim bordrolarını sunduklarını, dava konusu çekler üzerindeki müvekkili adına atılan cirolarda yer alan müvekkilinin unvanının eksik olduğunu, imzaların da müvekkiline ait olmadığını, dava konusu çekler ile ilgili müvekkilin kendinden sonra gelen ciranta ... İle herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, ayrıca ...'ya ait kaşe ve imzanın da kendisine ait olduğunu düşünmediklerini, kendilerine ulaşmak istediklerinde ulaşamadıklarını, Davalı ... firmasının kötü niyetli olduğunu, Faktoringe ibraz edilen fatura içeriği ticareti ve söz konusu faturanın gerçek olmadığını düşündüklerini, defterlerinin incelenmesi ile de bu durumun ortaya çıkacağını, fatura üzerindeki baskı ve kaşe üzerindeki unvanın aynı olmadığını, davalı ... şirketinin de ağır kusurlu olduğunun düşünüldüğünü, çeklerin tam unvanları ile müvekkiline ciro edildiği ve tam unvanı yazılarak müvekkiline verildiğini, cirolarda ise müvekkilinin unvanının eksik yazılı olduğunu, bu durumun çek metninden açıkça anlaşıldığı için faktoring şirketinin çeki bu hali ile devralmasında ağır kusurlu olduğunu, faktöre işleminde çek ve fatura tutarlarının farklı olduğunu ve diğer hususları bildirerek, Müvekkilin ve dava konusu çeklerdeki keşideci ve cirantaların daha fazla mağdur edilmemesi için ... Sanayi Antalya Şubesi tarafından verilen ... numaralı 18.02.2014 keşide tarihli 10.450 TL meblağlı ve ... Esenyurt Şubesi tarafından verilen ... numaralı 28.02.2014 keşide tarihli ve 17.500,00 TL meblağlı çeklerin icra takibine konu edilmemesi ve başlatılacak takibin durdurulması açısından ihtiyati tedbir kararı verilmesini, 2013/536 E. sayılı dosyaya ikame edilen çek davası açıldığının bildirilmesini, çeki elinde bulunduran Faktoring şirketinin ağır kusurlu olması nedeniyle TTK 763. maddesi gereğince müvekkiline iadesini, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile ... arasında 19.12.2013 tarihli faktoring sözleşmesi akdedildiğini, davaya konu çeklerin usulüne uygun fatura ile tevsik edilerek alındığını, müvekkili şirketin kanunen kendisine yüklenmiş tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, 2013/536 Esas sayılı dosyasından verilen ödeme yasağının davaya konu çeklerin ibraz tarihlerinde bankaya sunulduğunda öğrenildiğini, bunun üzerine 2013/536 E. sayılı dosyaya gerekli beyanların yapıldığını, müvekkili şirketi çeklerin faktoring yasasına uygun, ticaret kanununa göre hukuki mevzuata uygun olarak, belgeleri kontrol ederek, iyi niyetle kendilerine iktisap edilmiş olduğundan istirdat davasının dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, ciroların düzgün olduğunu, bilirkişi incelemesi ile görülebileceğini, çeklerin fatura değerlerinin altında kaldığını yasaya uygun olduğunu, dava konusu çeklerin müvekkili şirket nezdinde bulunmadığını, çeklerin Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesine sunulduğunu, tedbir kararının kaldırılmasını, imza incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, müvekkil şirketin mevzuata harfi harfine uyduğunu belirterek, tedbirin kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; "İmza incelemesine yönelik bilirkişi raporuna itibarla, dava konusu çekler üzerinde davacıya atfen atılı imzaların davacının eli ürünü olmadığı, çekler nedeniyle davacının borçlu bulunmadığının tespitine, Yine ticari defter ve belgeler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde sunulan rapora itibarla, davalı ... şirketinin çekleri temlik almasında bir usûlsüzlük veya kusurunun bulunmadığı, tevsik edici faturada bir usûlsüzlük bulunmadığı, davalı ... şirketinin çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı, İmzaların istiklali prensibi gereğince çeklerin istirdadına karar verilemeyeceği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davacının çekler nedeniyle davacının borçlu bulunmadığının tespitine, istirdat talebinin reddine," karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu, Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve 08.07.2010 tarihli BDDK tarafından çıkarılan Faktoring İşlemlerine İlişkin Genelge hükümleri gereğince, Faktoring şirketlerinin faktoring sözleşmesi ile temlik alacakları faturaya dayalı alacakla ilgili (i) yeterli istihbarat yapmadan, (ii) VUK yer alan faturanın şekli, nizamına dikkat etmeden, (iii) Maliye Bakanlığı Uygulama ve Veri Yönetimi Daire Başkanlığı ve Merkez Bankası tarafından oluşturulan veri bankasından yararlanmadan faturaya konu alacağı temlik alamayacaklarının açıkça düzenlendiğini, davalı ... şirketinin bu yükümlülüklere uymadan dava konusu çeki temlik aldığını, Dava konusu çekler incelendiğinde, her iki çek üzerinde yer alan müvekkiline ait cirodaki unvanın "..." kelime dizisinden ibaret olduğunu, bu kelime dizisinin TTK kapsamında herhangi bir anlamı olmayacağını, yine söz konusu çeklerde, çekleri müvekkiline devreden keşideci veya bir önceki cirantanın müvekkilinin unvanını doğru bir şekilde "..." olarak yazdığını, davalı faktoringin söz konusu çekleri devralırken bu kontrolü yapmış olsa idi söz konusu ciro zincirinin birbirini takip etmediğini ayrıca müvekkilinin imzasını içermeyen ciroda yer alan kelime dizisinin de bir unvan olmayacağını görebileceğini, bu durumun dosya kapsamında yer alan çek suretlerinden açıkça anlaşılacağını, Dosya kapsamına rapor sunan bilirkişilerin raporlarında, faktoring sözleşmesine konu faturaya konu malın teslim alındığına dair imzanın fatura metninden anlaşılamadığı ve Faktoring şirketinin faturayı düzenleyen ... firmasının faturanın tanziminden 70 gün kadar önce vergi kaydını kapattığı olgularının davalı ... tarafından araştırılmamış olduğu tespitlerinde bulunduğunu, buna rağmen Mahkemece ağır kusurun görülmediğini, istirdat talebinin reddine karar verilmesinin de hatalı olduğunu beyan ederek, istirdat talebinin reddine ilişkin kararının kaldırılıp, yeniden esas hakkında yapılacak yargılama neticesinde müvekkilinin istirdat talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit ve çeklerin istirdadı talepli davadır. Denetime elverişli bilirkişi raporuna göre, dava konusu ... Bankası T.A.O. Esenyurt-İstanbul Şubesine ait ... seri nolu, 17.500-TL bedelli çek ve ... Sanayi-Antakya Şubesi’ne ait ... seri nolu, 10.450-TL bedelli çeklerin üzerinde davacıya atfen atılan imzaların ...'un eli ürünü olmadığı hususu çekişmesizdir. Toplanan delillere, tarafların iddia ve savunmaları ile 24.01.2017 tarihli denetime elverişli bilirkişi raporuna göre; davalı ... şirketinin diğer davalı ... ile faktoring sözleşmesi imzaladığı, düzenleyeni ... Olan ve borçlusu diğer davalı ..., olan ... seri nolu 64.800,00-TL bedelli faturaya dayalı olarak dava konusu edilen çeklerin sözleşme kapsamında alındığı, yapılan işlemin kayıtlarında yer aldığı, çek teslim bordrosu ile ve ticari defterlere kaydedildiği, yapılan işlemlerde herhangi bir usûlsüzlük bulunmadığı gibi faturanın da usûlüne uygun düzenlendiği, 6361 sayılı yasanın 9/2 maddesi hükmü dikkate alındığında, hükmün konuluş amacının sadece gerçek ticari ilişkilerden kaynaklanan ve belirli özellikleri ispat araçları ile tevsik edilebilen alacakların devir alınmasının sağlamak olduğu, bu nedenle faktoring şirketinin araştırma ve inceleme yükümlülüğünün alacağın dayandığı belgelerin denetlenmesi ile sınırlı tutulması gerektiği, dolayısıyla ... firmasının faturanın tanzim edildiği tarihten 70 gün önce vergi kaydını kapatmış olmasının faktoring şirketine yüklenebilecek ağır bir kusur sayılamayacağı, faktoring şirketinin çeki kötü niyetli iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusurlu olduğunun TTK'nun 790. ve 792.maddeleri kapsamında eldeki delillere göre ispat edilemediği, TTK'nun 687. maddesinde düzenlenen imzaların istiklali ilkesi gereğince ve aynı yasanın 598. maddesi uyarınca çek istirdadına yönelik talebin yerinde olmadığı, Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, aksi yöndeki davacı istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
DAVACI :... - VEKİLİ :Av. ... -DAVALI :... - VEKİLİ :Av. ... -DAVA :Alacak, İstirdatDAVA TARİHİ :21/05/2019KARAR TARİHİ :24/11/2021KR. YAZIM TARİHİ :29/11/2021 İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK'nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya üretimini yapmış olduğu sandalye ve mobilya siparişi verdiğini, davalı tarafa siparişi verilen ürünlerin gönderileceği vaadi ile ekte suretleri sunulan Yapı Kredi Bankası Çayeli Şubesine ait 37.400 TL bedelli Keşidecisi ...olan 3905477 Çek seri no’lu, 25.03.2019 tarihli 50.000 TL bedelli keşidecisi ...olan 4033606 çek seri no’lu, 25.04.2019 tarihli 50.000 TL bedelli keşidecisi ...olan 4033607 seri no’lu, 25.05.2019 tarihli 50.000 TL bedelli keşidecisi ...olan 4033608 çek seri no’lu, 25.06.2019 tarihli 50.000 TL bedelli keşidecisi ...4033609 çek seri no’lu olan 5 adet çek keşide edilerek davalı firmaya verildiğini, davalı firmanın siparişi verilen ürünleri göndermediği gibi çekleri de iade etmediğini, aksine çeklerin ilki olan keşidecisi ...olan 37.400 TL bedelli çek keşideci tarafından ödendiğini, 25.03.2019 tarihli 50.000 TL bedelli keşidecisi ...olan çeki 2019/63229 Kocaeli 8. İcra Dairesince icraya koyarak taraflarından 64.813,03 TL tahsil edildiğini, diğer çeklerinde icraya konularak taraflarından tahsil edilmesi tehlikesi bulunduğunu, davalı firmanın davacıya kargo gönderisinin üzerine başka bir firmanın ismi ile birlikte davacı firma ismini de yazarak 200,124,00 TL bedelli fatura keserek gönderdiğini, bu fatura ile davacı haksız ve hukuka aykırı olarak borçlandırılmaya çalışıldığını, taraflarınca Kocaeli 2. Noterliğinin 09 Nisan 2019 tarihli 04211 yevmiye no’lu ihtarnamesi ile iade edildiğini, bu firma tarafından firmalarına gönderilen hiçbir mal bulunmadığını, vermiş oldukları toplam 237.400 TL bedelli çekten Yapı ve Kredi bankası Çayeli Şubesine ait 37.400 TL bedelli Keşidecisi ...olan çek ve 2019/63229 - Kocaeli 8. İcra Dairesi tarafından cebri icra yolu ile tahsil edilen 25.03.2019 tarihli Türkiye Finans Giresun şubesi’ne ait 50.000 TL bedelli çek ödendiğinden bu çekler yönünden zarara uğradıklarını, ancak geride toplamda 25.04.2019 tarihli 50.000 TL bedelli keşidecisi ...olan 4033607 seri no’lu , 25.05.2019 tarihli 50.000 TL bedelli keşidecisi ...olan 4033608 çek seri no’lu ,25.06.2019 tarihli 50.000 TL bedelli keşidecisi ...4033609 çek seri no’lu toplamda 150.000 TL bedelli çek bulunduğunu, bu çeklerin tahsili için icra takibine girişilmesi durumunda davacının telafisi imkansız zararlara uğrayacağını, bu nedenle İİK'nın 72. maddesi gereği 25.04.2019 tarihli 50.000 TL bedelli keşidecisi ...olan 4033607 seri no’lu, 25.05.2019 tarihli 50.000 TL bedelli keşidecisi ...olan 4033608 çek seri no’lu, 25.06.2019 tarihli 50.000 TL bedelli keşidecisi ...4033609 çek seri no’lu olan toplamda 150.000 TL bedelli üç adet çek için icra takibine konu edilmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, beş adet çekten borçlu olmadıklarının tespitine, Yapı Kredi Bankası Çayeli Şubesine ait 37.400,00 TL bedelli keşidecisi ...olan 3905477 Seri nolu 25/03/2019 tarihli 50.000,00 TL bedelli keşidecisi ...olan 4033606 çek nolu cebri icra baskısı altında ödendiği bu çeklerin bedellerinin istirdadına, 25/03/2019 tarihli 50.000,00 TL bedelli keşidecisi ...olan çeki 2019/63229 Kocaeli 8. İcra Dairesince icraya koyarak taraflarından tahsil edildiği için %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil tarafından doldurularak muhataplarına teslim edilmek üzere hazırlanan"... ... Bankası A.Ş. ... Şubesine ait, Keşide Yeri İstanbul olan, 03.05.2022 keşide tarihli, ... çek numaralı, 10.000,00-TL Bedelli", ... ... Bankası A.Ş. ... Şubesine ait, Keşide Yeri İstanbul olan, 03.05.2022 keşide tarihli, ... çek numaralı 15.000,00-TL Bedelli , ... ... Bankası A.Ş. ... Şubesine ait keşide yeri İstanbul olan, 03.05.2022 keşide tarihli, ... çek numaralı 20.000,00-TL Bedelli,” çeklerin muhataplarına teslim edilmeden kaybolduğu, müvekkil tarafından tüm aramalara rağmen çeklerin bulunamadığı, zayi edilen çeklerin üçüncü şahısların ellerine geçmesi halinde müvekkil mağdur olacağı, bu nedenle kötü niyetli üçüncü kişilerin haksız şekilde yararlanarak sebepsiz zenginleşmesine mahal vermemek ve müvekkilin mağdur olmaması için ihtiyati tedbir kararı verilerek ödeme yasağı konulmasına ve çeklerin kayıp nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından ... Pazarlama ve Tic. A.Ş.'nin showroomunda bulunan ve araçları aşağıya indiren ve yukarı çıkaran yük taşıma platformu 27/12/2015 tarihinde üzerinde araç ve sigortalının iki çalışanın olduğu halde düştüğünü, düşme sonucu meydana gelen hasarın bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, ayrıca araç platformuna periyodik bakımların yapılmamış olduğunun tespit edildiğini, meydana gelen kaza sonucunda platformun kullanılmaz hale gelmesi nedeniyle sigortalının müşterisine satılan ve teslimi gereken araçların çatı ve showroomundan indirilebilmesi için sigortalı tarafından 3 günlüğüne 57.230,00 TL bedelle vinç kiraladığını, kaza sonucu binada meydana gelen hasarın bedelinin 6.756,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin sigortalıya 55.256,00 TL ödeyerek sigortalının haklarına halef olduğunu beyan ederek 55.256,00TL'nin ödeme tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsilini, talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24.12.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, ... plaka sayılı araç sürücüsü ... ın sevk ve idaresindeki ticari araç ile olay yeri ... ilçe istikametinden ... ili istikametine doğru seyri esnasında havanın kar yağışlı olması nedeniyle yoldan çıkarak tek taraflı trafik kazası meydana gelmiştir. Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağı'na göre: Bu kazanın oluşumunda davalı ... 'ın 2918 sayılı KTK'nın 52/1-b uymamak suretiyle ihlal ettiği gerçeğiyle davalının tam kusurlu olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle Konya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ... soruşturma numarasıyla soruşturma başlatılmıştır. Müvekkilimiz yolcu olarak bulunduğundan herhangi bir kusuru; bulunmamaktadır. Davacı Müvekkilin beden gücü kayıp oranı ... doğumlu davacı ...'nin, geçirdiği kaza nedeniyle, özürlülük ölçütüne göre alınmış beden gücü kayıp oranı Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı'nın 25.12.2018 tarihli ... sayılı Adli Kurul raporuyla Özürlülük Oranı 4 27 olarak belirlenmiştir. Davacı Müvekkilin yaşına, aktif ve pasif dönem yaşam süresine, beden gücü kayıp oranına, davalı sürücünün asli kusuruna müvekkilimizin aylık geliri ve yargılama sırasında toplanacak delillere göre, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 5000 TL sürekli iş göremezlik tazimatın davalı ... sigorta şirketinden tahsilini talep etme zorunluluğu doğmuştur. Kalıcı sakatlığın yarattığı ruhsal ve yaşamsal olumsuzluklar ile davacı müvekkilin yaşının da göz önüne alınarak ve davalının kusur durumu da gözetilerek, manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faiziyle birlikte işleten ve sürücüden tahsiline karar verilmesi dileğinde bulunuyoruz ve bunun için "simgesel" bir değer olarak 50.000 TL. üzerinden peşin harç ödüyoruz. Davalı işletene ait ... plakalı aracın kaza tarihi itibariyle geçerli poliçe ile davalı ... Sigorta Şirketine Trafik Sigortalı olması nedeniyle limite kadar maddi tazminat istenmiştir. Bu doğrultuda tarafımızdan 07.08.2018 tarihinde sigorta şirketi nezdinde başvuru yapılmış ancak bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmamıştır. Bu güne kadar ödeme yapılmamış olması nedeniyle Arabuluculuğa başvuru yapılmış ancak davalı tarafın anlaşmaya yanaşmaması sebebiyle bir anlaşma sağlanamamıştır." şeklinde dava açtıkları görülmektedir.
Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
neutral
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Enerji ve elektrik hizmetleri ve ilgili ürünlerin ticareti ile iştigal eden davacının, ürün satışlarından mütevellit, davalı borçludan icra takibine konu ettiği faturalar toplamı 5.894,00 TL cari hesap bakiyesi alacağının doğduğunu, davacının davalıdan alacağını bir türlü tahsil edemeyince, nihayetinde davalı aleyhine alacağı tahsil için ... Md. nün ... sayılı ilamsız icra takibini başlattığını, ne var ki ödeme enirini tebellüğ eden davalının, ilamsız takip olmasından istifade ile borcun tamamına itiraz ederek icra takibinin durmasına sebebiyet verdiğini, davalının borca itirazının haksız ve iyi niyetten yoksun olduğunu, zaman kazanmaya, alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu beyanla ... Müdürlüğü'nün ... sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile alacağın avans faiziyle birlikte tahsilini temin yönünde icra takibinin devamını, haksız itiraz nedeniyle davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmolunmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki söz konusu olduğunu, davacı tarafından faturaya konu ürün ve malzeme satışı yapıldığını, bu mallara ilişkin faturaların tanzim edildiğini, müvekkilince tanzim olunan faturalara davalının itirazının bulunmadığını, cari hesaba ilişkin olarak davalının ödeme yapmaması üzerine aleyhine ... Müdürlüğü’nün ... sayılı dosyası üzerinden yasal takip başlatıldığını, yapılan takibe davalıca itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde de tarafların anlaşma sağlayamadıklarından bahisle; davalarının kabulü ile borçlu davalının icra takibine yaptığı itirazın iptalini, takibin devamını, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını vekaleten arz ve talep etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketin ihracat yüklerinin uzun yıllardan bu yana taşımasını gerçekleştiren alt taşıyan olduğunu, 11 adet konşimentoya konu yükün müvekkili şirket tarafından taşımasının gerçekleştiğini ancak ... Limanı'nda yüklerin alıcısı tarafından çekilmediğini, taşımaya konu yüklerin dondurulmuş gıda olduğunu, gıdaların taşındığı konteynırların soğutmalı konteynır olduğunu, yükün çekilmemesi sebebi ile imha edilmek zorunda kalındığını, davalı şirketin bu süreç içerisinde çözüm üretmediğini, armatör şirketin katlanmış olduğu masrafları 07/10/2020 tarihli fatura ile müvekkili şirkete yansıttığını, müvekkili şirketin faturaya konu bedeli dava dışı ..A.Ş.'ye 20/11/2020 tarihinde ödemek zorunda kaldığını, aynı dönemde davalıya ait tüm taşınmazlarda benzer sorunların yaşandığını, yükün teslim edildiğini ve müvekkili şirketin taşıyan sıfatı ile doğmuş olan tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini belirterek davanın kabulü ile davalı tarafın ... 25. İcra Müdürlüğü'nün ...esas sayılı dosyasına yapmış olduğu icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına, davalı tarafın %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVACI : ////VEKİL :////DAVALI : /////DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)DAVA TARİHİ : 19/03/2021KARAR TARİHİ: 16/09/2021GEREKÇELİ KARARINYAZILDIĞI TARİH : ////Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda;GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının yönetimindeki ....///// plakalı aracın 20.03.2006 günü sebep olduğu kazada dava dışı .....///////'ın sakatlandığı ve malul kaldığını, davalının maliki olduğu aracın kaza tarihinde zorunlu trafik sigortası olmadığından zarar görene müvekkili tarafından ödeme yapıldığını, davalı hakkında Diyarbakır İcra Müdürlüğünün 2020/102769 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek borca ve faiz miktarına ilişkin itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
entailment
:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;Yetkili hamil tarafından cirantaya karşı takip yapılabilmesi için bonoyu düzenleyene karşı protesto çekilmesinin zorunlu olmasına rağmen protesto çekilmediği taktirde cirantaya karşı başvuru hakkını kaybedeceğinden dolayı icra dosyasında da protesto olmadığından dolayı yapılan icra takibinin iptalini ve % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesini, öncelikle teminatsız olarak veya müvekkilin ekonomik imkanlarının yetersiz olması sebeplerinden ötürü uygun görülecek bir miktarla icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, müvekkilin borçlu olmadığının tespiti ile Ankara ... İcra Müdürlüğü’nün .... esas sayılı icra takibinin iptaline ve kötü niyetli ve ağır kusurlu olunması sebebiyle de davalı tarafın takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Vadenin geçmesinden sonra yapılan ciro, vadeden önce yapılan bir cironun hükümlerini doğurur; ancak, ödenmeme protestosundan veya bu protestonun düzenlenmesi için öngörülmüş sürenin geçmesinden sonra yapılan ciro, sadece alacağın temliki hükümlerini doğurur.Aksi sabit oluncaya kadar tarihsiz bir ciro protestonun düzenlenmesi için öngörülen sürenin geçmesinden önce yapılmış sayılır.
neutral
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... sevk ve idaresindeki ...plakalı ve ... A.Ş tarafından tanzim edilen kasko sigorta poliçesi ile ... A.Ş tarafından tanzim edilen taşımacılık sigorta poliçesi kapsamında sigortalı bulunan aracın sebep olduğu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasında yolcu konumunda bulunan müvekkilinin yaralandığını ve sakat kaldığını, müvekkilinin malul olması sebebiyle davalı ... şirketlerine gerekli evraklar temin edilerek tanzim edilen poliçeler kapsamında kaza tarihine kişi başına olan teminat çerçevesinde teminat miktarı kadar ödeme yapılması için başvuruda bulunulduğunu ancak yapılan başvuru neticesinde müvekkiline ödeme yapılmadığını, davacının beden gücü kaybı oranının 15/07/1979 doğumlu müvekkilinin geçirdiği kaza nedeniyle yaralandığını ve malul olduğunu, müvekkilinin beden gücü kaybı oranının belirlenerek davalı ... şirketinin poliçesi kapsamında belirlenecek tutarının sakatlık ve ölüm teminatından bakıcı giderlerine ilişkin zararın ise sağlık gideri, tedavi teminatından tahsiline karar verilmesini, bakıcı giderine müvekkilinin sigorta şirketinden maluliyetine ilişkin herhangi bir ödeme aldığını, yine müvekkilinin tedavi süresinde %100 iş göremezlik durumu ve bakıcı giderine ilişkin de herhangi bir ödeme almadığını, 6111 sayılı yasanın 107.maddesine göre belirlenecek bakıcı giderlerinden kaynaklanan maddi tazminatın tedavi giderinin teminattan karşılanmak üzere hüküm altına alınmasını talep ettiğini, davalının trafik sigortacısının müvekkili bakımından giderilmediğini, özellikle bakıcı gideri ve ... tarafından karşılanması mümkün olmayan tedavi giderleri bakımından anılan poliçe kapsamında temin edilen tedavi giderleri limitine kadar mesuliyeti bulunduğunu, doğan zararın tümünden işleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüsün müteselsil sorumlu olduğunu, kusur durumunun dahi bu durumu etkilemeyeceğini, TTK 147/2 maddesi uyarınca avans ödemesine karar verilmesini, müvekkilinde oluşan cismani zarar nedeniyle oluşacak maddi tazminat nedeniyle sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarının tedavi gideri ve bakıcı giderinin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere öncelikle 6100 sayılı yasanın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın sigorta şirketleri açısından söz konusu poliçeleri kapsamında sorumlulukları söz konusu olup, temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan ---- ile ibraz ettiğini, davacının ------ ibraz ettiği çekin sahte olduğunu, çekteki imzanın davacıya ait olmadığını, davalı ---- çeki incelemeden ödeme yaptığını, mağduriyetin giderilmesi için ----- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin itiraz üzerine durduğunu belirtmiş, -------sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalılar aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hamili olduğu Keşidecisi ....... Kırtasiye Elektronik Cihazlar Ve TURZ. TİC. LTD. ŞTİ(V.K.NO:....... ) olduğu,...... BANKASI ....... ŞUBESİ/MUĞLA ........ İBAN Nolu Hesaba bağlı;........ Çek Seri Nolu, 30.12.2021 Keşide Tarihli 25.000,00-TL çekin kaybolduğu veya çalındığından bahisle, muhatabın ödemeden tedbiren men edilmesine ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirketin Sermaye Piyasası Kurulu'ndan (''SPK'') Kanun (Sermaye Piyasası Kanunu/SerPK) hükümlerine uygun olarak 22.01.2016 yılında geniş yetkili aracı kurum olarak faaliyet izni almış ve mevzuata uygun şekilde aracılık faaliyetlerini sürdüren bir aracı kurum olduğunu, müşterilerine verdiği sermaye piyasaları aracılık hizmetleri için davalı borçlu Banka'nın .... ilindeki ....Şube nezdinde hesabının bulunduğunu, müşterilerin hesaplarının bulunduğu bankalar aracılığı ile aracı kurumlara para aktarabilmesi amacı ile Aracı Kurumlar ve Bankalar otomasyon hizmeti ile teknolojik bir hizmet alarak müşterilerine hızlı ve güvenli hizmet verebildiğini, müvekkili şirketin de müşterilerinin daha hızlı ve daha güvenli işlem yapabilmesi amacı ile davalı bankanın bilgisi dahilinde otomasyon yatırım maliyetine katlanarak 3. kişi konumunda olan bir teknoloji şirketinden bu teknolojik hizmeti aldığını, bu hizmetin davalı bankanın elektronik hizmet ağlarında (internet bankacılığı/mobil bankacılık) ara yüz yönlendirmesi ile hızlıca iki kurumda var olan müşterinin hesapları arası transfer işleminin yapılmasını sağladığını, ancak davalı bankanın hiçbir gerekçe göstermeden müvekkili şirketin hesabını bir süre sonra kapattığını, hesabın kapatılması sürecinde davalı banka ile görüşme yapılmak istenilmesi de hiç bir görüşme talebine cevap dahi verilmediğini, iletişim de kurulamadığını ve Sermaye Piyasası Kurulu denetim ve gözetimi altında olan bir şirketin hesabının tamamen keyfiyetle ve tek taraflı olarak, herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin kapatıldığını, işbu davanın konusunun, bu tek taraflı ve keyfi işlem nedeni ile kapatılan hesap sonucu müvekkili şirket tarafından katlanılmış ve davalı bankanın keyfiyeti sonucu boşa çıkmış olan otomasyon hizmetinden kaynaklanan zararın tazmini amacı ile yapılan icra takibine davalı bankanın itiraz etmesi sonucu açılan itirazın iptali davası olduğunu, müvekkili şirketin, davalı banka'ya ait olan Ticari Hizmetler Sözleşmesi'ni imza altına alarak hesap açımını gerçekleştirdiğini, hesabın açık olduğu dönemde banka ile müvekkil şirket arasında hesabın kapatılmasına neden olabilecek ne parasal işlemin ne de müvekkili şirketin konum ve pozisyonunda değişiklik olmadığını, hesabın açılması ve müvekkil şirket tarafından alınan hizmetlerin Ticari Hizmetler Sözleşmesine dayalı hizmet olduğunu, davalı Banka Ticaret Kanunu 18/3 kapsamında bir fesih bildiriminde de bulunmadığını, sadece bankacılık teamülleri, ticari teamüller değil keyfi davranışı Türk Ticaret Kanunu'na uygun şekilde davranmanın da önünde geçtiğini, bu nedenle davalı bankanın müvekkili şirketin itibarını, keyfi olarak almış olduğu karar ile zedeleyecek nitelikte tek taraflı bir hesap kapama işlemi gerçekleştirdiğini, davalı bankanın bu tek taraflı keyfi işleminin ticari itibarını zedeleyecek ölçüde olduğunu, davalı banka tarafından yapılan sözleşmeye aykırılık ve keyfi uygulama neticesinde, müvekkili şirket ile ... Limited Şirketi arasında hizmetinin sözleşmesi sona erdiğini, ilgili 3. şirketten alınan hizmet gereği ... Bankası ile çalışılması gerekmekteyken davalının bu işlemi sonucunda hizmet alınamamış olup, sözleşmenin sona erdiğini, müvekkil şirket bu hizmet için ... Ticaret Limited Şirketine 289.100-TL ödeme yapıldığını ve işbu ödemenin makbuzunun dava dilekçesine eklediklerini, davalı tarafından haksız olarak yapılan bu işlem sonucunda ortaya çıkan zararın tazmini ve müvekkil şirketin hesabındaki tutarın iadesi için 16/06/2022 tarihinde davalı bankaya müzekkere yazıldığını, ancak davalı banka talep edilen bedelinin müvekkiline ödemediğini, davalı tarafından ödeme gerçekleştirilmediği için, 22/07/2022 tarihli işbu davaya konu ... 27. İcra Müdürlüğü'nün ...E. Sayılı dosyası üzerinden ödeme emri gönderildiğini, ilgili ödeme emrinin davalıya 04/08/2022 tarihinde UETS üzerinden tebliğ edildiğini ancak, ilgili ödeme emrine süresinde kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, takibin haksız bir şekilde durdurulduğunu belirterek tüm nedenlerle davalı tarafından... 27. İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline, davalının %20’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirket ...Otomotiv Tekstil Gayrimenkul Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi...sicil numarası ile müvekkil kurum Bursa Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne kayıtlı olarak ticari faaliyet yürütmekte olduğunu, Mülk sahibi ...in vekilleri, 31.07.2018 tarihinde müvekkil kuruma başvurarak davalı şirketin ..... adresinde kiracı olarak bulunduğunu, davalı şirketin Bursa 3.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 23.11.2017 tarih ve 2017/... E. Ve 2017/... K. Sayılı ilamı ile kiralanan taşınmazdan tahliyesine karar verildiğini, davalı şirketin 12.04.2018 tarihli belgede 15.12.2016 tarihinden itibaren kiracısı olduğu adresten ayrıldığını, Bursa 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/.... D.iş sayılı dosyasıyla atanan bilirkişilerce yapılan tespitte ilgili adresin boş olduğunun tespit edildiğini beyan etmiş olup davalı şirketin adres değişikliğinin re'sen yapılması talep ettiklerini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu tescili düzenleyen madde 31- (1) Tescil edilmiş hususlarda meydana gelen her türlü değişiklik de tescil olunur.,(2) Tescilin dayandığı olgu veya işlemler tamamen veya kısmen sona erer ya da ortadan kalkarsa sicildeki kayıt da kısmen yahut tamamen silinir.(3) Her iki hâlde 27 ilâ 30 uncu madde hükümleri geçerlidir, yine Ticaret Sicil Yönetmeliği 29.madde bu doğrultuda olduğunu, müvekkil kurum 02 Ağustos 2018 tarihinde şirket yetkilisi ...'a Türk Ticaret Kanunu 33. maddesi ve Ticaret Sicil Yönetmeliği 36.maddesi gereğince yazının tebliğinden itibaren 30 gün içinde yeni adresin tescilinin yaptırılmasını, yaptırılamıyorsa yaptırılmama nedenlerinin açık ve anlaşılır şekilde yazılı olarak bildirilmesi için tescil davetinde bulunduğunu, tescil davetinin ilgiliye tebliğine edilmesine rağmen ise davalı şirket tarafından herhangi bir bildirim veya tescil işlemi yapılmadığını, müvekkil kurum tarafından Bursa Valiliği Ticaret İl Müdürlüğü'nden idari para cezasının uygulanması talep edildiğini TTK.nun 33. Maddesi tescile davet ve cezaları düzenlemekte olup buna göre madde 33”-(1) Tescili zorunlu olup da kanuni şekilde ve süresi içinde tescili istenmemiş olan veya 32. Maddenin 3. Fıkrasındaki şartlara uymayan bir husus haber alan Sicil Müdürü, ilgilileri belirleyeceği uygun bir süre içinde kanuni zorunluluklarını yerine getirmeye veya o hususun tescilini gerektiren sebeplerin bulunmadığını ispat etmeye çağırır. (2) Sicil Müdürünce verilen süre içinde tescil isteminde bulunmayan ve kaçınma sebeplerini de bildirmeyen kişi sicil müdürü tarafından iki yüz Türk Lirasından dört bin Türk Lirasına kadar idari para cezası ile cezalandırılır. (3) Süresi içinde kaçınma sebepleri bildirildiği taktirde Sicilin bulunduğu yerde Ticari Davalara bakmakla görevli Asliye Ticaret Mahkemesi,dosya üzerinden inceleme yaparak tescili gerekli bir hususun bulunduğu sonucuna varırsa bunun tescilini sicil Müdürü’ne emreder,aksi takdirde tescil istemini reddeder. Süresi içinde tescil isteminde bulunmayan veya kaçınma sebeplerini bildirmeyen kişinin ikinci fıkradaki cezayla cezalandırılması bu fıkra hükmünün uygulanmasına engel oluşturmaz.”düzenlemesi yer almakta olup Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin aynı yöndeki 36. Maddesi hükmü de göz önüne alınarak resen tescil yapılması konusunda iş bu davayı açtıkları, anılan nedenlerle davalı şirketin yeni adresinin tespiti ile tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, pay sahipleri, şirket alacaklıları veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığının istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler. Bu süre içinde durum düzeltilmezse, mahkeme şirketin feshine karar verir.Dava açıldığında mahkeme, taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.
neutral
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; --------Şubesi Muhatap, keşidecisi--------keşide tarihli, ------- Çek seri no'lu, ----- bedelli bir adet çekin müvekkilinin uhdesinde iken kaybolduğunu, ödemeden men kararı verilerek, ilgili çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... Sigorta A.Ş tarafından ... nolu ... Paket Sigorta Poliçesi ile 09/02/2016 - 09/02/2017 tarihleri arasında sigortalı bulunan ... San. Ve Tic. Ltd. Şti'nin faaliyet gösterdiği "... " adresindeki işyeri 15/09/2016 tarihinde davalı ...'ye ait ana su şebekesindeki arıza nedeniyle sızan suların sigortalı işyerine siyaret sonucunda hasara uğradığını, bu nedenden dolayı yapılan hasar ihbarı üzerine müvekkili şirket nezdinde açılan ... no lu hasar dosyasından görevlendirilen sigorta eksperi tarafından ekspertiz raporu düzenlendiğini, Müvekkil şirketin davaya konu olay nedeniyle 06/10/2016 tarihinde 11.488,36 TL sigorta tazminatı ödediğini, TTK. Mad. 1472. Gereğince sigortalının haklarına helef olduğundan davalı tarafın sorumluluğunu karşılayan 11.488,36 TL alacak için rücu hakkının doğduğunu ve haksız fiil neticesinden kaynaklandığını, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 11.488,36 TLsigorta rücu tazminatının, sigortalıya ödeme tarihi olan 06/10/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş olduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu haksız eylem ile müvekkili idarenin her ne kadar bir ilgisi yok ise de, bir an için bu eylemin müvekkili idareden kaynaklandığı kabul edilecek olunsa bile; bu durumda iş bu davanın görev nedeniyle reddinin gerektiğini, 2560 sayılı kanun ile kurulan müvekkili idarenin, ... Büyük Şehir Belediyesi'nin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürüten bir kamu kurumu olduğunu, bu hizmetin ifası sırasında bir zarar meydana gelmiş ise, bunun idari bir eylemden kaynaklandığının kabulünün gerektiğini, davanın görüleceği yerin, adli yargı değil, idari yargı olması gerektiğini, Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasına göre idareler kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduklarını, ancak, idare hukuku ilkelerine göre, idari işlem veya eylemlerden doğan zararın tazminine hükmedilebilmesi için; ortada varlığı ispatlanmış bir zararın bulunması, zararın idarenin işlem ve eyleminden kaynaklanmış olması, idari işlem ya da eylemle zarar arasında nedensellik (illiyet) bağının bulunmasının gerektiğini, Borçlar Kanunu'nun 41. maddesinde de, tazminat sorumluluğunun doğması için, tazminat talep edilenin, zarara neden olayda kasıt, ihmal, teseyyüp yada kusurunun olması; tazminat talep edilen ile hasar arasında bir illiyet bağının bulunmasının gerektiğini, dava konusu yapılan yerde ve çevresinde şebeke hatlarında bir çalışma yapılmadığını, hasar yeri ile sigorta poliçesinin aynı yere ait olmadığını, tüm bu bilgiler değerlendirildiğinde, hasarın oluşmasında müvekkili idarenin bir kusurunun veya gecikmesi olmadığını, ilgili bina sakinlerince su taşkınına karşı alınması gerekli hiçbir önlemin alınmadığının ( zolasyon, drenaj sistemi vb.) tespit edildiğini, müvekkili idareye kusur isnadının mümkün olmadığını, sorumlu veya sorumluların tespitinin gerektiğini, davacı şirketin sigortalısının yasa ve yönetmeliklerden doğan yükümlülükleri verine getirmemesinin, tazminat istemlerinin hukuki dayanağını ortadan kaldıracağını, muhtemel illiyet bağını da keseceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte; kabul anlamına gelmemek üzere, talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu, müvekkili idarenin davacıya kesinleşmiş bir borcunun olmadığını, dolayısıyla idarenin temerrüdü söz konusu olmadığından; dava tarihinden sonrası için ve yasal faiz istenebileceğini belirterek, sonuç olarak; haksız ve hukuka aykırı davanın reddine; mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye ... TİCARET Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak davasında ... tarihinde tesis edilen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dava dosyasının dairemize geldiği anlaşılmakla üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde;DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili davacı tarafın yüksek faiz getireceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile davalı tarafa para verdiğini, müvekkili davacı tarafa yatırdığı para karşılığı belge verildiğini, bu parasının müvekkili davacı tarafa iadesinin gerektiğini ancak müvekkili davacı tarafın verdiği paraları geri istemesine rağmen davalı tarafça müvekkili davacı tarafın parasının iade edilmediğini, davalı tarafın Bankacılık Kanunu 'na aykırı şekilde mevduat topladığını, SPK 'na aykırı olarak aracılık faaliyetinde bulunup hisse senetlerini halka arz ettiğini, davalı şirket veya şirketlerin yöneticilerinin vs. cürüm işlemek amacıyla çete oluşturmak vs. suçlarından değişik ceza dava dosyalarında yargılandıklarını, birçok devlet kuruluşunca davalı tarafın denetlendiğini ve denetlemelere ilişkin birçok rapor düzenlendiğini, davalı şirket veya şirketlerin ticari defterlerinin de usulüne uygun tutulmadığından bahisle müvekkili davacı taraf ile davalı taraf arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ayrıca davalı tarafa verilen para nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik aynen ödenmesi kayıt ve şartıyla 1.000 Euro'nun faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirkettir.Pay sahipleri, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve şirkete karşı sorumludur.
neutral
DAVACI :.....DAVALI :.....DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)DAVA TARİHİ : 02/07/2020KARAR TARİHİ : 17/12/2021GEREKÇELİ KARARINYAZILDIĞI TARİH : 20/12/2021Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı...Doğalgaz Dağıtım G.Y.O ile 05.06.2017-2018 dönemi için dövizli sigorta sözleşmesi akdedildiğini ve davacının sigorta ieminat oranın 9025 belirlendiğini,16.08.2017 tarihinde Merkez Mahallesi Şehit Salim Akgül Cad. Pursaklar adresinde ve 25.08.2017 tarihinde de Yakacık Mah. 3603/3 Yenimahalle adresinde davalı tarafından yürütülen çalışmalar sırasında sigortalıya ait doğalgaz borusuna zarar verildiğini, onarım için makine ve teçhizat kiralama ve masraf bedelleri ile işçilik ücretleri ve havaya alılan gaz bedeli nedeniyle KDV dahil zararın ekspertiz raporu ile toplamda 344,57 Dolar belirlendiğini ve bu miktarın da sigortalısına ödendiğini, çalışmalarda gerekli özen ve dikkati göstermeyen davalının gerçekleşen zarardan sorumlu olduğunu, zira dava dışı sigortalının talep halinde ilgili kurum ve kuruluşlara doğalgaz boru tesisatının geçiş güzergahına ilişkin detaylı plan ve projeyi hazırlayarak verdiğini, doğalgaz boru hattı üzerinde sarı ikaz işareti bulunmadığı iddiasının kabul edilemeyeceğini zira... tarafından boruların usulüne uygun döşenip döşenmediğinin denetlendiğini, davalı tarafında sigortalıdan yetkili personal talep edildiğine dair bir yazının kuruma ulaşmadığını, işçilik, malzeme ve kira bedelinden de davalının sorumlu olduğunu, şirket kendi işçilerini başka boruların tamiri için görevlendirdiğini bu nedenle de uyuşmazlık konusu doğal gaz borusu için ayrıca işçilik bedeli ödediğini, hasar bedelinin tek yanlı belirlendiğinin kabul edilemeyeceğini, EPDK tarafından belirlenen fiyatlar dahilinde faturalandırma yapıldığını, Yakacık Mahallesindeki herhangi bir çalışma olmadığına ilişkin beyanın soyut iddia niteliği taşıdığını, zamanaşımı süresi içinde TTK hükümlerine göre ödenen tazminatın davalıya rücusuna yönelik başlatılan icra takibine haksız yere itiraz edildiğini, ileri sürerek itirazı iptali ile 420'den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ... Şirketi tarafından ... keşide edilen çekler ... tarafından müvekkili ... adına cirantalanan çekler, ... bankası ... şubesine ait ,... çek numaralı 31/07/2022 keşide tarihli 35.000 TL bedelli keşide yeri İstanbul olan bir (1) adet çek, ... bankası ... şubesine ait, ... çek numaralı, 31/08/2022 Keşide tarihli, 35.000 TL bedelli keşide yeri ... olan bir (1) adet çek, ... bankası ... şubesine ait,... çek numaralı, 30/11/2022 Keşide tarihli, 35.000 TL bedelli keşide yeri ... olan bir (1) adet çek, ... bankası ... şubesine ait, ... çek numaralı, 30/09/2022 Keşide tarihli, 35.000 TL bedelli keşide yeri ... olan bir (1) adet çek, ... bankası ... şubesine ait, ... çek numaralı, 31/10/2022 Keşide tarihli, 35.000 TL bedelli keşide yeri ... olan bir (1) adet toplamda 5 adet 175.000 TL toplam bedelli çek kaybolduğunu, işbu çeklerin kötü niyetli 3. kişiler tarafından bankaya ibraz edildiği ve ödeme yapıldığı takdirde müvekkil şirketin ticari hayatı açısından telafisi güç durumlara ve ekonomik olarak zor bir duruma sokacağını, söz konusu çeklerin kötü niyetli 3. kişilerin eline geçmesinden endişe edildiğinden, ilgili çeklerin ibrazında ödenmemesi için ödeme yasağı konularak ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve yapılacak yargılama sonucunda da çeklerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı şirketten alacağının tahsili için İstanbul ..İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi açtıklarını, davalı borçlunun takibe itiraz ederek takibin durduğunu, alacağın faturalara dayandığını, borçlunun itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, borçlunun İstanbul ...İcra Müdürlüğünün ... sayılı takibe itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının yurtdışına ihraç etmek istediği emtianın taşınması için müvekkilinden navlun teklifi istediğini, taraflar arasındaki müzakerelerin neticesinde ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya ait emtianın deniz yolu ile taşınması işleminin gerçekleştirildiğini, 28.09.2018 tarihinde... adlı gemi ile ... limanında ... limanına, 08.10.2018 tarihinde ... adlı gemi ile ... limanından ...limanına 15.10.2018 tarihinde ... adlı gemi ile ... Limanından ...limanına, ... numaralı konşimento uyarınca ... ... adlı gemi ile ... ... ... ... limanından ... limanına, 08.10.2018 tarihinde ... adlı gemi ile ... ... limanından ... limanına, 11.11.2018 tarihinde ...adlı gemi İle ... limanından Mombasa limanına taşındığını, davacı tarafından deniz yolu tabıma hizmetleri karşılığında, 29.08.2018 tarihli fatura karşılığı 1.170,00 Euro 09.10.2018 tarihli fatura karşılığı 4.555,00 Gbp 15.10.2015 tarihli fatura karşılığı 1.495,00 Gbp 28.09.2018 tarihli fatura karşılığı 4.300,00 Usd 08.10.2018 tarihli fatura karşılığı 3.950,00 Usd 13.11.2018 tarihli fatura karşılığı 1.785,00 Usd 28.11.2018 tarihli fatura karşılığı 2.419,00 TL 13.11.2018 tarihli fatura karşılığı 3.068,00 TL 14.11.2018 tarihli fatura karşılığı 1.770,00 TL olmak üzere deniz navlun bedeli ve lojistik hizmet bedeli açıklamasıyla 9 adet faturanın düzenlenerek davalıya gönderildiğini, davalı şirkete fiyat edilmekle navlun sözleşmelerinin kurulduğunu, davalı tarafından ödeme yapılmadığını, davalı şirket yetkilisi ... tarafından gönderilen 21.0.12019 tarihli mail yazışmasında 2 firmada mutabıkız şeklinde ikrar ettiğini, verilen hizmetlerin varlığı ve davacının bu kapsamda ücrete hak kazandığının sübuta erdiğini, davalı şirket yetkilisi ... tarafından gönderilen 15.02.2019 tarihli mail yazışmasında 2.000,00 USD ödeme yapıldığı ve bakiye tutarının kapatılacağının bilgisinin verildiğini, davalı tarafından başka bir ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amaçlı olarak davacı tarafından davalı aleyhinde 19.03.2019 tarihinde.... İcra Müdürlüğünün ... E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu belirterek davanın kabulünü, haksız ve yasal dayanaktan yoksun olarak takibe itiraz edilmesi nedeniyle davalının aleyhine % 20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davalı tahmiline karar verilmesini arz ve talep ettikleri görülmüştür.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu, 2017 faaliyet yılında görev yapan yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun şirket genel kurul kararı ile 2018 faaliyet yılında yönetime seçilemediğini, davalı şirketteki yönetim değişikliğinden sonra davacının yönetim kurulu karar defterinden 25/12/2017 tarihinde kendisinin davet edilmediği bir toplantı yapıldığını ve haberdar olmadığı bu toplantıda şirket menfaatlerine aykırı hükümler içeren 9 numaralı yönetim kurulu kararı alındığını tespit ettiğini, davacının bilgisi dışında yapılan bu yönetim kurulu toplantısının alınan 9 numaralı kararda, davalı şirketin dava dışı ...AŞ'den olan 51.094.619 TL cari hesap alacağının ertelenmesi amacıyla "Borç Erteleme Sözleşmesi"nin imzalanmasına karar verildiğini, sözleşmeye göre davalı şirketin dava dışı şirketten olan alacaklarının vadeler halinde erteleneceği, davalı şirketin protokolü feshi mümkün olmayacağı ve davalı tarafından feshedilmesi halinde fahiş tutarda cezai şart ödeyeceğini, ancak sözleşmenin ne davalı şirket kayıtlarında ne de dava dışı...AŞ'nin 2017 yılı resmi kayıtlarında görülmediğini, bu nedenle bu sözleşmenin gerçekte yapılıp yapılmadığının şüpheli olduğunu, 25/12/2017 tarihli yönetim kurulu toplantısının yapıldığının öğrenilmesinden sonra kararı alan eski yönetim kurulu üyelerine ...Noterliği'nin 06/06/2018 tarih ve... yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edilerek 25/12/2017 tarihli yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğu ve yönetim kurulu üyelerinin TTK 553.maddesi uyarınca kişisel olarak sorumlu olduğunun ihbar ve ihtar edildiğini, bu ihtarnameye yönetim kurulu tarafından ...Noterliği'nin 22/06/2018 tarih ve ... yevmiye sayılı ihtarnamesi ile cevap verildiğini ve yönetim kurulu kararının usulüne uygun alındığı, toplantı ve karar nisaplarına uyularak her zaman karar alınabileceği, yönetim kurulu üyesinin toplantıları takiple mükellef olduğu ve toplantıların her zamanki usulde yapıldığının bildirildiğini, bu cevabi ihtarnameye göre davalı şirketin eski yönetim kurulu başkanının davacının 25/12/2017 tarihli yönetim kurulu toplantısına davet edilmediğinin kabul ve ikrarı anlamına geldiğini, tüm yönetim kurulu üyelerine davette bulunulmaksızın toplantı yapılması ve karar alınmasının kanun hükümlerine aykırı olduğunu, anılan nedenlerle 25/12/2017 tarihli 9 numaralı yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi ve başkanı olduğunu, davacının yönetim kurulu başkanlığı yaptığı süre içerisinde davacıya haber verilmeksizin yönetim kurulu toplantıları yapıldığını yok hükmünde çok sayıda karar alınıp uygulamaya konulduğunu, davacının maillerine dönüş yapılmadığını,--------- ---- Başsavcılığının ------- soruşturma no'lu dosya ile suç duyurusunda bulunulduğunu, davacının ------- Noterinin ------- tarih -----yevmiye nolu ihtarnamesi ile suç duyurusu ile ilgili olarak cevabi ihtarname gönderildiğini, aynı noterliğin --- tarih ------ yevmiye nolu ihtarnamesi ile yönetim kurulu çağrılarını ------------ adresine yapılmasının istendiğini, -----tarih --- yevmiye nolu ihtarnamesi ile ---------uyarınca yükümlendiği görevleri yerine getiremediğini, yokluğunda yapılan işlerden sorumlu olmadığını bildirdiği ------ tarih --- yevmiye nolu ihtarnamesi ile ------tarihinden itibaren bu güne alınan tüm yönetim kurulu kararlarının kendisine gönderilmesini talep ettiğini ancak davalı ve bir kısım muhataplar tarafından keşide edilen ----- Noterinin--- tarih ---- yevmiye nolu ihtarnamesi ile talebin reddedildiğini, davacının mail adresine erişimin engellenmesi kişisel maillerinin kopyalanması sebepleriyle suç duyurusunda bulunulduğunu,---------- yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacı aleyhine yapılan tüm işlemlerin haksız fiil teşkil ettiği ve son verilmesinin bildirildiğini, --------. Noterinin ---------- yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı yönetim kurulu başkan vekili -------- tarafından tüm yönetim kurulu üyelerinin-------- yönetim kurulu toplantısına davet edildiğini, davacı tarafından ----- Noterinin-------------------yevmiye nolu ihbarnamesi ile yetki tecavüzü ile keşide edilen ve geçersiz olan davete uyulacağının ve anılan davetin davacının yokluğunda yapılan hukuksuzluklara kılıf uydurma girişimi olarak değerlendirildiğini------------------- tutanağı incelendiğinde davacının bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında tüm taleplerinin reddedildiği, doğrudan oylama ile karar alındığını, -------------- tutanağı başlıklı tutanağın 3, 7, 8, 9, 24, 27, 30, 31, 32, 33 maddelerinde bilgi alma hakkının ihlal edildiğini, Yönetim Kurulu Kararı başlıklı toplantı tutanağı m. 6 ile icazet verilerek geçerli hale getirilmek istenen ---------Şubesi ile davalı arasında imzalanan kredi sözleşmesinin -------- tarafından --------- bildirildiğini, yok hükmünde bir karara dayanarak --------- yapılan bildirinin geçerli işleme dayanmadan yapıldığının izahtan vareste olduğunu yok hükmünde olan kararların ---- tarihinden başlamak üzere--------- tarihine kadar--------- sayılı kararları olduğunu,-------- tarihinde yapılan -------- adet tutanak tutulduğunu, ------------ başlıklı tutanağın ------------Kararı başlıklı tutanağın 2. tutanak olarak anılacağını 2. tutanak da yer alan tüm kararların öncesinde taslak olarak hazırlandığını tartışmaya yer bırakmayacak şekilde oylanarak alındığını, bilgi alma ve inceleme haklı 1. tutanak da yer aldığı üzere reddedildiğini TTK m.392 amir hükmü karşısında bilgi alma ve işletilerek anılan kararların geçerliliğinden söz etmenin mümkün olmadığım belirterek yukarda listelenen yönetim kurulu kararlarının yokluğunun ve butlanının tespitini talep etmiştir.
entailment
Davacı...vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ... A.Ş.... adresinde faaliyet gösterdiğini, müvekkili ...A.j. 'nin 4.500,00 TL değerindeki paylarının %100'ü ... A.Ş 'ne ait olduğunu, ... A.Ş.'nin müvekkili şirketten olan alacağının tamamının ayni sermaye olarak şirket sermayesine konulması sureti ile ... A.Ş.'in de sermaye arttinmı yapılması istenmekte olduğunu, ...A.Ş.'nin müvekkil şirketten olan alacaklarının tamamını nakit olarak verilen borçlardan kaynaklanmamakta ortaklar arasındakiticari ilişkiden kaynaklanan diğer borçları da içermekte olduğunu, T.C. Ticaret Bakanlığı Ticaret Genel Müdürlüğü'nün Ticaret Sicil Müdürlüklerine göndermiş olduğu 02.01.2014 tarihli yazıda ortağın şirketten olan alacağının ortağı olduğu Şirketin sermaye arttırimınm da aynı sermaye olarak konulması durumunda alacağın varlığının tespitinin 6102 sayılı TTK. nın 543. maddesi uyarınca şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesince atanan bilirkişilerce hazırlanacak raporla yapılabileceğini ön gördüğünü, TTK.nın 343.maddesi uyarınca tayin edilecek bilirkişiler marifeti ile alacağın varlığının ve sermaye artırımına konu edilebilecek alacak tutarının tespitinin yapılmasına karar verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Tasfiye hâlinde bulunan şirketin borçları ödendikten ve pay bedelleri geri verildikten sonra kalan varlığı, esas sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa pay sahipleri arasında, ödedikleri sermayeler ve imtiyaz hakları oranında dağıtılır. Tasfiye payında imtiyazın varlığı hâlinde esas sözleşmedeki düzenleme uygulanır.Alacaklılara üçüncü kez yapılan çağrı tarihinden itibaren üç ay geçmedikçe kalan varlık dağıtılamaz. Şu kadar ki, hâl ve duruma göre alacaklılar için bir tehlike mevcut olmadığı takdirde mahkeme üç ay geçmeden de dağıtmaya izin verebilir.[68][69]Esas sözleşme ve genel kurul kararında aksine hüküm bulunmadıkça, dağıtma para olarak yapılır.
neutral
Davacı vekilini dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında...Güvenlik Yönetim Sist. Ve Plaka Tanıma Sistemi konusunde ...bölgesi, Alt ve Üst Laleli ve ... Meydanı Güvenlik Kamera Sistemi kurulması hususunda anlaşma yapıldığını, belediye tarafından "sen işi yap biz ihale dosyasını daha sonra yaparız" denilmesi üzerine davacı tarafından işlerin tamamlandığını, davalı belediye tarafından 2013 yılı Haziran Ayında yapılıp bitirlen işin ihale dosyası ve ödemesinin bir türlü yapılmadığını, davacı alacağın 21/11/20178 tarihli, 7230 nolu ve 296.421,00-TL meblağlı faturadan kaynaklandığını, söz konusu fatura ve sevk irsaliyesinin davalıya noter kanalıyla tebliğ edildiğini ve faturaların itiraza uğramadığını, buna rağmen alacağın bir türlü ödenmemesi üzerine İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ...Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğu öne sürülerik itirazın iptalini, alacağın %20'sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ettiğini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı yana yükletilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; Bu Kanunda, Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.[3]Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri bir milyon Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.  Bu fıkrada belirtilen parasal sınır, 6100 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasına göre artırılır.[4][5]
neutral
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ------ sahibi olduğunu, müvekkilinin bu taşınmazda ----- yürüttüğünü, bu -------------- olaylarına karşı --- arasında geçerli olam-- üzere -----------önceki maliki ------ tarafından davalı-------- sigortalattığını, müvekkilini ------------- alması ile poliçeden kaynaklanan hakların tamamını 27/08/2020 tarihinde müvekkiline devrolunduğunu, poliçeye ilişkin bir ödemenin olmadığını, müvekkilinin---------- meydana gelecek herhangi bir zarar için ---------kendini güvende hissettiğini, ancak --------------- bulunduğu bölgede şiddetli bir dolu yağışın meydana geldiğini ve -------- önemli ölçüde hasar meydana geldiğini, önlenemeyen -------------önemli ölçüde etkilediğini, hasarın hasat sonrası %70 oranında hasara neden olduğunun anlaşıldığını, ancak -------vasıtası ile yapılan hasar tespit çalışmasında hasar oranının %17 olarak belirlediklerini, müvekkilinin buna itiraz ettiğini ve yapılan itiraz üzerine yeniden hasar tespit çalışması yapıldığını bu sefer de %18 oranında tespit ettiklerini, inceleme yapan eksperlerin şifahi olara ------ hasarın daha fazla olabileceğini ifade ettiklerini ancak hasarın büyük oranda hastalık kaynaklı olduğunu ileri sürdüklerini, müvekkilinin bu iddia üzerine------ başvuru yaptığını ve rapor alındığını, raporda yapılan ------ sonucunda herhangi bir hastalığın tespit edilmediği raporlandığını, 04/11/2020 tarihinde fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile zararlarının ihtirazi kayıtla davalı tarafından ödenmesi talep ettiklerini ancak davalı tarafından bu zamana kadar herhangi bir ödemenin gerçekleşmediğini, davalı tarafından 12/02/2021 tarihinde----hesaplarına hasar tutarı --- altında --------bilgisinin mesaj olarak iletildiğini, ve söz konusu tutarı fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kadıyla ihtirazi kayıtla kabul edeceklerini kuruma bildirdiklerini, açıklanan bu sebeplerle fazlaya ilişkin sair her türlü haklarının saklı kalması üzerine HMK 107. Maddeye uygun olarak müvekkilinin--- kaynaklanan zararın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinini mümkün olmaması nedeniyle mümkün olduğu anda artırılmak üzere asgari 5.000,00 TL tazminatın ödenmesi konusunda davalıya ödeme talebiyle yaptıkları son başvuru tarihi olan 04/11/2020 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalıya ------ bedelli çek keşide ederek verdiğini ve sonra müvekkilinin bu borcunu davalıya ödediğini, davalının çek borcu ödendiği esnada birkaç gün içerisinde iade edeceğini beyan ederek çeki iade etmediğini, taraflar arasında borcun ödendiği ve borcun kalmadığını --------imzalandığını, ayrıca davalı tarafından müvekkiline bir adet -------------- verildiğini, sözleşme yapılmadan önce davalının çeki ciro ederek ---------- adına başka birine devrettiğini, bu çekle ilgili olarak ---------- başlattığı icra takibinin derdest olduğunu, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığını iddia ederek, haklı davalarının kabulü ile müvekkilinin ---- bedelli çek için hiçbir borcunun ve dolayısıyla ----- borcunun olmadığının tespitine, -------sayılı dosyasında davacı bakımından takibin iptaline, takibin ciranta konumunda olan davalı-borçlu ile devamına, yargılama giderleri ile ------ davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket nezdinde ... no'lu ticari sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan dava dışı ... plaza yöneticiliği tarafından sigortalanan adreste meydana gelen yangın nedeni de 13/04/2016 tarihinde ... Yakası, İtfaiye Müdürü... bölge amirliği tarafından yangın raporu düzenlendiğini . raporda yangının çıkış nedeni olarak numune bölümünde girişe göre sağ duvar ile ana binanın dış cephe keşimi noktasında zemine yakın geçirilen elektrik tesisatında meydana gelen ark sonucu oluşan şerarelerin kablo izolelerini tutuşturması ile yangını başlangıcı meydana geldiği, çevresindeki klasörler ile ahşap mobilyaları tutuşturduğu, gelişerek bitişik vaziyetteki bina dış cephesinin alüminyum konpozit kaplamalarına sirayet ettiği, ... tarafından düzenlenen 12/05/2016 tarihli ekspertiz raporunda yangının işlerinin showroom olarak kullanılan bölümünde başladığını yangının çıktığı bölümde aydınlatma tesisatı ve klima dışında elektriğe bağlı başka hiçbir kıymet bulunmadığı, yangının yaşadığı ifade edilen bölümde klima iç ünitesinin bulunduğunun beyan edildiği, bu bölüm daha sonradan yapıldığından, tali elektrik panosu tesis edilerek sıva üstü PVC kablo kanallarıyla bu bölüme elektrik enerjisi verildiği görüldüğünü, 09/04/2016 tarihinde meydana gelen yangın neticesinde binanın dış cephe kaplaması giydirme dış cephe camları ve çatıda bulunan havalandırma sistemine ait ekipmanların yanmış olduğunu, talep edilen onarım bedeli olan 46.350,28 TL hasar bedelinin 06/06/2016 tarihinde sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödendiğini, TTK 1472/1 hükmü uyarınca sigortalısının yerine halef olduğu ve bu nedenle ödenen sigorta hasar tazminatı oranında rücun tazminini, yargılama giderlerini ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 100 yıllık bir süre içinde Türkiye de ... adlı ajandaların kendileri tarafından üretilip piyasaya sürüldüğünü,tüketiciler nezdinde her ne kadar ... kelimesi ürünün kendisi taraf etmeye yarasada ajandan kelimesi ile ... kelimesinin bir bütün olarak değerlendirildiğini tanınırı hale geldiğini ancak davalının kendi ürünü ile renginde şekliyle genel görünümüyle içerik bilgileriyle içerik tasarımıyla birebir aynı olarak ... adıyla bir ürünün piyasaya sürüldüğünü bu ürünün kendi ürünleriyle iltibas yaratacak derecede birbirine benzediğini alıcının orta seviyede bir alıcı olsa dahi bu iltibasa aldandığını ve davalının daha düşük kalitedeki bu ürünü ile davalı şirketin ürününe rekabet ettiğini şirketin bu nedenle karının azaldığını ticari itibarinin zedelendiğini bu nedenle şekil görünüm ve içerik itibariyle davalı şirket tarafından üretilen gıpta kasa ajansı imalatı dağıtımı ve satımının haksız rekabet teşkil ettiğin haksız rekabetin önlenmesini menini haksız rekabet sonucunda oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasını gıpta kasa ajandalarının toplatılmasını hüküm özetinin 3 büyük gazete ilanın şimdilik 10.000 TL maddi 20.000 TL manevi zararı dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ----------- sahibi olduğunu, müvekkiline ait aracın hem müvekkili satın almadan önce ve satın aldıktan sonra ---- zamanında yetkili servisler olan --------------servisinde yapıldığını ve hiçbir şekilde bakımlarının ertelenmediğini, zamanında yaptırıldığını, buna rağmen müvekkiline ait araçtaki sorunların bir türlü giderilemediğini, müvekkilinin iş bu aracı --------- tarihinde satın aldığını, müvekkili aracı aldıktan sonra ----- arızalandığını ve yetkili servis olan ------ takıldığını, müvekkili tarafından iş bu motor için yetkili servise -------- ödendiğini, yetkili------- servisi aracın daha önceki sorunları nedeniyle müvekkile iş bu motor için %50 indirim dahi yaptığını, yine yeni motor yapılmasından itibaren kısa süre sonra motor tekrar arızalanmış ve araç tekrar servise götürülmek zorunda kalındığını, iş bu durum servis iş emirlerinde açıkça görülmekte olup iş emirlerinin davalılardan celbi gerektiğini, iş bu süreçleri bittiğinde müvekkile araç ----- tarihinde teslim edilebildiğini, yine aracın ilk sahibi olan -------------- iş emirlerinden de görüleceği üzere araçta bir çok motor sorunu yaşandığını, bu nedenlerle ve davalı ---- servisinin kabul ettiği üzere araçta başlangıçtan beri gizli ayıplı olduğunun açıkça görüldüğünü, araçta gizli ayıbın olduğu ve müvekkilden tamirat için alınan bedelin ödenmesi için davalılara ------------- yevmiye nolu ihtarnamesi davalılara tebliğ edilmesine rağmen davalılarca müvekkile herhangi herhangi bir olumlu yanıt verilmediğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 8. Maddesi uyarınca söz konusu aracın ayıplı olduğunun ortada olduğunu, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda yer alan tüketicinin seçimlik hakları gereğince bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme hakkımızı kullanarak tarafımızdan alınmaması gerekirken alınan tamirat ücretinin iadesi için mahkemeye başvurma gereğinin hasıl olduğunu bu nedenlerle müvekkili tarafından davalılara tamiratı için ödenmiş olan bedelin fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik ------------ ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak müvekkile ödenmesi, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı borçlu şirketin aralarındaki ticari ilişki neticesinde doğmuş olan, davalı tarafın davacı şirket kayıtlarına ve faturaya dayanan borcuna bağlı olan alacağın tahsili amacı ile faturadan kaynaklanan ---- asıl alacak dayanak gösterilerek ----sayılı dosyası ile işlemiş faizi ile birliklikte toplamda ---- değerinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin --- tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, borçlunun başlatılan icra takibine ------- havale tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi nedeni ile takibin durdurulduğu, itiraz dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediği, davanın süresinde olduğu, davalı borçlunun itirazının haksız olduğu, bu nedenle mahkemece iptalinin gerektiği, davacının takibe konu faturada belirtilen tüm edimlerini ifa ettiği ancak davacı edimlerin ifa edilmesine rağmen buna rağmen herhangi bir ödemede bulunmadığı, davalı-borçlunun iş bu itirazının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğu, davacının haklı alacağını sekteye uğratarak takibi sürüncemede bıraktığı, davacı şirket ile davalı-borçlu arasında emtia satışına dayanan ticari ilişkinin olduğu, davalı borçlunun davacı şirketten ticari ilişki kapsamında fatura içerinde yazan malları verdiği, davalı borçlu ise itiraz dilekçesinde ticari ilişkinin mevcudiyetini kabul etmediğini, icra dosya alacağının likit ve muayyen olduğu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla; davalının --------- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamını ve davalı tarafın % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesini, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep ettikleri görüldü.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 12/11/2009 tarihinde davalı şirkette hisse devraldığını, hisse devir sözleşmelerinin Karşıyaka 2. Noterliği'nde yapıldığını, devirlerden sonra şirket hisselerinin %37'sine sahip olan müvekkilinin şirkete durumu ihtarname ile bildirdiğini, ancak davalı şirketin bu devirleri pay defterlerine kayıttan kaçındığını, şirket aleyhine dava açtıklarını, Menemen 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/61 E.-2015/291 K.sayılı dosyasında görülen davanın 20/05/2015 yılında kabul edildiğini, Yargıtay nezdinde temyiz edilen kararın 17/03/2017 tarihinde kesinleştiğini, şirkette sadece müvekkiline karşı kötü niyetle kayıt işleminden imtina edildiğini, diğer pay sahiplerine aynı tavrın sergilenmediğini, şirketin kimlerce yönetildiği, Genel Kurullarda alınan kararların ve şirketin mali durumu incelendiğinde sözkonusu imtina amacının ortaya çıkacağını, şirket içerisinde eşit işlem ilkesine aykırı davranıldığını, Yönetim Kurulu üyelerinin açıkça hakkın kötüye kullanımını oluşturan davranışları ile dürüstlük kuralını da ihlal ettiğini, müvekkilinin ticari haklarının gasp edildiğini ve edilmeye de devam edildiğini, 2016 yılı Genel Kurulu hariç hiçbir genel kurula müvekkilinin davet edilmediğini, tüm kararların müvekkilinin yokluğunda alındığını, 2016 yılındaki Genel Kurula ise müvekkilinin yolda olduğunu ve kurula katılacağını arayarak şirkete bildirmesine rağmen müvekkili beklenmeden yokluğunda karar alındığını, müvekkilini kötü niyetle şirketin işleyişine dahil etmek istemeyen Yönetim Kurulunun müvekkilinin haberi olmadan Yönetim Kurulu üyelerine maaş bağladığını, bu kişilerin yoğun bir faaliyeti olmayan şirketten her ay maaş almakta olduğunu, müvekkilinin kar payını da alamadığını, tüm hisse devirlerinin müvekkilinin rızası dışında olduğunu, şirketin Menemen'de bir adet gayrimenkulünün kiraya verildiğini, bundan başka Aliağa Organize Sanayi Bölgesi' ndeki arazisinin atıl bırakılarak şirketin zarara uğratıldığını, müvekkilinin buraya fabrika yapmak istediğini ve şirketin de bu sayede büyüyeceğini defalarca dile getirmesine rağmen Yönetim Kurulu üyelerinin müvekkilini şirketten uzak tutmaya çalıştığını, şirket genel kurul kararlarının tümünün geçersiz olduğunu, iptal edilmesi gerektiğini, TTK 445.maddesi uyarınca kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine iptal davası açılabildiğini, çağrının usulüne göre yapılmamasının, gündemin gereği gibi ilan edilmemesinin yetkisiz kişilerin genel kurula katılmasının ve oy kullanılmasına haksız olarak izin verilmemesinin bu davanın konusu olabileceğini, genel kurul kararlarına karşı iptal davası açma süresinin zamanaşımına girdiği kabul edilse dahi kararların butlanla malul olduğu gerçeğinin aşikar olduğunu, genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunu, batıl genel kurul kararlarının baştan itibaren hüküm doğurmadıklarını, mahkemece re'sen dikkate alınması gerektiğini, yasada genel kurul kararlarının hangi hallerde butlan sayılacağının belirtildiğini, tespit davasının 3 aylık hak düşürücü süreye ve herhangi bir zamanaşımına bağlı olmaksızın her zaman açılabildiğini, ancak mahkeme kararı ile şirkete hak sahibi olduğunu kabul ettirebilen müvekkilinin bir kez dahi yönetimde söz sahibi olamadığını ve toplantılara da çağrılmadığını belirterek, davalı şirketin 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016 Genel Kurul Kararları ile Yönetim Kurulu Kararlarının butlanının tespiti ile yok hükmünde sayılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08.05.2016 tarihinde müvekkilinin maliki olduğu, davalıya kasko sigortalı olan ... plakalı servis minibüsünün park halinde iken torpido gözünde çıkan yangın sonucunda kullanılamayacak hale geldiğini, davacının başvuruya rağmen zararı karşılamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla araç bedeli olarak 60.000,00-TL ve mahrum kalınan kazanç olarak 15.000-TL'nin (belirsiz alacağın) kaza tarihinden itibaren başlayacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 28.03.2019 tarihli dilekçesi ile talebini maddi zarar 85.500,00-TLve mahrum kalınan kazanç 15.000,00-TL olmak üzere toplam 100.500,00-TL olarak artırmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını ve haksız olduğunu belirterek reddini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davacının pert total bulunan aracı nedeni ile gerçek zarar miktarı olduğu anlaşılan 85.500,00- TL nin 02/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Sigortali aracın sovtajının davalı-sigortacı teslimi ile sigortalı aracı alacak kişiye veya sigortacıya noterlikçe kesin satışının davacı tarafından bedelsiz yapılmasına; Kazanç (gelir)kaybı isteminin REDDİNE, karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri: davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin aracın kullanılamayacak hale gelmesi nedeniyle mahrum kalınan kazanç talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, faiz başlangıç tarihinin kaza tarihi olması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; zararın teminat dışı olduğunu, hasarın asıl kaynağının alevli yangın değil, servis aracında olaydan 22 gün önce gerçekleştirilen ayıplı hizmet olduğunu, bundan dolayı park halindeki aracın elektrik kablolarında kısa devre meydana geldiğini, davacının bu davayı açmadan önce icra takibi yaptığını, takibin itiraz üzerine durduğunu , davacının takipten feragat etmeden bu alacak davasını açtığını, davanın derdestlikten reddi gerektiğini, davanın zaman aşımına uğradığını, hükmedilen zarar miktarının fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; TTK 1420 maddesi gereğince davanın 2 yıllık zaman aşımı süresi içinde açılmış olmasına; itfaiye raporu, ekspertiz raporu, fotoğraflar ve 22.11.2018 tarihli bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde araçtaki yanma olayının aracın sol-A direği bölgesinden geçen elektrik kablolarındaki önceki onarıma bağlı olarak zayıf bağlantının ortaya çıkardığı aşırı ısınma sonucu başladığı, çevresindeki plastik aksamın tutuşarak ve erimek suretiyle gerçekleştiği anlaşılmış olup, olay öncesi yapıldığı ileri sürülen onarımdaki varsa kusurun davacıya yüklenemeyecek olmasına; poliçede ''yanma'' teminat klozunun bulunması nedeniyle davalının meydana geldiği zarardan sorumlu olmasına, davacının iş bu davayı açmadan önce icra takibi yapmasının eldeki tazminat davasını açmasına hukuki engel teşkil etmemesine, ortada derdest bir dava bulunmamasına; araçta meydana gelen hasara göre araç pert-total olup, aracın hurdasını istemeyen davacı taraf için aracın olay tarihindeki rayiç değerine hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına; bu anlamda 22.11.2018 tarihli bilirkişi raporunun hasara ilişkin olarak ekpertiz raporu, poliçe ve hasar gören aracın özellikleri dikkate alınarak hazırlanmış olmasına; poliçede kazanç kaybı klozu bulunmadığından davacının bu talebinin yerel mahkemece reddedilmesinde bir hata bulunmamasına; davacı kaza tarihinden önce davacı şirkete başvurduğundan davalının temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faizden sorumlu tutulmasında da bir yanılgı tespit edilememesine göre; davacı vekilinin ve davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirketin diğer ortağı ve müdürü olan ... ile Nisan 2013'ten beri % 50 ortağı ve müdürü olduğunu, taraflar arasında gelir ve gider paylaşımı anlaşmasının bulunduğunu, ortaklığın başlangıcında diğer ortağın iş ve müşteri portföyü hakkında davacıyı yanılttığını, büyük bir iş potansiyeli olduğunu iddia etmesine rağmen şirkete çok az iş ve gelir getirdiğini, ortaklık boyunca müvekkili, üzerine düşen edimleri yerine getirmesine rağmen diğer ortağın, üzerine düşen sorumlulukların hiçbirini yapmadığını, yapmadığı gibi davacının zarar etmesine sebep olduğunu, şirket gelirinin neredeyse tamamını müvekkilinin sağladığını, diğer ortağın şirkete gelir kazandıran çok az iş yaptığını, Kasım 2016'dan beri de şirket giderlerine katılmadığını, 01/11/2016-31/08/2017 tarihleri arasındaki şirket harcamaları ve ödemelerini gösterir tablonun sunulduğunu, en büyük gider kalemi olan filo araçlarına ilişkin olarak diğer ortak kendi üzerine düşen edimleri yerine getirmediğinden ... yönetimi tarafından 04/04/2017 tarihinde ... Noterliğinden ... yevmiye numarası ile ödeme talepli ihtarname gönderildiğini, bunun üzerine, davalı şirket filo araçlarının üzerine rehin veya haciz uygulanmasın diye müvekkilinin, kendi şahsi hesabından 28/04/2017 tarihinde bu borçları ödemek zorunda kaldığını, bu araçlardan ... plakalı araç diğer ortağın münhasır kullanımında olup müvekkilinin bu araçtan faydalanma imkânı olmağını, buna rağmen diğer ortağın herhangi bir ödeme yapmadığını, şirket merkezinin kirasının ortaklaşa ödenmesi gerekirken, şu ana kadar diğer ortağın hiçbir ödeme yapmadığını ve bütün kiranın müvekkili tarafından ödendiği, ayrıca diğer ortağın şirkete ait fatura ve makbuzları kendi uhdesinde tuttuğunu ve davacı ile paylaşmadığını, sayılan hususlar ilgili ve özellikle şirket mali konularının tartışılması amacıyla genel kurul yapılması için ... Noterliğinden 02/01/2017 tarih ve ... yevmiye numarasıyla diğer ortağa ihtarname çekildiğini, fakat genel kurul toplanamadığı gibi bahsedilen konularla ilgili hiçbir gelişme de olmadığını, taraflar arasındaki ortaklık ilişkisi müvekkili açısından çekilmez hale geldiğini, ortaklar arasındaki güven ve sadakat ilişkisinin ortadan kalktığını beyanla TTK madde 638/2 uyarınca müvekkilinin haklı sebeple ortaklıktan çıkmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ... Şirketi tarafından ... keşide edilen çekler ... tarafından müvekkili ... adına cirantalanan çekler, ... bankası ... şubesine ait ,... çek numaralı 31/07/2022 keşide tarihli 35.000 TL bedelli keşide yeri İstanbul olan bir (1) adet çek, ... bankası ... şubesine ait, ... çek numaralı, 31/08/2022 Keşide tarihli, 35.000 TL bedelli keşide yeri ... olan bir (1) adet çek, ... bankası ... şubesine ait,... çek numaralı, 30/11/2022 Keşide tarihli, 35.000 TL bedelli keşide yeri ... olan bir (1) adet çek, ... bankası ... şubesine ait, ... çek numaralı, 30/09/2022 Keşide tarihli, 35.000 TL bedelli keşide yeri ... olan bir (1) adet çek, ... bankası ... şubesine ait, ... çek numaralı, 31/10/2022 Keşide tarihli, 35.000 TL bedelli keşide yeri ... olan bir (1) adet toplamda 5 adet 175.000 TL toplam bedelli çek kaybolduğunu, işbu çeklerin kötü niyetli 3. kişiler tarafından bankaya ibraz edildiği ve ödeme yapıldığı takdirde müvekkil şirketin ticari hayatı açısından telafisi güç durumlara ve ekonomik olarak zor bir duruma sokacağını, söz konusu çeklerin kötü niyetli 3. kişilerin eline geçmesinden endişe edildiğinden, ilgili çeklerin ibrazında ödenmemesi için ödeme yasağı konularak ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve yapılacak yargılama sonucunda da çeklerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya Asliye ... Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak davasında 05/02/2019 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulü kısmen reddine ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine dava dosyasının dairemize geldiği anlaşılmakla üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde;DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarından SPK'ya ve yasal mevzuatlara aykırı, usulsüz bir şekilde para topladığını, bu konu ile ilgili şirket yetkilileri hakkında pek çok soruşturma ve işlem yapıldığını, Yargıtay'ın verdiği son kararlar ışığında kendisinden para toplanan bu insanların kandırıldığı, SPK'ya ve yasal mevzuatlara uygun olmayan şekilde bir ortaklık ilişkisi kurulduğunun sabit olduğunu, müvekkilinin de davalı şirkete para yatıran kişilerden biri olduğunu, davalı şirkete 21.910,00 Alman Markı (DM) verdiğini, müvekkilinin ve benzer sayıda çok sayıda insanın kendilerinde usulsüz şekilde toplanan bu paralar nedeni ile uzun süredir mağduriyet yaşadıklarını, Türk Hukuk sisteminin bu şirket yönünden aldığı ve oluşturduğu Yargı kararları ile şirketin gerçek kişilerden topladığı bu paraların yasal mevzuata uygun toplanmadığı ve ortaklık ilişkisinin geçerli şekilde kurulmadığının tespitine karar verildiğinden bahisle müvekkili ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve yine davacı müvekkilleri tarafından davalı şirkete verilen tüm paranın miktarının tespiti ile fazlaya ilişkin dava, faiz ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 11.200,00 Euro karşılığı 46.500,00 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirkettir.Pay sahipleri, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve şirkete karşı sorumludur.
neutral
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin hamili bulunduğu, Keşidecisinin ---- ------- çekin kaybolduğu, keşidecisinin -----, ---- verilme, ----------- bedelli çekin de kaybolduğu, zayi edilen çeklerin 3. şahısların ellerine geçmesi halinde müvekkilinin mağdur olacağını, bu nedenle belirtilen çeklerin iptalini teminen bu davanın ikamesi ve bu dava kapsamında tedbiren ödeme yasağı konulmasını talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin ticari alacağına karşı alınmış olan, ... Bankası A.Ş. ... Şubesine ait, keşidecisi .... Gıda İhtiyaç Mad. Day. Tük. Mal. Paz. Tic. Ltd Şti olan ... hesap numaralı, ... çek seri numaralı, 30/01/2022 keşide tarihli, 30.000,00 TL bedelli çeki kaybettiğini veya çaldırdığını, çekin müvekkilinin iş yerinde çalınmış veya kaybolmuş olduğundan tahsilatı mümkün olmayıp bu nedenle müvekkilinin mağduriyetine sebep olduğunu, çekin üçüncü şahısların eline geçmesinin müvekkili açısından telafisi imkansız zararlar doğurabileceğinden çek bedelinin bankadan alınmaması için öncelikle ödeme yasağı konularak çekin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
entailment
DAVACI : ... - (T.C. Kimlik No:...) VEKİLİ : Av... İSTİNAF EDEN DAVALI : ... Holding Anonim ŞirketiVEKİLİ : Av. ...DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve AlacakİSTİNAF KARARININKARAR TARİHİ : 28/05/2021YAZIM TARİHİ : 10/06/2021Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye.... Ticaret Mahkemesi'nin... esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak davasında 05/02/2020 tarihinde tesis edilen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dava dosyasının dairemize geldiği anlaşılmakla üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde;DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkete ve iştiraki olan şirketlere değişik zamanlarda yüksek oranlarda kar payı dağıtılacağı, istediği zaman parasını kısmen veya tamamen geri alabileceği yönünde güven telkin edildiği için para verildiğini, müvekkilinin defalarca istemesine rağmen yatırdığı parayı geri alamadığını, davalı şirket yetkililerinin Sermaye Piyasası ve sair kanun hükümlerini ihlal ettiklerini, bu nedenlerle taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalı tarafa verilen 2.000,00 Euro'nun ödeme tarihinden itibaren işleyecek döviz faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin davalı borçlu----- ile ticari ilişkilerinden dolayı cari hesap işlemlerinden doğan ödemelerinin yapılmadığını, davacı tarafın müvekkil şirket kayıtlarına ve faturaya dayanan söz konusu alacağın tahsili amacıyla görüşmeler yapıldığını, davalı tarafın ödemeden imtina etmesi sonucu icra takibi başlatıldığını, davalının kötü niyetli olarak alacağı geciktirmeye yönelik, haksız ve kötü niyetli itirazda bulunduğunu, takibin durduğunu, ---------numaralı dosyasındaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak üzerinden devamına, davalı tarafın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
contradiction
/Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından işlem yapılmak üzere teslim alınan yine müvekkili bankanın İkitellli Şubesi çalışanı İlksen Kırlı'nın cüzdanını çaldırması sonucu ...bank ... Şubesi'ne ait, ...Tic. Ltd. Şti. Keşideli, ...Tic. Ltd. Şti. lehtarlı, ... seri numaralı 15/04/2019 vade tarihli ve 27.000,00 TL bedelli ve ...bank ... Şubesine ait, ...Tic. Ltd. Şti. Keşideli, ...Tic. A.Ş. Lehtarlı ve ... ve ... cirantalı, ... seri numaralı, 17/06/2019 vade tarihli, 32.500,00 TL bedelli çeklerin zayi olduğunu, bununla ilgili polise ifade verildiğini beyanla, adı geçen çeklerin zayi nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki çerçevesinde yapılan ticari alışverişten kaynaklanan cari hesaba istinaden davalının müvekkili şirkete borçlu olduğunu, borcun ödenmemesi nedeniyle davalı şirket hakkında ----- sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, ancak borçlu şirketin icra takibine ------------ projesi için üretilen camlarda ayıplı olduğu gerekçesiyle zarara uğradığını, davacı şirkete olan cari hesap borcunun üstünde alacağının olacağını" ileri sürerek borca ve takibe itirazda bulunduğunu, itirazın haksız olması nedeniyle itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin İstanbul Anadolu -----------. İcra dairesinin 2018/13974 esas sayılı icra takibinden gönderilen ödeme emrinin tebliğ almadığını, tebligatın usulsüz----------------- adresine gönderildiğini, müvekkili şirketin teminat olarak başka bir şirketin emrine yazıp imzaladığı çek olduğunu, çekin karalanarak alacaklı gözüken davalı şirket emrine düzenlenmiş gibi işlem yapılmış olduğunu ve vade ve rakam kısımlarının karalanarak yeni tarih ve tutarlar yazıldığını, çekin kambiyo senedi vasfını da yitirdiğini, davalı alacaklı şirket emrine karalanarak düzeltilen çekin arka yüzünde 1.ciranta davalı şirket olmasının gerektiğini, diğer borçlu gözüken ------- 1.ciranta ve ardından davalı şirketin cirosunun olması da ciro silsilesini bozduğunu, çek vasfının ortadan kalkmasına sebep olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketle herhangi bir ticari ilişkisi ve cari hesabının olmadığını, çek vasfının ortadan kalkması nedeniyle takibin iptali ve takibe dayanak çekden dolayı müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitini, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile takibin durdurulmasını, davanın kabulünü ile takibe dayanak yapılan çekten dolayı müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti ile İstanbul Anadolu -----------.İcra dairesi 2018/13974 esas sayılı takibinin iptalini, müvekkili şirket ile ticari ilişkisi olmadığı halde kambiyo vasfını çekle takip yapıp, usulsüz tebligat ile müvekkili şirketin mağduriyetine sebep olan ve karşılıksız çek şikayeti ile de bu niyetinde ısrar eden davacı şirketin %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı-borçludan alacağının tahsili için takibe başlandığını, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini ve davalının icra takibiden önce takibe konu fatura bedellerinin ödenmesi hususunda taraflarına ihtarname gönderilmediğinden bahisle 64.954,71TL lik kısmına ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve takibin devamına , davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
entailment
davacı ve davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; "Müvekkilinin ortağı bulunduğu ...San. Ve Tic. Ltd. Şti'nden müvekkil ortaktan mal kaçırmaya yönelik, muvazaalı ve aynı zamanda suç teşkil eden eylem ve işlemler nedeniyle; davalı ... adına tapuda yapılan 30/07/2019 tarihli devir ve tescil işlemi ile davalı ... adına tapuda yapılan 01/08/2019 tarihli devirlerin ilgili mevzuat uyarınca muvazaa ve hükümsüzlüğünün tespitine, davalı ... adına tapuda kayıtlı ... İli, ... İlçesi, ... ada, ... parsel üzerindeki 4 numaralı bağımsız bölümünün tapu kaydının iptali ile müvekkilin ortağı bulunduğu ... Ltd. Şirketi adına tapuya tesciline, davalt ... adına tapuda kayıtlı Kayseri İli, ... İlçesi, ... ada, ... parsel üzerindeki 5 numaralı bağımsız bölümünün tapu kaydının iptali ile müvekkilin ortağı bulunduğu ... Ltd. Şirketi adına tapuya tesciline, davalı ... adına tapuda kayıtlı Kayseri İli, ... İlçesi, ... ada, ... parsel üzerindeki 8 numaralı bağımsız bölümünün tapu kaydının ipteli ile müvekkilin ortağı bulunduğu .... Ltd. Şirketi adına tapuya tesciline, davalı ... adına tapuda kayıtlı Kayseri İli, ... İlçesi, ... ada, ... parsel üzerindeki ... numaralı bağımsız bölümünün tapu kaydının iptali ile müvekkilin ortağı bulunduğu ... Ltd. Şirketi adına tapuya tesciline, bunun mümkün olmaması halinde alacağın miktarı ve değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebimizi artırabilmek kaydıyla 350.000,00- TL belirsiz alacağın TCMB avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile müvekkilin alacağı bulunduğu ... Ltd. Şirketine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Asli müdahiller ... ve ... vekili müdahale talep dilekçesinde özetle; dava konusu gayrimenkullerin arsa sahipleri ... ve ... ile davalı yüklenici ...San. Ve Tic. Ltd. Şti arasında Kayseri 1. Noterliği'nden tanzim edilen 01/07/2016 tarih ve ... yevmiye numaralı "Düzenleme şeklinde Kat Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi" düzenlendiğini, bu nedenle davaya asli müdahale talebinde bulunduklarını ve Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülmekte olan yüklenici ile birlikte bu davalılar aleyhine açmış oldukları akdin feshi, tapu iptali ve tescil ile tazminata yönelik davanın işbu dosya için bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir. Davalılar ... ve ... cevap dilekçelerinde özetle; parasını her iki ortağa birlikte ödeyip bir daire ve dükkân aldıklarını, bunlara ilişkin fatura ve tapu örneklerini dilekçeleri ekinde sunduklarını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kat karşılığı inşaat çalışmasından kaynaklandığını, şirket içinde ortaklar arasında şirketin yönetimi ve şirketin mallarının tasarrufu ile ilgili ihtilafa dayandığı, davada ileri sürülen taleplerin arabuluculuk kapsamında olduğunu, davacının yapılan satışlardan haberdar olduğunu, davaya konu 4 adet taşınmaza ilişkin satışların gerçek satışlar olup, tahsil edilen bedellerin inşaatın masrafları için harcandığını, netice olarak davacı tarafın iddialarının asılsız ve mesnetsiz olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı aleyhine düzenlenen faturaların ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, takibe itiraz olunduğunu, .. 8. İcra Müdürlüğü’nün ...E.sayılı icra takibinin durduğunu, davalı borçlunun takibin durmasına sebebiyet veren itirazlarının iptali ile takibin devamını, borçlu davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
entailment
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açıkyargılaması sonucunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında TTK 1530.Maddesine tabi ticari bir ilişki mevcut olduğunu, bu ticari ilişki çerçevesinde müvekkil şirket tarafından satılan ve teslim edilen ürünler ile alakalı icra takip talebinde dökümü bulunan irsaliyeli faturalara dayanılarak ve takip talebinde açıklanan alacak kesimi ile ilgili faturaların bedellerinin müvekkil şirkete ödenmediğini belirterek, davalı şirketin icra dosyasına vaki itirazlarının iptali ile limit ipotek bedeli olarak 120.000,00 TL bedelli takibin davacı/alacaklı müvekkil şirket adına devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli olmasından ötürü davalı/borçlunun en az % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.DAVA; Mahkememiz dosyası üzerinde birleştirin Bakırköy ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... esas ... karar sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, bu ilişki çerçevesinde müvekkili şirket tarafından satılan ve teslim edilen ürünlerle ilgili irsaliyeli fatura düzenlendiğini, fatura karşılıklarının ödenmediğini, bu nedenle Çatalca İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasından ilamsız icra yoluyla takip yapıldığını, taraflar arasındaki uzun süreli ticari ilişki nedeniyle Avcılar Tapu Sicil Müdürlüğünün 05/09/2012 tarih, .... yevmiye numaralı, ipotek belgeleri ve resmi senedi ile ... İli ... ilçesi ... Mahallesi, ... Pafta, ... Parsel nolu, 3. Kat 19 Numarada, ... adına tescilli taşınmaz üzerinde 120.000 TL bedelli 2. Dereceden limit ipoteği tesis edildiğini, 120.000 TL bedelli, limit ipoteği nedeniyle ipotek limiti dışında kalan 52.099,48 TL alacak tutarı için takip yapıldığını, K.çekmece ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapıldığını, davalı borçlunun itiraz etmesi sebebiyle Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasından dava açıldığı, her iki dosya arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğunu, müvekkilinin alacağı için açılan Çatalca İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ve % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirketin Sermaye Piyasası Kurulu'ndan (''SPK'') Kanun (Sermaye Piyasası Kanunu/SerPK) hükümlerine uygun olarak 22.01.2016 yılında geniş yetkili aracı kurum olarak faaliyet izni almış ve mevzuata uygun şekilde aracılık faaliyetlerini sürdüren bir aracı kurum olduğunu, müşterilerine verdiği sermaye piyasaları aracılık hizmetleri için davalı borçlu Banka'nın .... ilindeki ....Şube nezdinde hesabının bulunduğunu, müşterilerin hesaplarının bulunduğu bankalar aracılığı ile aracı kurumlara para aktarabilmesi amacı ile Aracı Kurumlar ve Bankalar otomasyon hizmeti ile teknolojik bir hizmet alarak müşterilerine hızlı ve güvenli hizmet verebildiğini, müvekkili şirketin de müşterilerinin daha hızlı ve daha güvenli işlem yapabilmesi amacı ile davalı bankanın bilgisi dahilinde otomasyon yatırım maliyetine katlanarak 3. kişi konumunda olan bir teknoloji şirketinden bu teknolojik hizmeti aldığını, bu hizmetin davalı bankanın elektronik hizmet ağlarında (internet bankacılığı/mobil bankacılık) ara yüz yönlendirmesi ile hızlıca iki kurumda var olan müşterinin hesapları arası transfer işleminin yapılmasını sağladığını, ancak davalı bankanın hiçbir gerekçe göstermeden müvekkili şirketin hesabını bir süre sonra kapattığını, hesabın kapatılması sürecinde davalı banka ile görüşme yapılmak istenilmesi de hiç bir görüşme talebine cevap dahi verilmediğini, iletişim de kurulamadığını ve Sermaye Piyasası Kurulu denetim ve gözetimi altında olan bir şirketin hesabının tamamen keyfiyetle ve tek taraflı olarak, herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin kapatıldığını, işbu davanın konusunun, bu tek taraflı ve keyfi işlem nedeni ile kapatılan hesap sonucu müvekkili şirket tarafından katlanılmış ve davalı bankanın keyfiyeti sonucu boşa çıkmış olan otomasyon hizmetinden kaynaklanan zararın tazmini amacı ile yapılan icra takibine davalı bankanın itiraz etmesi sonucu açılan itirazın iptali davası olduğunu, müvekkili şirketin, davalı banka'ya ait olan Ticari Hizmetler Sözleşmesi'ni imza altına alarak hesap açımını gerçekleştirdiğini, hesabın açık olduğu dönemde banka ile müvekkil şirket arasında hesabın kapatılmasına neden olabilecek ne parasal işlemin ne de müvekkili şirketin konum ve pozisyonunda değişiklik olmadığını, hesabın açılması ve müvekkil şirket tarafından alınan hizmetlerin Ticari Hizmetler Sözleşmesine dayalı hizmet olduğunu, davalı Banka Ticaret Kanunu 18/3 kapsamında bir fesih bildiriminde de bulunmadığını, sadece bankacılık teamülleri, ticari teamüller değil keyfi davranışı Türk Ticaret Kanunu'na uygun şekilde davranmanın da önünde geçtiğini, bu nedenle davalı bankanın müvekkili şirketin itibarını, keyfi olarak almış olduğu karar ile zedeleyecek nitelikte tek taraflı bir hesap kapama işlemi gerçekleştirdiğini, davalı bankanın bu tek taraflı keyfi işleminin ticari itibarını zedeleyecek ölçüde olduğunu, davalı banka tarafından yapılan sözleşmeye aykırılık ve keyfi uygulama neticesinde, müvekkili şirket ile ... Limited Şirketi arasında hizmetinin sözleşmesi sona erdiğini, ilgili 3. şirketten alınan hizmet gereği ... Bankası ile çalışılması gerekmekteyken davalının bu işlemi sonucunda hizmet alınamamış olup, sözleşmenin sona erdiğini, müvekkil şirket bu hizmet için ... Ticaret Limited Şirketine 289.100-TL ödeme yapıldığını ve işbu ödemenin makbuzunun dava dilekçesine eklediklerini, davalı tarafından haksız olarak yapılan bu işlem sonucunda ortaya çıkan zararın tazmini ve müvekkil şirketin hesabındaki tutarın iadesi için 16/06/2022 tarihinde davalı bankaya müzekkere yazıldığını, ancak davalı banka talep edilen bedelinin müvekkiline ödemediğini, davalı tarafından ödeme gerçekleştirilmediği için, 22/07/2022 tarihli işbu davaya konu ... 27. İcra Müdürlüğü'nün ...E. Sayılı dosyası üzerinden ödeme emri gönderildiğini, ilgili ödeme emrinin davalıya 04/08/2022 tarihinde UETS üzerinden tebliğ edildiğini ancak, ilgili ödeme emrine süresinde kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, takibin haksız bir şekilde durdurulduğunu belirterek tüm nedenlerle davalı tarafından... 27. İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline, davalının %20’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın davalıya yapmış olduğu satış neticesinde 925,91 TL fatura alacağı bulunmakta olduğunu, bu hususun 30/06/2017 tarihli fatura ile sabit olduğunu, davalı ile yapılan tüm şifahi görüşmelere rağmen borcun ödenmediğini, davalıya hakkında alacağın tahsili amacıyla, ... 11. İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ancak davalının icra takibine haksız olarak itiraz etttiğini, müvekkilinin ticari defterlerinin incelenmesi ile alacağın varlığının ispat edileceğini, itirazın haksız olduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıyayükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın terkin edilmiş olan ... Hafriyat Madencilik İnşaat Emlak Oto.Enerji İma.San Tic. Ltd.Şti.ünvanlı şirketten alacaklı olduğunu, ihyası istenen şirket ile müvekkili banka arasında imzalanan kredi sözleşmesi nedeniyle kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine borçluya kat ihtarnamesi gönderilmesine rağmen borcun ödenmediğini, aleyhine ... Dairesinin ... esas sayılı takip dosyası ile takibe geçildiğini belirterek 02/03/2020 tarihinde re'sen terkin olunan ... Hafriyat Madencilik İnşaat Emlak Oto.Enerji İma.San.Tic.Ltd.Şti.'nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ... ' nin ortağı iken şirketi devrettiğini, devretteği kişilerin de ... yılında tasfiye ettiklerini, şirket adına kayıtlı ...plakalı aracta bu devir sırasında işlem gördüğünü ancak eski şirket sahibi olarak bu araca ait tüm vergileri, cezalarının tarafına geldiğini, ...' nin ihyası ile ...plakalı aracın tescilinin yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 13.10.2014 tarihinde Franchise sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşme uyarınca taraflar arasında ticari ilişki ve cari hesap ilişkisi mevcut olduğunu, aradaki ilişkiye istinaden davacı müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve faturalarını keserek davalıya teslim ve tebliğ ettiğini, ancak davalı tarafın fatura bedellerini ödemekten imtina ettiğini, TTK 23/2 gereğince faturayı alan kimsenin 8 gün içerisinde itiraz etmediği takdirde fatura mündericatını kabul etmiş sayılacağını, Yargıtay içtihatlarında da fatura mündericatına itiraz edilmemesi durumunda faturanın mutat olağan içeriğinin kabul edilmiş sayılacağının hüküm altına alındığını, akdedilen Franchise sözleşmesine dayalı cari hesap ilişkisi dolayısıyla davalının müvekkili davacıya 29.010,78 TL bakiye borcu bulunduğunu, müvekkili şirketin bu alacağını defalarca talep etmesine herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından İstanbul ... İcra Müdürlüğü’nün ... Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında ilamsız takip başlatıldığını, davalının takibe haksız itirazı ile takibin durduğunu, takibe devam edilebilmesi için işbu davanın açılması zaruretinin doğduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20'den az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili arasında 13.11.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 3 yıl süreli Franchise sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin müvekkili davalının davacıya Eyüp ... Noterliği’nden göndermiş olduğu 28.04.2017 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarname ile karşılıklı mutabakat çerçevesinde sona erdirildiğini ve yine davacının bilgisi dahilinde işletmenin ... adlı şahsa teslim edildiğini, müvekkili davalının sözleşmenin imzalandığı tarihten sözleşmenin karşılıklı mutabakat ile sona erdiği tarihe kadar sözleşmenin 15. maddesinde belirlenen aylık francihe bedeline ilişkin düzenlenen faturaları her ay aksatmadan ödediğini, bu hususun tarafların ticari defterleri üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde anlaşılacağını, franchise bedellerine ilişkin faturalar hariç davacı tarafından müvekkiline gönderilmiş olan herhangi bir faturanın bulunmadığını, müvekkiline gönderildiği fakat ödenmediği iddia edilen faturaların hangi ticari ilişkiyi kapsadığı ve hangi ürün veya hizmet karşılığı kesildiği ile ne şekilde müvekkiline tebliğ edildiğinin dava dilekçesinde belirtilmediğini beyan ederek, davanın reddine, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; "Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyaya sunulan bilirkişi raporuna göre, davacının davalıdan 29.010,78 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, icra takibine vaki itirazın iptaline, davalının alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine," karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 13.11.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 3 yıl süreli Franchise sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin müvekkili davalının davacıya Eyüp ... Noterliği’nden göndermiş olduğu 28.04.2017 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarname ile karşılıklı mutabakat çerçevesinde sona erdirildiğini ve yine davacının bilgisi dahilinde işletmenin ... adlı şahsa teslim edildiğini, müvekkili davalının sözleşmenin imzalandığı tarihten sözleşmenin karşılıklı mutabakat ile sona erdiği tarihe kadar sözleşmenin 15. maddesinde belirlenen aylık francihe bedeline ilişkin düzenlenen faturaları ödediğini, davaya konu faturaların müvekkiline hiçbir şekilde tebliğ edilmediğini,Davacı tarafça düzenlenen ve tebliğ olduğu iddia olunan 19.12.2016 tarihli ... nolu 5.900,00 TL bedelli faturanın da, müvekkiline veya çalışanına tebliğ edilmediğini, Faturayı teslim alan olarak gözüken kişinin (...) müvekkilinin çalışanı olmadığını, Bilirkişi raporlarında; Elektrik ve Pronet güvenlik faturalarının davacı tarafından ödendiğinin tespit edildiği, düzenlenen faturaların da davalıya yansıtılmasının, sözleşmenin 10.11. Maddesine uygun olduğu kanısına varıldığı belirtilmiş olup, Franchise sözleşmesinin 10.11 maddesinde; harç, vergi ödemesi gibi işletmeyle ilgili bürokratik işlemler için yapılması gereken masrafların, franchise alan'a ait olduğunun kararlaştırıldığını, elektrik bedeli, güvenlik bedeli ve başkaca reklam giderlerine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, kaldı ki faturalara ilişkin hizmetlerin de müvekkili tarafından kati surette alınmadığını,Hükme esas alınan bilirkişi heyetinin düzenlediği ilk raporda; 21.04.2017 tarihli ... seri nolu 11.178,78 TL tutarlı faturada belirttiği "Vade farkı bedeli" açıklamalı 1.769,03 TL'lik kısmın dayanağı belgeleri ispatlaması halinde, bu talebinin yerinde olduğunun belirtildiğini, ancak aynı bilirkişinin ek raporda "Vade farkı bedeli" açıklamalı 1.769,03 TL'lik kısmı dayanağı belgelerle ispatladığı kanaatine vardığını, bu durumun raporda çelişki oluşturduğunu, Alacak miktarının likit olmadığını beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, taraflar arasında imzalanan Franchise sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağı sebebiyle yürütülen icra takibine vaki itirazın iptali isteminden kaynaklanmakta olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı yanın incelenen defterlerinin işletme defteri olması sebebiyle delil niteliği taşımadığı belirtilerek, yalnızca davacının usûlüne uygun tutulan ticari defterlerine göre alacak miktarının tespit edildiği görülmüştür. Franchise sözleşmesinin 10.11 maddesinde; harç, vergi ödemesi gibi işletmeyle ilgili bürokratik işlemler için yapılması gereken masrafların, franchise alan'a ait olduğunun kararlaştırıldığı, ancak elektrik ve pronet güvenlik bedeli faturalarının davacı tarafından ödendiğinin ödeme makbuzları ile tespit edilmiş olmasına göre, bu bedellerin fatura ile davalıya yansıtılmasında bir hata görülmemiş, bu itibarla aksi yöndeki istinaf başvuru sebepleri yerinde görülmemiştir. Somut olayda alacak iddiasının davacı yanca ispatlanması gerekmektedir. Ancak yukarıdaki paragrafta yapılan açıklama hariç tutularak, Mahkemece cari hesap alacağının dayanağı olan faturaların davalıya tebliğ edilip edilmediği, BA-BS bildirimlerinin yapılıp yapılmadığı, 19.12.2016 tarihli ... nolu 5.900,00 TL bedelli faturanın tebliğiyle ilgili olarak, davalı şirketin ... adında bir çalışanı olup olmadığı, faturalara konu hizmetin davalıya verilip verilmediği hususları araştırılmaksızın, yalnızca davacının usûlüne uygun tutulan ticari defterlerine göre alacağın tespit edilmesi doğru görülmemiş, bu itibarla kararın kaldırılması gerekmiştir. Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ------- şubesine ait ve ------keşide tarihli,------TL. bedelli, --------- çek seri numaralı çekin zayi nedeni ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;....... Bankası ....... Şubesine ait ...... IBAN nolu hesaba ait, keşidecisi ........ olan ....... çek nolu 20/04/2019 keşide tarihli 60.700TL bedelli çekin kaybolduğunu, bu nedenle çek üzerine ödeme yasağı konulmasını ve çekin ipaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Antalya ...Noterliğinin ... tarihli ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile kooperatiften ayrıldığını, bu ihtarnamede istifa bildirimi yoksa da, yargıtay kararlarına göre üyenin kooperatiften alacaklarını istemesinin kooperatiften ayrılma isteğini de içerdiğini, davalı kooperatif yönetiminin bu ihtarnameye verdiği ... tarih ... sayılı cevabında istemlerinin kabul edilmeyeceğinin bildirildiğini, müvekkilinin bu kez kooperatife ... tarihinde başvurarak istifasını bildirdiğini, kooperatifin bu başvuruya ... tarihinde yanıt vererek, müvekkilinin istifasının kabul edilmediğine ilişkin ... tarih ... sayılı kararı gönderdiğini, ardından davalı kooperatifin ... tarih ... karar nolu kararı ile müvekkilini kooperatiften ihraç ettiğini, istifa, ihraç, alacakları isteme uyarılarına karşın bugüne değin alacaklarının ödenmediğini, davalı kooperatife karşı, Antalya ...Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esasıyla alacaklarının tazmini davası açıldığını, mahkemece alacaklarının, ayrılınan yılın bilançosunun görüşüleceği genel kurulundan ... ay sonra istenebileceğini, bu tarihten önce alacağın istenebilir olmadan açıldığı, gerekçesi ile davanın reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, katılmadıkları bu kararlar karşısında yeni dava açma yolunun izlendiğini ve iş bu davanın açıldığını, bu nedenle ihraç edilmesine karşın ve ihraç edilen yılın bilançosunun görüşüldüğü ... yılı genel kurulunun da yapılmış olduğunu, mahkememizden alacaklarını işbu dava ile istediklerini, kooperatiften müvekkilinin ... tarihinde ihraç edildiğinin kesin olduğunu, kooperatif yasası 17. md. ayrılan veya ihraç edilen üyenin alacaklarının hemen ödenmesini emrettiğini, olayda müvekkilinin kooperatiften ihraç edildikten sonra ... yılında genel kurul yapıldığını, bilanço sunulduğunu ancak alacaklarının bilançoda yer almadığını, kooperatifçe de ödeme yapılmadığını, alacaklarının istenebilir hale geldiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ve alacağa istifa tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanarak ...-TL'nin tazmin ve tahsilini, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, alacaklarının karşılığı kooperatifin banka hesaplarına, alacaklarının güvencisi olarak dava değeri kadar devri önleyici tedbir uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ... Şirketi tarafından ... keşide edilen çekler ... tarafından müvekkili ... adına cirantalanan çekler, ... bankası ... şubesine ait ,... çek numaralı 31/07/2022 keşide tarihli 35.000 TL bedelli keşide yeri İstanbul olan bir (1) adet çek, ... bankası ... şubesine ait, ... çek numaralı, 31/08/2022 Keşide tarihli, 35.000 TL bedelli keşide yeri ... olan bir (1) adet çek, ... bankası ... şubesine ait,... çek numaralı, 30/11/2022 Keşide tarihli, 35.000 TL bedelli keşide yeri ... olan bir (1) adet çek, ... bankası ... şubesine ait, ... çek numaralı, 30/09/2022 Keşide tarihli, 35.000 TL bedelli keşide yeri ... olan bir (1) adet çek, ... bankası ... şubesine ait, ... çek numaralı, 31/10/2022 Keşide tarihli, 35.000 TL bedelli keşide yeri ... olan bir (1) adet toplamda 5 adet 175.000 TL toplam bedelli çek kaybolduğunu, işbu çeklerin kötü niyetli 3. kişiler tarafından bankaya ibraz edildiği ve ödeme yapıldığı takdirde müvekkil şirketin ticari hayatı açısından telafisi güç durumlara ve ekonomik olarak zor bir duruma sokacağını, söz konusu çeklerin kötü niyetli 3. kişilerin eline geçmesinden endişe edildiğinden, ilgili çeklerin ibrazında ödenmemesi için ödeme yasağı konularak ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve yapılacak yargılama sonucunda da çeklerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili firmaya --------- tarihinde bildirimde bulunduğunu, davalı tarafından usul ve yasaya aykırı olarak düzenlenen ve müvekkili firma tarafından ödenen kaçak tüketim cezasının müvekkili firmaya iadesinin gerektiğini, müvekkili firma her ne kadar davalı tarafından belirtilen sürelerde perakende satış sözleşmesi imzalamamış olsa da bu durum kendisine kaçak elektrik bedeli yansıtılmasını gerektiren bir durum olmadığını, ilgili mevzuat gereği müvekkili firmaya kaçak tüketim cezası uygulanamayacağını, yalnız usulsüz kullanım cezası uygulanabileceğini, ------- Davalı tarafın izah edildiği üzere usul ve yasaya aykırı olarak müvekkili firmaya karşı------------ yansıtmış olduğunu, söz konusu bedelin müvekkili firma tarafından ödendiğini, müvekkili firma tarafından davalı tarafa yapılan sözlü ve yazılı ihtara rağmen usul ve yasaya aykırı şekilde yapılan işlemin iptal edilmediğin, davalı tarafça yapılan ---- tarihli ------- tarihli bildirimler de birbiriyle çeliştiğini, davalı tarafın -- tarihli bildirimde -----------maddesine dayanmakta olduğunu, --- tarihli bildirimde -------------- kullanım yerine ilişkin olarak perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketmesinin kaçak elektrik enerjisi olarak kabul edilir hükmüne dayandığını, davalı tarafın ---------- tarihli bildirim sonrası müvekkili firmanın süresinde perakende satış sözleşmesi imzalamaması sebebiyle bildirimde belirtilen -------- günü olan süre geçtikten sonra elektriğin kesilmediğini ve sayacın mühürlenmediğini, bu halde müvekkili firmanın dağıtım sistemine müdahale etmediğinin muhakkak olduğunu, davalı tarafın -------tarihinde yani ilk bildirim üzerinden ----ay geçtikten sonra müvekkili firmaya gelip düzenlenen --------- tarihli kaçak/usulsüz elektrik tüketim tespit tutanağında yer alan perakende satış sözleşmesiz elektrik kullanılmasından dolayı düzenlenmiştir açıklamasıyla sabit olduğunu, davalı tarafın iddialarının gerçekleri yansıtmadığını, usul ve yasaya aykırı olarak düzenlenen ve müvekkili firma tarafından ödenen kaçak kullanım cezası bedelimin iadesinden kaçınma çabasından ibaret olduğunu --------- sürerek; haksız ve usulsüz olarak düzenlenen ve taraflarınca ödenen kaçak tüketim cezasının iadesine yönelik davanın kabulünü, şimdilik --------------- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... plakalı araç ... sayılı Genişletilmiş Kasko Sigortası Poliçesi ile müvekkili şirkete, sigortalı olduğunu, hadisenin, 14/06/2017 tarihinde ... plakalı aracın ... ... ... yolu üzerinde seyir halinde iken önünde seyir halinde bulunan sigortalı ... plakalı aracın trafik nedeniyle duraksaması nedeniyle duramayarak çarpması akabinde sigortalı ... plakalı aracın önünde seyir halinde bulunan ... plakalı araca, onun da önünde seyir halinde bulunan ... plakalı araca arkadan çarpması ve bu araçların sırasıyla ... aracın arkaya ... plakalı araca onun da duramayarak ... plakalı araca arkadan çarpması neticesinde çoklu maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir, Davalı/Borçlu ... sigortalısı olan ... plakalı aracın, müvekkil şirket sigortalısı olan ... Plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasar aldığını, sigortalının, yapmış olduğu başvuru neticesinde Hasar gören sigortalı araca yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucunda aracın hasarlı olduğunun tespit edildiğini, söz konusu eksper raporu doğrultusunda da müvekkili şirketçe araç sahibine 08.08.2017 tarihinde hasar bedeli ödendiğini, davalının sigortalısı olan ... plakalı aracın %100 kusurlu olması nedeniyle, (sigorta şirketleri arası mutabakat gereği) hasara sebebiyet veren aracın sigorta Şirketi olan davalı ... Sigortaya başvurulmuş ancak, davalı kendi sigortalı araçlarına kusur yüklemeyerek iş bu hasar bedelini ödemeyi reddettiğini beyan ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile .... İcra Müdürlüğünün ... E sayılı icra takibine vaki haksız ve yersiz itirazlarının iptalini ve takibin devamını, davalı borçlunun haksız yere icra takibine itiraz etmiş olmasından ötürü takibe konu alacağın %20 'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri, masrafları ile vekalet ücretinin davalı borçlu tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten, arz ve talep etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ------------- sevk ve ---- davalının sigortacısı---------- maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazası neticesinde dava dışı ------------hasar gördüğünü, --- olarak onarımı-------dava açıldığını, yürütülen yargı süreci sonucunda hasara konu kaza bakımından; müvekkil şirket sigortalı araç sürücüsü %70 oranında, davalının sigortacısı olduğu araç sürücüsü %30 oranında kusurlu bulunduğunu, yargılama sonunda------- karar ile davanın Kısmen Kabulüne karar verilmiş ve verilen karar doğrultusunda müşterek ve müteselsilen sorumluluk kapsamında %100 kusur oranı üzerinden ------ tarihinde ödeme yapılmak durumunda kalındığını, 6102 sayılı TTK md.1472 uyarınca müvekkil ---- sigortalıya ------- ------- bedelini sorumlulardan rücuen talep etme hakkına sahip olduğunu, meydana gelen kazada ------ plakalı davalının sigortacısı olduğu aracın sürücüsü en az %30 kusurlu olduğundan, davalı şirket dava konusu hasardan bu oranda sorumlu olduğunu, bu sebeple ödenen tazminat miktarının davalı borçlu şirketten rücu edilmesi maksadıyla öncelikle---- takibi başlatıldığını, takibin davalının haksız ve yersiz itirazları nedeni ile durduğunu, konuya ilişkin başvurulan---- sonuç elde edilemediğini beyanla, davalının takibe haksız itirazının iptali ve en az alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesine Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVACININ TALEBİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı "... İç ve Dış Tic. A.Ş'nin maliki olduğu, davacı sigorta şirketine 20.10.2017 - 20.10.2018 tarihleri arasında 4201700272787 poliçe numaralı "... Genişletilmiş Kasko Poliçesi” ile sigortalanan ... plakalı aracın sürücü ...'ın idaresindeyken 19.02.2018 tarihinde seyri esansında asfalt kaplama üzerinde gevşek olarak bulunan demir ızgaraların üzerinden geçerken ızgaranın yerinden çıkarak aracın alt kesimlerine zarar verdiği ve düzenlenen kaza tutanağında göre de araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığı, Hazine müsteşarlığından izinli bağımsız eksper tarafından kasko sigortalı araçta meydana gelen hasar tutarının 10.383,34 TL olarak belirlendiği ve bu hasar tutarının da davacı sigorta şirketi tarafından karşılanarak davacı şirketin sigortalısının halefi konumuna gelmiş olduğu, zararın meydana gelmesinde davalının sorumluluğunun bulunduğu ve bu nedenle alacağın takibi için başlatıldığı , takibe davalı tarafça itiraz edildiği ve takibin durdurulduğundan bahisle Ankara ... Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin 10.383,34 TL asıl alacağa 15/03/2018 tarihinden itibaren işlemiş 852,57 TL faizi ile birlikte devamına, %20 içra inkar tazminatı hükmedilmesine ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve etmiştir.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ------- tarafından yürütüldüğünü, --------- alış ve satış faturaları ile 2015 ve 2016 yılına ilişkin yevmiye, envanter ve kebir defterlerini müvekkili şirkete teslim etmediğini, bu sebeple müvekkili şirkete karşı yapılan vergi incelemesinde uhdesinde bulunan defterleri ibraz edemediğini, bu nedenle hakkında ------ şirketinin yeminli mali müşaviri olduğunu, Üsküdar ------- Noterliği --------- yevmiye numaralı vekaletname ile yetkilendirildiğini, muhasebeci hakkında mesleğinin gerektirdiği meslek ahlakına aykırı davranışları sebebiyle Kartal ----Noterliği ------ yevmiye numaralı azilnamesi ile tüm yetkilerinden azledildiğini, şahıs hakkında şikayette bulunulduğunu, müvekkili şikayetçi vergi dairesine ticari defterlerin istenmesi nedeniyle durumu şirketin mali müşaviri olan şüpheliye bildirip ya ticari defterleri kendisinin vergi dairesine götürmesini ya da kendisine vererek bizzat müvekkilin vergi dairesine götürmesi gerektiğini söylediğini, şüpheli şirketin ---yılı ticari defterlerini ne müvekkile vermiş ne de kendisi vergi dairesine götürdüğünü, şirketin 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinin tamamı şüphelinin uhdesinde olduğunu, zira bu yıllarda tüm vergi beyannameleri eski muhasebeci tarafından verildiğini, müvekkili şirkete ait ticari defterleri muhasebeci tarafından teslim edilmediğini, müvekkili şirkete ait defterler vergi müfettişleri ve tarafımızdan talep edilmesine rağmen hiçbir sonuca ulaşılamadığını, defterleri taraflarına iadesi için Kartal ---. Noterliğinin --- tarihli ---- yevmiye numaralı ihtarname çekildiğini, muhasebecinin yasal adresinde bulunmamasından dolayı iade edildiğini, müvekkili şirket muhasebe işlerini yürüten ---- tarafından mağdur edildiğini, müvekkili şirket-------- hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, ve İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na ----------- sayılı dosyadan dava açılmış ve halen derdest olduğunu, bu sebeple müvekkili şirkete ait ----- yılı ticari defterlerin zayi olduğundan, TTK madde 68 fıkra son uyarınca ---- envater, kebir ve yevmiye defterleri ile alış ve veriş faturaları zayi olduğuna dair müvekkili şirkete zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin...Şti.'nin müdürü ve yasal temsilcisi olduğunu, şirketin 2017 ve öncesi yıllarına ait 2009 yılı tasdik tarihli karar defterinin ... adresli şirket merkezinden kaybolduğunun fark edildiğini, karar defteri kaybolduğu tarihe kadar şirket dışına çıkmadığı, ayrıca karar defteri şirketle ilgili bir defter olup şirket dışından kimsenin işine yarayacak bilgileri içermediğinden müvekkille aralarında husumet bulunan şirket ortakları tarafından alıkonulduğunun düşünüldüğünü, bu sebeple kendilerine bu hususa ilişkin...Noterliği aracılığıyla 08/12/2017 tarih ve ... yevmiye sayılı ihtar çekildiğini, şirket ortaklarınca ihtarnamelerine cevap olarak ... Noterliği aracılığıyla ... yevmiye sayılı ihtarname gönderildiği, taraflarına 15/12/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, defterlerin kendilerinde olmadığını bildirdiklerini, defterin bulunması için gerekli araştırma yapıldığı, zira karar defteri şirket bünyesinden dışarı çıkmamış olup, bu süre zarfında şirketimizde bir hırsızlık olayı da meydana gelmediğini, 01/01/2018 tarihi itibariyle defterin kaybolduğuna kesin kanaat getirilmesiyle şirketin ticari faaliyetini devam ettirebilmesi adına taraflarına zayi belgesi verilmesini talep etme zarureti hasıl olduğu, bu sebeple dava açıldığını belirterek genel kurul toplantı ve müzakere defterinin zayi olduğuna dair tarafımıza zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
entailment
davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 01.01.2001 ve 04.05.2004 tarihlerinde Amerikan otomasyon ve bilişim ürünleri üreticisi ...'nun iştiraki olan ... ile konusu ...'e ait lisanslı ürünlerin Türkiye sınırları içinde pazarlanması, nihai kullanıcılara satılması, kurulumu ve bu ürünlere ilişkin teknik destek sağlanması olan "... Dağıtım Sözleşmesi" imzaladığını, müvekkilinin 24.03.2001 tarihinde davalı ile davalının üçüncü kişilerle akdettiği sözleşmeler uyarınca öngörülen mal ve hizmetlerin davacı tarafından tedarik edilmesine ilişkin "Müşteri Çözümleri Sözleşmesini" akdettiğini, müvekkilinin davalı ve ...'nun arasındaki ilişkide 2006 yılına kadar önemli yere sahip olduğunu, 2006 yılına kadar devam eden "..." kapsamında çalıştığını her iki şirket arasındaki sunulacak destek hizmetinin doğrudan davacı tarafından davalıya fatura edileceği hususunda 01.12.2003 tarihinde anlaşma sağlandığı, 25.01.2005 tarihinde ... tarafından davacıya gönderilen yazıyla, ... ve ... ile kurulacak bağlantıdan davacının sorumlu olacağının belirtildiğini, bu nedenle sunulan destek hizmeti bedelinin ... tarafından davacıya, davacı tarafından da davalıya fatura edildiğini, 2007 yılında ... Şirketler Grubunda bulunan ... için tasarlanan projenin her safhasında müvekkilinin yer aldığını, projenin lokal danışmanı ve bir kısım hizmetleri davacı tarafından yapılacağı inancıyla ... Dağıtım Sözleşmesi kapsamında pazarlama, teknik destek ve danışmanlık hizmeti sağlandığını, 28.02.2007 tarihinde ulaştırılan yazının müvekkilince imzalandığını ve proje kapsamında ... tesislerinde yapılan toplantıların müvekkili şirket yetkililerinin katılarak bir takım işlemleri yaptıklarını, toplantıya ...'yi temsilen ve taraflar arasında aracılık yapmak amacıyla sadece müvekkilinin katıldığını, düzenlenen iş planının müvekkili vasıtasıyla ...'ya iletilerek imzalandığını, ... yetkilisi tarafından 25.05.2009 tarihinde müvekkiline gönderilen e-posta da proje bedelinin taraflar arasında paylaşımına ilişkin ...'nın seçimine göre iki ödeme modelinden birinin seçileceği konusunda mutabık kalındığını, 2009 yılında taraflar arasındaki proje detaylarının görüşülmesine devam edildiğini ancak otomotiv sektörünü etkileyen kriz nedeniyle projenin bir süre askıya alındığını, 2010 ve 2011 yıllarında belirtilen taraflar arasındaki görüşmelerin devam ettiğini, müvekkilinin İtalya'da yapılan toplantıyı organize ettiğini, ...'ya teknik destek verildiğini, bu hizmetlerin davalı üzerinden nihai müşteri olan ...'ya sunulduğunu, yazılım lisansının bir adetinin davalı üzerinden ...'ya satıldığını, müvekkilinin bu şekilde 2006 yılından bu yana davalı ve ...'ya ürün, hizmet, yazılım ve mühendislik desteği verdiğini; sözleşmenin tekrar gündeme alınması aşamasında müvekkilinin proje dışında bırakıldığını, ...'ya gönderilen e-posta ile bu tür eylemlerin haksız rekabet oluşturduğunun bildirildiğini, muhatapça cevap verilmediğini, 19.05.2014 tarihli yazı ile "... Dağıtım Sözleşmesi" 'nin 30.06.2011 tarihinde kendiliğinden sona ereceğinin ... tarafından bildirildiğini, 10 yıllık ticari ilişkinin aniden bitirilmesine anlam veremeyen müvekkilinin dostane çözüm için öneri beklediğinini ...'e bildirdiğini, bu kapsamda gönderilen 31.10.2011 tarihli yazıyla portföy tazminatıyla uğranılan zararların tanziminini istediğini, taleplerine davalı şirket yetkililerinin olumsuz cevap verdiğini, ... tarafından yapılan teklifin yetersiz olması nedeniyle kabul edilmediğini, dağıtım sözleşmesinin haksız bir nedenle feshine müteakip görüşmeler devam ederken, davalının ... Türkiye Distribütörü olarak ilan edildiğini, davacının yönlendirmesiyle ...'nun müvekkilini tamamen devre dışı bırakarak proje dolayısıyla hak kazanılan veya kazanılacak kazançların elde edilmesinin engellendiğini, davalının sergilediği tutumu ...'nun kendisi ile sözleşme yapmaya yönlendirmek amacına yönelik olması nedeniyle TTK'nın 56/1.b maddesi gereğince haksız rekabet niteliğinde olduğunu, davalının sözleşmenin diğer tarafının sözleşmeyi fesih ile kendisi ile sözleşme yapmak üzere yönlendirmesinin haksız fiil ve haksız rekabet koşulu oluşturduğunu, davacının ".. Dağıtım Sözleşmesi'nin" feshinden sonra müvekkili ile imzaladığı müşteri çözümleri sözleşmesinin 9.2.maddesine aykırı olarak müvekkili izni olmaksızın müvekkilinin bünyesinde çalışan mühendislere iş teklifinde bulunduğunu, müvekkilince keşide edilen 02.03.2012 tarihli ihtarla ...'nın acentesi sıfatıyla yapılan satışların sonlandırılması nedeniyle uğranılan zararların, portföy tazminatının ve davalının haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyel uğranılan zararların tanziminin istendiği, davalı tarafından keşide edilen ihtarname ile davalının acente olmaması nedeniyle ... adına tebligat alamayacağını belirtilerek ihtarnamenin iade edildiğini ve davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin bulunmadığının belirtildiğini, oysa davalının ...'ın sözleşmenin ihlali ve sona erdirmeye yönlendirmesiyle, müvekkilinin elde edeceği kardan mahrum kaldığını, bu bedelin 25.05.2009 tarihli müvekkiline gönderilen e-postadaki modellerden birinin benimsenmesi halinde müvekkilinin elde edeceği kar ve "... Dağıtım Sözleşmesi"nin devamı süresince elde edilecek distribütörlük kazancı olduğunu ileri sürerek, şimdilik 50.000 TL kazanç kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacının 02.03.2012 tarihinde Beşiktaş ... Noterliğinden keşide edilen ihtarnamesinin müvekkiline tebliğ etmesine rağmen ihtarın ... şirketini muhatap aldığını, şirketin yurt dışındaki adresine tebligat yapmamak için, müvekkilinin bu şirketin acentesi olduğunu iddia ettiğini, cevabi ihtarda müvekkilinin acente olmadığının belirtilerek ihtarın iade edildiğini, müvekkilinin zorlama ile davaya dahil edildiğini, dava dilekçesinin 22.bendinde müvekkilinin davalı çalışanlarına iş teklif edilmesine müşteri çözümlerine aykırı olduğunun belirtildiğini, bunun dışında davacının müvekkiline yönelik her hangi bir iddiası bulunmaması nedeniyle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin ... Holding bünyesinde bulunan bilişim şirketi olduğunu, ... AŞ. Ve ... Holding'in müvekkilinin eski müşterileri olduğunu, dava dilekçesinde bahsedilen ... şirketinin 1987 yılında kurulduğunu, 1998 yılında ... şirketi tarafından satın alınma ve birleşme sonucu, ... şirketinin kurulduğunu, davacı şirketin ise müvekkili şirketin tedarikçilerinden biri olduğunu, müvekkili şirketin müşterisi olan ...'nın ... adlı üretim hattı otomasyonu projesini başlattığını, projenin içinde birçok program, sistem ve arayüz bulunduğunu, müvekkilinin, müşterisi ...'ya satmak üzere ... şirketiyle 02.08.2001 tarihinde lisans alımına ilişkin ... sayılı sözleşmeyi yaptığını, aynı tarihte ...-... ile 2001-016 sayılı danışmanlık anlaşması yapıldığını, ... numaralı sözleşme ile ... firmasından danışmanlık hizmeti alındığını, tarafların çeşitli tarihlerde bu anlaşmalarda değişiklikler yaptıklarını, müvekkilinin müşterisi ...'nın ihtiyaçlarını bu şekilde birebir sözleşmelerle temin ederek müşterisine fatura ettiğini, proje öncesi ve sonrasında da ...'nı müvekkilinin müşterisi olduğunu; taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2002 yılında başladığını, 12.07.2002 tarihli ... yüklenici hizmetleri sözleşmesi, 17.11.2004 tarihli ... müşteri çözümleri sözleşmesi, 10.08.2005 tarihli ... müşteri çözümleri ve 24.03.2011 tarihli ... müşteri çözümleri sözleşmesinin imzalandığını, tüm bu sözleşmelerden davacının müvekkilinin alt yüklenicisi olarak çalıştığı ve ücretini aldığının anlaşılacağını, davacının müvekkilinin kuruluşundan bu yana yaptığı, ticari işlerden faydalanmaya çalıştığını, davacının tarafı olmadığı delil listesinde sunulan 15.12.2005 tarihli "... site lisans ücreti anlaşması -değişiklik " başlıklı belgenin 01.12.2003 tarihli anlaşmaya ek olarak müvekkili ile ... arasında düzenlendiğini, sözleşme ile önceki sözleşmelerin aynen geçerli olduğu, ancak bundan böyle ... Distribütörü olması nedeniyle faturaların davacı tarafından gönderileceği kabul edilerek, buna göre işlem yapılmasının kararlaştırıldığını, müvekkilinin de bu tarihten sonra davacıdan gelen faturaları kendisine ödediğini, dava dışı ... şirketinin 04.05.2004 tarihli Distribütörlük anlaşmasını 19.05.2011 tarihli yazıyla yenilenmeyeceğinin bildirildiğini, ancak müvekkilinin sözleşme ve feshe taraf olmadığını, ... tarafından müvekkiline davacı ile olan ticari ilişkinin bitirilerek Distribütör olması teklif edildiğini ve taraflar arasında, 01.12.2011 tarihli distribütörlük sözleşmesinin imzalandığını; müvekkilinin, davacının 2001 yılından bu yana dava dışı şirketle bağlantısı bulunduğundan habersiz olduğunu, 15.05.2005 tarihli sözleşme değişikliğiyle faturaların davacı tarafından gönderileceğinin bildirilmesi üzerine müvekkilinin gelen faturaları ödediğini, davacının 24.03.2011 tarihli sözleşmenin 9/2.maddesini ihlal ettiğini belirterek, davacı çalışanlarının müvekkilince işe alındığını iddia ettiğini, ancak müvekkilinin davacının hiçbir çalışanını işe almadığını, iş teklif etmediğini, cevabi ihtarda bildirildiğini, davacının sözleşmeyi halen devam ettirdiğini, davacının bahsettiği 2007 yılındaki projeye ilişkin müşterinin alım yapmadığını, bu ürünlerin ... tarafından yapıldığını, davacı tarafından ibraz edilen toplantı tutanaklarında müvekkili ile ...'nın çalışanlarının katıldığının anlaşılacağını, davacının bu toplantılara ... şirketini temsil ettiğini iddia ettiğini, bu hususunda davacı ile sözleşmenin diğer tarafı arasında ileri sürülebileceğini, davacının iddia ettiği ilişkilerin müvekkili ile alakasının bulunmadığını ve davacının ... şirketinin distribütörü olarak bu faaliyetleri yürüttüğünü, müvekkilinin sözleşmenin feshi için yurt dışındaki şirketi etkilemediğini, ...'nın ekonomik sıkıntılar nedeniyle projeyi askıya almadığını, müvekkili ile davacı arasındaki 24.03.2011 tarihli müşteri çözümlerinin 9/1.maddesi uyarınca davacının, müvekkilinin müşterisi ile bu tür bir ilişkiye giremeyeceğini taraflar arasındaki tek ilişkinin açıklandığı üzere ... şirketinin yönlendirmesiyle davacı tarafından düzenlenen faturaların ödenmesi olduğunu, bu durumun müvekkilinin müşterilerinin devir alınması şeklinde değerlendirilemeyeceğini, davacının bazı işlerde müvekkilinin alt yüklenicisi olarak çalıştığını, davacının ... şirketinden talepte bulunurken ... dışındaki müşteriler için ... şirketine yaptığı şirket içinde tazminat talep ettiğini, müvekkilinin bu iki şirket arasındaki ilişkilere taraf olmadığını, dava dilekçesindeki açıklamaların büyük kısmından da olayların müvekkiline ilişkin olmadığının anlaşıldığını, müvekkilinin davalıyı kötülemediğini, sözleşmenin feshi için her hangi bir girişiminin bulunmadığını, sözleşmeye aykırı şekilde davacı çalışanlarını işe almadığını, iş teklifi götürmediğini: davacının keşide ettiği ihtarname tarihinde müvekkilinin henüz ... ile distribütörlük sözleşmesi imzalamadığını, bu sözleşmenin 01.12.2011 tarihinde imzalandığını, bu sözleşmeden sonrada müvekkilince ... projesinin hayata geçirilmediğini, feshin haksız olması halinde diğer tarafa dava açılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ... Şirketi tarafından ... keşide edilen çekler ... tarafından müvekkili ... adına cirantalanan çekler, ... bankası ... şubesine ait ,... çek numaralı 31/07/2022 keşide tarihli 35.000 TL bedelli keşide yeri İstanbul olan bir (1) adet çek, ... bankası ... şubesine ait, ... çek numaralı, 31/08/2022 Keşide tarihli, 35.000 TL bedelli keşide yeri ... olan bir (1) adet çek, ... bankası ... şubesine ait,... çek numaralı, 30/11/2022 Keşide tarihli, 35.000 TL bedelli keşide yeri ... olan bir (1) adet çek, ... bankası ... şubesine ait, ... çek numaralı, 30/09/2022 Keşide tarihli, 35.000 TL bedelli keşide yeri ... olan bir (1) adet çek, ... bankası ... şubesine ait, ... çek numaralı, 31/10/2022 Keşide tarihli, 35.000 TL bedelli keşide yeri ... olan bir (1) adet toplamda 5 adet 175.000 TL toplam bedelli çek kaybolduğunu, işbu çeklerin kötü niyetli 3. kişiler tarafından bankaya ibraz edildiği ve ödeme yapıldığı takdirde müvekkil şirketin ticari hayatı açısından telafisi güç durumlara ve ekonomik olarak zor bir duruma sokacağını, söz konusu çeklerin kötü niyetli 3. kişilerin eline geçmesinden endişe edildiğinden, ilgili çeklerin ibrazında ödenmemesi için ödeme yasağı konularak ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve yapılacak yargılama sonucunda da çeklerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesi uyarınca davalıya kredi kullandırıldığını, ancak geri ödemesinin yapılmaması nedeniyle ihtarname gönderildiğini, buna rağmen ödemede bulunulmaması üzerine davalı hakkında icra takibi yapıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu bildirerek, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasındaki 01/08/2011 tarihli eser sözleşmesi gereğince müvekkilinin edimini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davalının ise yapması gereken ödemelerini eksik olarak yaptığını davalı yanın uyarılara rağmen ödemeyi yapmaması üzerine ... Noterliğniin 07/05/2013 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnameyi yolladıklarını buna rağmen ödeme yapılmadığını alacağın tahsili amacı ile huzurdaki davanın açıldığını, 88.500,00-TL alacağa sözleşme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davlaıdan tahsilini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ... Vekilinin .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı icra takip dosyasıyla müvekkil şirket aleyhine icra takibinde bulunduğu, takibe dayanak yapılan çekteki imzanın şirket temsilcisi tarafından imzalanmadığı, borca ve imzaya itirazları nedeniyle takibin iptali istemiyle ... İcra Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı dava dosyasında davanın açılmamış sayılmasını karar verildiğini, takibe konu ... seri nolu 15/12/2012 tarihli 20.000,00 TL bedelli çekin imzasız ve meblağ kısmı boş olarak şirket aracının camının 24/03/2012 tarihinde kırılarak çalındığını, hırsızlık olayına ilişkin ... Cumhuriyet Başsavcılığının ... soruşturma sayılı dosyasında devam ettiğini, çekteki imzanın şirketlerine ait olmadığını, takibe konu çekten dolayı davalıya hiçbir borçlarını bulunmadığını, ciro silsilesindeki diğer şirketlere de borçlarının bulunmadığını, bu nedenle .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasında müvekkili aleyhine yürütülen icra takip işlemlerinin tedbiren durdurulmasına, müvekkili şirketin davalı ... a çek nedeniyle borcunun bulunmadığının tespitine, %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 100 yıllık bir süre içinde Türkiye de ... adlı ajandaların kendileri tarafından üretilip piyasaya sürüldüğünü,tüketiciler nezdinde her ne kadar ... kelimesi ürünün kendisi taraf etmeye yarasada ajandan kelimesi ile ... kelimesinin bir bütün olarak değerlendirildiğini tanınırı hale geldiğini ancak davalının kendi ürünü ile renginde şekliyle genel görünümüyle içerik bilgileriyle içerik tasarımıyla birebir aynı olarak ... adıyla bir ürünün piyasaya sürüldüğünü bu ürünün kendi ürünleriyle iltibas yaratacak derecede birbirine benzediğini alıcının orta seviyede bir alıcı olsa dahi bu iltibasa aldandığını ve davalının daha düşük kalitedeki bu ürünü ile davalı şirketin ürününe rekabet ettiğini şirketin bu nedenle karının azaldığını ticari itibarinin zedelendiğini bu nedenle şekil görünüm ve içerik itibariyle davalı şirket tarafından üretilen gıpta kasa ajansı imalatı dağıtımı ve satımının haksız rekabet teşkil ettiğin haksız rekabetin önlenmesini menini haksız rekabet sonucunda oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasını gıpta kasa ajandalarının toplatılmasını hüküm özetinin 3 büyük gazete ilanın şimdilik 10.000 TL maddi 20.000 TL manevi zararı dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında Taşıma Sözleşmesi akdedildiğini, davalı tarafın gönderilerinin uluslararası taşıma hizmeti, bu sözleşmeye istinaden müvekkili şirket tarafından yerine getirildiğini, davalı tarafın 29/05/2019 tarihindeki borç tutarı 18.154,95-TL'yi, 08/07/2019 tarihinde havale yolu ile ödendiğini, 18/06/2019 tarih ve ....... seri nolu 79,80-TL bedelli ve 26/06/2019 tarih ve ......... seri nolu 223,73-TL bedelli faturaların bedelinin ise 26/07/2019 tarihinde 304,00-TL (0,47-TL fazla şekilde) olarak havale yolu ile ödendiğini, 01/07/2019 tarihinden sonra kesilen ve detayları yer alan faturaların bedellerinin ise ödemediğini, 5 adet faturanın dolayısıyla Cari Hesap alacağının vade süresi içerisinde ödenmemesi sebebiyle Bakırköy ....... İcra Müdürlüğünün ........ E. No'lu dosyası üzerinden takibe konulduğunu, davalı tarafça müvekkili şirkete borcu bulunmadığından bahisle yapılan takibe haksız ve kötüniyetle itiraz ettiğini, davalı - borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı... Şirketi'nde 11.000 TL'ye karşılık 22 payla şirket ortağı olduğunu, davalı şirketin içinde bulunduğu finansal ve hukuki durum sebebiyle müvekkilinin 1.895.000 Euro kullandığı krediye kefil olduğunu, ancak şirketin kredi borçlarını ödememesi üzerine müvekkilinin faizleri ile birlikte bu kredi borcunu ödemek zorunda kaldığını, şirketin halen aktif olmayıp faaliyete geçmediğini, 09.09.2014 tarihinde başlayan kredi faiz ödemeleri için şirketin mali kaynak bulamadığını, davalı şirkete karşı İstanbul 9. İcra Müdürlüğünün 2015/257 esas sayılı dosyası ile 6.122.363,26 TL icra takibine başladığını, takibin kesinleştiğini, 18.03.2015 tarihinde aciz vesikası alındığını, takibin 28.05.2015 tarihinde iflas talepli takibe dönüştürüldüğünü, İİK m. 156'ya göre süresi içerisinde iflas davası açtıklarını, davalı şirketin İstanbul'da kurulu olduğunu, 08.06.2015 tarihinde ... ne taşındığını, 01.07.2015 tarihinde ... Müdürü tescil edildiğini, icra takibinin şirket merkezinin İstanbul'da olduğu dönemde başladığını, davanın şirketin merkezinin İzmir'e taşınması nedeniyle İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığını, davalı şirketin borcu ödemediği gibi ödeme emrindeki müddet içerisinde itirazda bulunmadığını belirterek İİK m. 156'ya göre davalı ... Şirketi'nin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 08/02/2016 tarihinde... Limited Şirketinde bulunan tüm hisselerini ...'ye devrettiğini, bu tarih itibari ile şirketi temsil ve ilzam yetkisinin sona erdiğini, müvekkilinin 08/02/2016 tarihinde dava dışı şirketin İstanbul'da bulunan şubesinde mevcut müdürlük görevinden istifa ettiğini şirkete yazılı olarak bildirdiğini ve şirketin tek ortağı ve yetkilisi ... tarafından istifasının kabul edildiğine dair 09/02/2016 tarihli kabul yazısı müvekkiline teslim edildiğini, birer ticari temsilci olan müdürlerin istifa hakkına sahip olduğunu, müvekkilinin ticaret sicilde gerekli işlemlerin yapılmamış olduğunu fark ettiğini ve 06/08/2019 tarihinde...Odasına dilekçe ile sicil kayıtlarının düzeltilmesi için başvuruda bulunduğunu, müvekkilinin kaydın düzeltilmesi için yapmış olduğu başvurunun usulsüz biçimde müdürlükçe reddedildiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Tescil istemi ilgililer, temsilcileri veya hukuki halefleri tarafından yetkili sicil müdürlüğüne yapılır.Bir hususun tescilini istemeye birden çok kimse zorunlu ve yetkili olduğu takdirde, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, bunlardan birinin talebi üzerine yapılan tescil tümü tarafından istenmiş sayılır.
neutral
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dilekçe içeriğinde bildirdiği çekin yasal hamili olduğunu, çekin kaybediğildiğini belirterek çekin üzerine ödeme yasağı konulması ile çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ...bankası ... Şubesine ait, ... Sanayi A.Ş. Tarafından keşide edilen 15/01/2016 keşide tarihli ... nolu, 5.570,00 TL bedelli çekin çalınmış veya kaybolmuş olduğunu, bu durumun mağduriyetine neden olduğunu, çekin kötüniyetli üçüncü şahısların eline geçmesinin ve kötüniyetli bir şekilde kullanılmasının önlenmesi için ayrıca tedbiren ödeme yasağı konulmasını ve çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
entailment
Davacı vekilleri dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin 2.000.000 TL'lik sermayesinde % 10 oranında hissesinin bulunduğunu, çoğunluk paya sahip ortakların yıllardır şirkete yüksek tutarda borçlandıklarını, yönetim kurulu üyesi olan ----------2014 yılı itibarıyla şirketten ----------TLye yakın borç aldıklarını, davalı şirketin ortaklarından 2015 senesinde 609.701,88 TL, 2016 senesinde de 390.903,56 TL alacağının gözüktüğünü, bu borçlanmaların yasalara aykırı olduğunu, çoğunluk paya sahip yönetim kurulu üyelerinin yaptıkları borçlanmayı 6552 Sayılı Kanun'un 74.maddesi kapsamında %3 vergi ödemek suretiyle giderleştirerek geçmiş yıl zararları kalemine attıklarını, oysa bu vergi affından ancak geçerli surette borçlananların yararlanabileceklerini, çoğunluk pay sahiplerinin şirketi zarara uğrattıklarını, bu nedenle şirkete verdikleri zararın tazmini için İstanbul Anadolu 8 inci Ticaret Mahkemesi'nin ----------- Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, bu nedenle gündemin 3 üncü maddesi kapsamında faaliyet raporunun okunması ve müzakere edilmesi ile 4 üncü maddesi kapsamında bilânçonun tasdik edilmesi hususlarına muhalif kalındığını, çünkü bilânçonun gerçek durumu yansıtmadığını, ortakların borçlarının ve bunların tahsil edilemediğinin fınansal tablolarda yer almadığını, bilânçonun kabul kararının sermayenin korunması ve eşit işlem ilkesine aykırı olduğundan T.T.K. madde 447 uyarınca butlanının tespiti aksi halde iptali gerektiğini, gündemin 5 inci maddesine istinaden yapılan görüşmede kâr dağıtılmaması kararı alınırken hiçbir gerekçe gösterilmediğini, bu durumun Yasaya ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, çoğunluk paya sahip hissedarların davalı şirketi kendi kasası gibi kullandıklarını, şirket ile aynı konuda faaliyet gösteren ---------------------- yüksek oranda kâr ettiğini, bu surette kazanç aktarımı yapıldığını, müvekkilinin yıllardır kâr payı alamadığını, çoğunluk pay sahiplerinin bu tutumlarını dava konusu genel kurulda da devam ettirdiklerini, 2015 yılma ait genel kurul kararlarının iptali için İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ----------------- Esas sayılı dosyası üzerinden açılan davanın halen sürdüğünü, 2016 yılna ait genel kurulda da aynı yönde karar alındığını, 5 inci gündem maddesine istinaden alman karara muhalefet şerhi düşüldüğünü, hakim ortakların aldığı paraları faizi birlikte iade etmeleri gerektiğini, bu hali ile bilânçonun gerçeği yansıtmadığını, bu nedenle butlanının tespitinin aksi durumda iptalinin talep edildiğini, gündemin 6 ıncı maddesine istinaden yönetim kurulunun ibra edilmelerine ilişkin kararın da kanun hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, yönetim kurulunun şirkete karşı sürekli borçlandıklarını, şirketi kötü yönettiklerini, kâr aktarımı yaptıklarını, şirketi zarara soktuklarını, şirketin aktif büyüklüğünün ve kârlılığının azaldığını, yukarıda da bahsedildiği üzere kendilerine karşı sorumluluk davası açıldığını, bu nedenle yönetim kurulu üyelerinin ibrasına yönelik kararın iptali gerektiğini, yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmamış olsalar bile yönetim kurulu üyesi---------------------- eşi ve diğer bir yönetim kurulu üyesi -------- annesi olan 400.000 pay sahibi ----------- oyları ile ibra kararmırfaîhıdığını, bunun T.T.K.'nun 436 ıncı maddesine aykırılık teşkil ettiğini, ibra/kararının da hukuka ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu iddia ederek; davalı şirketin 2016 sanesine ait olağan genel kurul toplantısında alınan 3 üncü, 4 üncü, 5 inci ve 6 ıncı maddelerinde alınan kararların batıl olduğunun tespitine, aksinin kabulünde dahi kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olması sebebiyle iptal edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... plakalı araç ... sayılı Genişletilmiş Kasko Sigortası Poliçesi ile müvekkili şirkete, sigortalı olduğunu, hadisenin, 14/06/2017 tarihinde ... plakalı aracın ... ... ... yolu üzerinde seyir halinde iken önünde seyir halinde bulunan sigortalı ... plakalı aracın trafik nedeniyle duraksaması nedeniyle duramayarak çarpması akabinde sigortalı ... plakalı aracın önünde seyir halinde bulunan ... plakalı araca, onun da önünde seyir halinde bulunan ... plakalı araca arkadan çarpması ve bu araçların sırasıyla ... aracın arkaya ... plakalı araca onun da duramayarak ... plakalı araca arkadan çarpması neticesinde çoklu maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir, Davalı/Borçlu ... sigortalısı olan ... plakalı aracın, müvekkil şirket sigortalısı olan ... Plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasar aldığını, sigortalının, yapmış olduğu başvuru neticesinde Hasar gören sigortalı araca yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucunda aracın hasarlı olduğunun tespit edildiğini, söz konusu eksper raporu doğrultusunda da müvekkili şirketçe araç sahibine 08.08.2017 tarihinde hasar bedeli ödendiğini, davalının sigortalısı olan ... plakalı aracın %100 kusurlu olması nedeniyle, (sigorta şirketleri arası mutabakat gereği) hasara sebebiyet veren aracın sigorta Şirketi olan davalı ... Sigortaya başvurulmuş ancak, davalı kendi sigortalı araçlarına kusur yüklemeyerek iş bu hasar bedelini ödemeyi reddettiğini beyan ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile .... İcra Müdürlüğünün ... E sayılı icra takibine vaki haksız ve yersiz itirazlarının iptalini ve takibin devamını, davalı borçlunun haksız yere icra takibine itiraz etmiş olmasından ötürü takibe konu alacağın %20 'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri, masrafları ile vekalet ücretinin davalı borçlu tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten, arz ve talep etmiştir.
contradiction
davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... Hazır Beton AŞ.den işçilik alacaklarının tahsili amacıyla Ankara 8. İş Mahkemesi'nin 2007/931 E. sayılı dosyasında açtığı davanın kabul edildiğini ve bu kararın temyiz incelemesinden geçerek Yargıtay 9. Hukuk Dairesince düzeltilerek onandığını, şirket aleyhine Ankara 14. İcra Müdürlüğü'nün 2017/5916 Esas sayılı dosyasında alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibinde davalı şirketin 22.05.2012 tarihinde tasfiyeye girdiğinin, tasfiye memuru olarak davalının atandığının, 30.05.2016 tarihinde tasfiye kapanışı yapılarak şirketin sicilden kaydının silindiğinin öğrenildiğini, davalının Ankara 14. İcra Müdürlüğü'nün 2017/5916 esas sayılı dosyası ile takibe konulan alacaktan TTK'nın 541, 553, 542, 543, 544 maddeleri kapsamında davalının sorumluluğu bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılan belirsiz alacak davası kapsamında şimdilik 1.000,00 TL.nın tasfiye kapanış tarihinden itibaren en yüksek meduat faiz oranıyla davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili yargılama sırasında dava değerini 20.368,76 TL üzerinden ıslah etmiştir.
Alacaklı oldukları şirket defterlerinden veya diğer belgelerden anlaşılan ve yerleşim yerleri bilinen kişiler taahhütlü mektupla, diğer alacaklılar Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ve şirketin internet sitesinde ve aynı zamanda esas sözleşmede öngörüldüğü şekilde, birer hafta arayla yapılacak üç ilanla şirketin sona ermiş bulunduğu konusunda bilgilendirilirler ve alacaklarını tasfiye memurlarına bildirmeye çağrılırlar.Alacaklı oldukları bilinenler, bildirimde bulunmazlarsa alacaklarının tutarı Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca belirlenecek bir bankaya depo edilir.Şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir; meğerki, bu gibi borçlar yeterli bir şekilde teminat altına alınmış veya şirket varlığının pay sahipleri arasında paylaşımı bu borçların ödenmesi şartına bağlanmış olsun.Yukarıdaki fıkralarda yazılı hükümlere aykırı hareket eden tasfiye memurları haksız olarak ödedikleri paralardan dolayı 553 üncü madde uyarınca sorumludur.
neutral
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ......... Mağazacılık Hizmetleri Turizm ve Dış Tic. A.Ş. nin "........ Mh. ........ Bul. ........ Kısım ......... merkezi Apt. Dışkapı No:........ A blok Z 01 Başakşehir/İstanbul" adresindeki işyerinin rizikoları 08/09/2017 başlangıç tarihli ......... sigorta poliçesi ile ......... sigorta tarafından İşyerim Paket Sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, 07/04/2018 tarihinde bu adreste meydana gelen hırsızlık olayında sigortalının uğradığı zararın müvekkili tarafından giderildiğini, sigortalı ......... A.Ş. ile ......... Ayakkabıcılığın gurup şirketi olduğunu, bu şirketlerin tamamının sigortalının bulunduğu adreslerde farklı katlarda/ bölümlerde faaliyet gösterdiğini, ......... Ayakkabıcılık gurup şirketlerinin faaliyet gösterdiği bu alanda meydana gelebilecek riskleri sigortalattığı gibi aynı zamanda davalı ........ güvenlikten de özel güvenlik hizmeti aldığını, davaya konu olayın gerçekleştiği gün davalı ........ güvenliğin çalışanı diğer davalı ........'nın bir güvenlik görevlisinin titizliğinden uzak hareketler sergileyerek işyerindeki hırsızlığın oluşmasına sessiz kaldığını, halbuki kendisinden beklenen sabahın bu kadar erken bir saatinde gelen bu araçtan şüphelenmesi ve onları içeri almaması gerektiğini, bu şahıslara karşı hiçbir sorgulama yapmadığını, hatta kim olduklarını dahi tespit etmediğini, en azından kimliklerini isteyerek deftere kayıtlarını yapması ve güvenlik hizmeti verdiği kişilere haber verdikten sonra içeriye girişlerine izin vermesi gerektiğini, davalı ........ Güvenlik çalışanının gerek kasti ve gerekse ihmali hareketlerinden dolayı üçüncü kişilere verdiği zarardan sorumlu olduğunu, müvekkilinin sigortalısına ödediği 75.810,00-TL için halefiyet şartları gereğince davalılara rücu hakkına sahip olduğunu, borçlular aleyhine Küçükçekmece ....... İcra Müdürlüğünün ......... esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalılar - borçluların dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz. Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, ödediği tazminat için, zarar veren çalışana, ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu hakkına sahiptir.
neutral
DAVACI : ... VEKİLİ : ... DAVALI : ...VEKİLLERİ : ... ...DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)İSTİNAF KARAR TARİHİ : 03/11/2021KARARIN YAZIM TARİHİ : 03/11/2021Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... tarih ve ... Esas - ... Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede;DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkili firmanın davalı firmadan havuz fıskiye sistemi hizmetinden kaynaklı takibe konu faturadan dolayı alacağının bulunduğunu, takibe konu edilmiş bulunan ... tarih ... nolu fatura içeriği 127.155,00 USD miktarlı alacağının bulunması nedeniyle borçlu firma ile bir çok kez şifahi görüşmelerde bulunduğunu, ancak borçlu firmanın ödeme yönünde bir netice vermemesi üzerine söz konusu alacağın tahsili için Mersin 4. İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, itirazın hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, müvekkilinin hizmetini ifa ettiğini ve söz konusu bedeli almaya hak kazandığını, davalının yetki itirazının da yerinde olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulünü, davalının itirazının iptali ile takibin devamını, davalının yetkisizlik itirazının reddini ve davalının haksız ve mesnetsiz itirazı nedeniyle %20'den aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili borçlu ...'a 12.139,14 TL tutarında mal sattığını, taraflar arasında buna ilişkin irsaliye fatura düzenlendiğini, ... E. icra takibine başlanıldığını, borçlunun 11.08.2015 tarihinde takibe borca ve yetkiye itiraz ettiğni takibin durdurduğunu, borçlunun ... adında şahıs şirketi olduğunu, su şirketi adına müvekkilinden mal satın aldığını ve bu mallardan faydalandığını borçlunun malları teslim almasına karşın malların bedeli ödemediğini, borçlunun kötü niyetli itirazının iptaline, yetkili icra müdürlüğündeki takibin devamına, kötü niyetli davalının alacağın H100 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ... Cad.N.3 ... adresindeki inşaat için 23/09/2014 tarihinde prekast cephe kaplama işleri için sözleşme yapıldığını ve işin süresinin 120 gün olarak kararlaştırıldığını, yine ... Cad. N.28 ... ... adresindeki inşaat için 30/09/2014 tarihinde sözleşme yapıldığını ve işin süresinin 135 gün olarak kararlaştırıldığını, ancak davalı firmanın yaptığı işte sözleşmeye aykırı davrandığını ve sözleşme hükümlerini ihlal ettiğini, davalının işin teslimi konusunda geciktiğini ve davacının mağduriyetine sebep olduğunu, her iki sözleşmenin de 11.maddesindeki cezai şart bölümünde işin belirtilen süre içinde yüklenici tarafından yapılmaması halinde geciken her güne ...'deki iş için 1.000 TL, Yeşilköy'deki iş için ise ise 750 TL ceza ödeneceğinin karşılaştırıldığını, davalı sözleşmeye aykırı hareket edince ... 5.Noterliğinin 21/07/2015 tarih ve ... yevmiye sayılı evrakı ile davalıya ihtar gönderdiklerini, davalının ... adresindeki işi 60 gün gecikmeli, ...'deki işi ise 190 gün gecikmeli olarak teslim ettiğini, davalı tarafın davacıya bir yazı göndererek ödeme talebinde bulunduğunu, bu yazıya karşı 25/12/2015 tarihinde davalıya bir ihtar daha gönderilerek işlerin geç teslimi nedeniyle ...'deki inşaat için 60.000 TL, ...'deki inşaat için 190.000 TL gecikme cezasının ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, ayrıca davalının ekonomik durumunun iyi olmaması nedeniyle davacının inşaatlarında çalışan işçilerin aylık maaşlarının ödenmemesi nedeniyle işin aksadığını, davalı tarafça işçilerin maaşlarının davacı tarafından ödenerek daha sonra bunun hesaptan mahsup edilmesinin teklif edildiğini, bu teklif kabul edilerek davalı adına davacı tarafından tam 100.500 TL işçilerin ücretinin ödendiğini, ihtarname ile bu bedelin de talep edildiğini, davacının davalıdan 350.500 TL alacağı biriktiğini, davalıya gönderilen ikinci ihtarda gerekli mahsup yapılarak bakiye 137.364,46 TL'nin 3 gün içinde ödenmesininde ihtar edildiğini, ancak ihtarname davalıya 28/12/2015 tarihinde teslim edilmesine rağmen davalının herhangi bir ödemede bulunmadığını, bu nedenle ....İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, bu nedenlerle davanın kabulü ile itirazın iptaline, davalının inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açıkyargılaması sonucunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile davalı tarafın 17.04.2018 tarihli sözleşme ile 25.000,00TL'Lik iş için anlaştıklarını, 05.04.2018 tarihli fiyat teklif formunun davalıya sunulduğunu, sözleşmeye uygun olarak ürünler imal edildiğini ve davalı tarafın adresine montaj yapıldığını, 02.08.2018 tarihinde .... sıra nolu 29.323,211L tutarlı faturanın gönderildiğini, davalı tarafça 8.750,00 TLilk ödeme yapıldığını kalan bakiye olan 20.573,20TL'nin ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine İcra takibi yapıldığını fakat davalı tarafın itiraz ettiğini, ürünlerin ayıplı olmadığını davalı tarafın ayıp ve kusur iddiasını ispat etmesi gerektiğini, davalının 2 ve 8 günlük yasal sürede ayıp ihbarında bulunmadığını, tüm bu açıklanan sebeplerden dolayı itirazı iptali takibin devamına, %20 den az olmamak üzere İcra İnkar tazminatına, yargılama ve vekaleti ücreti davalıya yüklenilmesini talep ve dava etmiştir.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkiye göre davalıya satılıp teslim edilen 4 adet fatura içeriği ürünlerden bir kısmının iade edildiği ve davalı tarafından bir kısım ödemeler yapıldığı, iade edilen mal bedeli ve ödemelerin tenzili ile bakiye 43.485,13 USD alacağının bulunduğunu belirterek bu alacağın tahsilini teminen yapılan icra takibine davalının haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20'si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ... Ltd. Şti.'nin ısıtma ve soğutma sistemlerinde dünyanın ve Türkiye'nin önde gelen saygın firmalarından biri olduğunu, müvekkili şirketin Türkiye Genel Müdürünün İtalyan vatandaşı olan ... olduğunu, davalı ...'nun ise müvekkili şirket bünyesinde 4 yıl çalıştığını ve müvekkili şirketteki işinden ayrıldığı tarih olan 09/01/2012 itibariyle aylık tüm prim ve ek ödemeleri dahil 3.150,00-TL maaş alan Ankara Bölgesinde bir satış elemanı olduğunu, davalı ...'nun 2011 yılının ilk aylarında müvekkili şirket genel müdürü ...'ye gönderdiği e-mail mesajlarıyla şirketin maaş, ücret ve prim gibi bazı çalışma şartlarından memnun olmadığını, başka kurumlardan teklifler aldığını, bazılarıyla anlaşmış olduğunu belirttiğini, bu beyanlarına rağmen müvekkili şirkette çalışmaya devam etmiş olduğunu, kendisinin yakınmaları karşısında kendisine yaklaşık % 15-20 oranında zam yapıldığını, davalının, müvekkili şirkette çalışmaya devam ederken vekili aracılığıyla Kadıköy ... Noterliği'nin 05/01/2012 tarihli ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesini göndererek "02/01/2012 vadeli alacağının" 2 iş günü içerisinde ödenmesini talep ettiğini, bu ihtarnamenin; "Müvekkilim ... 10/01/2007 tarihinden beri Ankara Bölgesi satış sorumlusu olarak bünyenizde çalışmaktadır. (Müvekkilimin) 23/02/2011 tarihinde işten ayrılacağını beyan etmesi üzerine Ankara'da 25/02/2011 tarihinde şirket çalışanları ve şirket imza yetkilisi ... ile yapılan toplantıda müvekkile çalışmasına devam etmesi telkininde bulunulmuş ve şirket imza yetkilisi tarafından muhatap adına verilen 02/01/2012 vadeli alacağın müvekkile 2 iş günü içerisinde ödenmesi için gereğinin yapılmasını talep eder aksi takdirde üzülerek de olsa yasal takibe geçmek zorunda kalacağımızı ihtaren bildiririz." şeklinde keşide edilmiş olduğunu, söz konusu ihtarnamede ödenmesi talep edilen alacağın miktarı ve dayanağının belirtilmediğini, davalıya müvekkili tarafından ödenmesi gereken herhangi bir borcun var olmaması nedeniyle söz konusu ihtarnameye Beyoğlu ... Noterliği'nin 11/01/2012 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verildiğini ve alacağa itiraz edildiğini, davalının, vekili aracılığıyla Kadıköy ... Noterliği'nin 10/01/2012 tarihli vc ... yevmiye numaralı ihtarnamesi yeni bir ihtarname göndererek ihtarnameyle alacağını talep etmiş olması nedeniyle iş akdine Beyoğlu ... Noterliği'nin 11.01.2012 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile son verildiğini, davalının bu ihtarnamenin ardından İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı dosyası ile müvekkil şirket aleyhine 2.500.000 TL'lik bir bonoya istinaden kambiyo takibi başlatmış olduğunu, müvekkili şirketin takibe dayanak yapılan sözde bono veya başka herhangi bir sebeple davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davalının haksız ve kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin sıradan bir personeli olan davalı ...'na böyle bir borcunın hiçbir zaman ve hiçbir surette olmadığını, yabancı sermayeli müvekkili şirketin satış personeli olarak çalıştırdığı bir kişiye bu kadar büyük miktarda borcunun olması düşünülemeyeceği gibi müvekkilinin başka hiçbir kurum ya da kişiye verilmiş bir bonosu da bulunmadığını, şirket kuralları gereği şirketin bono düzenlemesinin yasak olduğunu, herhangi bir şirketin 3.150,00-TL brüt maaşla istihdam ettiği sıradan bir satış personeline 2.500.000 TL borçlu olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, takibe dayanak sözde bononun tanzim tarihi olarak görünen 25/02/2011 tarihinden beş gün ve iki gün önce davalının, müvekkili şirketin yetkilisine gönderdiği e-mail mesajlarında işten çıkarılacaksa yasal haklarının verilmesini talep ettiğini, sunulan e-mail mesajlarında da görüldüğü üzere davalının Ankara'ya başka satış elemanı alınacaksa tazminatlarını alarak işten çıkarılmasını istediğini, yani davalının müvekkili şirketten talep ettiği şeyin yasal tazminatlarını alıp işten ayrılmak olduğunu, bu taleplerini ilettiği dönemde aldığı maaş ve ikramiyeler dikkate alındığında davalının yasal tazminatları toplam tutarının yaklaşık 20.000,00 TL olduğunu, işten ayrılmak çin sadece 20.000,00 TL'lik tazminatını almayı şart koşan bir personele bu talebinden birkaç gün sonra bir servet büyüklüğünde olan 2.500.000,00 TL ödeme yapılacağının vaat edilmesi ve bu tutarda bir bono verilmiş olduğunun düşünülemeyeceğini, müvekkili tarafından davalı lehine herhangi bir bono da tanzim edilmediğini, davalının kendisini işten çıkarmak istediğini düşündüğü ...'ye ve şirkete düşmanca duygularla zarar vermek kastıyla sahte belge tanzim etmeyi planladığı ve bunu gerçekleştirdiğinin anlaşıldığını, zira takip dayanağı belgenin müvekkili şirket yetkilisi tarafından düzenlenmediğini, böyle bir bononun sahte olarak tanzim edilmiş ya da hileyle alınmış olmasının muhtemel olduğunu, davalı tarafından takip konusu yapılan bononun ... Türkiye Müdürü ... tarafından kesinlikle imzalanmadığını, takibe konu edilen belge çıplak gözle incelendiğinde görüleceği üzere günlük hayatta kullanılan matbu bono olmayıp bilgisayar ortamında hazırlanarak bono görünümü kazandırılmak istenmiş olduğunu, takibe dayanak yapılan belgenin başka amaçla imzalanmış bir kâğıdın hukuka aykırı yollarla ele geçirilip sonradan bono haline dönüştürüldüğünü veya belgedeki imzanın taşıma olduğu ya da belgenin sonradan doldurulmuş olmasının muhtemel olduğunu, metin incelendiğinde, bono metninin word dosyasında "iki yana yasla" şeklinde olduğunu, ancak, borçlu kısmının sola dayalı olarak adeta imza ve kaşe kısmına tecavüz etmesinin engellenmesine gayret edildiğinin görüleceğini, taraflarınca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2012/11015 Soruşturma sayılı dosyası ile ilgililer hakkında Resmi Evrakta Sahtecilik, Güveni Suistimal vc Dolandırıcılık suçlarından dolayı suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı ...'nun, müvekkili şirket yetkilisini takip konusu senedi veya senetleri imzalattırmak için kasten hatalı bir kanaat oluşturmuş ya da müvekkili şirket yetkilisinde esasen mevcut olan hatalı bir kanaati devam ettirerek hile yoluna başvurmuş olabileceğini, müvekkili şirket yetkilisi İtalyan vatandaşı ...'nin Türkçe bilmediğini, bu nedenle imzalamak zorunda olduğu Türkçe metinleri tercüman yardımıyla imzalamakla olduğunu, bu belgenin müvekkili şirket yetkilisine imzalatıldığı kabul edilse dahi kendisine ne imzalatıldığı izah edilmediğinden gerçek bir borçlanma iradesinden de bahsedilemeyeceğini, şayet bu belge imzalanmışsa da okunmadan imzalanmış belge hükmünde olduğunu, davalı vekilinin göndermiş olduğu ihtarnameyle belgenin şarta bağlı olduğunu ikrar ettiğini, alacaklı vekilinin takip konusu sözde bononun müvekkiline şirkette çalışmaya devam etmesi için verildiğini beyan ettiğini, bir işçiye işten çıkmaması için yaklaşık 60 yıllık maaşına tekabül eden bir borç belgesi verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olmakla beraber bir an için böyle bir şey yapılmış olduğu kabul edilse dahi alacaklı vekilinin beyanından belgenin şarta bağlanmış olduğu çıkarıldığına göre bu belge bono vasfında olmadığını, sözde bononun metninden başka bonoların da olabileceğinin anlaşılmakta olduğunu, müvekkilinin ne davalı ...'na ne de başka gerçek veya tüzel kişiye vermiş olduğu bir bono bulunmadığını, şirket kuralları gereği bono kullanılmadığını, müvekkili şirketin davalıya böyle bir borcunun olmaması ve olma ihtimali dahi bulunmaması nedeniyle müvekkili bakımından davalı lehine bono veya bir borçlanma belgesi tanzim etme gereği ve iradesinin de hiçbir zaman olmadığını belirterek; İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı icra takibinin HMK m. 209/1 gereği işbu dava kesinleşene kadar durdurulmasına, İİK 72/3. maddesi uyarınca icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödemesinin durdurulmasına ve ileride açılacak takipler açısından İİK 72/3. maddesi uyarınca takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesine, takibe konu bononun sahteliğinin tespitine ve bononun iptaline, takip konusu bono sahte olmasa dahi müvekkilinin davalı ...'na takip dayanağı bonodan ve/veya başka herhangi bir sebepten dolayı borçlu bulunmadığının tespitine, davalı aleyhine %40'tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın haksız olduğunu, İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı dosyası ile Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yoluyla başlatılan icra takibine karşı İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/85 E. sayılı dosyası ile takibin iptali talebiyle dava açıldığını, İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesi'nin tensip zaptı ile takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verildiğini, imza inkarı talebiyle İcra Hukuk Mahkemesinde açılan dava üzerine takibin durmuş olması nedeniyle davacının davanın açıldığı tarihte menfî tespit davası açmada hukuki yararı bulunmadığını, davacı tarafın önce bono altındaki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürdüğünü, sonrasında imzanın şirket yetkilisine ait olabileceğini, ancak bu yönde bir iradesi olmadan imzalamış olabileceğini ileri sürdüğünü, davacının iddialarının kendi içinde çelişkili olduğunu, davalının davacı şirkette sıradan bir çalışan olmadığını, şirket yetkilisi ...'nin davalının işten ayrılmakta kararlı olduğunu anlayınca kendisini ikna etmek için hemen Ankara'ya geldiğini, takip dayanağı bononun 25/02/2011 tarihli görüşmede davalıya şirket çalışanları huzurunda teslim edilmiş olduğunu, müvekkili ...'nun, ... Ltd. Şti.'nde, Ankara bölgesi satış elemanı olarak işe başladığı tarihlerde davacı şirketin Ankara bölgesi satışlarının tarihinin en düşük seviyesinde olduğunu, müvekkilinin, kişisel çabalarıyla ve sektördeki deneyimiyle davacının pazardaki payını eksilerden alarak 4-5 sene içerisinde toplam 35 milyon TL ciroya çıkardığını, davalı müvekkilin yüksek satış ve ciro potansiyelinin farkında olduğundan bunu kaybetmeyi göze alamayan davacı şirket yetkilisi ... tarafından imzalanmış ve müvekkilin işten ayrılmasını engellemek, yaşananlardan etkilenmeden çalışma hayatına kaldığı yerden devam etmesini sağlamak, onu teşvik etmek adına kısacası şirkette kaldığı için takip konusu senedi düzenleyip vermiş olduğunu, bunun yaratmış olduğu motivasyon ve teşvikle müvekkilinin, bonodan sonra 2011 yılında 13 milyon TL'yi aşkın ciro yaptığını, 2010 yılı cirosunu ikiye katlamış olduğunu, bononun icra takibine konulmasıyla, müvekkilinin işten çıkarılmasını müteakip davacı şirketin yaklaşık 4 ayda hayli satış kaybına uğramış olduğunu, bu durumun müvekkilinin sıradan bir çalışan olmadığını, satışlarının tamamının kendi çabasının ürünü olduğunu, davalı müvekkilin milyonları bulan satışları sebebiyle kendisine davacı şirketçe verilen bononun ne kadar haklı ve hukuka uygun olduğunu ortaya koyduğunu, takibe konu bononun davacı şirket yetkilisi tarafından düzenlendiğini, bonodaki imzaların davacı şirket yetkilisine ait olduğunu, başka amaçla imzalanmış bir kâğıdın hukuka aykırı yollarla ele geçirilip doldurulmuş olabileceği iddiasının gerçek dışı olduğunu, bononun şarta bağlı verildiği iddiasının gerçek dışı ve zorlama bir yorumdan ibaret olduğunu, ...'nin Türkçe bilmemesinin bono düzenleyemeyeceği anlamına gelmemekte olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "Takibe konu senedin davalı ... tarafından sahte olarak üretilmiş olduğunun sabit olması, bu hususun Yargıtay 15. Ceza Dairesi'nin de kabulünde olması, sanığın resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçları nedeniyle cezalandırılmasına karar verilmesi, ayrıca temin edilen bilirkişi raporu ile de davacı tarafın defler kayıtları itibariyle davacının davalıya borçlu olduğuna ilişkin bir kaydın bulunmadığının tespit edilmesi karşısında, ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı takip dosyasına konu 25/02/2011 tanzim, 02/01/2012 vadeli 2.500.000,00 TL bedelli bono nedeniyle davacı tarafın davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Davacı tarafça, varlığı muhtemel diğer bonolar nedeniyle de 10.000,00 TL dava değeri gösterilmek suretiyle menfi tespit talebinde bulunulmuşsa da, dosya kapsamında davalının başka bonolara istinaden alacak talep ettiğine yönelik herhangi bir delil bulunmaması nedeniyle davacı tarafın bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiştir. 2004 Sayılı İİK 72/5. maddesi "Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz." hükmünü içermektedir. Davalı tarafından takibe konu bononun sahte olarak üretildiği, sahte olarak üretilen bu bonoya dayalı olarak takip başlatıldığı dikkate alınarak takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından İİK 72/5. maddesi gereğince davalı aleyhine takibe konu bononun bedeli üzerinden % 20 oranında kötü niyet tazminatına da" hükmedilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen 18/06/2021 tarihli ek kararda; İlk derece mahkemesinin 08/04/2021 tarihli kararına karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu, Davalı tarafça istinaf harç ve giderlerinin yatırılmadığı anlaşıldığından, davalı vekiline 42.615,00-TL İstinaf Karar Harcı, 150,00-TL İstinaf Avansının yatırılması gerektiğine ilişkin 04/06/2021 tarihlinde hazırlanan Harç- Masraf tamamlama muhtırasının 09/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça kendilerine verilen 1 haftalık kesin süre geçtikten sonra 17/06/2021 tarihinde istinaf harcının yatırıldığı anlaşılmakla; yasal süreden sonra eksik harcın ikmal edilmesi sebebiyle 6100 Sayılı HMK'nun 344. maddesi gereğince davalı tarafın istinaf kanun yoluna başvurmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir. Davalı vekili ek karara karşı istinaf dilekçesinde özetle; -İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin gerekçeli kararının müvekkilin diğer avukatı, meslektaşımız Av. ...’a 11.05.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, harcın adalete erişim hakkını ihlal edecek kadar yüksek olması nedeniyle iki haftalık süre içerisinde harcın yatırılamadığını, taraflarınca maktu harçlar ile nispi harcın sembolik bir miktarı yatırılarak vekil sıfatıyla süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulduğunu, Muhtıranın tetkik edildiğinde bu muhtıranın Yargıtay’ın ve Bölge Adliye Mahkemelerinin yerleşik kararları uyarınca geçersiz olduğunun görüleceğini, Çünkü istinaf eden davalının harcı nereye yatıracağı konusunda eksik ve yanıltıcı bilgi içerdiğini, Muhtırada harcın “Mahkeme veznesine veya en yakın mahkemeler veznesine” yatırılmasının yazılması gerekir iken “dosyamıza yatırılması” ibaresi yazıldığını, muhtıra geçersiz olduğu için verilen süre de başlamadığını, harcın müvekkili ...’nun kendisi tarafından yatırıldığını, geçersiz muhtıradaki süre başlamış kabul edilemeyeceğinden, harcın süresinde yatırıldığı sonucuna ulaşılması gerektiğini, -E-tebligat tarihinin 04.06.2021 olduğunu, kararın tebliğ edilmiş sayılacağı tarihin, 09.06.2021 Çarşamba günü sonu olduğunu, bu sebeple 1 hafta sonraki Perşembe gününe denk gelen 17.06.2021 tarihi, 1 haftalık sürenin son günü olarak değerlendirilmesi gerektiğini, Aksi takdirde kararın tebliğ edilmiş sayıldığı 09.06.2021 Çarşamba gününün iki kere sayılmış olacağını, İstinaf başvurusunda bulunmaktan vazgeçmiş sayılmaya ilişkin ek kararın kaldırılmasını ve İstinaf başvurularının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili 08/04/2021 tarihli gerekçeli karara karşı istinaf dilekçesinde özetle; -Mahkemenin hükmün açıklanmasının geri bırakılması üzerinden kurulan kararının hukuka aykırı olduğunu, Mahkemenin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını değil, ceza dosyasında toplanmış olan delilleri HMK hükümleri çerçevesinde takdir etmek durumunda olduğunu, -Dosyaya kazandırılan ticari defterlerin delil değerinin olmadığını, defterlerin usulsüz tutulduğunu, -Bononun, geçerlilik şartlarını taşıdığını, davacının, davalıya borçlu olduğunu, Davacının ceza davasındaki iddiasının, davalının, şirketin sözleşmeler klasöründen imzalı ve kaşeli bir sayfa çektiği, yazı kısmını kestiği, imza ile yazı kısmı arasında kalan boşluğa borç senedi yazdığı olup, imza ve kaşenin, yazının bittiği yere atılıp ve basıldığını, basiretli hiçbir tacirin, bir A-4 kâğıdına herhangi bir yazı yazdıktan sonra, araya başka yazılar girecek şekilde imza-kaşe ile son satır arasına mesafe bırakmayacağını, borç senedinin illetten mücerret olup, davacının bir yazılı delil sunamadığını, -Davacı şirketin temsilcisi ...'nin, TTK m.18’deki basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, imzanın Sayın Sgarbi’ye ait olduğunun ortaya çıktığını (Ek: İstanbul ... İcra Mahkemesi'nin 11/04/2013 tarihli ve ..., ... sayılı kararı.) tüm nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 344. maddesinde "İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346 ncı maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır." hükmü yer alırken, Aynı kanunun 346. maddesinde "İstinaf dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir ve 344 üncü maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder. Bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvurulduğu ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya, kararı veren mahkemece yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilir. Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar." denilmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki, ister kanun ve isterse Hâkim tarafından tayin edilmiş olsun kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak yoktur. Öncelikle, kesin süreye ilişkin kararların her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılması, yapılacak işlerin teker teker belirtilmesi gereklidir. Bunun yanında verilen süre yeterli, emredilen işler, gerekli ve yapılabilir nitelik taşımalı, ayrıca Hâkim süreye uyulmamanın sonuçlarını açıkça anlatmalı, tarafları uyarmalıdır. Anılan hususlar 6100 sayılı HMK'nun 27. maddesinde yer alan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” nın bir gereğidir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, somut olaya incelendiğinde; Mahkemece davalı vekiline gönderilen muhtırada "istinaf harçlarının ve istinaf posta masrafının muhtıranın tebliğ tarihinden itibaren bir haftalık kesin süre içinde dosyamıza yatırılması, aksi halde istinaf isteminizden vazgeçme sayılacağına dair ibarelerin mevcut olduğu anlaşılmış olup, Yargıtay 2 HD.nin 05.02.2018 tarih ve 2016/22622 E-2018/1399 K.sayılı yine 22.HD.nin 2017/10657 E-2017/7979 K.sayılı 06.04.2017 tarihli ,Yargıtay 22.HD., 16.05.2017, 2017/32203E. - 2017/11249K. kararlarında da kabul edildiği üzere "Yargıtayın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, muhtırada yapılması gereken işlemin ne olduğu açıkça ve ilgili tarafın yanılmasına neden olmayacak biçimde gösterilmeli; bu açıdan ikmal edilecek harç ya da giderin miktarı ve yatırılma merci ve süresi, bunun yapılmamasının sonuçları net biçimde açıklanmalıdır. Örneğin, “dosyaya yatırılması” şeklindeki ifade tarafın yanılmasına neden olabileceğinden, bu ifadeyi taşıyan muhtıra geçersiz olacaktır. Yatırma yerinin tereddüte yol açmayacak şekilde mahkeme veznesi olarak gösterilmesi gerekir. Bu yönü ile muhtıranın geçerli şartları taşımaktan uzak olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca her ne kadar süreden reddedilmiş ise de, usulüne uygun bir muhtıra olmadığından süre başlamayacağından, muhtıranın bu şekilde usulüne uygun olmadığının tespiti karşısında mahkemece "istinaf kanun yoluna başvurma talebinin, yapılmamış sayılmasına" şeklinde verilen ek karara karşı istinaf başvurusunun kabulüne ve ek kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir. Davanın esasına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesine gelince; Ceza mahkemesi kararlarının hukuk davasına etkisi, başka bir anlatımla ceza mahkemesinin hangi kararlarının hukuk mahkemelerini bağlayacağı konusu üzerinde durulmasında yarar vardır: Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine (davasına) etkisi, hukukumuzda (mülga) 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinde (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m.74) düzenlenmiş olup; hukuk hâkimi ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Bu ilke, ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını; aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise, kişi ilişkilerinin Medeni Hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını öngörmesi esasına dayanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)’nun “Ceza hukuku ile medeni hukuk arasında münasebet” başlıklı 53. maddesinde: “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkâmıyla bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat karariyle de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hâkimini takyit etmez.” hükmü yer almaktadır (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 74. maddesi hükmü de aynı yönde bir düzenlemeyi içermektedir.). Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen; beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, hukuk hâkiminin yukarıda açıklanan bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Gerek öğretide ve gerekse Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hâkiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.1.975 tarihli ve 1971/T-406 E., 1975/1 K. sayılı kararı). Vurgulamakta yarar vardır ki, hukuk usulü bir şekil hukukudur. Davanın açılması, itirazların ileri sürülmesi, tanıkların ve diğer delillerin bildirilmesi belirli süre koşullarına bağlı kılındığı gibi, ikinci tanık listesi verilememesi, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı gibi yargılamanın süratle sonuçlandırılması gayesi ile belirli kısıtlamalar getirilmiştir. Bunun sonucunda, hukuk hâkimi şekli gerçeği arayacak, maddi gerçek öncelikli hedef olmayacaktır. Ancak ceza hâkimi bunun tersine öncelikli hedef olarak maddi gerçeğe ulaşmaya çalışacaktır. O hâlde ceza mahkemesinin maddi nedensellik bağını (illiyet ilişkisi) tespit eden kesinleşmiş hükmünün hukuk hâkimini bağlamasına, Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi bir engel oluşturmaz (HGK'nın 16.09.1981 tarihli ve 1979/1-131 E., 1981/587 K. sayılı kararı; Çenberci, M.: Hukuk Davalarında Kesin Hüküm, 1965, s.22 vd.). Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hâkimini bağlar. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.10.1989 tarihli ve 1989/11-373 E., 1989/472 K. sayılı kararı). Tüm bu açıklamalar ışığında somut durum değerlendirildiğinde; Her ne kadar sanık (davalı) hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verilmiş ise de, sanığın (davalının) başka bir suçtan ceza alması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) dair kararın açıklanacağı, HAGB kararında tespit edilen maddi olguya yönelik Mahkemece yapılan hukuki değerlendirmenin yerinde olduğu, Ceza mahkemesindeki bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması mümkün olmadığı, takibe konu bononun davalı tarafından sahte olarak üretilmiş olduğu hususunun ceza mahkemesi kararı ile sabit olmasına ve aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılmasının olanaklı bulunmamasına göre, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, 6100 Sayılı HMK.'nın 353/(1)-b/1. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; 16.01.2019 düzenleme ve 30.06.2019 vade tarihli,10.000,00TL bedelli borçlusu ... - ..., lehtarı ... - ... olan, 16.01.2019 düzenleme ve 20,07.2019 vade tarihli, 5.000,00TL bedelli borçlusu ... - ..., lehtarı ... - ... olan ile 16.01.2019 düzenleme ve 30.08.2019 vade tarihli, 10.000,00TL bedelli borçlusu ... - ... lehtarı ... - ... olan bonoların kaybolduğunu, vekiledeninin telafisi güç zararlara uğramaması amacı ile bonolar hakkında öncelikle ödeme yasağı kararı verilerek iptallerine karar verilmesini talep etmişlerdir.GEREKÇE:Dava; zayi nedeniyle bono iptali talebinden ibarettir. Talep yönünden TTK 818/1-s maddesi göndermesi uyarınca 757 ila 763 ve 764/ilk fıkra hükümlerinin uygulanması gerekir. Mahkememiz tarafından davacı vekilinin talebi üzerine dava konusu bonolar yönünden ödeme yasağı kararı verilmiştir.Zayi edildiği bildirilen bonoya ait ilanlar TTK. 762 madde delaletiyle TTK.35 maddesinde bildirilen usule göre yapılmış, ilana havi 09/08/2019 tarih ... sayılı, 19/08/2019 tarih ... sayılı, 27/08/2019 tarih ... sayılı Ticaret Sicili Gazeteleri mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş olup bononun süresi içerisinde bulunduğuna dair herhangibir bildirimde bulunulmamıştır.Toplanan delillere ve dosya kapsamına göre; iptali talep edilen bonoların davacının rızası hilafına elinden çıkarak zayi olduğu, bono üzerine ödeme yasağı konulduğu, mahkememizce yaptırılan son ilan tarihi itibari ile üç aylık başvurma süresinin dolduğu ve bononun akıbetinin de belli olmadığı anlaşılmakla, davasının kabulü ile 16.01.2019 düzenleme ve 30.06.2019 vade tarihli,10.000,00TL bedelli borçlusu ... - ..., lehtarı ... - ... olan, 16.01.2019 düzenleme ve 20,07.2019 vade tarihli, 5.000,00TL bedelli borçlusu ... - ..., lehtarı ... - ... olan ile 16.01.2019 düzenleme ve 30.08.2019 vade tarihli, 10.000,00TL bedelli borçlusu ... - ... lehtarı ... - ... olan bonoların zayi nedeni ile iptaline, ödeme yasağının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştiğinde teminatın iadesine, iyiniyetli 3. şahısların hak ve menfaatlerinin saklı tutulmasına karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilli ile ------ arasındaki ticari ilişki gereği taraflar arasında ---------bedelli, ekte nüshası bulunan bir adet sözleşme imzalandığını, alım için keşideci tarafından yapılan Devlet teşviki işlemleri devam ettiğinden alıcı firma satış bedelini 15.06.2020 tarihinde müvekkil firma hesaplarına 490.000,00 TL olarak ödediğini, kalan KDV miktarı için de 30.06.2020 tarihli, lehtarı müvekkil firma olan 92.000-TL bedelli 1 adet çek keşide edildiğini, bu süreçte alıcı firmanın teşvik talebi kabul edildiğini ve satış teşvik kapsamına aldığını, bunun sonucu olarak da satışta KDV yükümlülüğü doğmadığını, alıcının, teşvik talebinin reddi ihtimaline binaen KDV kalemine ilişkin düzenlediği çek aradaki ilişkininde hükümsüz hale geldiğini, Müvekkili olan firmanın vadesi geçen, keşidecisi -------- meblağlı, ----- seri numaralı, ------ olan bu çeki zayi ettiğini beyan ederek -------seri numaralı,------ ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, söz konusu çekin kayıp nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
entailment
DAVACILAR : 1- 2- VEKİLİ : Av. DAVALI : ... ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ - VEKİLİ : Av. DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)DAVA TARİHİ : 13/02/2020KARAR TARİHİ : 20/11/2020KARAR YAZIM TARİHİ : 26/11/2020Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA VE SAVUNMA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı borçlunun davacı müvekkilinden mal ve hizmet satın alındığını, bu satışa ilişkin 15/08/2018 tarihli, 42.875,30 TL tutarında, 15/08/2018 tarihli, 46.412,94 TL tutarında, 01/10/2018 tarihli 11.505,00 TL tutarında, 19/10/2018 tarihli, 37.760,00 Tl tutarında, 23/10/2018 tarihli, 48.852,00 TL tutarında, 24/06/2019 tarihli, 4.130,00 TL tutarında fatura düzenlendiğini, borçlu fatura borcunu ödemediğini, müvekkilinin davalı üniversiteden alacağı için Bursa 14. İcra Müdürlüğünden 2019/... esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun 21/10/2019 tarihli dilekçesi takip çıktısı 230.188,19 TL olan takibin 203.154,33 Tllik kısmı haricindeki 27.033,86 TL'den 1.815,75 TL tutarındaki damga vergisi düşüldükten sonra 25.218,11 TL için işbu davanın açıldığını, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2019/... esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ile alacağın %20'den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı şirkete bakım hizmeti, danışmanlık faturası ve "..." hizmetleri için üç ayrı fatura kestiğini, davalının fatura bedellerini ödemediği, alacağın tahsili için ... 29. İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, işbu dava açılmadan önce ... 19. Sulh Hukuk Mahkemesinin ... D. İş sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporu ile müvekkilinin söz konusu hizmetleri verdiğinin tespit edildiğini, arabuluculuk kurumuna başvurulduğu ancak anlaşma sağlanamadığını belirterek, davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, davalı aleyhine %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait 2020 yılının yevmiye defteri, envanter defteri ve defter-i kebirin kaybolduğunu, bu defterler yönünden zayi olduğuna dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, ticaret ile iştigal etmekte olan ... merkezi bulunan itibarlı ve ticari çevrede saygınlığı ile bilinen bir kişi olduğunu, ...Tic. A.Ş.'den alacağına karşılık olarak ... T.A.Ş ... Şubesi’nin ... seri numaralı, 14.01.2023 keşide tarihli, keşide yeri ... olan 67.238TL(altmışyedibinikiyüzotuzsekiz) bedelli çeki almış aldığını, ancak, müvekkilinin zilyedi olduğu dava konusu çekin kaybedildiğini, konu ile ilgili olarak ... Amirliği ... Savcılığı nezdinde şikayette bulunulduğunu, konu ile ilgili soruşturmanın devam ettiğini, çekin üçüncü şahısların eline geçmesinin müvekkili açısından telafisi imkânsız zararlar doğurabileceğinden, çek bedelinin bankadan alınmaması için öncelikle ödeme yasağı konulmasını, devamında da adı geçen çekin zayii nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Ticari Ünvanın Korunması davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi. İDDİA VE TALEP:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... Tıbbi ve Laboratuvar Ürünleri İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.nin kuruluşunun .../.../... tarihinde tescil ve .../.../... tarihinde ... sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ile ilan olduğunu, müvekkili şirketin 19/03/2020 tarihli .../... no.lu başvurusu üzerine ... bülten no ile ‘...’ markası ve ‘... Tıbbi ve Laboratuvar Ürünleri İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti’ unvanının tescillendiğini, muhatap ... Tıbbi Laboratuvar Hiz. Tic. Ltd. Şti.nin kuruluşunun ise .../.../... tarihinde tescil ve .../.../... tarihli ... sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ile ilan olunduğunu, muhatap şirketin ticaret unvanında ‘... tıbbi laboratuvar’ ibaresini kullanması, müvekkil şirketin daha eski tarihli ve tanınmış ticaret unvanı yönünden iltibas, tescilli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, müvekkili şirketten yaklaşık 2,5 yıl sona kurulan davalı şirket tarafından müvekkil şirkete ait tescilli ‘...’ markasının ve müvekkil şirkete ait tescilli ticaret unvanında geçen ‘... tıbbi laboratuvar’ ibaresinin kullanılması, tarafların faaliyet alanlarının aynı olması da dikkate alındığında; davalı şirketin, müvekkil şirketin sektördeki tanınmışlığından ve marka değerinden karşılıksız yararlandığı ve haksız kazanç elde ettiği anlaşıldığı, tarafların ticaret unvanlarının ‘... tıbbi laboratuvar’ ibaresi sebebiyle ayırt edilemeyecek derecede benzerlik göstermesi ve faaliyet alanlarının da aynı olması; sektörde her iki şirket yönünden karışıklığa neden olacak, haksız rekabet doğuracak ve müvekkil şirket yönünden telafisi mümkün olmayan ticari zararlar doğurabilecek bir durum olduğunu belirterek ‘...’ ibaresinin TTK 52.maddesi uyarınca davalı şirketin ticaret unvanından kaldırılması, davalı şirket tarafından ‘...’ markasının yazılı/sözlü kullanımının sona erdirilmesi, bu hususun Türkiye genelinde tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilan edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; öncelikli olarak ... 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası ile birleştirme talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davalıların markaya ve tasarıma tecavüz ile haksız rekabet yolu ile edindiği haksız kazanç miktarının tespitinin gerektiğini, şimdilik 150,000,-TL maddi tazminatın 6769 sayılı Kanunun 149/1-ç, 150, 151/2-b, 151/4, 150/2 maddeleri ile TTK'nun 52/1, 5ö ve 18/2 maddeleri gereğince davalıların haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesini, davalıların ağır kusur ve kötü niyet ile gerçekleştirdiğini, haksız fiilleri nedeniyle 75.000,-TL manevi ile 25.000,-TL itibar tazminatının 6769 sayılı Kanunun 149/1-ç, 150, 150/2 maddeleri ile TTK md. 52/1, 56 ve 18/2, TBK mda. 58 gereğince davalıların haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara yüklenmesini, işbu dosyasın İstanbul 3. FSHHM'nin 2022/65 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmşıtır.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili---- seri numaralı 15/11/2020 tarih 25.075,00 TL bedelli üç adet çekin zayi olduğunu, toplam 84.550,00 TL bedelli çeklerin meşru hamili müvekkili şirket olduğunu, söz konusu çeklerin kaybolduğunu, zayi edilen çeklerin üçüncü şahısların ellerine geçmesi halinde müvekkili şirketin mağdur olacağını, bu nedenle kötü niyetli üçüncü kişilerin haksız şekilde yararlanarak sebepsiz zenginleşmesine mahal vermemek ve müvekkilinin mağdur olmaması için ihtiyati tedbir kararı verilerek ödeme yasağı konulmasını, çeklerin kayıp nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir.Mahkeme, ödemeyi meneden kararında muhataba, vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdi etmeye izin verir ve tevdi yerini gösterir.
neutral
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili sigortacının, sigortalı .... A.Ş.'yi Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi ve Nakliyat Emtea Sigorta Poliçesi ile sigortaladığını, sigortalı ... tarafından ...'da bulunan .... isimli firmadan 309.190 kg dondurulmuş orkinos balığı ithal edildiğini, balıkların ... A.Ş.'ye ait 12 adet 40'lik reefer konteyner içinde ... adlı gemilerle ... sahillerinden sigortalının ...'daki fabrikasına taşımasının yapıldığını, ancak ürünlerin fabrikaya geldiğinde ... numaralı konteynerin kapakları açıldığında çözülmeden kaynaklı su ve kandan oluşan sıvının aktığının görüldüğünü, balıkların soğukta taşınamaması nedeni ile zarar gördüğünü, durumun sigortalı tarafından müvekkiline ve davalıya bildirildiğini, oluşan zararın rücu edileceğinin davalıya bildirildiğini, 11.06.2013 günü sigorta eksperi tarafından inceleme yapılacağının bildirildiğini ve davalının da bu incelemede hazır bulunması gerektiğinin bildirildiğini, buna rağmen davalıdan olumlu bir geri dönüş alınamadığını, 12.06.2013 tarihinde ekspertizin yapıldığını, yapılan incelemede konteynerin -20 dereceye ayarlı olmasına rağmen iç ısının -2,3 derece olarak tespit edildiğini, soğutucunun arızalı olması sebebi ile yeterli soğutmanın yapılamadığının tespit edildiğini, davalı şirket tarafından balıkların taşınması gereken ısı değerinde taşınamadığını ve sonuç olarak balıkların üretimde kullanılma imkanının kalmadığını, bu nedenle sigortalı ...'ın uğradığı 127.093,00 TL zararın müvekkili tarafından ödendiğini, TTK m.1472 gereğince müvekkilinin sigortalının haklarına halef olduğunu, davalı aleyhine özen borcunun ağır şekilde ihlali ve kusurlu taşıma sonucu oluşan zarar nedeni ile ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı dosyasından takip başlatıldığını ancak davalının haksız itirazı sonucu takibin durduğunu, bu sebeple dava açtıklarını, bahse konu hasar için ... Sulh Hukuk Mahkemesinin ... D. İş sayılı dosyası ile ayrıca tespit yapıldığını, bilirkişilerin konteynerin set değerinin -20 derece olmasına rağmen iç sıcaklığının 0,9 derece olduğunun, balıkların iç sıcaklıklarının 3,6 derece olduğunu solungaç kısımlarından kanlı suların çözülmeye başladığının, balıkların kullanılamayacak halde olduğunun tespitinin yapıldığını, davalının ağır kusurlu olduğunun bu tespit ile de ortaya konduğunu, davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu ve İtirazın iptali ile alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin davalı tarafa yüklenmesini arz ve talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili sigorta şirketine nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan elma suyu konsantresi emtiasının ...den ... 'ye gemi ile taşındığını taşıma sonucunda ... nolu konteynerin açıldığında varillerin konteyner içinde iki sıra istifli olduğu ve üst kattaki istifli varillerin alttakileri ezerek varil kapaklarında eğilme, açılma gibi hasarlara neden olduğu ve varillerdeki malın dış ortam ve hava ile temas ettiği kapak kısımlarında sızıntı olduğunun tespit edildiğini , yüklenen beş konteynerden sadece söz konusu konteynerde hasar oluşmasının ambalaj ve istif hatası olmadığını kanıtladığını , meydana gelen hasarın 02/09/2015 tarihli ekspertiz raporu ile belirlendiğini, hasar nedeni ile müvekkili sigortalı şirketin sigortalının uğradığı zararı tazmin ettiğini TTK nın 1472. Maddesi gereğince sigortalının haklarına halef olduğunu TTK nın 1178. Maddesi gereğince taşıyanın sorumlu olduğunu sigorta tazminatının davalıdan tahsili amacıyla ... 19. İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile icra takibinin yapıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ... ile müvekkili şirket arasında 01/08/2018 tarihli Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi akdedildiğini, davalı müvekkili şirket uhdesinde mimar sıfatıyla çalışmakta olduğunu, iş akdinin 19/11/2018 tarihinde istifası sebebiyle sona erdiğini, davalıya ait SGK işten çıkış bildirgesi ile bu hususun kolaylıkla tespit edildiğini, davalının istifasının son derece zamansız olduğunu, davalının dava dışı ... .... A.Ş nezdinde çalışmaya başlaması neticesinde müvekkili şirketin vermiş olduğu hizmetin ... tarafından sonlandırıldığını, davalının rekabet yasağını ihlal ederek müvekkili şirketin fatura kestiği bir başka şirkette çalışması sonucu müvekkilinin yaklaşık 50.000,00 TL aylık gelirini de kaybettiğini beyan ederek yetki itirazının reddini, ikame ettikleri davalarının kabulü ile şimdilik 40.000,00 TL'nin için itirazın iptali ile takibin devamını, davalının alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, masraflar ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 100 yıllık bir süre içinde Türkiye de ... adlı ajandaların kendileri tarafından üretilip piyasaya sürüldüğünü,tüketiciler nezdinde her ne kadar ... kelimesi ürünün kendisi taraf etmeye yarasada ajandan kelimesi ile ... kelimesinin bir bütün olarak değerlendirildiğini tanınırı hale geldiğini ancak davalının kendi ürünü ile renginde şekliyle genel görünümüyle içerik bilgileriyle içerik tasarımıyla birebir aynı olarak ... adıyla bir ürünün piyasaya sürüldüğünü bu ürünün kendi ürünleriyle iltibas yaratacak derecede birbirine benzediğini alıcının orta seviyede bir alıcı olsa dahi bu iltibasa aldandığını ve davalının daha düşük kalitedeki bu ürünü ile davalı şirketin ürününe rekabet ettiğini şirketin bu nedenle karının azaldığını ticari itibarinin zedelendiğini bu nedenle şekil görünüm ve içerik itibariyle davalı şirket tarafından üretilen gıpta kasa ajansı imalatı dağıtımı ve satımının haksız rekabet teşkil ettiğin haksız rekabetin önlenmesini menini haksız rekabet sonucunda oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasını gıpta kasa ajandalarının toplatılmasını hüküm özetinin 3 büyük gazete ilanın şimdilik 10.000 TL maddi 20.000 TL manevi zararı dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından nakliyat abonman sigorta poliçesi ile sigortalanan ...A.Ş.' ye ait emtiaların Türkiye' den Fransa' ya nakliyesinin davalı şirket tarafından üstlenildiğini, söz konusu emtiaların 11/04/2015 tarihli konişmento tahtında konteyner içerisinde....gemisine yüklendiğini, varma yerinde alıcı şirketin konteyneri teslim aldığı esnada konteyner mührünün değişmiş olduğunun tespit edilerek bu hususun taşıma belgesine şerh düşüldüğünü,daha sonra yapılan incelemede konteyner içerisinde taşınan 187 adet televizyonun eksik olduğunun belirlendiğini, söz konusu eksikliğin taşıma sürecinde ve taşıyıcının sorumluluğunda meydana gelmiş olması nedeniyle davalı taşıyıcının eksik çıkan mal bedelinden sorumlu olduğunu, 28.353,68 Euro tutarındaki hasar bedelinin müvekkili tarafından tazmin edilerek davalıya karşı rücu hakkının kazanıldığını, mal bedelinin davalıdan tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının vaki itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına, alacağın %20 siden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiler kapsamında edimlerin eksiksiz tamamlanıp yerine getirildiğini, ancak davalının şifahen yapılan tüm ihtarlara rağmen davalının cari hesap alacağını ödemediğini, bunun üzerine ödenmeyen cari hesap alacağının tahsili için ------- sayılı dosyasıyla icra takibine başlandığını, borçlu davalının borca itirazı ile birlikte yetki itirazında bulunuğunu, yetki itirazının taraflarınca kabul edildiğini, dosyanın yetkili olarak belirtilen ----- esas sayılı icra dosyası üzerinden davalıya tekrar ödeme emri gönderildiğini, borçlu tarafından ------- tarihli itiraz dilekçesi ile takibe konu borca itiraz edildiğini, müvekkili tarafından tutulan muavin defter kayıtlarında müvekkilinin alacağının olduğu yönünde olduğunu, ayrıca her ne kadar davalı itiraz dilekçesinde müvekkili şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir akdi bağ bulunmadığını beyan etmiş ise de; dilekçe ekinde sunulan muavin defter kayıtlarında davalı tarafından yapılan ödemelerin açıkça gözüktüğünü, bu nedenlerle davalının --------- dosyasına yaptığı itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından, davalıya ait... AVM' de bulunan '' ... '' adlı restoranın dekorasyonu için hizmet verildiği, iş hizmetlere yönelik davacının 25/11/2019 tarihli, 165.200,00 TL tutarlı ve 26/12/2019 tarihli, 82.853,70 TL tutarlı fatura düzenlediği, davalı şirketin iş bu faturalara itiraz etmediği, davalının davacıya 26/11/2019 tarihinde 100.000,00 TL, 28/01/2020 tarihinde 10.000,00 TL; 03/02/2020 tarihinde 10.000,00 TL;21/02/2020 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere toplam 130.000,00 TL ödeme yaptığını, davacının bakiye alacağı olan 118.053,70 TL'yi davalının ödemediğini, iş bu sebepten dolayı davacının İstanbul ...İcra Müdürlüğü,... Esas numaralı dosyadan bakiye asıl alacak ve işlemiş faizler için icra takibi başlattığını, davalının iş bu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, takip durduğunu, davacının arabuluculuğa başvurduğunu ancak anlaşmanın sağlanmadığını, açıklanan nedenlerle, öncelikle ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile davalının menkul/ gayrimenkul mallarına, hak ve alacaklarına ihtiyaten haciz konulmasına, davanın kabulüne, davalının İstanbul ...İcra Müdürlüğü ...Esas numaralı dosyası üzerinden 2020 Temmuz ayı kira bedeli için yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaline, ödeme emrine kötü niyetle itiraz eden davalı aleyhine alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; bir----- olan müvekkili ile ile akdedilen ------ kredi sözleşmeleri kapsamında,--------------sözleşmeleriyle ----- edildiğini,------ borcunu vadesinde ödemediğini, bu nedenle aralarındaki sözleşmenin feshedilerek hesabın kat edildiğini, şirketin tüm borçları için borçlu şirket , müşterek ve müteselsil diğer borçlular ile ------ veren kişiler aleyhine kanuni takibe geçildiğini, bu---------- ----- itibaren -------iflasına karar verildiğini, ----- yolu ile ------------ dosyasından devam ettiğini, ---- tarihinde iflasın İİK 217. Maddesi uyarınca ---- karar verildiğini ve nihayetinde------kararı ---- silindiğini, firmanın --- kaydının silinmesi üzerine müşterek ve müteselsil borçlular ile kefiller hakkında --------dosyalarında borçlu firmaya da tebligat yapılması zorunluluğu üzerine bu takip ve dava dosyalarına ---- ----ihyası için ----- sayılı dosyasından ihya davası açıldığını, anılan mahkemece------------- ihyasına ve ek tasfiye işlemlerinin---------getirilmesine karar verildiğini, ihya kararı sonrasında müvekkili banka tarafından ayrıca firmanın borçlarının teminatı olarak 3. kişilerce verilen ipoteklerin paraya çevrilmesi için ------- sayılı dosyasından da ----- paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığını iddia ederek bu takip dosyasından yapılması gereken ------ ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ayrıntıları yazılı --- çekin müvekkilinin alacaklarına karşılık olarak keşideci ----- olan, toplam ---- tutarlı çeklerin zayi olduğunu, zayi olan çeklerin iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir.Kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir.
neutral
DAVACI : ... - VEKİLİ : Av. ... - ....DAVALI : ... - ... ...VEKİLİ : Av. ... - ....DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)DAVA TARİHİ : 25/02/2020KARAR TARİHİ : 08/07/2021GEREKÇELİ KARARINYAZILDIĞI TARİH : 13/07/2021Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirkete takip ve dava konusuna ilişkin fatura içeriğinde yer alan mal ve hizmetleri sağladığı halde fatura bedellerinin ödenmediğini belirterek; alacağın tahsili amacıyla; Ankara... Dairesi'nin 2019/4371 esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin haksız itiraz nedeniyle durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hüküm olunmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 13.10.2015 tarihinde sözleşmenin imzalandığı, ... Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesine göre kurulum, rezervasyon dağıtım sistemlerinin kurulduğu, Kontrol paneli ile erişimin sağlandığı, sözleşme edimlerinin yerine getirildiği, davalının sözleşme hükümlerine aykırı hareket ettiği, sözleşmenin hizmet başlığı altındaki 8.maddesi gereğince hizmet bedellerinin aylık olarak faturalandırılacağı ve takip eden ayın 15.ine kadar fatura bedelinin ödeneceği, gecikme halinde ihtara gerek kalmaksızın aylık %5 gecikme cezası ödeneceğinin kararlaştırıldığı, .../... Hotel ... ProgramıKullanım Taahhütnamesine göre: program ve bağlantısı bulunan acentelerin listesi taahhütname ile birlikte appendiks 1.’de sunulduğu, Sözleşme Üyelik Modeli Ve Fiyatlar başlığı altında sözleşme süresinin 3 yıl olarak belirlendiği erken fesih halinde otel borçlarına ilaveten senelik otel başı 3.000 EUR ödeneceğinin belirtildiği, fatura bedellerin ödenmesi ve sözleşme hükümlerin aykırılıklar nedeniyle 27.06.2018 tarihin davalı aleyhine İstanbul ... İcra Md... E Sayılı dosyasından davalı şirketin ... Hotel ile ilgili sözleşmelerden kaynaklanan bir yıllık cezai şart bedeli ve hizmet bedelleri için, İstanbul...İcra Müdürlüğü... E Sayılı dosyasından davalı şirketin...Hotel ile ilgili 2. Ve 3 yıla ait cezai şart ücretleri için, İstanbul ...İcra Müdürlüğünün ... E Sayılı dosyasından davalı şirketin...Hoteli ile ilgili Sözleşmelerden kaynaklı cezai şart alacakları için icra takipleri başlatıldığı, davalının icra takiplerine yönelik yetkiye ve borca itiraz ettiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9.maddesine göre yetkili mahkeme ve icra daireler inin İstanbul mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunun açık ve net olduğundan yetki itirazının reddi gerektiği, davacı Sözleşme gereği vermesi gerek tüm hizmetleri verdiği, davalı itirazlarında taraflar arasında her hangi bir anlaşma, fatura, hizmet ve mal teslimi vs bulunmadığını beyan ettiği, Ancak, dilekçe ekinde sunulan cari hesap ekstresinde, davalının sözleşmeler ve faturalar gereği bir kısım ödemeler yaptığının görüldüğü, uzman bilirkişi vasıtasıyla bilgisayarlar üzerinde yapılacak inceleme ile taraflar arasında hizmet ilişkisinin ispatlanacağı, her iki tarafın tacir olduğu ...18/II maddesinde belirtildiği üzere bütün yükümlülüklerin basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü bulunduğu, davalının sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle müvekkilin zarara uğradığı, cezai şartlarda en az bu tutarda uğranılan zararın taraflarca kabul edildiği yasa gereği olduğu, TTK 22 Md. ...121/2 Md. Ve 182 /3 Md. İle 525 Md. Yazılı hallerde aşırı ücret veya ceza kararlaştırılmış olduğu iddiasıyla ücret ve sözleşme cezasının indirilmesini mahkemeden isteyemeceğini düzenlendiği, karşı taraf böyle bir borcun olmadığını ileri sürmüş ise de taraflar arasında yapılan sözleşme ve yazışmalar davalı itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğundan davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, davalının sözleşmeye aykırı davranışları ve yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle: ... Onlıne Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesinin 10 Maddesine göre “..Hizmetler karşılığı borçlarına ilave olarak servis sağlayıcısına senelik otel başına 6.000 EURO cezai şartın davalının müvekkile ödenmesi gerektiği, sözleşmenin 7.maddesinde Sözleşme süresinin 3 yıl olarak düzenlendiği, itirazın iptali davası öncesinde yasa gereği arabuluculuk başvurusu yapıldığı ancak sonuç alınmadığı, yukarıda izah edilen nedenlerle, İstanbul .. İcra Müdürlüğünün ... E. - ... E ve...E Sayılı dosyalarındaki takiplere yapılan itirazların iptaline, takiplerin devamına, davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Keşidecisi ... olan ..... Dudullu Şubesi'ne ait .... keşide tarihli 7.000,00-TL bedelli ............ çek nolu çekin zayi olduğunu, çekin zayi nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ----- emtiaların hasar görmesi sonucu davacı/alacaklı müvekkili sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödenen hasar tazminatından doğan rucuen tazminat alacağının tahsili amacı ile davalı/borçlu şirket aleyhine ----- dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının süresi içinde borçlu olmadığı iddiası ile borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, sigortalı alıcı----- firmadan satın alınan ve alacaklı müvekkili şirket nezdinde davacı firma tarafından tanzim edilen ---- Poliçe ile sigortalanan ---- emtianın alıcıya teslim edilmek üzere nakliye borçlu taşıyıcı tarafından ----- plakalı araç ile üstlenildiğini, emtiayı taşıyan aracın alıcıya teslimi sırasında yapılan incelemelerde ---- olduğunun tespit edildiğini, nakliye işlemi sonrası tanzim edilen tutanakta; --- aracın, ---- varışının yapılıp mührünün sağlam olduğu görüldü. ----- beyannamesinin gümrük işlemlerinin tamamlanmasının ardından eşyaların tırdan indirilmesi sırasında ---- hasarlı olduğu tespit edilmiştir." şeklinde açıklama düşüldüğünü, düzenlenen ekspertiz raporunun ---- plakalı nakliye aracı ile yapılan taşıma esnasında oluşan hasarın---- nakliyeci firma sorumluluğunda oluştuğundan, ilgili bu firmaya rücu edilebileceği kanaatindeyiz" denilmek suretiyle zarar sorumlusunun davalı---- olduğunun açıkça belirtildiğini, hasar sebebiyle müvekkilinin, sigortalısına ilgili ekspertiz raporu doğrultusunda ------tazminatı ödediğini, bu ödeme neticesinde TTK 1472. maddesi gereği müvekkil şirketin sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalının iş bu sorumluluğuna binaen, müvekkili şirketin ödemiş olduğu hasar bedelini davalıdan rücuen tahsil edebilmek amacıyla; önce davalıya ---- tarihinde rücuen talep yazısı gönderildiğini, bu yazıdan olumlu cevap alınamadığı için davalı şirket aleyhine -------- tarihinde ilamı icra takibi başlatıldığını, davalının süresi İçinde borçlu olmadığı iddiası ile borca itiraz ettiğini belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
contradiction
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı .... Ltd. Şti. Arasında geçmişte ticari ilişki olduğunu, ancak 2018 yılı itibariyle anılan şirketten herhangi bir hizmet alınmadığı için ilişkinin sonlandırıldığını, bu nedenle taraflar arasındaki cari hesap sıfırlandığını, 2019 ve 2020 yılları itibariyle tarafların birbirinden herhangi bir hak ve alacağının kalmadığını, diğer davalı ... Müh. ... Tic. Ltd. Şti., .... Ltd. Şti. Firması aleyhine .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, müvekkile gönderilen haciz ihbarnamesi, Covid-19 nedeniyle Sağlık Bakanlığı tarafından bu durumun tüm ülkeye duyurulduğu ve buna bağlık olarak alınan tedbirler kapsamında evden çalışmaya geçildiğini, müvekkili şirket de, kurumsal kimliği gereği çalışanlarının sağlığını gözetmek adına evden çalışma uygulamasına geçildiğini, 18/03/2020 tarihinde yapılan tebligat sadece şirket güvenliğinde kaldığını, muhasebe ve ilgili diğer birimlere intikal etmediğini, bunun üzerine icra müdürlüğü tarafından İİK md.89/III hükmü gereği 28/12/2020 tarihli ihbarname gönderildiğini, işbu ihbarnamenin 05/01/2020 tarihinde müvekkili şirkete tebliğ edildiğini, İİK md.89/III hükmü uyarınca müvekkili şirketin böyle bir borcu olmadığının tespitini talep ettiklerini, izah edilen nedenlerle, davalarının kabulünü, öncelikle yargılama sonuna kadar ilgili icra dosyasında müvekkili şirket aleyhine herhangi bir işlem yapılmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında başlatılan takip borçlusunun müvekkili şirketten 78.662,45-TL tutarında alacaklı olmadığının tespiti ile anılan icra dosyasında müvekkili şirketin 3. Kişi olarak herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının tespitini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan ---- ile ibraz ettiğini, davacının ------ ibraz ettiği çekin sahte olduğunu, çekteki imzanın davacıya ait olmadığını, davalı ---- çeki incelemeden ödeme yaptığını, mağduriyetin giderilmesi için ----- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin itiraz üzerine durduğunu belirtmiş, -------sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalılar aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; .... Bankası .... Şubesi'nin muhattap banka olduğu, keşidecisi ..... Ltd. Şti., .... seri numaralı 50.000,00 TL bedelli, .... vade tarihli ve .... Bankası ..... Şubesi'nin muhattap banka olduğu, keşidecisi .... Ltd. Şti., .... seri numaralı 50.000,00 TL bedelli, .... vade tarihli çekleri müvekkilinin kaybettiğini, çekin iptalini talep etmiş olduğu anlaşıldı.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Yayıncılık ve İletişim A.Ş. (Mersis No: ...) tarafından müvekkilinin lehine keşide edildiğini, ekte görüntüsü de sunulan çekin Aras kargoda kaybolarak zayi olduğunu, ekte bu hususta .... Kargo yetkilisince kayba dair bildirim yazışması da sunulduğunu, kaybolan çekin ... Bankası A.Ş. Çemberlitaş Şubesi’ne ait, keşidecisi ... Yayıncılık ve İletişim A.Ş. , lehtarı davacı ... Kültür Sanat Yay. İnş. Tic. Ltd. Şti. olan, 2206519 seri nolu, 30/11/2021 keşide tarihli, 18.633,00 TL bedelli çek olduğunu, kaybolan bu çekin piyasada ticari itibari yüksek olan firma tarafından keşide edilmiş olduğunu, çekin vadesinin henüz gelmediğini çekin vadesi geldiğinde çekin karşılığının bankadan tahsil edilme ihtimali bulunmadığını, zayi edilen çekin üçüncü şahısların ellerine geçmesi halinde müvekkilinin mağdur olacağını, çekin bankadan tahsil edilmesini engellemek ve müvekkilinin ve çeki keşide eden müvekkilinin müşterilerinin zarar görmemesi ve kötü niyetli üçüncü kişilerin haksız şekilde yararlanarak sebepsiz zenginleşmesine mahal vermemek için tedbir amaçlı olarak teminatsız ödeme yasağı konulmasını da içeren çekin iptali için iş bu davanın açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu, çekin 3. Kişilere ödenmemesi yönünde ödeme yasağı konulması konusunda teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek ilgili bankalara müzekkere yazılmasını, tensiple Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına akabinde söz konusu çekin kayıp nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
entailment
DAVACI :...DAVALI :...DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)DAVA TARİHİ : 20/06/2022KARAR TARİHİ : 20/06/2022GEREKÇELİ KARARINYAZILDIĞI TARİH : 20/06/2022Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait olan ve garantisi devam eden 2 adet akünün 03.01.2022 tarihinde incelenmesi için ...Akü Bayisi olan davalı ... Otomotiv'e teslim edildiğini, taraflarına, akülerin şarja alındığı ve sonrasında şarja taktıktan sonra patladığı bilgisi verildiğini, bu sebeple müvekkil şirkete 2 adet 90 amper ...akü verileceği söylenerek aküler kendilerine ulaştığında bilgilendirme yapılacağı hususunun iletildiğini, müvekkili şirket tarafından teslim edilen akülerin şarja takıldığında patladığına ilişkin olarak düzenlenen evrekın davalı tarafça düzenlenip imzalandığını, akülerin, 03.01.2022 tarihinde garanti kapsamında değişmesi için fabrikaya gönderilmek üzere teslim alındığını, kontrol için 04.01.2022 tarihinde şarja takıldığında patladığı hususlarının açıkça görüleceğini, ilgili tarihten bu yana davalı tarafla sürekli iletişime geçildiğini, görüşüldüğünde ise taraflarına bilgi verileceğinin iletildiğini, ancak müvekkil şirkete hiçbir dönüş yapılmadığını, 23.05.2022 tarihinde ise ilgili akünün kullanım hatasından kaynaklı red olduğunu, istenirse taraflarına etiketsiz akü verilebileceği ya da hiçbir işlem yapılmayacağının belirtildiğini, davalı şirketin, malın ayıplı hale gelmesine kusurlu hareketleri sebebiyle müvekkili şirketi zarara uğrattığını ileri sürerek söz konusu zararın tazmin edilmesine ilişkin olarak, şimdilik 4.000,00 TL maddi tazminatın (olay tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte - fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla) müvekkil şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirket ile arasındaki ticari ilişkiden alacağının doğduğunu, alacağın ödenmemesi üzerine davalı hakkında Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile takip başlattıkları, borçlunun alacağın 18.623,21 TL kısmına itiraz ettiği, zorunlu olarak davalı şirket adına müvekkili tarafından 3. şahıslara yapılan ödemelerin davalı şirkete yansıtılmak zorunda kalındığı, fatura ve dekontlara yansıtılan hizmetlerin tamamının verilen hizmetin karşılığı olduğu belirterek davalının icra takibine itirazının iptali ile %40 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile müvekkili şirket arasında birden çok defa ticari mal alım satım işlemi gerçekleştiğini, her bir alım satımın faturaya bağlandığını ve taraflar arasında çerçeve bir ticari ilişki olduğunu, müvekkili şirketin ---- ---ile malzemeleri davalı şirkete teslim ettiğini, fatura bedeli olan-----davalı şirket tarafından ödenmediğini, davalı şirketin borcunu ödememesi nedeniyle alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul Anadolu ---.İcra Müdürlüğünün -- Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı borçlu şirketin aralarındaki ticari ilişki neticesinde doğmuş olan, davalı tarafın davacı şirket kayıtlarına ve faturaya dayanan borcuna bağlı olan alacağın tahsili amacı ile faturadan kaynaklanan ---- asıl alacak dayanak gösterilerek ----sayılı dosyası ile işlemiş faizi ile birliklikte toplamda ---- değerinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin --- tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, borçlunun başlatılan icra takibine ------- havale tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi nedeni ile takibin durdurulduğu, itiraz dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediği, davanın süresinde olduğu, davalı borçlunun itirazının haksız olduğu, bu nedenle mahkemece iptalinin gerektiği, davacının takibe konu faturada belirtilen tüm edimlerini ifa ettiği ancak davacı edimlerin ifa edilmesine rağmen buna rağmen herhangi bir ödemede bulunmadığı, davalı-borçlunun iş bu itirazının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğu, davacının haklı alacağını sekteye uğratarak takibi sürüncemede bıraktığı, davacı şirket ile davalı-borçlu arasında emtia satışına dayanan ticari ilişkinin olduğu, davalı borçlunun davacı şirketten ticari ilişki kapsamında fatura içerinde yazan malları verdiği, davalı borçlu ise itiraz dilekçesinde ticari ilişkinin mevcudiyetini kabul etmediğini, icra dosya alacağının likit ve muayyen olduğu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla; davalının --------- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamını ve davalı tarafın % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesini, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep ettikleri görüldü.
contradiction
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle taraflar arasında, Kördüğüm adlı dizide .., ... adlı dizide ... ve ...'in, ... adlı dizide ise ...’in başrol olarak yer alması için sözleşmeler yapıldığı ve davacıya adı geçenlerin rol aldığı bölümler için ajans komisyonu ödemesi yapıldığı, bunun yanında davalının, söz konusu dizilerin yurt dışı satışından elde ettiği gelirden davacıya komisyon ödemesi gerektiği, davalı/borçlu tarafından 13.01.2017 ve 01.02.2017 tarihlerinde davacıya gönderilen mailler ile ..., ... ve ... dizilerinin yurt dışına satıldığı ve davacıya ajans komisyonu olarak KDV dâhil 40.688,39 TL ödeneceği bildirilerek fatura kesilerek gönderilmesinin istenildiği, Mail üzerine davacı tarafından kesilen faturaların davalıya gönderildiği, davalının defalarca ödeme yapacağını belirtmesine rağmen ödeme yapmaması üzerine ... 4. İcra Müdürlüğünün ... esasına köyden icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibine itiraz ettiği, itirazında hangi nedenle itiraz ettiği açıklanmadığından itirazın geçersiz olduğu, davalının davacıya borçlu olduğunun davalı ticari defter kayıtlarıyla sabit olduğu, belirtilerek davalının takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli itiraz nedeniyle % 20 oranında icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle taraflar arasında, Kördüğüm adlı dizide .., ... adlı dizide ... ve ...'in, ... adlı dizide ise ...’in başrol olarak yer alması için sözleşmeler yapıldığı ve davacıya adı geçenlerin rol aldığı bölümler için ajans komisyonu ödemesi yapıldığı, bunun yanında davalının, söz konusu dizilerin yurt dışı satışından elde ettiği gelirden davacıya komisyon ödemesi gerektiği, davalı/borçlu tarafından 13.01.2017 ve 01.02.2017 tarihlerinde davacıya gönderilen mailler ile ..., ... ve ... dizilerinin yurt dışına satıldığı ve davacıya ajans komisyonu olarak KDV dâhil 40.688,39 TL ödeneceği bildirilerek fatura kesilerek gönderilmesinin istenildiği, Mail üzerine davacı tarafından kesilen faturaların davalıya gönderildiği, davalının defalarca ödeme yapacağını belirtmesine rağmen ödeme yapmaması üzerine ... 4. İcra Müdürlüğünün ... esasına köyden icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibine itiraz ettiği, itirazında hangi nedenle itiraz ettiği açıklanmadığından itirazın geçersiz olduğu, davalının davacıya borçlu olduğunun davalı ticari defter kayıtlarıyla sabit olduğu, belirtilerek davalının takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli itiraz nedeniyle % 20 oranında icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
entailment
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının maliki olduğu ... plakalı 2011 model 154000 km deki ... marka aracın 09.7.2019 tarihinde davalı servis şirketinin .... Ankara adresine bakım ve onarım için bırakıldığını, aracı bakımları yapılmış halde 10.07.2019 tarihinde teslim alarak İstanbul'a gitmek üzere yola çıktığını ancak aracın 100 km. yol yapmışken stop edip kitlenerek yürüyemez hale gelmesi nedeniyle kasko yardımı ile araç çekici ile servise getirildiğini, servis ile yapılan görüşmelerde araca su ikmali yapılmadığının anlaşıldığını, servis yetkililerinin incelemesi sonucu arızanın kendilerinden değil, alınmış olan akaryakıttan kaynaklandığını, motorun pert olduğunun beyanı üzerine, .... Hukuk Mahkemesi ....D.iş dosyası ile yaptırılan bilirkişi tespiti sonucu kusurun davalıya ait olduğunun tespit ettirildiğini, davalı şirketin araçtaki zararın 28.000.00 TL olduğunu, hasarın çıkma motor ile onarılabilir bir hasar olduğunun belirtildiğini ve aracın 12.09.2019 tarihinde çekici ile almaya gittiklerinde aracın kendilerine verilmediğini ileri sürerek, araçta meydana gelen zarar, onarım mümkün değil ise araç bedeli, araçtan yoksun kalma nedeni ile oluşan zararın ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır. Sözleşmenin niteliğine, tarafların amacına ve malın cinsine göre, satış sözleşmesinin kısım kısım yerine getirilmesi mümkün ise veya bu şartların bulunmamasına rağmen alıcı, çekince ileri sürmeksizin kısmi teslimi kabul etmişse; sözleşmenin bir kısmının yerine getirilmemesi durumunda alıcı haklarını sadece teslim edilmemiş olan kısım hakkında kullanabilir. Ancak, o kısmın teslim edilmemesi dolayısıyla sözleşmeden beklenen yararın elde edilmesi veya izlenen amaca ulaşılması imkânı ortadan kalkıyor veya zayıflıyorsa ya da durumdan ve şartlardan, sözleşmenin kalan kısmının tam veya gereği gibi yerine getirilemeyeceği anlaşılıyorsa alıcı sözleşmeyi feshedebilir. Alıcı mütemerrit olduğu takdirde satıcı, malın satışına izin verilmesini mahkemeden isteyebilir. Mahkeme, satışın açık artırma yoluyla veya bu işle yetkilendirilen bir kişi aracılığıyla yapılmasına karar verir. Satıcı isterse satış için yetkilendirilen kişi, satışa çıkarılacak malın niteliklerini bir uzmana tespit ettirir. Satış giderleri satış bedelinden çıkarıldıktan sonra artan para, satıcının takas hakkı saklı kalmak şartıyla, satıcı tarafından alıcı adına bir bankaya ve banka bulunmadığı takdirde notere bırakılır ve durum hemen alıcıya ihbar edilir. Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.
neutral
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü ... Sicil numarası ile 18.04.2000 yılında yayınlanan Ticaret Sicil Gazetesi ile kurulmuş olduğunu, şirket içinde 09.082004 tarihinde alınan ve 31.01.2007 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan karar ile hisse devrinin gerçekleşerek şirket müdürlüğü görevine ...' nün getirtildiğini, müvekkilinin davalı şirkette 1/40 oranında payı bulunduğunu, davalı şirketin ticari faaliyetinin 01.09.2004 tarihinden itibaren durduğunu ve müvekkilinin şirket müdürü olan ve 39/40 paylı hisse sahibi ... ile tüm irtibatının kesildiğini, müvekkilinin şirketin ticari faaliyetinin devamı ve kazancı ile ilgili tüm bilgi edinme çabalarının sonuçsuz kaldığını, müvekkilinin davalı şirketin diğer ortağı olan ...'ye ulaşamadığını, şirketin kuruluş amacı olan kar sağlamaya yönelik her hangi bir imkan kalmadığı gibi 01.09.2004 tarihinden beri hiçbir ticari faaliyet de göstermediğini, müvekkilinin ortaklığa karşı güveninin kalmadığını ve müvekkili açısından söz konusu şirketin ortaklık ilişkisinin çekilemez hale geldiğini beyanla müvekkilinin davalı şirketten çıkmasına karar verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir.Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.
neutral
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından teminat altına alınan sigortalı ... A.Ş’nin iş yerinde 13.02.2020 tarihinde ...’ a ait ... merkezi kaynaklı elektrik dalgalanması nedeniyle işyerinde yangın çıkması sonucu hasar meydana geldiğini, işbu kaza neticesinde müvekkil şirket sigortalısının işyerinde meydana gelen 12.628,00TL hasar 21.04.2020 tarihinde giderildiğini ... ... merkezinde meydana gelen elektrik arızasına bağlı yaşaşan elektrik kesintisinden dolayı, fabrikanın tüm üretim bölgelerinde üretimin durmasına ve makinelerde üretilen mamul ve yarı mamullerin hurdalanmasında sorumluluk ... kurumuna ait olduğunu müvekkil şirket lehine ... kurumuna rücu haklarının bulunduğunu, müvekkil şirket tarafından sigortalısına ödene hasar tazminatının rücusuna ilişkin davalı kurum ...'a başvurulduğunu, ancak davalı kurumun cevap vermemesi üzerine alacağın tahsiline ilişkin ... 6.İcra Müdürlüğü ... E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borca ve yetkiye itiraz edilmesi sebebiyle icranın durdurulmasına karar verildiğini, borçlunun haksız itirazının iptali ve takibin devamına karar verilmesini, ayrıca İİK gereğince alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, ----- %88,38 payına sahip olan hissedarı olduğunu, uzun süredir ------ Birden fazla müdürü olması ve müdürler kurulu başkanı olmaması nedeniyle şirket genel kurulunun yapılamadığını, bu hususta şirket müdürü ----- 11.04.2022 tarih,------ no'lu ihtarla davet yapıldığını, ancak bu davete rağmen bir araya gelmenin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin hissedarları %85----- ve %15------olduğunu, genel kurulun yapılması talep edilen davalı şirketin ortakları ise %88,38------olduğunu, halihazırda şirketin müdürler kurulunun olmadığını, hali hazırda mevcut bulunan müdürlerin de aralarındaki husumet nedeniyle bir araya gelerek karar alma ve çağrı yapma ihtimallerinin olmadığını, bu nedenle, şirketin genel kurulunun toplantıya çağrılamadığını, şirketin %88,38 hissesine sahip olan müvekkile genel kurulu toplantıya çağırma izni verilmesini talep ettiklerini, diğer şirket ortakları birlikte hareket etmekte ve müvekkil şirketin büyük hissedarı ----- aleyhine iş ve işlemler yapıldığını, tüm şirketleri işlemez hale getirerek satışının yapılması için çalışıldığını, aralarında birden fazla savcılık şikayeti, hukuk davası bulunduğunu, bu durumun da bir araya gelemeyeceklerini gösterdiğini, arz ve izah edildiği üzere; davalarının kabul edilerek TTK m. 410/2 gereği, müvekkiline “Genel Kurulu Toplantıya Çağırma İzni” verilmesini talep ettikleri görüldü.
contradiction